Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

BİR ZAMANLAR TARIMDA KENDİNE YETEN BİR ÜLKEYDİK

2002 yılında iktidara gelen her alanda AKP uyguladığı neoliberal politikalarla ülkemizi üretim ekonomisinden hızla uzaklaştırdı. Sanayide ara mamül ithalatı ile gerçekleşen üretime teşvik verdi. Teşvikler teknoloji yüksek üretim yerine (inşaat, yol, köprü gibi) betona verildi. Tarımda “halka ucuz gıda temin etmek” adı altında yurt dışından tarım ürünleri ve et ithal etmeye başladık. Türk çiftçisine vereceğimiz desteği yabancı çiftçiye vermiş olduk. Sonuçlarına da hep birlikte katlanıyoruz.
***
Afyon ekonomisi sanayiden çok tarım ve ticarete dayanıyor. Hayvancılıkta ve bazı tarım ürünlerinde ülkemizin diğer şehirlerine göre daha öndeyiz. Tarım ürünü yetiştirmek eziyetli olduğu kadar riskli bir iştir. Ürünler bir yıl boyunca bakım ister. Budayacaksın, otlardan temizleyeceksin, 6-7 kez ilaçlama yapacaksın, zamanında gübresini vereceksin. Zamanı gelince de çürümeden toplayıp depolayacaksın ya da satacaksın.
Türkiye’nin en iyi kirazı Afyon Sultandağı’nda yetişir. Bölgenin en önemli geçim kaynağıdır.
2019 yılında çiftçi organik napolyon kirazı 5, ihraçlık kiraz 8-10 TL arasında toptancıya verdi. 2020 yılında organik napolyon kirazı 3.5, ihraçlık kiraz 5-7 TL arasında satabildi. Verilen fiyatlar toplama maliyetini bile karşılamadı.
İlimiz Vişne üretiminde ilk il arasında. 2019 yılında fiyatı 2,5-,3,5 TL arasında seyreden Vişne, 2020 yılında yaklaşık aynı fiyatlardan satılabildi (2,25-,4 TL). 2019 yılında meyve toplamak için işçiye verilen yevmiye 80 TL iken, bu yıl 100 TL oldu. Kur artışı nedeniyle motorin, ilaç ve gübre fiyatlarındaki artış bazı ürünlerde %60’ın üzerine çıktı.
Pancar çiftçisi Mart ayında dikimini yaptı. 6 aydan beri ürününe bakıyor, hasat zamanı yaklaştı. Ancak mevzuat gereği 2019 Ekim ayında açıklanması gereken pancar alım fiyatı 11 aydır açıklanmadı. Oysa Avrupalı çiftçi 2027 yılına kadar hangi ürünün ne kadar edeceğini şimdiden biliyor.
Çiftçi maalesef emeğinin karşılığını almak bir yana, masrafını dahi çıkartamıyor.
***
Cumhuriyet Halk Partisi Millet Dergisi’nde açıklanan verilere göre;
Ülkemizde 2002 yılında 41 milyon 196 bin hektar olan ekilen tarım arazisi, 37 milyon 712 bin hektara düşmüş. Yani AKP iktidarları döneminde Trakya’nın tarım alanın üç katından fazla tarım alanı kaybedildi.
Çiftçinin bankalara borcu 2,4 milyar TL iken, 2019’da 108 milyar TL olmuş. 2002’de çiftçinin kişi başına bankalara borcu 1.000 TL iken, 2019 yılında çiftçi başına borç 52.000 TL olmuş.
Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten ender ülkelerden birisi olan Türkiye’de 2003 -2019 yılları arasında 104.6 milyar dolarlık tarım ürünü ithal edilmiş. 20 yılın sonunda artık tarımda dışa bağımlı hale gelmişiz.
Çiftçimiz ithal girdilere dayalı maliyetler yüzünden topraklarını terk etmeye başladı.
Azalan tarım arazilerine paralel olarak Anadolu’da sadece geçen yıl 682 bin 265 kişi üretimden ayrılmış. 2002 de tarımda 7 milyon 458 bin kişi çalışıyorken, bu sayı 2019 da 5 milyon 97 bin kişiye düşmüş.
Tarımda mazot, gübre, ilaç, elektrik, sulama başta olmak üzere yüksek girdi fiyatları, işçilik maliyetleri, hayvancılık sektörü için yem hammadesindeki dışa bağımlılık gibi sorunlarımız dağ gibi büyüyor. Çiftçi ürünlerinin düşük fiyata satıldığından şikayet ederken, vatandaş da pazarlarda dahi ürünlerin çok pahalı olduğundan yakınıyor. Zarar eden üretici tarımla uğraşmaktan vazgeçiyor. TV programında doların yükselmesi ile ilgili soruya “dolarla mı maaş alıyorsunuz” diye cevap veren Ekonomi Bakanına Damad Bey’e hatırlatmak lazım. Tarımsal girdilerimiz dolarla. Dolar arttıkça girdi maliyetleri artıyor, ancak üretilen ürünün fiyatı aynı oranda yükselmiyor.
Son Söz; “Çiftçinin karnını açmışlar 40 tane gelecek sene çıkmış” Atasözü

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER