• Haberler
  • Genel
  • 'Biz millet için idam sehpalarına razı gelenlerdeniz'

'Biz millet için idam sehpalarına razı gelenlerdeniz'

Merhum Başbakan Adnan Menderes, idam edilişinin 58. yılında Topkapı’daki Anıt Mezar’da düzenlenen törenle anıldı. Anma töreninde konuşan DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, 'Bizim safımız belli. Biz kendi için tahtı düşleyenler değiliz, biz milleti için idam sehpalarına razı gelenleriz' dedi     Topkapı Anıt Mezar'da düzenlenen törene katılan Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili [&hellip]

Merhum Başbakan Adnan Menderes, idam edilişinin 58. yılında Topkapı’daki Anıt Mezar’da düzenlenen törenle anıldı. Anma töreninde konuşan DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Bizim safımız belli. Biz kendi için tahtı düşleyenler değiliz, biz milleti için idam sehpalarına razı gelenleriz” dedi

Topkapı Anıt Mezar’da düzenlenen törene katılan Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, “Adına mahkeme denilen, adına idam denilen, hedefi millet olan intikam kumpanyalarında maalesef şehit Başbakanımızı, bakanlarımızı ipe verdiler.” diye konuştu.
Uysal konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Müslümanların ortak acısı olarak hepimizin ruhunda, sinesinde asırladır yaşattığı bir mübarek ayda Muharrem ayında, Kerbela şehitlerimizin akabinde bu milletin de ortak acısı olan 27 Mayıs darbesi ile 16-17 Eylül 1961’de nihayetinde idamlarla son bulmuş şehitlerimizi bu ortak matem gününde anmak üzere buradayız. Yaşadığı toprakları baki vatan kılmak adına tarihin yazdığı en şanlı mücadeleyi vermiş milletimiz, ecdadının vatan kıldığı topraklarda Hürriyetçi Demokratların liderliğinde bir milli mücadeleye daha girişmiştir. Vatan üzerinde kayıtsız ve şartsız egemenliğini tesis eden bir milletin, yönetimde de kayıtsız ve şartsız söz sahibi olması fikri ile, “milli irade”nin tecelli etmesi gayreti ile verdiği bir mücadeledir bu. Ve nihayetinde milli mücadelede, Erzurum’da, Sivas’ta kabul edilmeyen mandanın ve himayenin şerefli apoletlerin arkasına sığınarak yeniden dayatılmasıdır. 27 Mayıs, zincirlere, prangalara, kelepçelere, adı başka başka tahakküme başkaldıran bir milletten intikam almanın adı olmuştur. “Yine de Hürriyet” diyen, esarete katiyen boyun eğmeyen bir milleti zapturapt altına almak için kurulan bir şebekenin tarih sahnesine çıktığı, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabında bahsettiği “müstevliler”in kendilerini ifşa ettikleri bir gün olmuştur 27 Mayıs. Çok şey söylenebilir. Gün yüzü görmüş telin sözleri yeterli gelmeyebilir. Milleti hürriyetinden etmek isteyenlere, tek gayesi milletin hürriyetleri olanları yaşama hürriyetinden edenlere öfkemizi, hiddetimizi anlatacak kelime bulmakta zorlanmayabiliriz, lakin Demokrasinin 3 sancağının hatırına, onların bizlere miras bıraktığı siyasi edebin hatırına ve onların manevi şahsiyetinin huzurunda bizler için en yakışanı kayıplarımızı rahmetle anmak olacaktır. Bu vesileyle sözlerimin arasında rahmet isteyen o üç sancağa, o üç hürriyet misakına binlerce kere rahmet olsun.”

Bakmadan Geçme