- Haberler
- Kültür Sanat
- Bu kitapta Afyon'da esir kalan İngiliz ve Anzaklar var
Bu kitapta Afyon'da esir kalan İngiliz ve Anzaklar var
Afyonkarahisarlılar'ın yakından tanıdığı bir isim olan Doğan Şahin'in yeni kitabı yayınlandı   Afyonkarahisar'da uzun yıllar yaşayan ve Afyonkarahisar'daki yaşamı süresince özellikle, esir düşen İngiliz ve Avustralyalı askerlerin yaşamlarıyla ilgili ayrıntılı araştırmalar yapan Doğan Şahin yaşamını Fethiye'de sürdürüyor. Şahin'in uzunca bir süredir üzerinde çalıştığı 'Kilim' isimli yeni kitabıMythos yayınevinden çıktı. Doğan Şahin, 'Fethiye’de öyküsü başlayan bu [&hellip]
Afyonkarahisarlılar’ın yakından tanıdığı bir isim olan Doğan Şahin’in yeni kitabı yayınlandı
Afyonkarahisar’da uzun yıllar yaşayan ve Afyonkarahisar’daki yaşamı süresince özellikle, esir düşen İngiliz ve Avustralyalı askerlerin yaşamlarıyla ilgili ayrıntılı araştırmalar yapan Doğan Şahin yaşamını Fethiye’de sürdürüyor. Şahin’in uzunca bir süredir üzerinde çalıştığı “Kilim” isimli yeni kitabıMythos yayınevinden çıktı. Doğan Şahin, “Fethiye’de öyküsü başlayan bu romanda tarih var, macera var, aşk var, hayal kırıklığı var, gizem var, acı var, Belemedik var, Osmaniye Bahçe var, Afyonkarahisar var. Bu kitapta birinci dünya savaşında Türklere esir düşen bir Avustralyalı askerin hazin öyküsü var.” diyor.
>> Esra KÜÇÜKKURT’un Haberi
Doğan Şahin yeni kitabının tanıtım yazısında şu bilgelere yer veriyor:
“İnsanlığın bilinen tarihinde barış diye bir şey yokmuş.
Sadece savaşa ara veriliyormuş.
Bir varmış bir de yokmuş.
“Sanki dünyanın tüm yükünü omuzlarında taşıyormuş gibi yürüyordu…”
O bir asker değil, insan iradesinin bir kahramanıydı. O bir anti-kahramandı. Öyküsü yüzyıllar boyu sürecekti. Çünkü o etten ve dahi kemikten yapılmış bir gerçek varlıktı.
O, varoluşunun esiriydi sadece.
Doğan Şahin, 1. Dünya Savaşında Çanakkale’de batan AE2 denizaltısından esir alınan bir er hakkındaki kitabı Kilim ile tarih ve edebiyatseverlerle buluşuyor.
Gerçek bir olaydan yola çıkan romanda esir erin günümüzde de akibeti bilinmiyor.
Kimbilir belki de biliniyordur…”