• Haberler
  • Siyaset
  • CHP'den Sert Çıkış: Hüda Par Bizim İçin Yok Hükmünde

CHP'den Sert Çıkış: Hüda Par Bizim İçin Yok Hükmünde

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Afyon'dan mesaj verdi

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
CHP'den Sert Çıkış: Hüda Par Bizim İçin Yok Hükmünde

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Genel Başkan Yardımcısı Suat Özağdaş, AFBEL Otel’de basın toplantısı düzenledi.

İllerde yaptıkları Eğitim toplantılarının 16’ıncısını Afyonkarahisar’da yaptıklarını dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, eğitim paydaşları ile basına kapalı olarak yaptıkları toplantıyı değerlendirerek basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özçağdaş, CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, CHP Afyonkarahisar İl Başkanı Faruk Duha Erhan, CHP Parti Meclisi Üyeleri, CHP Merkez İlçe Başkanı Büşra Dişçioğlu Çetinöz, CHP Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Burcu Gül Didem Kocabal, ve örgüt üyeleriyle birlikte Afyonkarahisar’da olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

“MİLLİ EĞİTİM BAKANI KENDİNİ FİLANDİYA’DA BAKAN SANIYOR”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Kurtuluş Savaşı'nın sembol kentlerinden biri olan Afyonkarahisar’da olmaktan kıvanç duyduğunu belirten Özçağdaş, “Kurtuluş Savaşı'nda canları pahasına ülkenin kurtuluşu için mücadele etmiş olan şehit ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Afyon bilindiği üzere CHP tarafından yönetilmeye başlanan sosyal demokrat belediyecilikle tanışan 21 il belediyemizden birisidir.

Ankara'da 24 saat gerçekleştirmiş olduğumuz eğitim maratonundan sonra illerimizdeki çalışmaları devam ettiriyoruz. Afyonkarahisar’da bu anlamda ziyaret ettiğimiz 16’ıncı ilimiz. Dün Kütahya'da bir basın toplantısı gerçekleştirmiştim. Okullarda verilmeyen temizlik görevlilerini, yarı zamanlı emek sömürüsüyle çalıştırılmaya çalışılan yoksul insanların durumunu anlatmıştım. Okullarda güvenlikle ilgili olmayan kadroları güvenlik ihtiyacını dile getirmiştim. Teknik personel olmadığı için hayatını kaybeden öğretmenlerimizi, teknik personel ihtiyacını dile getirmiştim.

1.2 milyon öğretmenimizin, 1 milyon atanmayan öğretmenimizin, engelli öğretmenlerimizin, depremzede öğretmenlerimizin, rehber ve psikolog danışman öğretmenlerimizin, farklı meslek gruplarının sorunlarını dile getirmiştim. Öğretmenlik mesleği kanun teklifinin bir Milli Eğitim Personel Kanunu'na dönüşmesi gerektiğini, bakanlığın aylardır bu konuda adım atmadığını, siyasilerle olmasa bile eğitim fakülteleriyle, eğitim sendikalarıyla, uzman kuruluşlarla görüşerek yeni bir kanun teklifi üzerinde çalışılmasını hatırlatmıştım. Milli Eğitim Bakanlığının yeni dizisi ‘Veli Vizyon’ programıyla ve yapay zekâ ile ilgili açıklamalar yapacağımı dile getirmiştim. Bakanlık bir dizi yapmış. Dizinin ismi ‘Aile’ Her bölümde başka bir konu ile alınıyor.

İyi ve kötü örnek üzerinden ailelerin bilgilenmesi için her mecranın kullanılması çok güzel. Gelin görün ki diziyi izlemeye bir başlıyorsunuz. Finlandiya'nın bir köyünden kesit gibi, bilindiği üzere Sayın Bakanımız kendisini Finlandiya Milli Eğitim Bakanı zannettiği için ülkedeki öğretmenlerin, öğrencilerin yaşadığı çok temel sorunlardan bir haber aldılar.” Dedi.

“ASIL NEDEN ANNE İLGİSİZLİĞİ DEĞİL YOKSULLUK”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Aile adlı dizisinde çocuğun okula kahvaltı yapmadan gittiği temasına dikkat çeken Özçağdaş, “Dizi de çocuk kahvaltı yapmıyor. Neden? Çünkü anne ilgisiz, kötü olan her şey kadınlardan ya, sanki bir tek onun görevi çocuğun kahvaltı etmesi. O ilgisiz diye çocuk kahvaltı yapamıyor. Kahvaltı yapmadan, dizide olduğu şekliyle bir portakal suyu içmeden, bir haşlanmış yumurta yemeden evden çıkıyorsa çocuk annenin ilgisizliğinden. Peki, gerçekten var mı böyle kahvaltı yapmayan çocuk? Evet var. Araştırmalara göre Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında çocuklarımızın üçte biri okula aç gidiyor. Ama annelerinin ilgisizliğinden değil.

Sizin iktisat profesörü cumhurbaşkanınızın kerameti kendinden menkul ekonomi politikalarından dolayıdır. Gerçek sebep ne? Annenin ilgisizliği mi? Yoksa yoksulluk mu? Evet, çocuğuna bir yumurta haşlamayan, daha doğrusu haşlayamayan aileler var. Ama yoksulluğundan yapamıyorlar. Aile bir yumurta koyamıyor. Çünkü ekonomik koşullar buna izin vermiyor.

Bundan Sayın Bakan'a soruyorum. Madem çocukların kahvaltı yapması, okula aç gitmemesi bu kadar önemli, neden bir önceki bakan, Mahmut Özer döneminde okul öncesine koyduğu bir öğün ücretsiz yemeği kaldırdınız Sayın Bakan? Bu nasıl bir tezat? Bir okul tasvir etmiş bakanlık söz konusu dizide. O da Finlandiya'dan bir okul zannediyorum.

Çocuk okula uykusuz gidiyor. Aynı gün öğretmen bunu fark ediyor. Rehberlik öğretmeni hemen aileyi okula çağırıyor. Bir rehberlik servisi düşünün. Çocukları tek tek takip ediyor. Hemen müdahale ediyor sonra.

Yeterli personel var. Rengârenk bir odanın içinde bu rehberlik servisi ve sorun devam ettikçe sınıf öğretmeni, rehberlik öğretmeni, hatta okulun müdürü konuya dâhil oluyor. Ha burası kısmen doğrudur. Çünkü bizim çok cefakâr 1,2 milyon cumhuriyet öğretmeni ve yöneticilerimiz var. Peki, nerede bu okul Sayın Bakan'a soruyorum ben gerçekten.

40-50 kişilik sınıflarda tek tek çocuklarla ilgilenebilen, her çocuğun sorununu hemen rehberlik servisine bildirebilen, rehberlik servisinin müdürün dâhil olduğu, hemen ailenin çağrılıp sorunun çözülmeye çalışıldığı okul nerede? Rehberlik hizmeti dizi boyunca çok güzel yönlendirmeler yapıyor.

Gün aşırı aileyi okula çağırıyor, öyle ki aile sürekli bizi çağırıyorsunuz diyor dizide. Öğretmen diyor ki, çocuğunuz bizim için çok değerli. Madem çocuklar bakanlık için değerli, gerçekten niye böyle değil Sayın Bakan? Aile, çocuk, hatta öğretmen bir konuda zorlandığında ne kadar ilgilenebiliyor rehberlik öğretmenleri? Sorun elbette öğretmenlerde değil.

Sorun yüzlerce çocuk için sadece bir rehberlik öğretmeni olmasından. İşte tam da dizideki gibi olsun diye yine bir önceki bakan Sayın Mahmut Özer her 100 çocuk için bir rehber öğretmen ataması yapacağız dedi.” diye konuştu.

“ÜLKEYİ YÖNETEMİYORLAR ÜLKE SAVRULUYOR”

“Türkiye’nin problemi yoksulluk olmuş ister kabul edin, ister etmeyin, ekonomi eğitimin kalitesi üzerinde doğrudan etkili.” diyen Özçağdaş, “Tabii bu kabul meselesi de enteresan. Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bazı günler ‘Ekonomik sorunlarımız olduğu doğrudur.’ diyor. Bazı günler yok öyle şey diyor.

Sayın Cumhurbaşkanı ‘Bu faiz artmayacak.’ Demişti. Sonra kendi bakanının deyimiyle gerçekçi olmayan siyasetlerden gerçekçi siyasetlere geçtikten sonra maşallah faiz rekoru kırmaya başladılar. Dolayısıyla hiçbir konuda kararları yok. Bu ülkeyi yönetmiyorsunuz.

Ülke savruluyor. Cumhurbaşkanından bakanlardan uygulayıcılara kadar durum bu şekildedir. Peki, şimdi başımıza gelen felaket nedir? Sayın Cumhurbaşkanı'nın oğlu ekonomist olduğunu ilan etti. Allah cümlemizi korusun. Umuyorum başımıza yeni işler gelmez.

Peki, her öğrenci için okula ödenek sağlamadıkça ücretsiz bir öğün yemek ve bir bardak temiz su ihtiyacını karşılamadıkça çocukların okul gereçleri için, servisleri için destekte bulunmadıkça istediğiniz kadar dizi çekin. Ne anlamı var? Günün sonunda o yumurtayı alamayan, o portakalı alamayan, o kalemi, o kitabı alamayan aile bu diziyi izlese ne, izlemese ne Sayın Bakan.” şeklinde konuştu.

“MİLLİ EĞİTİM BAKANI TÜRKİYE GERÇEKLERİNDEN UZAK”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Türkiye gerçeklerinden uzak olduğunu iddia eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “Milli Eğitim Bakanın Türkiye gerçeklerinden uzak olduğu ortada. Basın mensuplarımız hatırlayacaktır.

Deprem bölgesine gitmiştim. Deprem bölgesinde biliyorsunuz Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı seçimlere giderken 12 ayın sonunda deprem bölgesindeki her vatandaşımızın evlerine yerleşeceğini söyledi. Ben 12’inci ayın sonunda da gitmiştim. Ama asıl olarak 18’inci ayda gittim.

Yani 6 Ağustos 2024 tarihinde gittim. Valilerimizi tek tek ziyaret ettim. Rakamları muhalif gazetecilerden ya da sivil toplum kuruluşlarından ya da siyasetçilerden almadım. Doğrudan valilerden aldım. Deprem bölgesindeki konutların sadece yüzde 10'unun anahtarı teslim edildi. En iyimser rakamlarda bazıları 7’inci bazıları ise 8’inci ayda teslim edeceğinizi ilan ettiğiniz konutların daha yüzde 90'ı insanlara teslim edilmiş değil.

18 ayda orada ne oluyor? 21 metrekarelik küçücük konteynerlerde bu 21 metrekareye tuvalet dâhil, yatak odası dâhil, mutfak dahil milyonlarca çocuk bu konteynırlarda yaşamaya çalışıyorlar. Küçücük evlerde, deprem bölgesi olmayan yerlerde çok çocuklu aileler çocuklarına bir oda verme rahatça ders çalışma imkânları sağlayamıyorlar. Çocuklarımızın değil ayrı odası, kendilerine ait okulları bile yok.” ifadelerine yer verdi. 

“İKTİDAR KADINLA SORUNLU, AÇIK BİR AYRIMCILIK VAR”

AK Parti iktidarının kadınlarla ciddi sorunu olduğunun altını çizen Özçağdaş, şunları kaydetti: “Bu iktidar kadınlarla sorumlu bir iktidar. Bu iktidarın 17 tane bakanı var. Bir tane Cumhurbaşkanı yardımcısı var. Sadece bir tane kadın bakanı var. Geri kalan bakanların 17'si de erkek. O kadın bakan da aileden sorumlu. Yani bu iktidar diyor ki senin yerin ailedir.

Kadından Sağlık Bakanı olmaz. Kadından Dışişleri Bakanı olmaz. Kadından İçişleri Bakanı olmaz. Milli Eğitim Bakanı olmaz. Kadından hiçbir bakan olmaz diyor. Bir tek aile olur diyor. Daha Aile adlı dizi ilk bölümden dikkat çekiyor.

Çayı koyan anne, kahvaltıyı hazırlayan annedir. Ben de çok yoğunum. Çocuk var. Temizlik var. Okula gidemem diyen anne. İlgisiz olan annedir. Yani açık bir ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı rolleri görüyoruz.

‘Veli Vizyon’ dizisinin temel sorunlarından biri budur. Çalışan baba, ev işini yapan, ödevi kontrol eden, çocuğun eğitimiyle ilgilenen, çalışmayan, yaşların bakımını sağlayan kişi de anne, yani kadın ve kötü.

Siz utanmıyor musunuz böyle diziler çekmekten? Oylarını aldınız, milyonlarca kadından utanmıyor musunuz? O fedakâr annelerin her şey için koşturduğu doğru. Anneler çay koyar, anneler yemek yapar, anneler temizlik yapar. Ama anneler okulla ilgilenir, anneler ödevle ilgilenir, annelerden çok iyi mühendis olur, annelerden çok iyi psikolog olur, annelerden çok iyi çalışan olur, iş kadını olur, işçi olur. Siz hangi yüzyılda takılı kaldınız arkadaşlar? Siz hangi hayatı hayal ediyorsunuz?”

“YAPAY ZEKÂYI UYARIYORUM TÜRKİYE DE BAŞINA İŞ GELEBİLİR”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, sözlerine şöyle devam etti: “Baktık dedik ki, bunlar bize CHP zihniyeti diyorlar ya. Biz mi dedik bu kadar olumsuz görüyoruz herşeyi? Yani her şeylerini beğenmiyoruz ya, öyle söylüyorlar ya. Bir de bunu yapay zekâya soralım. Yapay zekâya sorduk. Dedik ki arkadaş bu diziye bir bak bakalım.

Birkaç farklı kaynaktan bu diziyi yorumlattık. Ortak noktaları toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirilmesi oldu. Yapay zekâ söylüyor. Dizinin ev işlerinin kadınlara ait olduğu algısını desteklediği ve annenin evdeki geleneksel rolünü desteklediğini söylüyor yapay zekâ. Ben söylemiyorum. Yapay zekâ söylüyor. Tabii açıkçası yapay zekânın Türkiye'de işi zordur. Ben buradan yapay zekâyı uyarıyorum. Yapay zekâ Türkiye'de başına iş gelebilir.

Çünkü geçenlerde Sayın Oğuzhan Uğur yapay zekâyla konuşmuştu. Bu haddini bilmez yapay zekâ CHP zihniyetine kapılmış. Üst düzey bir görev istesen ne olur diye sorulunca bölücü yapay zekâ. İktidar farkında değil ama yapay zeka farkında her şeyin. Çünkü ülkemizin en acil, en can yıkıcı iki konusunda bizlere destek olmak istemiş. Eğitim ve ekonomi. Yapay zekâyı uyarıyorum. Ey yapay zekâ, bölücülük yapma devlet işlerine karışma sen magazinden bahset yapay zekâ.

Yapay zekâ Türkiye’de ‘Ya ekonomi ya milli eğitim bakanı olmak isterim. Çünkü ikisinde de gerçeklik zemininden kopuldu.’ demiş. Hain yapay zekâ, devam hadsiz diyor ki ‘Müfredatın bilimsel niteliği azaltıldı böyle olmaz.’ Diyor. Bu yapay zeka dış güçlerin etkisi altına girmiş.

Dış güçler yapay zekâyı tesiri altına almış. İktidar partisinin yaşadığı bu durum karşısında çok üzgünüz. 22 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Bırakın normal zekâyı, yapay zekâyı bile ikna edememişler. Zaten yapılan bütün araştırmalarda AK Parti seçmenine de ikna edebilirleri gözüküyor. İki aydır Afyonkarahisar'da olduğu gibi il buluşmaları yapmaya devam ediyoruz.

Sayın Bakan da bizim ardımızdan önce en sonunda deprem bölgesinde, deprem bölgesindeki il milli eğitim müdürlerini toplantılar yaptı.  Sonra geçtiğimiz günlerde yine Sinop'a gitmiş. Umuyoruz ki bu bizim yaptığımız ziyaretler gibi o ilin bölgenin temel sorunlarına odaklanan ziyaretler olmuştur. Ve bakan bu sorunları çözecek adımları da atmayı planlıyordur. Bir parçada olsa bakana örnek olabildiysek ne mutlu bizlere.”

“HÜDA PAR TERÖRLE İLİŞKİLİ YOK HÜKMÜNDE, ANAYASANIN 4. MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF DAHİ EDİLEMEZ”

Toplantının son bölümünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, HÜDA PAR Genel Başkanının anayasanın dördüncü maddesinin değiştirilmesi açıklamasıyla ilgili görüşünü açıkladı. Özçağdaş, şöyle konuştu: “Anayasanın dördüncü maddesi değiştirilemez. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda hüküm çok açıktır.

HÜDA PAR terörle ilişkili bir partidir. Terör odaklı bir partidir. Türkiye'nin bütünlüğüyle ilgili Türkiye'nin bölünmezliğiyle ilgili sorunlar yaşayan ve bunu meclis kürsüsünden de dile getiren bir partidir. Dolayısıyla CHP açısından yok hükmündedir.

Ciddiye alınacak bir siyasi parti değildir. Temsil pozisyonundaki kişinin genel başkanımızla ilgili hadsiz açıklamalarını da basında gördüm. HÜDA PAR, CHP’nin cevap vermeye tenezzül edeceği bir parti de değildir. Toplantımıza katılım sağlayan herkese çok teşekkür ediyoruz.”
 

Bakmadan Geçme