Bu haftanın konuğu Özerhun ve Dayı'ydı
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencilerinin Öğretim Görevlisi Türker Göksel'in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri 'Sorunlu Çemberler' başlıklı proje hız kesmeden devam ediyor Sorunlu Çemberler projesinde görevli öğrenciler, Türk basketbolunun en önemli markalarından birisi olan Anadolu Efes basketbol takımının uzun yıllar başında bulunan Genel Direktör Engin Özerhun ve Pazarlama ve Kurumsal İlişkiler Müdürü Gökçe [&hellip]
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Afyon Meslek Yüksekokulu Pazarlama Bölümü öğrencilerinin Öğretim Görevlisi Türker Göksel’in koordinatörlüğünde gerçekleştirdikleri “Sorunlu Çemberler” başlıklı proje hız kesmeden devam ediyor
Sorunlu Çemberler projesinde görevli öğrenciler, Türk basketbolunun en önemli markalarından birisi olan Anadolu Efes basketbol takımının uzun yıllar başında bulunan Genel Direktör Engin Özerhun ve Pazarlama ve Kurumsal İlişkiler Müdürü Gökçe Dayı’yla Türk basketbolunun mevcut durumu, geleceği ve sorunları hakkında bir röportaj gerçekleştirdiler.
Türkiye’de basketbolun hak ettiği yerde olmadığını savunan Genel Direktör Engin Özerhun, “Türkiye’de basketbol kamuoyu zayıf. Yani sadece birkaç kulüp ile onların peşinden giden birkaç kulübün harcadığı para var. Ama toplam değer olarak tüm katılımcılarıyla, basınıyla, seyircisiyle, takımıyla, her şeyiyle istenilen, olması gereken düzeyde değil. Avrupa’da para harcama açısından ikinci sırada yer alan bir ülkeyiz. Yaklaşık 50 ülke arasında bu çok önemli bir şey aslında. Şimdi Avrupa’daki basketbola olan uzaklaşma, futbolun basketbolu tamamen ezmesi sonucu, sponsorlar çok zor bulunuyor. Avrupa’nın en yüksek ligi olan Euroleague ana sponsoru bir Türk firması. Ama Türkiye liginin sponsoru yok gibi. Böyle tezat bir durum da var. Yani iyi pazarlama dengeleri kurulmuş gibi gözükmüyor açıkçası.” dedi.
“BAHİS FİRMALARINDAN
GELEN PARA YETMİYOR”
Bahis firmalarından gelen paranın yetersiz olduğuna dikkat çeken Özerhun, “Öncelikle Türkiye’de spordan para kazanan bir kulüp olduğunu düşünmüyorum. Bütün branşlar tamamen gider getiriyor. Bizim en büyük gelirlerimiz, gerek Avrupa gerekse Türkiye ligindeki televizyon yayın hakları, oradan aldığımız gelirler. Gerek Türkiye gerekse Avrupa liginde “İddaa”dan aldığımız, yani bahis firmalarından Avrupa’da Türkiye’deki maçlarımızdan aldığımız paralar var. Bilet paraları da özellikle Avrupa maçlarında yükselen bir çizgi çiziyor. Ama bunların tamamen bir kulübün ihtiyaçlarını karşılamak adına yeterli olduğu söylenemez. Sadece bizim için geçerli değil bütün kulüpler için geçerli bu söylediklerim.” ifadesine yer verdi.
Şifreli kanal yayınları hakkında düşündüklerini aktaran Özerhun, “Özellikle biz bir müessese grubu olarak şifreli kanallarda yer almamasının, yani açık kanallarda yer almasının bizim için çok daha iyi olacağını düşünüyoruz. Türkiye ligi ve Avrupa ligi şifreli olmasa bile bir dekoderinizin olması gerekiyor bu da bir aşama sayılır. Tabi daha kötü senaryo futbolda olduğu gibi dekoderde şifreli olması. Bizim kulüp olarak yaklaşımımız maçlarımızın açık kanalda olması. Genel olarak baktığımız zaman da basketbolun yayılması için tamamen açık kanallarda olması çok daha iyi olur. Şimdi biz İstanbullular bunun farkında değiliz ama Anadolu’da Avrupa maçları da dâhil olmak üzere ismini bile bilmediğimiz bazı kanallar Avrupa kupası maçlarını yayınlıyorlar. Bunlar aslında çok büyük iş yapıyorlar. Ama bunların yaygınlığı tamamen yerel olduğu için burada duyulmuyor bile. Yani ne kadar önemli olduğunun bir başka göstergesi olduğu açısından söylemek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Marka değeri hakkında yaptıkları çalışmalar hakkında kısa bilgiler veren Pazarlama ve Kurumsal İlişkiler Müdürü Gökçe Dayı, “Bizim için önemli olan Anadolu Efes Spor Kulübü’nün bir marka olarak ortaya konması. Ne olursa olsun biz bir spor kulübüyüz fakat spor kulübünün de markasının ayakta durması için sadece basketbol oynaması yetmiyor etrafında öngörülecek olan faaliyetler, aktiviteler seyirci ile duygusal bağın kurulması ve bir millete ait olması kulüp için, bizim için önemli. Biz de bunu hissettirecek türden faaliyetler yapıyoruz. Hem insanlara maça geldiklerinde bunu hissedecekleri bir ortam hazırlamaya çalışıyoruz. Hem de maç dışı günlerde de onların alakalarını çekebilecek, ilgi duyabilecekleri onlara kulübü duygusal olarak hissettirecek yakın olmalarını sağlayacak türden iletişimlerde bulunuyoruz ve bunlarla beraber bütünleşik bir şekilde maç günleri ve maç dışında kulüp ve seyirciyi bir araya getirmeye gayret ediyoruz böyle özetlemek doğru olur.” dedi. (Kocatepe Haber Merkezi)