Cudi'nin Eteğinde Yıllardır Girilmeyen Köy

Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 1990'lı yılların başında yakılarak boşaltılan tarihi Çağlayan köyüne, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'Sit alanı' ilanı sonrası girişler tamamen yasaklandı.

Bakanlığın, köye girişin yasak olmadığı yönündeki açıklamalarına rağmen, köy sakinleri köylerine girmelerinin engellendiğini belirterek tepki gösteriyor. Köylüler, yıllardır köylerine dönme çabalarını sürdürürken, son aylarda uygulanan yasakların arttığını ve huzursuzluklarının daha da derinleştiğini ifade ediyor.

ÇAĞLAYAN KÖYÜ: TARİHİ ZENGİNLİKLER VE ZORUNLU GÖÇ

Çağlayan köyü, Cizre ilçe merkezinin 15 kilometre dışında ve bölgedeki en eski yerleşim alanlarından biridir. Asur İmparatorluğu'na kadar uzandığı düşünülen bu köyde, tarihi kaleler, su sarnıçları, mağaralar ve oymalı taşlar gibi önemli arkeolojik yapılar yer alıyor. Ancak 1993 ve 1994 yıllarında, güvenlik gerekçesiyle köy sakinleri zorla evlerinden çıkarıldı ve köy yakılarak boşaltıldı. O günden bu yana köylüler, köylerini terk etmek zorunda kalmış ve çoğu kişi, Cizre ve çevresindeki ilçe ve illere göç etmişti.

Cudi'nin Eteğinde Yıllardır Girilmeyen Köy

KÖYLÜLERİN GİRİŞ YASAĞINA TEPKİSİ

Daha önce, köylüler köylerine belirli izinlerle girebilmişlerdi. Ancak, 24 Haziran’da köyün birinci dereceden arkeolojik Sit alanı ilan edilmesiyle birlikte köye girişler tamamen yasaklandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı İletişim Merkezi ile iletişime geçen köylüler, yasakların olmadığını ancak güvenlik güçlerinin, Bakanlık tarafından belirlenen kurallar doğrultusunda çalışmalar başlattığını ve artık köylerine giremediklerini belirtiyor.

Bakanlığın açıklamasına göre, köyde herhangi bir yapılaşma, ağaçlandırma, toprak sürme ve kazı çalışmaları gibi faaliyetlere izin verilmiyor. Ancak, "meydan düzenleme, açık otopark ve bekçi kulübesi gibi küçük yapılar" için koruma kurulundan izin alınarak inşa edilebileceği belirtiliyor. Köylülerse, köylerinin "hazine malı" yapılacağı endişesini taşıyor ve bu yasakların başka bir amacı olduğunu düşünüyorlar.

KÖYLÜLERİN YAŞADIĞI ZORLUKLAR

Köylüler, yıllardır topraklarına geri dönmeye çalıştıklarını ancak devletin belirlediği kurallara uymak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Ancak, köylerine girişin tamamen yasaklanması ve bu durumla ilgili hiçbir açıklama yapılmaması, köylüleri büyük bir belirsizlik içine itmiş durumda.

Güllü Gerem, köylerinin 90’lı yıllarda yakılmasının ardından yaşadıkları sıkıntıları anlatırken, “Bizi zorla köyden çıkardılar ve Cizre’ye yerleştirdiler. Bizimle ‘ya korucu olacaksınız ya da köyü terk edeceksiniz’ dediler. Kabul etmedik ve köyümüzü terk ettik. O zamandan sonra köyümüzü yaktılar ve yok ettiler. Şimdi, belli izinlerle köyümüze girebiliyorduk, ama son birkaç aydır girişler tamamen yasaklandı,” dedi.

Gerem, köylerinde çok sayıda tarihi yapı ve kalenin bulunduğunu vurgulayarak, “Şimdi bu köy Sit alanı ilan ediliyor. Koruma bahanesiyle köyümüzün tamamını hazine malı yapacaklar. Diğer şehirlerde köylere girmek serbestken, bizim köylerimize neden giremiyoruz? Artık orada ne yapıldığını, ne arandığını bilmiyoruz,” şeklinde tepkisini dile getirdi.

Cudi'nin Eteğinde Yıllardır Girilmeyen Köy

'HER YERİ KAZIYORLAR' İDDİASI

Keser Oyman adlı başka bir köy sakini, köylerine girişlerin yasaklanmasına olan tepkisini şu şekilde ifade etti: “Köyümüze girmemize izin vermiyorlar. Sadece bakmak, görmek istiyoruz, ona da izin verilmiyor. Pikniğe bile gitmemiz yasak! Daha önce izin alarak köyümüze gidebiliyorduk, fakat şu anda o izin de kaldırıldı. Devlet dışında kimse giremiyor. Bize ‘Burası Sit alanı’ diyorlar ama bir yandan da her yeri kazıyorlar. Ne amaçla kazıyorlar? Kimse bir açıklama yapmıyor, sadece yasaklar getiriliyor,” diyerek yaşadıkları belirsizliğe dikkat çekti.

KÖYLÜLERİN ENDİŞELERİ ARTIYOR

Köylüler, getirilen yasakların yalnızca tarihi koruma amacı taşımadığına inanıyor. Özellikle köylerindeki kaleler ve diğer tarihi yapılar üzerinde yapılan kazı çalışmalarının, köyün hazine malı yapılmasına yönelik bir adım olduğunu savunuyorlar. Uzun yıllardır terkedilmiş olan bu köyde, köylüler hem topraklarına sahip çıkmak hem de tarihlerinin korunmasını sağlamak istiyor. Ancak yasaklamalar ve engellemeler, köylülerin hem geçmişlerini hatırlamalarını zorlaştırıyor hem de köylerine dönme isteklerini engelliyor.

DEVLET YETKİLİLERİNİN AÇIKLAMALARI

Yetkililer, köyün Sit alanı ilan edilmesinin, bölgedeki arkeolojik ve tarihi değerlerin korunması amacıyla yapıldığını belirtiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, köydeki kazıların yalnızca izinli ve kontrollü bir şekilde yapılacağını ifade ederken, köydeki giriş yasağının da bu koruma çalışmalarından kaynaklandığını savunuyor. Ancak köylüler, bu açıklamaların yetersiz kaldığını ve halkla yeterince iletişim kurulmadığını öne sürüyorlar.

KORUMA VE ERİŞİM ARASINDA DENGE KURULMALI

Çağlayan köyünde uygulanan yasaklar, bölgedeki tarihi ve kültürel değerlerin korunması açısından önemli olsa da, köylülerin haklarına ve taleplerine saygı gösterilmesi gerektiği ortadadır. Hem tarihi mirasın korunması hem de köylülerin bölgeye erişiminin sağlanması arasında bir denge kurulması gerekmektedir. Devletin, köylülerin taleplerine kulak vererek, daha şeffaf ve açıklayıcı bir yaklaşım benimsemesi gerektiği ifade edilmektedir.

Bakmadan Geçme