'Bu yarıyıla kadrolaşma damga vurdu'
Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi Başkanı Nizamettin Şenol, 2014-2015 eğitim-öğretim yılına Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki kadrolaşmanın damgasını vurduğunu belirtti Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi Başkanı Nizamettin Şenol, 2014-2015 eğitim-öğretim yılına ilişkin değerlendirme yaptı. Şenol, ' 2014-2015 Eğitim-Öğretim Yılı'nın ilk yarıyılı sona eriyor. Bu döneme damgasını vuran konuların başında okul yönetici görevlendirmeleri gelmektedir. Bilindiği gibi görev süresi uzatılacak müdürler [&hellip]
Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi Başkanı Nizamettin Şenol, 2014-2015 eğitim-öğretim yılına Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki kadrolaşmanın damgasını vurduğunu belirtti
Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi Başkanı Nizamettin Şenol, 2014-2015 eğitim-öğretim yılına ilişkin değerlendirme yaptı. Şenol, “ 2014-2015 Eğitim-Öğretim Yılı’nın ilk yarıyılı sona eriyor. Bu döneme damgasını vuran konuların başında okul yönetici görevlendirmeleri gelmektedir. Bilindiği gibi görev süresi uzatılacak müdürler ile ilk kez ve yeniden görevlendirilecek müdürlerde yapılan değerlendirmelerin büyük kısmında bilgisi, birikimi, tecrübesi, ödülleri ile fark yaratanlar değil, iktidara bağlılıklarını bildirenler, bir yerlerden gelen talimatları harfiyen uygulayanlar, kısacası yandaşlar görevlendirildi. Mülakatlarda ise özellikle bir sendikanın üyeleri korundu, kollandı; yandaş olmayanlar, biat kültürünü reddedenler, bir yerlerden gelen emirler yerine doğruları uygulamaya çalışanlar dışlandı, ötekileştirildi. Okul müdür yardımcılığı ve müdür başyardımcılığı görevlendirmelerinde de okul müdürünün teklifinin dikkate alınması gerekirken, okul müdürlerine kimlerle çalışacaklarına dair talimatlar verildi” dedi.
SENDİKA HUKUK
MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYOR
Sendika olarak hukuk mücadelesini sürdürdüklerini söyleyen Şenol, “Sendikamızın haksız okul yönetici görevlendirmelerinde hukuk mücadelesi de sürmektedir. Bu süreçte okul müdürlerinin değerlendirilmesi sonucu görevden alınmasına ilişkin açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararları alınmıştır. Ancak yargı kararları uygulanırken, Valilik söz konusu kişileri görev yaptıkları kurumlara iade etmeden değerlendirmeye tabi tutmuş, değerlendirme yaparken de yargı kararlarının gerekçelerini yok sayarak okul müdürlerinin büyük kısmına yeniden düşük puan verilmiştir. Sendikamız, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmuştur” ifadelerini kullandı.
EK ATAMALAR YETERSİZ
Öğretmen atamalarının yetmeyeceğini aktaran Şenol, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Türk Eğitim-Sen olarak 15 bin ek atamayı yetersiz buluyoruz. MEB’in önümüzdeki günlerde yapacağı 15 bin ek atamaya ilaveten Haziran ayında 40 bin, Ağustos ayında da 45 bin olmak üzere 2015 yılı için 100 bin öğretmen atamasını istiyoruz. Türkiye genç öğretmenlerine kaynak ayırabilecek güçtedir. Başbakan Davutoğlu değil miydi, Türkiye ekonomisini 230 milyar dolarlık bir ekonomiden 822 milyar dolarlık ekonomi haline getirdiklerini, ekonomiyi 3,5 kat büyüttüklerini; yoksulluğu azalttıklarını, günlük 15 doların altında yaşayan kimsenin kalmadığını söyleyen. Başbakan değil miydi,“Devraldığımızda yoksulluk sınırı 4,2 dolardı günde. Günde 4,2’nin altında Türkiye’de yüzde 30 yaşıyordu. Şu anda sadece yüzde 2,7 yaşıyor. Hepsi yoksulluk sınırının üstünde orta gelir grubuna çıktılar” diyen.Hodri meydan! Madem öyle giderek müreffeh bir ülke haline geliyoruz, o zaman öğretmenlerimizi ve işsiz gençlerimizi istihdam edelim.”
ŞURA BEKLENENİ VEREMEDİ
Yıl içinde yapılan 19’uncu Milli Eğitim Şurası’nın eğitim camiasının beklentilerine yanıt vermediğini hatırlatan Şenol, “19. Milli Eğitim Şurası beklentilerimizi karşılamadığı gibi kısır tartışmaların gölgesinde kaldı. Şura’da bir sendikanın karma eğitimin kaldırılması yönündeki teklifi ne yazık ki Şura’nın amacına hizmet etmedi. Görüşülmesi, karara bağlanması gereken pek çok önemli konu ele alınmadı bile. Öğretmenlerin itibar kaybından tutun da eğitim çalışanlarının ekonomik, sosyal haklarına kadar birçok konu tartışılmadan Şura sonlandı. Karma eğitim Cumhuriyet tarihimizden beri eğitim hayatımızın en önemli unsuru olmuştur. Siz şayet kız ve erkek çocukları eğitim hayatında ayırırsanız daha sonra bu insanların ne toplumda ne çalışma hayatında ne de sosyal yaşamda bir araya gelmeleri mümkün olmaz. Bunu dahi düşünemeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu güruh daha sonra çark etti, karma eğitimin kaldırılmasını değil, kız ve erkek okullarının olmasını istediğini söyledi. Yani zaten MEB Temel Kanununun 15. Maddesinde var olan bir hususu güya talep etmiş oldular” dedi. (Kocatepe Haber Merkezi)