- Haberler
- Kültür Sanat
- 'Çatalhöyük'teki Simgeler Anadolu'nun Yerel Birikimi'
'Çatalhöyük'teki Simgeler Anadolu'nun Yerel Birikimi'
Atatürk, Arkeoloji ve Anadolu'nun Sahipleri Konferansı'nda Prof. Dr. Fahri Işık, arkeoloji ve medeniyetler hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 86. yıl dönümü kapsamında, Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi’nde “Atatürk, Arkeoloji ve Anadolu'nun Sahipleri” hakkında konferans düzenlendi. Düzenlenen konferansa Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Ali Uysal, Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanı Albay Tolga Yağan, Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcısı Eylem Ayar, Afyonkarahisar İl Kültür Turizm Müdürü Yusuf Altın, Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürü Miraç Sünnetci ile birlikte öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
“BU KONFERANS İLE AFYON VE ANADOLU’YA BAKIŞ AÇIMIZ DEĞİŞECEK”
Atatürk, Arkeoloji ve Anadolu'nun Sahipleri Konferansı’nın açılış konuşmasını Afyonkarahisar İl Kültür Turizm Müdürü Yusuf Altın gerçekleştirdi. Yusuf Altın, “Bu konferansımızın yeni kütüphanemizin konferans salonunda gerçekleşen ilk etkinlik olması nedeniyle çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Anadolu'da birçok kazı faaliyetlerimiz var. Bu kazı faaliyetleri resmi olarak Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatıldı ve bunun serüveni hala devam ediyor. Prof. Dr. Fahri Işık hocamızı davet ettik. Bu konferans ile Afyon ilimize ve Anadolu'muza bakış açınızın değişeceğine inanıyorum. Çünkü bilgi darağacımız genişleyecek. İnşallah faydalı olmasını diliyorum” dedi. Müdür Altın, hitaplarını Turgut Ataşçı’nın şiiri ile noktaladı.
“KÜLTÜRLER ARASI BAĞ HER ZAMAN VARDI”
Prof. Dr. Fahri Işık, "Atatürk, Arkeoloji ve Anadolu'nun Sahipleri" konferansında Hititler, Luviler ve Palaların Anadolu'nun kadim halkları olduğuna dair görüşlerini paylaştı. Işık, bu toplulukların yerel olduklarını ve dışarıdan gelmediklerini savunarak, Anadolu'daki sanatsal ve kültürel birliğin bu köklere dayandığını vurguladı. Hitit kültürünün Hatti kültürüyle derin bir bağ içinde olduğunu belirten Işık, iki toplum arasındaki benzerliklerin, Hititlerin Anadolu'ya dışarıdan gelmediğini kanıtlar nitelikte olduğunu ifade etti.
Konuşmasında Hititler ve Hatti halkı arasındaki güçlü bağa değinen Işık, "Eğer bugün yazılı kaynaklar olmasaydı, bu iki halkın birbirinden farklı olduğunu bilmezdik," diyerek, arkeolojik verilerin Anadolu'da yerli bir kültürel gelişim sürecine işaret ettiğini söyledi. Işık, Hititlerin kendilerini Hatti kültürünün devamı olarak gördüklerini dile getirerek, bu kültürel sürekliliğin, onların Anadolu’ya dışarıdan geldiği yönündeki görüşleri çürüttüğünü ileri sürdü.
“HİTİTLER DIŞARIDAN GELMEDİ”
Bazı araştırmacıların Hatti kültürünü dış kökenli olarak nitelendirmelerini eleştiren Işık, "Hititlerin dışarıdan geldiği iddiaları, aslında Anadolu'nun yerel medeniyetlerini dışlamak anlamına geliyor. Oysa ki Çatalhöyük gibi Neolitik yerleşimlerin ortaya koyduğu sanatsal ve kültürel örnekler, Anadolu'nun en eski köklerinden gelen bir devamlılığı gösteriyor" dedi. Işık, Çatalhöyük'teki simgeler ve sanatsal eserlerin Anadolu'nun yerel birikimi olduğuna dikkat çekti.
Son olarak, Hattilerin Kafkasya’dan geldiğine dair iddialara da yanıt veren Işık, bu tezlerin dayanaksız olduğunu belirtti. "Kafkasya kökenli olarak gösterilen Maykop kültüründe Hatti kültürüne özgü kraliyet mezarlarının veya anıtsal oda mezarlarının izine rastlanmıyor," diyen Işık, Maykop kültürü ile Hatti kültürü arasında doğrudan bir ilişki olmadığını ifade etti.