• Haberler
  • Genel
  • 'Cumhur İttifakı içerisinde bir muhalefet partisiyiz'

'Cumhur İttifakı içerisinde bir muhalefet partisiyiz'

Büyük Birlik Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Veysel Avşar, BBP'nin Cumhur İttifakı içerisinde bir muhalefet partisi olduğunu dile getirerek, 'Ülkümüzü mecliste devam ettirerek yanlışları düzeltmek istiyoruz' dedi.   Biz ülkemizde 2030'a kadar çok yol alacağız. ' dedi Büyük Birlik Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Veysel Avşar, Kocatepe Tv'nin canlı yayın programına katılarak, hafta sonu gerçekleştirilecek olan seçimler [&hellip]

Büyük Birlik Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Veysel Avşar, BBP’nin Cumhur İttifakı içerisinde bir muhalefet partisi olduğunu dile getirerek, “Ülkümüzü mecliste devam ettirerek yanlışları düzeltmek istiyoruz” dedi.

Haber

Biz ülkemizde 2030’a kadar çok yol alacağız. ” dedi

Büyük Birlik Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Veysel Avşar, Kocatepe Tv’nin canlı yayın programına katılarak, hafta sonu gerçekleştirilecek olan seçimler hakkında yerel ve ulusal değerlendirmelerde bulunarak çalışmalarını aktardı.

“BİZ HALKIN YANINDAN UZAKLAŞMAYACAĞIZ”

14 Mayısta gerçekleştirilecek olan seçimi Türkiye’nin gerçek seçimi addettiğini dile getiren Avşar, “Bu bir var olma ve yok olma mücadelesidir.  Ülkemizde özellikle 2015 yılı sonrasında ülkemizin ciddi kazanımları var. Bu ülkenin kazanımlarını kimsenin yok saymaması gerekiyor. Sahada karşılaştığımız işsizlik sorununun küçük bir talep olduğunu düşünüyorum ben. Türkiye’de iş bulamamaktan yakınmamayı salık veriyorum. Çünkü bizim nasıl bir iş aradığımızı tanımlamamız lazım. Benim işim yok diyen bazı arkadaşlarımızın gerçekten işi yok. Bazı arkadaşlarımızın ‘ona’ göre bir işi yok.  Sahada bana dokunan mecralardan bir tanesi şu; vekil adaylarının seçim zamanı oy istemeye gidip, bir daha uğramaması ama bunu bize söylediklerinde haklılık payları biraz azalıyor. Biz seçim ödeneği almayan bir partiyiz. Böyle bir derdimiz var. Bunu da istiyoruz diye dert etmiyoruz. Biz hiçbir siyasi parti devlet hazinesinden yardım almasını istemiyoruz. Biz eğer seçilirsek, halkın yanından uzaklaşmayacağız. Halkımız bizi sahada gördüğünde güveni bize karşı artıyor. 30 yıldır var olan bir partisiniz. BBP’sini biz zaten seviyoruz. Gönlümüzde yeri çok büyük, biz ekonomideki sıkıntıları inkar edemeyiz. Tarım işçisinin, hayvancılıkla uğraşanların problemleri var. Eğitimcinin problemleri var. Kısacası tüm insanlarımızın problemleri var. Problemsizim diyebilen bir sektör olduğunu görmüyorum. Gübre dışarıdan geliyor. Bunu söylemek beni üzüyor ama Euro hesabı ile patates tohumu aldım. Çok acı, çok üzücü. Ben artık şunu istiyorum; bizim artık o kadar genetik mühendisimiz var. Bioloğumuz var. Ziraat Mühendisimiz var. Ata tohumuna dönelim tohumları da biz üretelim. Biz görev başına gelirsek, mutlaka eksiksiz bir şekilde hayvancılıkla ilgili kendi ırkımızla ilgili ıslahları, tohumda kendi ırkımız ile ilgili ıslahları, yüksek verimli ırklar oluşturmayı en iyi şekilde yapmak istiyoruz. Bu sorun son 20 yılın meselesi değil, bu 100 yıllık bir mesele bir 100 yıl daha devam etmesin. Gelecek yüzyıl Türkiye yüzyılı, biz bunun imarında mimar olmak istiyoruz. Halkımız teveccüh gösterirse bizler bütün imkânlarımızla mücadele edeceğiz.” şeklinde konuştu.

“KENDİ ÜLKEMİZDE, ÜLKÜMÜZÜN MÜRÜVVETİNİ GÖRMEMİŞ BİR PARTİYİZ”

Büyük Birlik Partisi camiasında siyaset yapmanın çok zor olduğunu ifade eden Avşar, “Çünkü bizim önümüzde Muhsin Yazıcıoğlu gibi çok büyük bir değer var. Muhsin liderimizin bu vatan üzerinde çok büyük bir kredisi olduğunu düşünüyorum.  Bizler böyle bir değerin üzerine bu davada yer almaktayız. Davaya helal gelmesin, yanlış işler yapmayalım diye kendimizi ve teşkilatlarımızı devamlı teyakkuzda tutuyoruz. Bu kolay bir şey değil. Bu partide siyaset yapmanın en zor yanlarından birisi bu, bir zorlukta biz kendi maddi imkânlarımızı kendimi oluşturarak siyaset yapan bir partiyiz. Diğer 5 parti ödenek alırken biz kendi imkânlarımız ile onarın karşısına çıkıyoruz. Buda bize fiziki zorluk oluşturuyor.  Siyasete biz devlet hazinesinden yardımının kesilmesini istiyoruz. Biz bu seçimlerde ilk defa barajsız seçime gidiyoruz. İttifak partileri için baraj söz konusu değil. Bin Cumhur İttifakının bir paydaşı olduğumuz için bu seçimde yüzde 3 gibi yüzde 5 oy alma gibi bir derdimiz yok. Afyonkarahisar’da vekil çıkartacak kadar bir oy aldığımızda bizler meclise gidiyoruz. Biz kendi ülkemizde, ülkümüzün mürüvvetini görmemiş bir partiyiz. Bir ülkümüz var. İdeallerimiz var. Bize bırakılan bir değerler var. Daha toplum bunu bize lütfetmedi. Biz bu dönem bu mürüvveti görmeye talibiz. O yüzden bir oy Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a istiyoruz. Bir oy da kendi milletvekili arkadaşlarımıza BBP’sine oy istiyoruz. ” ifadelerinde bulundu.

“ÜLKEMİZDE 2030’A KADAR ÇOK YOL ALACAĞIZ”

“Biz Cumhur İttifakı içerisinde bir muhalefet partisiyiz. Ve doğru muhalefetin bizce yapıldığını düşünüyoruz.”  Diyen Avşar, “Bir insan her şeyi doğru ya da yanlış yapamaz.  Bu ülkeyi yönetenlerin hataları varsa omuz verip bu hataları beraber düzeltmemiz gerekiyor. Bence ittifak bir güç ortaklığıdır. Tabi doğru ittifak, kiminle ittifak içerisinde olduğunuz çok önemli. Biz bu ittifakı 15 Temmuz’dan itibaren sokakta halkımız ile beraber kurduk. Bizim ittifakımız kapalı kapılar arkasında bir koltuk paylaşımı, bakanlık paylaşımı ittifakı değil. Biz milletin bağımsızlığın milletin kazımları, ülkenin bekası adına bu ülkeyi kimseye teslim etmeyeceğiz diyip bir ortaklığa adım attık. İttifakın tanımı böyle bir güç birliğidir. Millet İttifakı ortaklarından Meral Akşener kendi ittifakı ile bizi anlatırken; bu Cumhur İttifakı paydaşları etle tırnak gibi dedi. Biz öyle değiliz dedi. Karşımızda bizim gibi bir ittifakın olmadığını kendileri anlattığı için halkımız bunu biliyor.  14 Mayıs’ta sandıklara gittiği zaman karşılığını verecektir. Biz ülkemizde 2030’a kadar çok yol alacağız. Önümüzdeki 10 yıllık süreç ülkemizde çok ciddi bir hamle olacak. Türkiye yol alıyor. Türkiye kendi içerisinde üretimi geçiyor. Mesela Balıkesir’de bor işleme fabrikası kuruldu bundan çoğu kişinin haberi yok. Türkiye bor madeni açısından zengin bir ülke, kurulan bu fabrika ile Türkiye bu alanda bende varım dedi. Yani bu kazanımlar gençliği yatırım olarak dönecek. Biz Türkiye’de yapılan tüm yatırımları meyvesini 10 yıl sonra toplayacağız. Fabrikaların kontrolü olarak özelleştirilmesini düşünüyorum ben. Tamamen özelleştirmeye karşıyım ama bir şeyin tamamen de devletin üzerinde yük olarak kalmasını istemiyorum. Mesela Seka kâğıt fabrikasını kapatmak yerine, dönüştürseydik,  kontrol mekanizmasını daha güçlü hale getirseydik biz üretseydik bu devletimize de insanımızda da artı getirirdi. Ya da Afyon Şeker Fabrikasını, özelleşmiş ama tamamen satılmadı. Biz istiyoruz ki; bize teveccüh gösterin biz Afyon’a madem birisi özelleşti, bizde bunu devlet olarak Afyon şekerini güçlüdür. Ben pancar üretimi merkeziyim. İkinci şeker fabrikasını açacaksınız. Bunu devlet açacak diye batıralım. Yani biz bizim ülkemizde değer üreten her şeyin kalmasından yanıyız. Ama başka bir yerdeki bir fabrika zarar ediyorsa bu kazancı buraya yatırıp orayı finansa etmeye kalkalım. Bu zarar eden fabrikayı özelleştirip bir kazanım haline getirebiliriz. Ben bir eğitimci olarak eğitimin daha çok özelleşmesinden yanayım. Devlet denetleyici olsun, belli kriterleri olsun, bu kriterler işlesin ama okulun yönetimini, öğretmen kadrosunu, kazanımlarını, teşvikleri devlet belirlesin ama eğitim özelleşsin. Çünkü eğitim ciddi bir yatırım. Mesai saatlerinin 6 saate düşürülmesi görüşülen bir ülkede bir öğrenciye nasıl 10 saat eğitim verebiliriz. Hem öğretmenin hem öğrencin açısından verimli geçmesini sağlamalıyız. Öğrencilere kültür sanat, teknoloji alanda eğitimler verilmeli. Ben Milletvekili olursam bu sorunların çözümü için,  Milli Eğitimde ciddi bir eğitim revizesi programı için kanun teklifi vereceğim. Daha sonra tüm sektörlerde ki sorunlar ile ilgili sektör yandaşları ile bir araya geleceğiz. Bu paydaşlar derken bu sorunu yaşayan kişilerden bahsediyorum. Sonra bu sorunları gidermek istiyoruz. Afyonkarahisar olarak bizim güzel kazanımlarımız, değerlerimiz var. Önce ekonominin daha güzel hale gelmesi için daha büyük kazanımların ne olacağı ile ilgili bir soru sormamız lazım. Bugün bir mermer, lokum, sucuk, et, termal tarihi turizm birçok şeyin daha ileriye gidebilmesi, diğer illerde bunlarla ilgili faaliyetlere bakılıp de ortak kazanımlarda değerlendirmeler yapılabilir. Biz Çin’e kadar mermer gönderiyoruz. Bu sektörün daha gelişmesi için doru adımlar atılabilir. Gençlerin eğitimi ile ilgili yeni kazanım noktaları oluşması gerekiyor. Eğitimde müfredat çok değişse de uygulama çok değişmiyor. Hiçbir fakültede öğretmenlere yapay zekâ ile ilgili ders verilmiyor. Dijital gelecekle ilgili bir ders verilmiyor. Ama yayınlar dijitale dönüyor, anlatımlar dijitale dönüyor. Biz bunu pandemide test ettik. Ülkemizde bunlara yönelik bir eğitim sisteminin olması gerekiyor.” Dedi. >> Dilek ÇETİNKAYA’nın Haberi

Bakmadan Geçme