• Haberler
  • Genel
  • Bu Merdiven Neden Yıllardır Yerinden Oynamadı ?

Bu Merdiven Neden Yıllardır Yerinden Oynamadı ?

Kudüs'ün Eski Kenti'nde yer alan Kutsal Kabir Kilisesi'nin cephesindeki ikinci katta, sağ pencerede duran ahşap bir merdiven, Hristiyan dünyasında mezhepler arası anlaşmazlıkların sembolü haline gelmiş bir objedir. 

Bu "Sabit Merdiven", bir çıkıntı üzerinde yer alır ve Ermeni Apostolik Kilisesi'ne ait bir pencereye yaslanmıştır. Kiliseye ortaklaşa sahip olan altı Hristiyan mezhebi arasında varılan "Statüko" anlaşmasına göre, bu tür bir objenin yeri, tüm mezheplerin onayı olmadan değiştirilemez.

Bu Merdiven Neden Yıllardır Yerinden Oynamadı ?

KUTSAL KABİR KİLİSESİ VE MEZHEPLER ARASI BÖLÜNME

Kutsal Kabir Kilisesi'nin tarihi, Hristiyanlık içindeki mezhepler arasında asırlardır süregelen bir mülkiyet ve kontrol mücadelesine sahne olmuştur. Günümüzde kilisenin farklı bölümleri altı Hristiyan mezhebi tarafından paylaşılmaktadır: Katolik Kilisesi, Yunan Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi, Süryani Ortodoks Kilisesi, Etiyopya Ortodoks Kilisesi ve Kıpti Ortodoks Kilisesi. Kilisenin cephesindeki Sabit Merdiven ise bu bölünmenin ve çatışmaların adeta bir sembolü olarak durmaktadır.

Bu durumun kökenleri, 16. yüzyılda başlayan ve 18. yüzyılda daha da yoğunlaşan mezhepler arası mücadelelere dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, bu tür çatışmaları düzenlemek için çeşitli fermanlar yayımlanmıştır. 1757 yılında çıkarılan bir ferman, kilisenin mülkiyet ve kullanım haklarını netleştirmiş, bu hakların "Statüko" olarak bilinen bir sistemle korunmasını sağlamıştır. Statüko, kilise içindeki herhangi bir değişikliğin yalnızca tüm mezheplerin onayıyla yapılabileceğini öngörür.

Bu Merdiven Neden Yıllardır Yerinden Oynamadı ?

SABİT MERDİVEN'İN TARİHİ

Sabit Merdiven'in kilise cephesinde belirdiği kesin tarih bilinmemektedir. Ancak, 1728 yılında Fransisken rahip Elzear Horn'un bir gravüründe tasvir edilmesi, merdivenin bu tarihte bile var olduğunu göstermektedir. Daha sonraki yıllarda, birçok gravür, taşbaskı ve fotoğrafta da merdiven yer almıştır.

Merdivenin kiliseye nasıl ve neden yerleştirildiği konusunda çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre, Osmanlı döneminde Ermeni rahipler, kiliseden çıkmak zorunda kalmamak için merdiveni kullanarak su ve erzaklarını temin ediyorlardı. Diğer bir teori ise, rahiplerin merdiveni çıkıntıya erişerek sebze ve yeşillik yetiştirmek amacıyla kullandığını öne sürer. Ayrıca, dini bayramlarda kalabalıkların toplandığı kilise avlusunu görebilmek için merdivenin kullanıldığı da belirtilmektedir.

STATÜKO VE SABİT MERDİVEN'İN SEMBOLİZMİ

1757’de Osmanlı Sultanı I. Abdülhamid tarafından yayımlanan ferman, kilisenin mevcut durumunun "olduğu gibi" korunmasını emretmiştir. Merdiven, bu fermanın uygulanmasının bir sonucu olarak, olduğu yerde bırakılmıştır. Bu durum, Hristiyan mezhepler arasındaki hassas dengeleri ve herhangi bir değişikliğin doğurabileceği çatışmaları yansıtmaktadır.
Sabit Merdiven, zaman içinde Hristiyan bölünmesinin bir simgesi olarak görülmeye başlanmıştır. Papa VI. Paul, 1964 yılında Kutsal Topraklar'a yaptığı ziyarette, merdiveni "Hristiyan bölünmesinin görünür bir sembolü" olarak tanımlamıştır.

SABİT MERDİVEN’İN YER DEĞİŞTİRİLMESİ VE TARTIŞMALAR

Zaman zaman Sabit Merdiven yerinden kaldırılmış, ancak kısa süre sonra yerine geri konulmuştur. 1997’de bir Protestan, merdiveni pencereden içeri çekerek bir sunağın arkasına saklamıştır. Bu olay, mezhepler arasında kısa süreli bir tartışmaya yol açmış, ancak merdiven kısa süre sonra eski yerine yerleştirilmiştir.

2009 yılında ise merdiven, bir süreliğine sol pencereye taşınmış, ardından yeniden orijinal yerine konmuştur. Bu tür olaylar, merdivenin simgesel önemini ve Hristiyan mezhepleri arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Sabit Merdiven, Kudüs’ün Eski Kenti’ndeki Kutsal Kabir Kilisesi’nin bir parçası olmanın ötesinde,

Hristiyanlık içindeki bölünmelerin ve mezhepler arası hassas dengenin güçlü bir sembolü olarak varlığını sürdürmektedir. Yerinden oynatılmaması konusundaki ısrar, hem tarihsel anlaşmazlıkların bir yansıması hem de bir uzlaşma ve statükonun korunması adına alınan ortak bir karardır. Bugün Sabit Merdiven, bu tarihi ve dini mücadelenin sessiz bir tanığı olarak, Kudüs’ün kalbinde durmaya devam ediyor.

Bakmadan Geçme