• Haberler
  • Gündem
  • 'Bu paket Türkiye'yi bölecek' demek yalanın daniskası

'Bu paket Türkiye'yi bölecek' demek yalanın daniskası

Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, Eski Emniyet Genel Müdürü Kemal Çelik, Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü İdris Kardaş, Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Meryem Gayberi, Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Aykut, Çakmak Marble Otel'de düzenlenen istişare toplantısında Anayasa Değişikliği Paketi'nin nedenlerini ve muhtemel sonuçlarını anlattı. 2 buçuk saat süren toplantıda önce sunumlar [&hellip]

Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, Eski Emniyet Genel Müdürü Kemal Çelik, Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü İdris Kardaş, Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Meryem Gayberi, Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Aykut, Çakmak Marble Otel’de düzenlenen istişare toplantısında Anayasa Değişikliği Paketi’nin nedenlerini ve muhtemel sonuçlarını anlattı. 2 buçuk saat süren toplantıda önce sunumlar yapıldı, ardından da istişare toplantısına katılan demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin merak ettiği konular değerlendirildi.
CİZRE-NUSAYBİN ÖRNEĞİ
Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan, yeni gelen teklifle birlikte Cumhurbaşkanlığı makamının sınırlarının belirgin hâle getirildiğini belirtti. Oğan, “Şu andaki teklifle birlikte Cumhurbaşkanı 82 konuda kararname çıkaramıyor. 82 konu, kanunla düzenlenmesi gereken konular. Türkiye Cumhuriyeti devletinde mahalli birimler, idareler, il kurulması, ilçe kurulması, mahalle kurulması veya bunların birleştirilmesi ya da ortadan kaldırılması, kanunla düzenlenmesi gereken alanlardır. Kararname ile düzenleme imkanınız yok. Cizre-Nusaybin’in il olması için istek vardı, Meclis’te bir direnç oluştu. Teklif geri çekildi. Buna karar verecek olan Meclis’tir. Hangi yer il olacak, eyalet mi olacak, bölge mi olacak? Bunlara Meclis karar verir. Cumhurbaşkanı buna kararname ile karar veremez” dedi.
ÜNİTER YAPI GÜVENCE ALTINDA
Cumhurbaşkanlığı makamının temel hak ve özgürlükler konusunda da, kişisel haklar konusunda da kararname düzenleyemeyeceğini hatırlatan Oğan, “Diktatörün her alanda ağzından çıkan yasadır. Cumhurbaşkanı kararnameleri Anayasa’ya aykırı olamaz. O konuda bir yasa varsa yasa geçerlidir. Yasa olmayan konuda çıkarmışsa, Meclis yasa çıkararak kararnameyi geçersiz kılabilir. Muhalefet partileri, isterlerse kararnameleri Anayasa’ya aykırılık gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürebilir. Bakın ne kadar denetim var. Ayrıca bölünme ile ilgili bizim Anayasamızda, değişmeyen ilk 4 madde arasında, devletin üniter yapısı tarif ediliyor. Bu konuda Meclis dahi bir düzenleme yapsa, Anasaya’ya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi bunu engeller. Üniter bir yapı, Anayasal güvence altındadır, ayrıca bu milletin güvencesi altındadır. Bu kadar geniş denetim ve yetkilendirme imkanı varken ‘Bu paket Türkiye’yi bölecek, tek adamlık gelecek’ demek yalanın daniskasıdır” ifadelerini kullandı.
HEDEFLENEN EKONOMİK
 BİRLİKLERDİR
Son dönemde “Cumhurbaşkanı bu yetkileriyle, ülkenin bölünmesine neden olabilir” iddiasının gündeme geldiğini hatırlatan Oğan, “Anayasa değişikliğiyle getirilen, Cumhurbaşkanlığı’na verilen bir yetki var: Bölgesel birlikler oluşturma, kurma yetkisi. Bu tamamen ekonomik temelli bir yetkilendirme. Kararname yoluyla bir birlik oluşturma yetkisidir. Afyon-Uşak Et Üreticileri Birliği gibi bir birliktir. Ya da Kalkınma Ajansları gibi, tanıtım ajansları kurabilmektir. Burada hedeflenen yürütmeyi hızlı ve güçlü yapabilmek, zayıf kalan bölgeleri güçlendirmek amacıyla birliklerdir” diye konuştu.
MECLİS, KARARNAMEYİ GEÇERSİZ KILABİLİR
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in eşinin Devlet Başkan Yardımcılığı’na getirilmesi dolayısıyla farklı düşüncelerin oluşabileceğine dikkat çeken Oğan, “Cumhurbaşkanı kararnameleri kanun gücünde değil. Önce Anayasa, altında yasa, onun altında Cumhurbaşkanlığı kararnameleri. Aliyev, hanımını Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı olarak atadı, diyorlar. Yarın Cumhurbaşkanı, aynısını yaparsa diye soruyorlar. Meclis çıkardığı yasa ile Cumhurbaşkanı’nın kararnamesini geçersiz kılabilir. Meclis’in böyle bir denetim yetkisi var. Cumhurbaşkanları birinci derecedeki yakınlarını Bakan yapamaz der. Bitti. Kanun geçerlidir” ifadelerini kullandı.
ANAYASA
MAHKEMESİ’NİN DURUMU
“Hayır” diyenlerin Anayasa Mahkemesi’nin yapısı hakkında da birçok görüş ileri sürdüğünü kaydeden Ayhan Oğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Anayasa Mahkemesi’nde şu anki sistemde olan atama usulleri hiç değişmiyor. Değişen, sadece iki üyenin askeri mahkemelerden gelmemesi. Askeri yargı kapatıldı, üye sayısı 15’e düştü. 2010 yılından önce Anayasa Mahkemesi üyeleri, emekli olana kadar görev yapıyorlardı. 2010’dan sonra bu süre 12 yıla düştü. Şu anki yapı içinde Ahmet Necdet Sezer’in, Abdullah Gül’ün, Recep Tayyip Erdoğan’ın atadığı adam var. İlk görevi bitecek olan kişi 2018’de. 2019’da bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz, sadece 2 tane Anayasa Mahkemesi üyesini değiştirebilir. 5 yıllığına seçilse, yine mahkemenin yarısını değiştirme imkanı yok. Çünkü zaman yetmiyor. Birisi 10 yıllığına seçiliyor, Anayasa Mahkemesi üyeleri 12 yıllığına seçiliyor. Seçilen bir Cumhurbaşkanı, iki dönem de üstüste seçilse Mahkeme’nin yapısını değiştirmesine imkan yok. Bunu söyleyen yalan söylüyor. Muhalefetin derdi demokrasi ise ‘Sayıştay Başkanı’nı, Danıştay Başkanı’nı, Yargıtay Başkanı’nı, Anayasa Mahkemesi üyelerini halk seçsin’ demesi gerekirdi. Getirilen sistem Türkiye’nin demokratikleştirme adımları arasındaki en ileri adım. Demokrasi güçlendiriliyor. Şu anki sistemde Cumhurbaşkanı’nı denetleyecek hiçbir şey yok. Vatana ihanet deniliyor, Türk Ceza Kanunu’nda ‘vatana ihanet’ diye bir suç yok. Yargılama imkanın yok. Biz sınırlama getiriyoruz. Görevi, yetkisi, yargılanmasını ortaya koyuyoruz.”
SEÇİM BARAJI YÜZDE 5’E DÜŞEBİLİR
Önerilen Anayasa Değişikliği Paketi’nin 16 Nisan’da halk tarafından kabul edilmesi hâlinde bu değişiklikler çerçevesinde yeni düzenlemelerin yapılacağını hatırlatan Oğan, “Bu önerilen teklif referandumda kabul edilirse, 6 ay içinde uyum yasaları çıkacak. Milletvekilliği sistemi aynı kalmayacak. Yüzde 5 alan bir parti aday gösterebilecek. O zaman ben tahmin ediyorum, bu sistemi kurgulayanlar, yüzde 5 veya daha altına barajı düşürecekler. Bunlar nasıl yapılacak? Bunlar, Meclis’te mutabakatla yapılacak. Yasal düzenleme ile yapılacak. Siyasal Partiler Kanunu değişecek, belki milletvekili seçilme koşulları değişecek. Zaten değişecek, çünkü milletvekilli seçilme yaşı 18’e düşecek.Siyasi bir sorun çıkarsa ki çıkabilecek sorun şudur: Meclis ile Cumhurbaşkanlığı arasında sorun çıkabilir. Bütçesi kabul edilmez, kararnamesine itiraz edilir. O konuda kanuni düzenleme yapılır. Böyle bir sorun çıkarsa ne yapacağız? Burada hukuk mühendisliği yapılmıyor. 367 olursa ancak kabul edilir gibi bir hukuk kuralı koymuyoruz. Anayasa Mahkemesi karar verir gibi bir kural da koymuyor. Ne olur? Hakeme gider. Seçimin yenilenmesini isteyen, kendi seçiminin de yenilenmesini ister. Kalan yıllarından fedakârlık yapacak” dedi.
KURNAZLIĞA MİLLET “DUR” DER
Türk Milleti’nin muhtemel kurnazlıklara ders verme gibi bir yeteneğinin olduğunu belirten Oğan, “Eğer seçim ikinci dönemde, seçimlere bir yıldan az kalmışsa, Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesini isterse bir daha aday olamaz. Meclis isterse aday olabilir. Diyorlar ki hile yapar, kendi partisi çoğunluktadır, Meclis seçimin yenilenmesini ister. Bütün bunlar gözümüzün önünde olacak. Cumhurbaşkanının partisi şark kurnazlığı yapacak, millet de yutacak. Darbeci Kenan Evren Turgut Sunalp’e oy verilmesini istediği halde millet gitti Turgut Özal’a oy verdi. Türkiye’nin geleceği ile ilgili bir kurnazlık seziyorsa millet, ‘dur’ diyecek” diye konuştu.
15 TEMMUZ KIRILMA NOKTASI
Neden böyle bir Anayasa Değişikliği Paketi’ne ihtiyaç duyulduğunu da açıklayan Oğan, şu tahlili yaptı:
“20-30 yıl sonra, şu andaki dünyadaki gelişmişlik sıralamaları değişecek. Farklı merkezler ortaya çıkıyor. Küresel merkezler kayıyor, askeri merkezler kayıyor. Önemli bir geçiş süreci yaşıyoruz. 100 yılda olan değişiklikler, 10 yılda olmaya başladı. Oturmuş bir yapı, değişim sürecinde korunamıyor. Biz 19’uncu yüzyılda bir karar aldık. Osmanlı kendisini de değiştirme kararı aldı. 15 Temmuz çok önemli bir dönemeç. 14 Temmuz’daki devletin işleyişi ile 16 Temmuz’daki devletin işleyişi aynı değil. Bu bir inşa sürecinin başlangıcı. Yara bere kırık döküğü bir an önce iyileştirmemiz gerekir.Beka sorununu kökten çözüyoruz. Devleti, milletin üzerine yapıyoruz. İki erki doğrudan seçiyoruz, bir erki de dolaylı olarak seçiliyor. Milletin devleti ortaya çıkıyor.”
2040’A KADAR ATILIM SÜRECİNDEYİZ
Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü İdris Kardaş, geçmişte siyasette yapılan pazarlıkların anımsanması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde bu tür milletvekili pazarlıklarının yapılamayacağını söyledi. Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Meryem Gayberi de Türkiye’nin sosyolojik olarak 2040’a kadar atılım yapma sürecine girdiğini, bunun da en önemli göstergesinin genç nüfus olduğunun altını çizdi. Gayberi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 15 yıldır iktidarda olmasına rağmen, Türk Silahlı Kuvvetler’de başörtülü personel çalışmasına ilişkin düzenlemenin yeni yapılabildiğini belirtti.
>> Murat ARISOY’un Haberi

EKONOMİ DÜZELECEK, TERÖR BİTECEK

Eski MHP Antalya Milletvekili, Eski Emniyet Genel Müdürü Kemal Çelik, bir basın mensubunun gündeme getirdiği “Hayır diyenler, ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile birlikte terör mü bitecek, ekonomik kriz mi bitecek, diye soruyor. Siz ne diyorsunuz” sorusuna şöyle cevap verdi:
“İstikrar ile birlikte ekonomi düzelecek, ekonominin düzelmesinin ardından terör de sona erecek. Mevcut sistem ekonomik krizin en büyük nedenidir. Gezi olayları başladığında faiz oranları yüzde 5’ti. Gezi Olayları’ndan sonra bir anda yüzde 11’e çıktı. Demek ki birileri, para hükmedenler malı götürdü. Ekonomimiz buydu. 2002’de bütçe gelirimiz 77 milyar liraydı. Yüzde 60’ı faize, 51 milyar civarı gidiyordu. 2016’da bu rakam şöyle: Bütçe geliri 570 milyar. Yüzde 10’u faize gitmiş. Yüzde 60’ı faize gitmemiş. Bu hükümet 290 milyar lirayı faize değil yatırımlara harcamış.”
Çelik, yeni sistemin işleyişini  “Millet Hükümeti” olarak tarif ederek “Bu millet Menderes’i seçtiğinde hata etmedi, Özal’ı seçtiğinde hata etmedi. Erdoğan’ı seçtiğinde hata etmedi. Bu millet yine hata etmeyecek” dedi.

ERDOĞAN VE BAHÇELİ’NİN ARMAĞANI

Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Aykut, Anayasa Değişikliği Paketi’yle yapılması teklif edilen düzenlemelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türk Milleti’ne armağanı olduğunu kaydetti. Aykut, “Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin Türk Milleti’ne armağanıdır bu değişiklikler. Tayyip Erdoğan’ın böyle bir güce ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Bunu kendisinden sonrasına hazırlık amacıyla yaptığını düşünüyorum. Demokratik sistemlerde meşruiyetin kaynağı halktır. Bunu yapmaya çalışıyor arkadaşlarımız, büyüklerimiz. Seçme yaşı ile seçilme yaşının birbirinden ayrı tutulması güvensizlik arz eder. Milletimize güvenmezseniz, demokrasiye olan inancınızı da sorgulamanız lazım. Bu milletin irfanına güveniyoruz” diye konuştu.

Bakmadan Geçme