'Çocuk Desteklenirse Üretir Bağımlı Olmaz'

Afyonkarahisar Pedagoji Merkezi'nden Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, otoriter anne baba çocuklarında bağımlılığın kaçınılmaz olduğunu, desteklenmeyen çocuğun kaygıya sığınacağını, üretken çocukların çıkış yolu bulabileceklerini belirtti.

Afyonkarahisar Pedagoji Merkezi’nden Pedagog Emrah Şenbabaoğlu, anne, babaların çocuklarını hem korumak hem de kontrol altında tutmak isterken çocukların da birer birey olduğu gerçeğini unuttuklarına dikkat çekti.

“ANNE BABA OTORİTERLİĞİ KAÇINILMAZ BAĞIMLILIKTIR”

Emrah Şenbabaoğlu, çocukların da bir birey olduğunu, ebeveynlerin çocuklarını kendilerine benzetmeye çalıştıklarını belirterek, “Anneler ve babalar çocuklarının kendilerine benzemesini isterler ve benzetmeye çalışırlar. Çocuklarını olmasını istedikleri kalıba sokmaya çalışırlar ve çocuğun kendi benliğini, isteklerini göz ardı edebilirler. Genelde bu ebeveynler kendi çocukluğunu bağımlı halde geçirmişlerdir bu yüzden ipleri ellerinden alınsın istemezler. Küçükken ipleri eline almış ebeveynler çocukları büyüdüğü zaman kendisinin farkına varmasına fırsat vermedikleri çocuklarından kendine yetebilsin isterler. Çocukları yürürken düşmesin diye etrafında dönerken, düştüğünde hemen elinden tutup kaldırırken koruyucudurlar ancak çocuk büyüdüğünde ebeveynlerinden beklentide bulunduğunda kaçınırlar. Çocuk koşmayı öğrenmiştir ancak nereye gittiğinin farkında bile değildir. Çocuklar anne, babanın bu yaklaşımlarıyla edilgenleşir. Edilgen çocuklar; Kime, ne zaman, neden teşekkür edeceğini bilmez. Anne babası hatırlattıkça teşekkür edebilir. Herhangi bir yabancı yanında veya toplum içerisinde anne babanın yanından ayrılmak istemez. Çünkü bu durum çocukta korku ve endişe yaratır. Bir davranış sergilemeden önce anne babasından onay arar. Bu anne baba otoriterliği yönünden iyi gibi gözükse de çocuk için kaçınılmaz bir bağımlılıktır. Bu bağımlılıkla büyüyen çocuk ilerde karşımıza; kendi kararlarını veremeyen ve sürekli onay arayan bir yetişkin olarak çıkar.” dedi.

“DESTEKLENMEYEN ÇOCUK KAÇINMA DUYGUSUNA SIĞINIR”

Herşeyi keşfetmeden hazır bularak algılayan çocuklarda heves olmayacağının altını çizen Şenbabaoğlu, “Bir şeylere keşfederek öğrenmeyen, hazır bularak tanıyan çocuğun hevesi yoktur. Tatmin olabileceği her şeye ulaşabilir ve bu onu sadece doyumsuzlaştırır. Uyaranlar ona ilgi çekici gelmez ve isteksizdir. Edilgen çocuk hırs, azim ve çaba gösteremediği için hayatta karşılaşacağı rekabet durumlarında çocuğun kendine olan güvensizliği ortaya çıkar. Çünkü kendinin henüz farkında bile değildir. Çocuk destek bulamadığında kaçınma duygusuna sığınır. Olumsuz ifadelerle yönlendirilmeye çalışan çocuklar, henüz zıt kavramları algılayamadıkları için yapma denileni yaparlar. Çocuk bu davranışı anne/babasına karşı gelmek için yapmaz. O anda içinde bulunduğu kavram karmaşası çocuğu olumsuzluğa iter. Çünkü çocuğa dokunma denildiğinde çocukta ilk çağrışım yapan şey dokunmaktır. Ve bu çağrışım gücü çocuğa dokunma isteğini dürtüler. Olumsuzluk ekini kendisinde oluşmamış çocuk, inadına yapıyor diye yargılanır. Bunun yerine çocuğa olumlu cümlelerle yönlendirerek ilgisi başka yere çekilebilir. Bazı çocuklar inat değildir, ebeveynleri tahammülsüzdür. Bunun aksine bir şeyleri kendisine keşfetme fırsatı sunulan ve etken çocuk diyebileceğimiz çocuklar hep bir merak içindedir, hep daha fazlasını keşfetmek ister. Hayattan zevk alır. Her yeni bir şey ona keyif verir. Üretkendirler, yorulmazlar, sıkılmazlar.” diye konuştu.

“ANCAK ÜRETKEN ÇOCUK ÖĞRENİR VE ÇIKIŞ YOLU BULUR”

Şenbabaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Üretken çocuk yürümeyi öğrenir, düşer kalkar ve karşılaştığı durumlara çözüm üretebilir, çıkış yolu bulur. Dokunmaması gereken yer dokunur ancak bir dahaki sefere daha temkinli davranır çünkü yaşayarak deneyimlemiştir. Anne babası olmadan oyun oynayabilir, yeni insanlarla birlikte vakit geçirebilir. Kaçınma duygusu olmaz ve her daim aktiftir. Etken çocuklar anne babanın sabırlı tutumları sayesinde güç alırlar. Korku duygusu yerine korkularla baş etme duygusu yoğunlaşır. Teşekkür etmenin, özür dilemenin ne zaman ve neden söyleneceği kendisini anlatılan çocuk bir hediye aldığında veya yanlış bir durumda kimsenin hatırlatmasına ihtiyaç duymadan dilek ve temennide bulunur. Üretici yanları sayesinde hayaller kurabilir, oyun üretebilirler. Böylece keyifli, memnun ve mutlu çocuklar olarak karşımıza çıkarlar.”

Bakmadan Geçme