Biyolojik çeşitlilik korunmalı – Kocatepe Gazetesi
Orman ve Su İşleri Bakanlığı V. Bölge Müdürlüğü’nden Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Tahan, biyolojik çeşitlilik hakkında bilgi verdi. Tahan, biyolojik çeşitliliğin korunması gerektiğine dikkat çekti Canlıların farklılığını, değişkenliğini, içinde bulundukları karmaşık ekolojik yapılarla birbirleriyle ve çevreleriyle karşılıklı etkileşimlerini ifade ettiğini kaydeden Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Tahan, insanların başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez [&hellip]
Orman ve Su İşleri Bakanlığı V. Bölge Müdürlüğü’nden Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Tahan, biyolojik çeşitlilik hakkında bilgi verdi. Tahan, biyolojik çeşitliliğin korunması gerektiğine dikkat çekti
Canlıların farklılığını, değişkenliğini, içinde bulundukları karmaşık ekolojik yapılarla birbirleriyle ve çevreleriyle karşılıklı etkileşimlerini ifade ettiğini kaydeden Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Tahan, insanların başta gıda olmak üzere temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yeri olan canlı kaynakların temelinin biyolojik çeşitlilik olduğunu kaydetti. Tahan; “Diğer bir deyişle biyolojik çeşitlilik, ülkelerin biyolojik zenginliğidir. Dünyanın karşı karşıya olduğu çevresel sorunlarla baş edebilmek için uluslararası seviyede işbirliğinin sağlanması için Birleşmiş Milletlere üye ülkeler tarafından 1992 yılında Rio’da düzenlenen Dünya Çevre Zirvesinde; Biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği ve çölleşmeyi konu alan üç temel çevre sözleşmesi imzaya açılmıştır. Bu üç sözleşmeden birisi Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesidir. Ülkemiz, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ni imzaya açıldığı 5 Haziran 1992 tarihinde imzalamıştır. Biyolojik çeşitliliği en geniş muhteviyatta ele alan Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin kabul edildiği “22 Mayıs” tarihi, “Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü” olarak ilan edilmiştir. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu açılışta yaptığı konuşmada; Biyolojik çeşitliliğin korunmasının gerekliliğine işaret ederek, Türkiye’deki türlerin Kıta Avrupası’ndan çok daha fazla olduğunu hatırlatarak Alan, tür, gen ve ekolojik korumaya ilişkin yapılanları anlattı.” dedi. (Kocatepe)