“Bu değişiklikle Meclis bir kenara atılıyor”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, Çay ve Hocalar ilçeleri ile bu ilçelere bağlı belde ve köylerde vatandaşlarla bir araya gelerek referandumda neden “Hayır” denilmesi gerektiğini anlattı.MİLLETVEKİLLERİNİN İRADELERİNE BASKI YAPILDITürkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yangından mal kaçırır gibi Anayasa teklifi geçirildiğinin altını çizen Milletvekili Köksal, “Sayısal çoğunluğumuz yetmedi. Ama yüreğimizle kalbimizle bize [&hellip]
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, Çay ve Hocalar ilçeleri ile bu ilçelere bağlı belde ve köylerde vatandaşlarla bir araya gelerek referandumda neden “Hayır” denilmesi gerektiğini anlattı.
MİLLETVEKİLLERİNİN İRADELERİNE BASKI YAPILDI
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yangından mal kaçırır gibi Anayasa teklifi geçirildiğinin altını çizen Milletvekili Köksal, “Sayısal çoğunluğumuz yetmedi. Ama yüreğimizle kalbimizle bize inanan bizi TBMM’ye götüren milyonların hakkıyla orada mücadele ettik. Tüm arkadaşlarımızla anlatmaya çalıştık. AKP’de, MHP’de evet diyecek milletvekillerine kendi kendinizin ayağına kurşun sıkıyorsunuz meclisi kötürüm hale getiriyorsunuz. Cumhuriyetin köküne kibrit suyu döküyorsunuz dedik. Ama yukardan uzanan bir el neticesinde bu milletvekillerimiz tek başına sandığa gitmediler. Tek, tek oylama yapılmadı. İradelerine baskı yaptırıldı. Baskı ortamı oluşturulmasaydı belki bu teklif geçmeyecekti. Öyle büyük bir baskı yapıldı ki, milletvekilleri gizli oylama kuralına uymadılar. Açıktan oy kullandılar. Sayısal çoğunlukları sayesinde bu teklifi önümüze getirdiler” dedi.
VATANDAŞ ANAYASA TEKLİFİNDEN BİHABER
Oylama yapıldığı esnada Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde canlı yayın yapılmadığını hatırlatan Köksal, “Neden halka açık olunmadı. Bu içeriğin neler getirdiği hakkında vatandaşın bilgisi yok. Anketler yapılıyor çoğu vatandaşımız Anayasa teklifinden bihaber basında bir kaç kanal bir kaç gazete dışında çok yer alamıyoruz. Evetçiler daha çok yazılı ve görsel basına çıkarılıyor. Onlarda terör için evet, güçlü Türkiye için evet diyorlar. Bu 18 madde de Türkiye’nin en büyük sorunlarını çözecek bir tane madde var mı? Terörü, baskı ortamını önleyecek, ekonomiyi düzeltecek yoksulluğu, işsizliği düzeltecek bir madde var mı? Bakıyoruz yok” ifadelerini kullandı.
TEKLİFİ ŞİRİN GÖSTERMEK İÇİN CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ DİYORLAR
Devletin sınırsız yetkilerinin tek adama teslim edileceğini kaydeden Köksal, “Bu teklifte ne var bir adama devletin sınırsız yetkilerini teslim etme ve onun önüne hiçbir denetim denge koymama var. Bu teklifte bir kişinin hayatının her alanına dokunması ama kendisiyle ilgili hiç kimsenin bir şey diyememesi var. Türk tipi Başkanlık diyorlar onun için Başkanlık diyeceğim. Cumhurbaşkanlığı sistemi bu teklifi şirin göstermek adına söylenen söz aslında. Adı bal gibi başkanlık kendileri de diyorlar ya dünyada eşi benzeri olmayan Türk Tipi Başkanlık. Aynen öyle dünyada eşi benzeri olmayan yetkiler verilmiş bir Başkanlık teklifi var. Bu teklifle Başkan istediği kadar Bakanlık kurup kaldıracak. İstediği kişiyi Bakan olarak atayıp azledebilecek. Bakanların tüm yetkilerini kendisi kullanacak. Başbakanın tüm yetkilerini kendisi kullanacak. Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı’na verilen yetkilerin on katı yetki veriliyor Başkana ve yetki ile Başkan istediği kadar Cumhurbaşkanı Yardımcısı atayacak. Üstelik herhangi bir kriterde konulmamış 18 yaşını tamamlamış sabıkasız en az ilkokul mezunu olan yani milletvekili seçilme yeterliğine sahip herkes Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabilir. Oğlunu, kızını, gelinini amcasını, yengesi, teyzesini, halaoğlunu, amcaoğlunu kısaca önüne gelen herkesi hatta kendi partisinin il ilçe başkanlarını Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atayıp mutlak dokunulmazlık getirebilecek” diye konuştu.
TÜM BÜROKRATLARI KENDİSİ ATAYACAK
Milletvekili Köksal konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanı Yardımcılarının, Bakanların bu kadar sınırsız sayıdaki kişinin bütün ödeneği maaşı gideri hepsi bizim ödediğimiz vergilerle karşılanacak. Başkan aynı zamanda partisinin genel başkanı sıfatıyla kendi partisinin milletvekillerini kendisi belirleyecek. Bu başkan devletin tüm bürokratlarını kendisi atayacak. Örneğin Çay Kaymakamını da o atayacak partisinin il başkanını da milletvekilini de o belirleyecek. Bu başkan her türlü devlet yetkisini de kullanacak. Her türlü devlet yetkisini her türlü idari düzenleme yetkisini özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının işleyişi ile ilgili yetkilere sahip olacak. Ne yapacak; mesela yarın bir idari düzenleme ile illeri birleştirip eyalet kuracak. Ben bölgesel yönetim getiriyorum her bölgesel yönetimin başına da bir tanede koordinatör Vali atıyorum diyebilecek. Bu teklifle bu yetki veriliyor. Ülkemiz açısından da en tehlikeli yetkilerden birisi bu. Çünkü bu Anayasa öyle göründüğü gibi Mehmet Parsak’la, Abdülhamit Gül’ün hazırladığı bir Anayasa değil. Ben buna inanmıyorum, bu Anayasa Cumhuriyete ihanet Anayasasıdır.”
YARGIYI DA DİZAYN EDECEK
Anayasa teklifinin, Oslo’da PKK ile pazarlıkla başlayan açılım süreci ile devam eden ve en sonunda bugün milletin önüne dayatılan Türkiye’yi bölme, Cumhuriyeti yıkma Anayasası olduğunu dile getiren Köksal, “Düzenleme yetkisi normalde kanunla yapılabilecek TBMM’ye verilen bu yetki şuanda bu tespitle Başkana veriliyor. Yani Başkan istediği zaman eyalet sistemini bölgesel yönetimi getirebilecek. Ona dur diyebilecek hiç kimse yok. Bu Başkan yargıyı da dizayn edecek. HSYK’nın 13 üyesinin 6’sını kendi belirleyecek. 7 üyeyi meclis belirler diyorlar. İyide mecliste zaten çoğunluk kendi partisinin milletvekillerinde kendi atadığı adamlar onun istediği 7 kişiyi belirleyecek. Örneğin Çay da yarın bir dava olsa o davaya bakan hakimi 13 üyenin olduğu HSYK atayacak. Aynı partiden iki kişi; Cumhurbaşkanının partisinden iki kişi biri parti üyesi biri ilçe başkanı davalık oldular. O hakimin karşısına çıkacaklar. Parti üyesi olan arkadaş davasında haklı kanunen davasını kazanacak. Ama ilçe başkanı olan gidip siyasi bir torpil bulup diyebilir ki, bir telefon açtırıp bu davada şu karar verilecek. O zaman davaya bakan hakim kanuna göre mi karar verir yoksa kendisini oraya atayan siyasi iradenin istediğine göre mi? İşte yargı bu şekilde siyasallaşmış olacak. Amerika’da Trump 7 tane Müslüman ülkeye vize koydu. Giremezsiniz dedi. Ne oldu karşısına bir yargıç çıktı hayır dedi. Bu karar hukuka aykırı dedi. Trump temyiz etti. Temyiz talebi de red edildi. İşte yargı bağımsızlığı bunun için önemli. Başkana bile hayır diyebilmeli yargı. Ama bu teklifle yargı ne Başkana nede Başkanın partisinden bir kişiyle hayır diyemeyecek. Siyasallaşmış olacak” şeklinde konuştu.
RAHATLIKLA GİZLİ PAZARLIKLAR YAPILABİLİR
AKP’nin kötü ve yanlış yönetimi sonucu ülkenin geldiği durumun ortada olduğunu ifade eden Köksal, “AKP diyor ki, biz cezai sorumluluk getirdik. 600 milletvekili olan bir mecliste 400 milletvekilinin kabul oyuyla Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısını, Bakanı nasıl göndereceksin Yüce Divana? Başkanın kendi yazdığı milletvekilleri onu yargılatır mı? Başkanın meclisi fesh etme yetkisi var, erken seçime götürebilir. Böylece yargılanmaktan kurtulabilir. Hadi onu da yapmadı. 400 milletvekilini ikna ettik. Yüce Divan’da yargılanması için Anayasa Mahkemesi’ne gönderdik. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinin 12 üyesini Başkan belirliyor. Kalan 3 üyeyi meclis belirler diyor. Mecliste çoğunluk kendi partisinin kendi yazdığı milletvekilleri onlarda kalan 3 üyeyi Başkanın istediği gibi belirleyecek. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesi Başkanın emrinde olacak. Belirlediği adamlar ne kadar tarafsız ve bağımsız bir şekilde yargılayabilecek? AKP’liler diyorlar ki; bu sistemle koalisyonları bitireceğiz. Yalan 15 senedir bu ülkeye tek başına bir parti yönetiyor. Koalisyon yok. Kaldı ki, parlamenter rejimde koalisyonlar olabiliyor. Geçmişte yaşandı bunlar. Ama bu koalisyonlar olurken halkın önünde pazarlık yapıyor partiler. Şu bakanlık senin bu bakanlık benim diye, pazarlıklar kamuoyuna açık yapılıyor. Ancak bu sistemde Başkan adayı gizli pazarlıklarla diğer küçük partilerin desteğini almak için Bakanlık, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı gibi bir takım görevler verip o partilerle gizli pazarlığa girebilecek. Şuanda eğer sistemde bir tıkınma varsa çıkıp söylesinler. Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı anlaşamadı. Sonucunda Davutoğlu kenara getirildi. Yani sistem tıkınması koalisyon söz konusu değil. Ülke AKP’nin kötü ve yanlış yönetimi sonucu bu hale geldi” dedi.