Çayırbağ'daki Katliamın Davası Başladı

Gazeteniz Kocatepe'nin sütunlarına 20 Aralık 2023 tarihinde 'Afyon'da Eski Damat Katliam Yaptı: 4 ölü' başlığıyla taşıdığı cinayet üzerine açılan davanın ilk duruşması Afyonkarahisar 3. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görüldü.Tarafların birbirini suçladıkları duruşmada karşılıklı iddia ve suçlamalar havada uçuştu

DİKKAT! BU BİR UYARIDIR!

Kocatepe Gazetesi’nin internet sitesinde yayınlanan özgün içeriklerimizin her hakkı saklıdır.

Bu içeriklerin kopyalanması veya gazetecilik tabiri ile haberin alınıp takla attırılması durumunda kim ve hangi kurum olursa olsun beklemeksizin tüm yasal süreçler ivedilikle (HIZLI) başlatılacaktır.

Afyonkarahisar merkeze bağlı Çayırbağ Beldesinde 19 Aralık 2023 tarihinde boşanma sürecinde olduğu eşi maktul Havva Nur Şenol’u (25), kayınvalidesi Cemile Şenol’u (44), kayınpederi Âdem Şenol’u (47) ve eşinin anneannesi Emine Tanış’ı (67) pompalı tüfekle vurarak öldüren Sanık M.M.T’nin (26) yargılandığı davanın ilk duruşması dün sabah Afyonkarahisar 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

OLAY 4 KİŞİNİN ÖLDÜRÜLMESİYLE SONUÇLANDI

Dört kişinin öldüğü olay 19 Aralık 2023 tarihinde akşam saatlerinde Çayırbağ Beldesinde meydana gelmişti. Sanık, M.M.T. oğlunu görmek için gittiği boşanma aşamasındaki eşinin baba evinde çıkan tartışma sonucu eşiyle birlikte kayınvalidesini, kayınpederini ve eşinin anneannesini öldürmüştü. Çiftin 2019 yılında Esra Erol’un programına katılarak oğullarının velayeti ile ilgili karşı karşıya geldikleri biliniyor. Olaydan sonra tutuklanan sanık M.M.T tutuklu bulunduğu Kütahya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan duruşma için mahkeme huzurunda hazır edildi. Duruşmada cinayet kurbanlarının yakınları; A.T, (48), A.S.Ş (20), M.T (50) davaya katılım taleplerini bildirerek şikâyetçi oldular.

“ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK EVLİLİĞİN İKİNCİ GÜNÜ BAŞLADI”

Sanık M.M.T. ilk duruşmada yaptığı savunmada şunları söyledi: “Biz eşimle görücü usulü olarak 2019 yılında evlendik. Evlendikten 2 gün sonra eşimin kardeşi telefonla eşimi arayarak eşimin doğum gününü kutlamak için onu kafeye götürmek istediğini söyledi. Ben de henüz iki günlük evli olduğumuzu söyledim, tartıştık. Eşim 20 gün süre ile baba evine küs gitti. Eşimi göstermediler, telefonlardan engellendim. Tanıdıklar aracılığıyla iki ay sonra zoraki barışabildik. Eşim bu arada hamile kaldı. Bebeğimizin erkek olduğu belli olunca isim konusunda tercihi bana bırakarak, ‘Bebek erkek babası olarak sen bilirsin.’ dedi. Ben de babamın ismi olan Erol ismini koymak istediğimi, ikinci bir isim isterse yanına koyabileceğimizi söyledim. Aramızda anlaştık. Kayınvalidem eşimi kandırdı. Bu sefer de bebeğimizin ismi konu oldu. Bebeğin adının Kerem Asaf olması tartışması başladı. 5,5 aylık hamile iken eşim tekrar küs gitti. Doğuma kadar küs kaldık. Bebeğimi yol mesafesi nedeni ve çok küçük olduğu için icra kanalıyla 15 dakika görebiliyordum. Bu sefer barışma şartı olarak kayınvalidem ayrı eve çıkmayı şart koştu. Çeşitli eşyaları belli markalardan almamı istedi. O günün şartında 2 bin 200 TL asgari ücret maaş alırken taksit ödemem 6 bin TL üzerindeydi. Evliliğimizin yürümeyeceği belliydi. Evim varken kiraya çıktık. Parasızlıktan geceleri de çalıştım. Oğlumuz 9 aylıkken Kovid-19 Pandemisi döneminde Uydukent’te bir akşam evimizi basarak beni darp ettiler. Mutfakta yemek için aldığımız masanın parasını kayınvalidem istedi. Zor şartlarda biriktirdiğim 300 TL parayı eşim babasına elektrik su faturalarını ödemesi için vermiş.”

“EŞİMİN AKRABASI ESKİ YEREL YÖNETİCİLER EKMEĞİMİ ENGELLEDİ”

Sanık M.M.T, savunmasına şu sözlerle devam etti: “Esra Erol’un programına çıkarak beni rezil ettiler. Bebeğimizin geçici olarak velayeti bendeydi. Benden para istediler. Canlı yayına telefonla bağlandığımda küfür ettiler. İddialarıyla ilgili delil olmadığı için yayın tek program olarak sona erdi. O zaman iyi bir şirkette iş bulmuştum. İşimden itibarımdan oldum. Maddi ve manevi zarara girdim. Daha sonra Bayındırlık Durağında yevmiyeli olarak eniştemin yanında şoförlük yapmaya başladım. Eşimin akrabası olan dönemin yerel siyasetçileri burada da işime, ekmeğime engel oldular. Şoför kartı verilmedi. Eşim de Afyonkarahisar Belediyesinde çalışıyordu. Hem eşim hem ben karşılıklı olarak boşanma davası açtık. Siyasetçi akrabaları minibüsçülükte işimi engellediğinden hayvancılık ve çiftçilik yapmak istedim. 2 ay yurt dışında çalıştım. Altın inci elimizde avucumuzda ne varsa satıp bir minibüs hattı aldık. Onda da ekmeğimize taş koydular. Ş.Ç adlı yakın akrabaları tarafından defalarca darp edildim.”

“ARACI SARDILAR, KAÇAMADIM, KORKUTMAK İÇİN ATEŞ ETTİM”

“Olay günü önce eve gittim. Daha sonra dışarı çıktım. Erenler tarafına doğru gidince birden eşimle görüşüp durumumuzu konuşmak aklıma geldi.” diyen sanık M.M.T, şöyle devam etti: “Eşimin babasının evine gittim. Işıklar kapalıydı. Ninelerinin evinde olacağını tahmin ettim ki genellikle her gün orada oluyorlardı. Hepsi ninenin evinin önüne çıkarak beni konuşturmadan darp etmeye başladılar. Hepsi üzerime yürüyüp vuruyordu. Hatta nine bile bastonuyla vuruyordu. Yapma etme ninem, demeye kalmadan kaynanam Cemile Şenol hem küfür ediyor hem olayı videoya çekiyordu. Peugeot minibüsüme kaçmaya çalıştım. Araca bindim ama arkamı sardılar. Çıkıp kaçma imkânım kalmadı. Aracı geri geri çıkarmaya çalışırken arka kısımdan sarılınca onları ezmeden ilerleyip kaçıp gitmem mümkün değildi. Çıkış yoktu. Dağlık arazide hayvancılık ve çiftçilik yaptığımız için aracın bagajında sürekli silah olurdu. Sırf korkutup da kaçayım diye silahımı çektim. O kargaşada hedef gözetmeden kime ateş ettiğimi bilmiyorum. Zaten öldüklerini de sabah jandarmadan öğrendim. Kimse bana öldüklerini söylemedi.”

MAKTULÜN ÇEKTİĞİ VİDEO MAHKEMEDE İZLENDİ

Maktullerden Cemile Şenol’un kavga sırasında çektiği video kayıt mahkemede izlenildi. Öte yandan sanık M.M.T ve öldürdüğü eşi Havva Nur Şenol’un oğlunun isminin “Kerem Asaf” olarak değiştirilmesi de tartışma konusu olduğu görüldü. Video kayıt izlendikten sonra Mahkeme Başkanı sanığa “Aracınıza binip kaçma imkânınız var gibi gözüküyor. Silah çekip vurmak yerine niye aracınıza binip gitmediniz?” diye sordu. Sanık M.M.T soruyu, aracının arkasını saranları ezmeden kaçma imkanı olmadığı şeklinde yanıtladı. Esra Erol’un programında eşi ve kayınvalidesinin çocuklarının velayetinin yanı sıra babasının dolandırıcı olduğunu iddia ettiklerini anlatan sanık M.M.T. şu ifadelere yer verdi: “Hem Esra Erol’un programında hem de sosyal medya hesapları üzerinden babamın dolandırıcı olduğunu iddia ederek bizi rezil ettiler. Babam müteahhitlik yapıyordu. Ticari itibarımız zedelendi. Defalarca darp edildim. Ama eşimin ailesi diye şikâyetçi olmadım. Çıkan gürültü ve seslerden çevre sakinlerinin çağırdığı polis kapımıza gelmişti. Ama ben şikâyetçi olmadım.”

SANIĞIN ANLATTIKLARI BAŞTAN SONA YALAN

Maktullerin yakınlarından A.T, annesi, kardeşi ve yeğenin öldürüldüğünü belirterek davaya katılım talebini bildirerek şikâyetçi oldu. A.T, “Evlerimiz yan yanadır. Ben sabaha karşı işe gittiğim için erken yatarım. O akşam seslere uyandım. Ben gittiğimde hepsi yerde yatıyordu ve sanık kaçmıştı. Ambulans arandı gecikince vakit kaybetmeyelim diye vurulan yakınlarımızı arabalara atarak hastaneye götürdük. Sanığın baştan sona anlattıklarının hepsi yalandır. Hayatı yalandır. Kardeşim Cemile Şenol’un evini kredi almak için ipotek ettirdi ve kredi borcunu ödemedi. Zaten yeğenimle geçimsizlerdi. Bu geçimsizliğin üzerine ipotekli ev ve kredi borcu eklenince her şey daha kötü oldu. Çocuğun isminin değişimiyle ilgili konuyu bilmem o aile içi bir meseledir. Jandarmaya verdiğim ifadem geçerlidir. Şikâyetçiyim.” dedi.

“ABLAM YAŞADIĞI İŞKENCELERİ YAZMIŞ, İKİNCİ MAHKEMEYE ÇIKARMAYACAĞINI SÖYLEDİ VE YAPTI”

Isparta’da okuduğunu söyleyen ve kardeşinin de yanında Kur’an Kursunda çalıştığını aktaran A.S.Ş, hem şahsı hem de yetim kaldığını belirttiği küçük kardeşi adına şikâyetçi olduğunu belirtti. Kısa süre fenalık geçiren A.S.Ş, şöyle konuştu: “Rahmetli ablam katledildikten sonra gördüğü işkenceler ve yaşadıklarıyla ilgili yatak odasında el yazısıyla yazdıklarını buldum. Evi ipotek ettirip kredi çektirdiğini ve parasını ödemediğini biliyorum. Ablamla olan boşanma davasıyla ilgili olarak, ‘Seni ikinci mahkemeye çıkarmayacağım Havva.’ demiş ve dediğini yaptı. Benim babam da Harb-İş hattında minibüsçüydü. Gece bahçe duvarından atlayıp babamın kullandığı minibüsün tekerlerini kesti. Eniştesi ben öderim diyerek ilk olayı kapattı. Sonra bir daha kesti. Tüm bunlara rağmen babam hiçbir şey yapmadı. Daha ablamla nişanlı iken kavgalar başladı. Düğün günü dahi kavga ettik. Sonra çocuğun ismi konu oldu. Ablam, ‘Çocuk benim ismi Kerem Asaf.’ olsun istiyordu. Yeğenim iki aylıkken anne bakımı ve sütüne muhtaçken kaçırdılar. Hem yetim kalan kardeşim hem de kendi adıma şikâyetçiyim.”

“BANKADAN DEKONT İSTENİRSE GERÇEK ORTAYA ÇIKAR”

Antalya’da yaşayan maktul yakını M.T, sanık M.M.T ile kaybettiği aile fertlerinin arasındaki temel konunun ödenmeyen kredi borcu olduğunu ayrıca eşler arasında geçimsizlik olduğunu doğruladı. M.T.T., “Eğer biz yalan söylüyorsak alınan kredi ve ipotek kaydı ile ilgili olarak kamu bankasında ki dekont, kayıtlar istenir, görülür.” şeklinde konuştu.

“MİNİBÜSÇÜ İKEN ZABITA PEŞİMİZİ BIRAKMADI”

Sanığın anne ve babası E.T (50) ile annesi H.S.T tanık olarak dinlendi. Mahkeme Başkanı her iki tanığa sanıkla yakınlıkları nedeniyle tanıklıktan çekilme haklarının olduğunu hatırlattı. E.T ve H.S.T yemin ederek ifade verdiler. E.T, “Gelinimle oğlum geçimsizlerdi. Gelinimizin akrabaları siyasetçiler minibüsçülükte ekmeğimizle oynadı. Minibüsçülük yapmaya çalışırken zabıta peşimizi bırakmadı. Durak Başkanı açık şekilde ‘Yukarıdan emir var. Çalışmayın.’ dedi. Bir şirkette işe girmişti. Esra Erol’un programına telefonla katılınca işinden de oldu. Araç elimizde kaldı. Gelinim de Afyonkarahisar Belediyesi’nde çalışıyordu. Düğün zamanı dünürüme aldığımız aracın parasını da ben ödedim. Ayıptır söylemesi parasızdılar, hibe ettim. Çocuklar geçinsinler diye sıkıntı yok diyerek para istemedim. Cemile Şenol’un evinin ipotek gösterilerek çekilen kredi borcuyla benim ilgim yoktur. Tüfek her zaman aracın bagajında dururdu. Olay akşamı oğlum parasızlıktan dem vurarak canı sıkkın şekilde eve geldi. Canın sağ olsun diyerek teselli ettim. Sonra dolaşmaya çıktı. Dolaşır gelir diye düşündüm. Olay olduktan sonra birkaç kelimeyi dahi düzgün alamadığım şekilde oğlum telefon etti. Sürekli ‘Baba hakkını helal et, eşim ve ailesini vurdum.’ diyordu. Bizim bahçede bulunan kulübeye geldiğini öğrenince elimle jandarmaya teslim ettim.”

SANIK, TANIK ANNESİNE YALAN TANIKLIĞIN SUÇ OLDUĞU HATIRLATILDI

Sanığın annesi H.S.T, şöyle konuştu: “Olay günü eve geldi. Babasına dert yandı. Babası da senin sigara ve mazot paran çıksın canın sağ olsun diyerek teselli etti. Sonra odasına geçti. On dakika sonra evden ayrıldı. Dolaşır gelir diye düşündük. Aracın arkasında biz hayvancılık yaptığımız için ve siyasetçi akrabaları ile yaşanan olaylardan dolayı silah vardı.”
Müşteki avukatları sanığın annesi H.S.T’nin jandarmada verdiği ifade ile mahkemede verdiği ifadenin çeliştiğine dikkat çekerek tanık hakkında yalan tanıklık yaptığı gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Mahkeme Başkanı da tanık H.S.T’ye yalan tanıklığın suç olduğunu hatırlattı. Tanık anne H.S.T’nin olay sonrası, ‘Olay akşamı oğlum alkollü şekilde eve geldi. Boşanma aşamasında olduğu eşi Havva’yı öldüreceğini söyledi. Oğlumu yarım saat sakinleştirmeye çalıştım. Kısa süre sonra evimizde olan av tüfeği ile oğlumun evde olmadığını fark ettim.’ ifadelerini kullandığı öğrenildi.

“ÖYLECE YERDE YATIYORLARDI JANDARMA VE AMBULANSI ARADIK”

17 yaşındaki tanık İ.T, duruşmada verdiği ifade de şunları kaydetti: “Biz olay akşamı köy odasında oturuyorduk. Silah sesleri gelince önce mahallede birileri silah atıyor sandık. Sonraya pencereye çıktık, silah birkaç metre mesafeden silah atıldığını görünce önce duraksayıp sonra engellemek için oraya gittik. Ölenler yerde öylece yatıyorlardı. Hemen jandarma ve ambulansı aradık. Duruşma araştırma sonuçlarının dönüşü için ileri bir tarihte görülecek.

Bakmadan Geçme