'Bizden sonra İstanbul'a 1 litre dahi ilave su getirilmedi'
AK Parti Milletvekili Veysel Eroğlu, Melen Projesinin son kademesinin 2025 yılında devreye girmesi öngörülmesine rağmen 'Melen Projesi hayata geçirilmedi.' demenin akla ve vicdana sığmadığını söyledi. Eroğlu, 'Bizim inşa ettiğimiz içmesuyu temin tesislerinin haricinde, son 3 yıldır İstanbul'a 1 litre dahi ilave su getirilmemiştir. İstanbul Dünya'nın incisidir. Hiç kimsenin İstanbul'u susuz bırakma hakkı yoktur' dedi   [&hellip]
AK Parti Milletvekili Veysel Eroğlu, Melen Projesinin son kademesinin 2025 yılında devreye girmesi öngörülmesine rağmen “Melen Projesi hayata geçirilmedi.” demenin akla ve vicdana sığmadığını söyledi. Eroğlu, “Bizim inşa ettiğimiz içmesuyu temin tesislerinin haricinde, son 3 yıldır İstanbul’a 1 litre dahi ilave su getirilmemiştir. İstanbul Dünya’nın incisidir. Hiç kimsenin İstanbul’u susuz bırakma hakkı yoktur” dedi
Orman ve Su İşleri eski Bakanı, Küresel İklim Değişikliği ve Kuraklıkla Mücadele Araştırma Komisyonu Başkanı, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu dün sabah Fox TV’de yayınlanan İsmail Küçükkaya’nın Çalar Saat programında “İstanbul’un İçmesuyu Yatırımları ve Büyük Melen Projesi” hakkında bilgiler verdi.
“1994’DEN ÖNCE SUSUZLUK ÇEKİLİYORDU”
Veysel Eroğlu, İstanbul’un daima suyla yoğrulmuş kadim bir şehir olduğunu tarih boyunca şehre su temininin hep önemli bir mesele olduğunu söyledi. Eroğlu, “Kısacası İstanbul, suyun yanı başında ama suya hasret bir şehir olmuştur. İmparatorlar ve padişahlar İstanbul’un su meselesiyle bizzat ilgilenmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman, İstanbul’un su meselesini çözmesi için Mimar Sinan’ı bizzat vazifelendirmiştir. Dolayısıyla İstanbul’un su meselesini günümüz esasında değil, geçmişle birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Yani insan hafızası unutkandır. Özellikle 30 yaşının altındaki vatandaşlarımızın daha iyi bilmesi için 1994 öncesini hatırlamakta fayda vardır. Malum olduğu üzere 1994 yılından önce İstanbul’un nüfusu 6,5 milyondu. Şehrin nüfusu yılda takriben 400 bin artarken, buna bağlı olarak içmesuyu ihtiyacı da artmaktaydı. Bu duruma rağmen o zamanki idarecilerin su kaynaklarını zamanında geliştirememesinden ve su temin tesislerini yapamadıklarından dolayı İstanbul susuzluk çekiyordu.” dedi.
“SUSUZLUKTAN KOLERA
VAKALARI ARTMIŞTI”
O dönem su şebekelerinde yüzde 65 kayıp yaşandığını dile getiren Eroğlu, “İstanbul’a yılda ancak 200 milyon metreküp su temin edilebiliyordu. Kurak dönemlerde ise çok az miktarda su iletilebiliyordu. Hatta Terkos Gölüne Karadeniz’dende tuzlu su katılıyordu. 1994 yılı öncesinde İstanbul; Suyu akmayan, binaların bodrumlarına büyük depoların yapıldığı, mutfak ve banyolarında su bidonlarının olduğu bir şehir haline gelmişti. Altyapı yoktu veya su şebekesi tamamen eleğe dönmüştü. İstanbul’un çoğu bölgelerine 5-10 günde bir su veriliyor, tankerlerden bidonlarla su taşınıyordu. 1994 öncesi İstanbul’u yönetemeyenler susuzluktan şehri Kerbelaya çevirmişti. Musluklardan günlerce değil, aylarca su akmadığı için vatandaşlar semtler arası mekik dokuyordu. Kadınlar ellerinde bidon ve kovalarla su tankeri yolu gözlüyordu. Mahalle aralarında benzin satar gibi su satış istasyonları kurulmuş, vatandaşlar su kuyruklarında parayla su almak için bekler olmuştu. Şehirde su turizmi başlamıştı. İstanbulluların en büyük lüksü ‘15 günde bir suya razıyız ama hangi gün verileceğini bilelim.’ idi. Susuzluk sebebiyle kolera vakıaları artmış, salgın hastalıklar insan sağlığını tehdit eder hale gelmişti. Özellikle çocuklarda bitlenme hadiseleri sıklıkla görülmeye başlamıştı. Eczanelerde bit ilacı yok satıyordu. İstanbul’da o dönemde yaşanan su sıkıntısı karikatürlere dahi mevzu bahis olmuştu. Suya hasret kalmış İstanbullular isyan bayrağını açmış, her gün Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ önünde protesto gösterileri yapıyordu. Belediye şehri yönetemiyordu. İSKİ’nin borcu 1,5 milyar dolardı.” diye konuştu.
“İSKİ OLARAK 7 DEREDEN
7 TEPE’YE SU ULAŞTIRDIK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1994 yılında, İstanbul ve İstanbullular için bir milat olduğunu vurgulayan Eroğlu, “Cumhurbaşkanımız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince beni de İSKİ Genel Müdürü olarak vazifelendirdi. 5 Mayıs 1994 Cuma günü İSKİ Genel Müdürü olarak vazifeye başladım. Yaptığımız inceleme ve çalışmaların neticesinde 1 Ocak 1995 saat 8.59’da su kesintisine son vereceğiz dedik ve bunu başardık. Yedi dereden 7 tepeye suyu ilettik. Istranca derelerinin ilk barajı olan Düzdere Barajının temelini 21 Temmuz 1994 tarihinde attık. 1995 yılında Istıranca Dereleri Projelerinin 1. Kademesini teşkil eden; Düzdere, Kuzulu Dere ve Büyükdere Barajlarını, 1997 ile 2000 yılları arasında da 2. Kademeyi teşkil eden; Elmalıdere, Sultanbahçedere, Kazandere ve Papuçdere Barajlarını hizmete aldık. Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde İSKİ’nin yürüttüğü çalışmalar ile 7 dere 7 tepeyle buluşturulmuş ve yıllık 235 milyon metreküp su şehre getirilmiştir. İSKİ ayrıca 1996 yılında Şile Keson kuyularını ve 1998 yılında da Sazlıdere Barajını hizmete alarak yıllık 85 milyon metreküp su daha devreye alındı.” şeklinde konuştu.
“DÜNYANIN EN İLERİ İÇME SUYUNU İSTANBUL’A KAZANDIRDIK”
“1994 yılından 2019 yılına kadar 25 yılda İstanbul’a muazzam içmesuyu yatırımları yaptık.” diyen Eroğlu şöyle konuştu: “İSKİ Genel Müdürlüğü olarak 600 adet tesis hizmete aldık. Dev isale hatları, içmesuyu arıtma tesisleri, terfi merkezleri, içme suyu hazneleri ve şebeke hatları inşa ettik. Böylece İstanbul’un su hasretine son verilmiş ve İstanbul’da Su Medeniyeti yeniden tesis edilmiştir. Daha sonra Yeşilçay Sistemi Recep Tayyip Erdoğan tarafından 31 Mayıs 2003 tarihinde hizmete alınarak, İstanbul’a yılda 145 milyon metreküp su daha verilmiştir. 1994 ile 2019 yılları arasında yaptığımız çalışmalar neticesinde su kaynaklarının kapasitesi büyük oranda geliştirilmiştir. Ayrıca 1994’te 590 milyon metreküp olan su kaynaklarının yüzde 65’i elek gibi olan şebekede kayboluyordu. Yani fiilen 200 milyon metreküp su şehre verilebiliyordu. Dolayısıyla 1994’te 200 milyon m3 su şehre verilirken, hizmete aldığımız yeni su kaynaklarıyla biz su kaynaklarının kapasitesini 2019 yılında 1 milyar 653 milyon metreküpe yükselttik. Yani takriben 8 katına çıkarttık. İsale hattı uzunluğu 227 kilometreden 2 bin 602 kilometre içmesuyu şebeke hattının uzunluğunu ise 19 bin 146 kilometreye çıkarttık. Bu büyüklükteki uzunluk ekvator uzunluğunun yarısına tekabül etmektedir. Eski borular değiştirildi. Böylece şebekelerin içmesuyu kaybını yüzde 65’ten yüzde 25’e düşürdük. Dünyanın en ileri içmesuyu arıtma tesislerini İstanbul’a kazandırdık. İkitelli Fatih Sultan Mehmet İçmesuyu Arıtma Tesisi, Cumhuriyet İçmesuyu Arıtma Tesisi, Kağıthaneİçmesuyu Arıtma Tesisi, Ömerli Muradiye İçmesuyu Arıtma Tesisi, Yavuz Sultan Selim İçmesuyu Arıtma Tesis, İkitelli 2. Bayezıtİçmesuyu Arıtma Tesisi, Hâlihazır kapasite günlük 4,4 milyon metreküptür.”
“KERBELAYA DÖNEN İSTANBUL’A
AB STANDARTINDA SU VERDİK”
İSKİ olarak yaptıkları çok ileri içmesuyu arıtma tesislerinin çıkış suyunda ve şebekede 163 parametrenin analizinin yapılabildiğini dile getiren Eroğlu şunları söyledi: “TSE, Dünya Sağlık Teşkilatı, ABD Çevre Koruma Ajansı ve Avrupa Birliği standartlarına uygun su verilmektedir. İstanbul’umuzda her noktaya su ulaştırmak için 300 bin kilovat gücünde 79 terfi merkezi ve 800 bin metreküp suyu depolayabilecek 61 büyük su haznesi inşa ettik. Su kaynaklarının ve su dağıtımının optimum yönetilmesi için ileri su kumanda sistemi (SCADA) kurduk. Geçmişte sadece Aksaray’da İstanbul abonelerine hizmet verilmeye çalışılıyordu. 1994 yılından sonra İstanbul’a yayılmış 30 İSKİ Şube Müdürlüğü tesis edilerek müşterilere daha kaliteli ve hızlı hizmet sunulmaktadır. En ileri bilgi işlem merkezini kurduk. Yabancı yazılımları çöpe attık, kendi yazılımlarımızı yazdık. İleri teknoloji ile müşteri memnuniyetinde yüzde 97’ye ulaşıldı. Türkiye’de ilk defa Coğrafi Bilgi Sistemini (CBS) İSKİ’de hayata geçirdik. Artık İstanbul’un altında ve üstünde ne varsa CBS ile görülebilmektedir.”
>> Burak AYDIN’ın Haberi