Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Çözüm değil, çözülme süreci – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 6 Mart 2013 Çarşamba 02:00:00
  2009’dan bu yana bir açılımdır tutturmuş gidiyoruz. Neyi, kime açıyoruz belli değil. “Açılım”ın muhatabı hâline getirilen siyasi kesimin tavrı, hükümetten de hükümete muhalefet edenlerden de daha net, daha keskin.
Ne diyorlardı 2009’dan beri?
-Demokratik Özerklik gündeme alınsın.
-Kürtçe, Anayasal güvenceye sahip olsun.
-Türk Silahlı Kuvvetleri, operasyonları durdursun.
-İmralı önce muhatap, sonra “önder” kabul edilsin.
Gelinen noktada “önder”lik dışında gündemde olmayan, geçiştirilen, konuşulmayan bir hâl, bir madde kaldı mı?
“Türk usulü başkanlık” sistemi tanımlaması da endişelendiriyor beni bu arada. Siyaseti yorumlayanlar, Başbakan Recep Erdoğan ile İmralı arasında “Al özerkliği, ver başkanlığı” gibi bir pazarlıktan söz ediyor. Ancak “Türk usulü başkanlık” sisteminin ipuçlarını eğer tarihten bulacaksak, bir kez daha düşünmek gerekiyor. Zira Eski Türk Devletleri’nde asıl yönetici “Hakan”, ülkenin doğusundadır, batıdaki kişi ise doğuya tabidir.
Şimdi “Türk usulü başkanlık” sistemine bir de böyle bakmanızı öneriyorum.
Malum, geçen senelerde İmralı’da yeniden bir yargılama sürecinin başlamasına ilişkin haberler çıkmış, hükümet bu haberleri yalanlamakla yalanlamamak arasında kalmıştı. Eğer yeniden yargılanma süreci başlarsa, İmralı’nın serbest kalacağı fikri, giderek yaygınlaşıyor.
İlginç bir durum da şu: Düne kadar İmralı’yı “Ergenekon’un taşeronu” olmakla suçlayan, koca koca komutanları, siyasi parti başkanlarını, bilim adamlarını terör örgütüne yardım etmekle itham eden yazarlar, “Çözüm” adı altında İmralı’yı yere göğe sığdıramıyorlar. Tabii İmralı ile müzakere etmenin de doğru bir yöntem olduğunu, yine aynı kişiler savunuyor.
2009’dan bu yana “İyi şeyler olacak” sloganıyla yürütülen süreç, nereden bakarsanız bakın, “tutulan yerin elde kalması”dır.
Özetle söylemek gerekirse: Çözüm değil, çözülme sürecindeyiz!

“İMRALI” TALİMATLARI

Milliyet gazetesinden Namık Durukan’ın “İmralı Zabıtları” adında ortaya çıkardı İmralı ile bazı milletvekillerinin görüşmelerinin tutanakları, hâlâ tartışılıyor. Ancak tartışma, yine “çözülme” sürecine bağlı olarak “kimin, neden bu tutanakları sızdırdığı” yönünde. Oysa zabıtların içeriği, “çözülme” sürecini net bir şekilde ortaya koyuyor. İşte o zabıtlardan bazı başlık ve cümleler:
-“Kandil’e BDP’ye ve Avrupa’ya üç nüsha mektup yazdım. Heyet ile dünden beri yoğun olarak tartışıyoruz. Özal’dan beri teşebbüs içerisindeyim, akim (akamete uğradı, kesintiye uğradı) kaldı. Şimdi akamete uğramaması lazım.”
-“Eski yaşam alışkanlıkları top yekun bırakmak gerekir. Neden, çünkü bu bir rejim değişikliği olacak.”
-“Biz AKP’yi çıkartan gücüz.”
-“Biz AKP’ye iktidarı altın tepside sunduk.”
-“AKP darbe ile uğraşırken başını belaya/derde sokmayalım dedik. Onlar darbelerle uğraştılar. 2007, 2009 hatta 2011’e kadar seçim hesapları, oy hesapları yaptılar. Ben geri çekildim.”
-“Kolektif haklar ve Kürt reformu yasası yapılacak. Biz demokratik özerklikte ısrar edersek, bu sabote olur.”
“-Komisyonlar kurulacak. Hakikat komisyonu da kurulacak. Akil adamlar denetiminde olacak. Çekilme o zaman olacak. Köylere geri dönüş olacak. Bunları yapmazlarsa geri çekilme olmaz.”
-“Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız.”
– (Başarılı olunmazsa) “50 bin kişiyle halk savaşı olacak.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti