Nöbetçi Eczaneler
14 Ocak 2011 Cuma 02:00:00 Afyonkarahisar’ın gelişimi açısından önem taşıyan projelerin ardı ardına hayata geçmeye başladığına tanık oluyoruz şu günlerde. Zafer Havaalanı’nın, Akarçay projesinin ve Spor Kompleksinin ihale edilmesi gerçekten memnuniyet yarattı. Sıradaki çalışmalarla ilgili müjdeli haberler sabırsızlıkla bekleniyor.
Uzun bir süredir adeta yarım kalmış, ya da müjdesi verilmiş de arkası gelmemiş yatırımlar diyarı haline gelen Afyonkarahisar’da projelere böylesine ciddi yaklaşım olması sevindirici.
Hatırlarsınız, bir Kar Vadisi projemiz vardı. Vagon Fabrikası arazisi olarak bilinen arazide Kar Vadisi kuracakları iddiasıyla ilimize gelen heyet uzun süre gündemi işgal etmişti. Devletin her türlü imkanı ayaklarına serilen bu sözde yatırımcıların sahtekar oldukları sonradan ortaya çıkmış, Afyonkarahisar bir kez de böyle gelmişti ülke gündemine.
Şimdi gazeteleri okuduğunuzda “sözde” kar vadisi ile “özde” kar vadisi arasındaki farkı rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bakın, Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapmaya hazırlanan Erzurum’da olimpiyatlar için gerçekten bir kar vadisi oluşturuluyor. Yapay kar oluşturan makineler için milyonlarca lira yatırım yapılıyor. Erzurum’un ilçeleri dahil olmak üzere genelinde bu iş için 600 milyon liralık yatırım yapılmış, bir o kadarının da sırada olduğu belirtiliyor. Erzurum’a 57 ülkeden 3 bin sporcu ile birlikte binlerce turist gelmesi bekleniyor. Bu müthiş potansiyeli Erzurum’da tutabilmek ve senenin 6 ayını kayak yapılır hale getirmek amacıyla çalışmalar yapılıyor.
Kim bilir, belki bizim kar vadimiz de gerçekleşseydi Erzurum’a yapılan yatırımları böylesine ağzımız açık izlemezdik. Olsun, Kar Vadisi olacak arazide şimdi spor kompleksimiz yükselecek inşallah. İştahımızı oraya saklayalım.
Laf yatırımlardan açılınca arşivlere kısaca bir göz attık. Öyle derinlemesine değil, ucundan. Gözümüze takılanlardan bazılarını aktaralım istedik.
2006 Kasım ayında 3 vekilimiz ortak açıklamada bulunarak Afyonkarahisar askeri havaalanının uçuşlara açılacağını, bunun için 6 trilyonluk kaynak ayrıldığını açıklamışlar mesela.
2006 Ağustos ayında Vagon fabrikası olarak bilinen 2.5 milyon metrekarelik alanın yüzde 90’ının yatırımcılara tahsis edildiği, buralara yapılacak olan toplam yatırım bedelinin 1 kat-rilyonu aşacağı ve 3 bin kişiye iş imkanı sağlanacağı açıklanmış. Yatırım yapacak olan firmalar Varlıbaş, Budan, Katar-Türk ortaklığı, Güral olarak bildirilmiş.
Ekim 2008 de “Ummanlılar tatil köyü yapmak için gelecekler” denilmiş. Yatırımcı sayısının 14’e ulaştığı müjdelenmiş.
2006’nın Ocak ayında İtalyanlar’ın sera yapımı için geleceklerini açıklamış bir vekilimiz. Nisan 2006’da Engelliler okulu ve Afyon Askeri Havalanı’nın açılacağı beyanında bulunmuş yetkili bir siyasimiz. Engelliler okulu gerekli özelliklere uygun inşa edilmediği için şimdi başka amaçla kullanılmasının planları yapılı-yor.
6 Haziran 2008’de Altıntaş havaalanının ihaleye çıkacağı bir kez daha açıklanmış, nihayet 2010’un son günlerinde ihaleye çıkılabilmiş.
Bu örnekleri çoğaltmak o kadar kolay ki. Siz arşivde sayfa çevirmekten üşenmeyin yeter.
Peki, memlekete hiç mi bir şey yapılmadı? Elbette yapılanlar var. Sebep olanlardan, yapanlardan Allah razı olsun. Hepsinin ayrı ayrı değeri var gözümüzde.
Bardağın dolu tarafına da bakmak lazım. İkbal, Güral, Anemon gibi firmalar yüzlerce kişiye istihdam sağlıyorlar. Ciddi yatırımlar sırada. Yeni bir kaç tesisin inşaatı sürüyor. Seralarda da istikrar sağlandı gibi gözüküyor. Oralarda da hem istihdam hem üretim var.
Ama teşvik kanunun ilk günlerinde bize gösterilen hedef “Hıdırlık’ın tepesi” olup da bugün “Deper çeşmesi”ne gelince “Buna şükredin” denmesi gücümüze gidiyor doğrusu.
Keşke en baştan uçuşa geçmesiydik de bugün elimizdekinin kıymetini daha iyi bilebilseydik. Biz şükreden, kanaatkar bir toplumuz. “Buna da şükür” demek için çok sebebimiz var…
