Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

BURASI TÜRKİYE… – Kocatepe Gazetesi

Mehmet Şenkaya 6 Aralık 2014 Cumartesi 02:00:00
  “Kardeş gibi yar olmaz, Bağdat gibi şehir olmaz” diye dilimize yerleşmiş çok özel ve güzel bir deyim vardır. Aynı babadan olan, aynı anadan doğan kardeşler arasında onları birbirine bağlayan sağlam bir kan bağı vardır. Kardeşler arasındaki geçimsizlik ne kadar fazla olursa olsun; düşkünlükte, dışarıdan gelecek tehlike ve kötülüklere karşı birlikte siper olmayı gerektirir.
Irak’taki Bağdat şehrinin avantajı; Dicle gibi büyük nehir kenarında kurulması, mümbit (verimli) topraklara sahip olması, aarım arazileri, bağlar, bahçeler, camiler, medreseler, saraylar, yollar yapılması, ekonomik, kültürel ve ticari alanın etkinliği beldenin dirilik ve güzelliğini artırmış Bağdat Şehri Dillere Destan olmuştur. Aslında, Şehirleri şehir yapan insanlardır.
Adı masallara konu olan 23 yıllık hükümdarlığı süresinde Abbasi imparatorluğuna en parlak dönemini yaşatan Harun Reşit: Babasının sarayında İslami Bilimler, Hukuk, Tarih ve Edebiyat alanında değişik konularda eğitim aldı. Sanata ve sanatçıya değer verdi.
“Bağdat çeşitli dinlerden, ırklardan ve renklerden insanların birlikte yaşadığı barış şehri…
Kâşanelerinin önündeki mermer çeşmelerin lülelerinden, hurma ve bal şerbetlerinin aktığı cömert şehir… Yüz binlerce ilim adamının, Hadis, Tefsir, Fıkıh gibi ilimlerle meşgul olduğu ilim merkezi… Eşsiz ve nadide el yazma kitaplarla dolu ilim hazinesi kütüphaneleri barındıran kültür kenti… Abbasiler en parlak dönemini yaşıyordu… Âlimler, sanatkârlar, cariyeler, köleler Bağdat’a akıyordu. Harun Reşit bu ışıltılı şehrin sultanıydı.”
Böyle bir devirde Sultan Harun Reşit Bağdat’ta görkemli bir saray yaptırır. Duygusunu paylaşmak üzere Behlül Dane hazretlerini yanına çağırtır. Sarayı gezdirdikten sonra Behlül Dana’nın fikrini almak ister.
Nasıl buldun?
Çok iyi, çok kötü
Çok iyiyi anladım da, çok kötü olan ne?
Keşke ölüm olmasaydı Sultanım
“Allah, dünya nimetlerini insanlar ve canlılar için yaratmaktadır. Bu nimetleri kullanma ve yeme arzusunu da insanın içerisine koyan Allah’tır. Bunları yemek, içmek veya kullanmak insanın hem hakkıdır, hem de şükrünün bir gereğidir. İnsan nimetleri yiyecek, kullanacak ama nimeti vereni de bilecek.” İslam’a ve topluma faydalı olmak şartıyla zengin olmak zenginliği Allah yolunda kullanmak, gerekir.
Son zamanlarda saçma sapan yerici cümlelerle Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Sarayı eleştiriliyor. Bir bardak suda fırtına koparılmaya çalışılıyor. Bunlar dar görüşlü, tarihimizi iyi okumadıkları belli. “Yiyen at yemini kendi artırır.” Şu memlekette yaşayıp taş üstüne harç koyarak bir şeyler yapanlardan Allah razı olsun.
”At ölür meydan kalır; yiğit ölür şan kalır.” Geçmişi şan ve şerefle dolu, 6 Milyon kilometre kare toprağa sahip, dili, dini, ırkı ayrı devlet topluluklarına hükmeden, imparatorluk kurmuş, 3 kıtada iz bırakmış ataların torunları olduğumuz unutturulmak isteniyor
Asıl unutulmayan; geçmişte yaşanan, toplumu rencide eden: Tüp kuyrukları, Gaz kuyrukları, Ekmek kuyrukları, Karaborsa, Enflasyon, Pahalılık, İMF’ye, sömürücü dış güçlere çanak tutup boyun eğen, Türk Parasını Pul eden zihniyet.
Burası Türkiye: “Can gövdeye yük, mahkeme kadıya mülk değildir.” Yabancı uşakları istemese de; hiçbir şey yerinde kalmaz. Halka hizmet; Hak’ka hizmettir. Milletin kalkınması ve refahı için; köprü de yapılır, tüp geçit de olur, bölünmüş duble yol da yapılır. Hızlı tren de sefere konulur, büyük hava alanları da yapılır, hak edenlere Ak saraylar da yapılır. İyi insanlar her şeyin en iyisine layıktır. Geleceğe ümitle bakalım.
Sağ olun, sağlıcakla kalın. Allah’a emanet olun.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER