• Haberler
  • Genel
  • “Bölücülük müzakerelerine karşıyız” – Kocatepe Gazetesi

“Bölücülük müzakerelerine karşıyız” – Kocatepe Gazetesi

Türk Ocaklarının, vatanda bütün fertlerin barış ve huzur içerisinde yaşamasını istediğini belirten Ocak Şube Başkanı Doç. Dr. Yavuz Osman Birdane, teröre ve bölücülüğe taviz anlamına gelecek her türlü müzakereye sonuna kadar karşı olduklarını açıkladı Türk Ocakları Afyonkarahisar Şube Başkanı Doç. Dr. Yavuz Osman Birdane, camia olarak son günlerdeki Türklük ve Türk Milliyetçiliği konusundaki tartışmalar üzerine [&hellip]

"Bölücülük müzakerelerine karşıyız"

Türk Ocaklarının, vatanda bütün fertlerin barış ve huzur içerisinde yaşamasını istediğini belirten Ocak Şube Başkanı Doç. Dr. Yavuz Osman Birdane, teröre ve bölücülüğe taviz anlamına gelecek her türlü müzakereye sonuna kadar karşı olduklarını açıkladı

Türk Ocakları Afyonkarahisar Şube Başkanı Doç. Dr. Yavuz Osman Birdane, camia olarak son günlerdeki Türklük ve Türk Milliyetçiliği konusundaki tartışmalar üzerine açıklama yapma ihtiyacı duyduklarını belirtti.
MİLLETE MUSALLAT NİFAK GÜVESİ
Türk Milleti’nin huzurlu ve mutlu yaşaması için kim ne yapıyorsa hep millet tarafından destek gördüğünü vurgulayan Türk Ocakları Şube Başkanı Doç. Dr. Yavuz Osman Birdane, son günlerde bazı yazarlar ve yöneticiler tarafından sarf edilen sözlerin millet vicdanını sızlattığını kaydetti. Bu meselenin kontrolden çıkma eğiliminde olduğunu, bilerek veya bilinmeyerek işin çığırından çıktığına değinen Birdane; “Sabırlar zorlanmaktadır. Kaş yaparken sadece göze değil tüm vücuda zarar verilmektedir. Benim sorunlarım var diyenler için kırmızı çizgiler çiğnenmektedir. Bu topraklarda yaşayan tüm insanlar barışsın kaynaşsın diye beklenirken ülke gittikçe kutuplaşmaya gitmektedir. Tamda dış güçlerin istediği kıvama da geliyor. Bugün milletimize musallat olan güve nifak güvesidir; kurt gövdenin içine girmiştir ve toplumun kanını emmektedir. Nifak şebekesi, bu coğrafyada hükmetmeye başladığı günden bu yana mikro milliyetçilik mefhumu adına farklı teoriler ortaya atmak ve ırk mülahazalarını hortlatmak suretiyle toplumu bölüp parçalamaya çalışmaktadır.” dedi.
BÖLÜNME PROJESİNE İZİN VERİLMEYECEK
Türk milliyetçiliğini; kaderde, tasada, sevinçte, kıvançta ortak olmuş, tarih boyu aynı değerler yumağını paylaşmış, aynı ruh ve mana köklerinden beslenmiş, asırlardan beri bir arada yaşayan aynı kaderin çocukları olma şuuru olarak tanımlayan Birdane; “Milletin haklarını, inançlarını, kültürünü ve tarihini savunmak demektir. Hiçbir Türk milliyetçisi; etle tırnak olmuş, kız alıp-kız veren yıllarca beraber yaşayan kardeşlerimizi ötekileştirmez. Etnik ayırım yapmadan ülkede yaşayan herkesi kucaklar. Bu topraklarda yaşayan herkes anayasal çerçevede eşittir. Ancak, milleti oluşturan etnik unsurların ayrıştırılarak her bir gruba ayrı ayrı bir takım hakların tanınması ülkeyi bölünmeye götürebileceğini de unutmamak gerekir. Ülkemizde de bir çok ırka mensup vatandaşlarımız yaşamaktadır. Her birileri ‘bizde isteriz bizde isteriz’ derse bu devletin hali nice olur. Türk milleti böyle bir bölünme projesine asla izin vermeyecektir.” ifadelerini kullandı.
TÜRKLER ETNİK AYRIMCILIĞI REDDEDER
Türk Ocakları Şube Başkanı Doç. Dr. Yavuz Osman birdane, Türk Milliyetçiliğinin; nutuklar atmanın ötesinde, ülkenin bir gün dünyadaki dengeler açısından hak ettiği konumu elde ederek, devletler muvazenesinde ibrelere yön verecek ve hakkın sesi-soluğu olacak bir devlet haline gelmek için çalışıp çabalayacağını belirtti. Birdane şu ifadelere yer verdi: “Otuz yıla yakın bir zamandır devam eden etnik fitneye rağmen bu ülkede etnik bir çatışma yaşanmadıysa bunda bizim millet ve milliyetçilik anlayışımızın kapsayıcı ve kuşatıcı niteliğinin oynadığı merkezî rol iyi anlaşılmalıdır. Bütün tahriklere rağmen Türk milletinin sağduyu ve akl-ı selimle hareket ettiğine tarih şahittir. Çünkü Türk milliyetçileri etnik ayırımcılığı reddeder. Osmanlı Devleti, Türk milliyetçiliği yüzünden parçalanmadı. Bu topraklarda en son milliyetçilik yapanlar Türkler olmuştur. Onların milliyetçiliği de ırka ve etnikliğe değil bin yıllık tarihe ve kültüre, Müslüman Türk kimliğine dayanmıştır. Hatta tersinden söyleyeyim Osmanlıyı parçalayanlar içerideki farklı ırka mensup toplumun kendi içerisindeki milliyetçiliğinden olmuştur.”
TÜRKLÜK TÜRKİYE
VATANDAŞLIĞININ İFADESİ
“Bugün …. sorunu denilerek bu mesele yeni bir parçalanma adına istismar edilmektedir.” diyen Ocak Başkanı Birdane; “Dünyadaki her fert mensup olduğu ülkeler ile anılmaktadır. Mesela Amerikan derken Amerika vatandaşı anlaşılmaktadır. Vatanımızda yaşayan her ferde ırkı ne olursa olsun ben Türküm demekten korkmamalıdır. Çünkü aynı mantıkla Türkiye vatandaşlığını ifade etmektedir. Kürt milliyetçiliğini hoş gören ve hatta destekleyen entelektüellerimiz ve yazarlarımız Türklük kavramından köşe bucak kaçıyor. Ben Türk’üm demekten asla ve asla korkmamalı adeta bir suçlu psikolojisine bürünmemeli. ‘Öz yurdunda garipsin öz yurdunda parya’ durumunu kimsenin düşürülmemesi gerekir. Türklüğü neredeyse gizlenecek bir kimliğe dönüştürme gayretleri, sözde sorunları çözmez, taviz tavizi doğurur. O zaman neden binlerce şehit verildi. Bölücü örgütün isteklerini yapmak için mi? İmralı ile görüşülürken neden hala güvenlik güçlerimize kurşun sıkılıyor? Bu nasıl iş? Teröristle müzakere fitneyi azdırıyor.” dedi.
YENİ DİLLER ÇÖZÜLMEYİ HIZLANDIRIR
Türk milleti kavramının telaffuz etmekten kaçınmanın, sadece tarihî ve sosyolojik bir olguyu inkâr etmek değil aynı zamanda kimlik ve kişiliğide inkâr etme anlamına geldiğini savunan Y. Osman Birdane; “Büyük güç olacaksak, bu topraklarda huzur, büyüme ve refahı sağlayacaksak bu etnikçi siyasetin diline teslim olarak değil, birlik ve bütünlüğümüzü pekiştirmekle mümkün olacaktır. Tarihimizi ve tarih içinde oluşmuş müşterek kimliğimizi inkâr ederek ya da gizleyerek kalacağımızı, hatta dünyada büyük güç olacağımızı zannedenler yanılgı içindeler. Anayasadan Türklüğü çıkarmak, Türkçenin yanına yeni resmî diller eklemek kesinlikle tedbir değil taviz olarak algılanacağı ve netice vermeyeği gibi çözülmeyi de hızlandıracaktır. Türk milletini oluşturan unsurları ayrıştıracak bir dil yerine gönül birlikteliğini sağlayacak bir dil inşa etmelidir. Türkçeyi ana dillerinden daha iyi bildikleri halde ısrarla ana dilde savunmayı gündeme getirenlerin talepleri yasalaştırılmak suretiyle iki resmî dile giden yol açılmıştır. Ana dilde eğitim gibi masum bir sloganla bu sürecin ilerlemesi yönünde adımlar atılması teşvik ediliyor.” ifadelerini kullandı.
VİCDANLAR DERİN SIZLIYOR
Türkiye’nin, dünyada kendine ve tarihine yakışır bir yer almak istiyorsa, dilinide evrenselleştirerek onu bir ilim diline dönüştürmesi gerektiğini kaydeden Birdane sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimizin kendini bütün dünyaya anlatabilmesi ve yeniden ispat-ı vücut edebilmesi, bir açıdan Türkçe’nin “dünya dili” hâline getirilmesine bağlıdır. Türksüz ve Türkiye’siz bir anayasa arayanlara tarihi bir gerçeği hatırlatalım. Yüzyıllardan beri bu topraklara dışarıdan bakanlar devletin adı ister Selçuklu, ister Osmanlı olsun hep bu topraklara Türkiye veya Türk İmparatorluğu demişlerdir. Türk’ü ve İslam’ı hep birlikte görmüşlerdir. Çünkü Dünyada İslam’ın inmeyen sancağını sadece Türk milleti taşımıştır. İçinden geçtiğimiz kritik süreçte bütün siyasi partiler derhal aklını başına almalıdır. Vicdanlar derinden sızlamaktadır. Türk Ocakları, vatanımızda bütün fertlerin barış ve huzur içerisinde yaşamasını hiç şüphesiz istemektedir. Teröre ve bölücülüğe taviz anlamına gelecek her türlü müzakereye sonuna kadar karşıdır.” (Kocatepe)

Bakmadan Geçme