Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

BORÇ YİĞİDİN KAMÇISIDIR DEDİLER…

AKP iktidarı 19 yıl boyunca üretim ekonomisi yerine tüketim ekonomisini kışkırtarak büyümeyi hedefledi. Özellikle 2017 yılından beri daralan ekonomiyi genişletmenin yolunu da kredilerde buldu. İktidara ilk geldiğinde banka sistemi üzerinden kredi dağıtan AKP, sahte bir cennet yarattı. Her eve bir kredi kartı girmesi sağlandı. AKP’nin ilk yıllarını hatırlarsanız, Uzun Çarşı’da, Bankalar Caddesi’nde banka elemanları kredi kartı formları dolduruyor, sorgusuz, sualsiz herkes kredi kartı dağıtıyorlardı. Böylelikle insanların gelirine bakmaksızın gelecek için olan talepleri bugünden karşılamalarının yolu açıldı. Kartı göster al, sonra öde. İnsanların gelirini artırmak yerine kredi ile gelecekte yapacağı işler satın alınarak sahte bir refah duygusu yaratıldı. Refahını, borçlanarak artıran bir ülke olduk. Borçlar, günü gelip de ödenemeyince, başka bankadan para çek, öbür bankaya yatır, kuyumcudan altın alıyormuş gibi yapıp faiziyle para çek, borçlara takla attır, derken bugünleri bulduk. Artık bıçağın kemiğe dayandığı günlerde bir de Corona salgını çıktı. Salgına ekonomik açıdan hazırlıksız yakalandık. Öyle ki Merkez Bankası’nın “kefen parası” diye sakladığı yedek akçelerine bile el konuldu.

KAMÇILANANLAR KİM?

BDDK verilerine göre Nisan ayından bu yana Konut Kredileri %32, İhtiyaç kredileri %30 artmış. Aynı dönemde kredi kartı borçluluğu ise %22 düzeyinde artmış. Bu dönemde vatandaşlarımızın bankalara olan borcu %30 artarak 807 milyon TL olmuş. Bireysel kredi kullananlar, bir yılda 2.2 milyon kişi artmış. Ülkemizde 336 milyon bireysel kredi kullanılmış. Kişi başına düşen bireysel kredi bakiyesi 18.000 TL’den, 25.000 TL’ye çıkmış. Halen krediler nedeniyle 3.497.000 kişi yasal takipte. Yani icralık. İktidar, Corona sürecinde de insanlara yardım yapmak, yerine kredi kullandırmayı denedi.

Bir yandan geçimini, çocuklarının rızkını sağlamak için bireysel kredi kullanan vatandaşlar, diğer yanda ayakta kalabilmek için kredi almak zorunda kalan esnaf ve KOBİ’ler. Vatandaş icralık. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, bakkallar, esnaf kepenk indirdi. Fabrikalar, oteller kapanmamak için direniyor. Ancak, nereye kadar? Bugün ilimizdeki birçok işletme zor durumda. İflas haberlerini duymaya başladık bile.

Ekonomiyi 18 yılda bu içinden çıkılamaz sarmala getirenler, dolar kuru yükselmesin diye zamanında faiz artırmak yerine, kasadaki 120 milyar doları satanlar, bugün karşımıza çıkıp yeni bir beyaz sayfa açacaklarını ifade ediyor. Bu beyaz sayfa “Acı Reçete” ile birlikte sunuluyor. Peki bu “Acı Reçete” kime verilecek?

Bu reçete halka mı dayatılacak, sarayda keyif içinde yaşayanlar da acı reçeteden nasiplenecek mi?

Acı Reçeteden, esnaf, sanatkar, KOBİ’ler mi etkilenecek yoksa, otoyol, köprü, havaalanı inşaatlarıyla garanti paralar alan müteahhitler mi? Bu reçeteyi işçi, memur, emekli mi yutacak, yoksa kur iniş çıkışlarından haberdar olup paralarına para katan, ardından yüksek faizle devlete borç veren patronlar mı? Maalesef, bu acı reçete yine gariban vatandaşı etkileyecek. Yıllar sonra ortaya çıkıp sanki 18 yıldan sorumlu olan başkasıymış gibi “ekonominin gereklerini yerine getireceğiz, ülkedeki adalet sistemini yeniden tesis edeceğiz” diyorlar. Niye çünkü yabancı yatırımcının ülkede kendisini güvende hissetmesi için adalet sisteminin iyi çalışması, demokrasinin şartlarının yerine getirilmesi gerekirmiş! Yani sırf yabancılar gelsin diye göstermelik reformlar dönemi yeniden başladı. Biz bu sahneleri ülkemizin Avrupa Birliği’ne üyelik döneminde gördük. Sırf yabancıları mutlu etmek için göstermelik reformlar yapmaya başladık. Ben de diyorum ki elbette ekonomiyi düzeltelim, demokrasimizin eksiklerini tamamlayalım, adalet sistemimizde reformlar yetmez, devrim yapalım. Yapalım da bunları yabancılar ülkemize para getirsin diye değil, bu ülkenin insanı en iyi şartlarda yaşasın, vatandaşlarımızın yüzü gülsün, insanlarımız ne “Tek Adamdan” ne de gelecekten korkmasınlar diye yapalım. Göstermelik değil, gerçekten yapalım. Borçla değil gelirleri artırılarak yapalım.

Son Söz; “Arpacıya borç eden, ahırını tez satar” Atasözü

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti