Bir yazarın yarım asırlık göç hikayesi
Göç tarihinin ilk yazarlarından Dazkırılı Mehmet Ali Zaimoğlu, göç öyküsünü ve kitaplarını anlattı 73 yaşındaki Afyon Dazkırılı Mehmet Ali Zaimoğlu, Türklerin Almanya`ya göçünün 50. yılında Almanya`da tam 50 yılını geçirmiş birinci neslin ilk yazarlarından biri olma unvanını kazandı. Yazar, emekli olduktan sonra 2004 yılında Türkiye`de Alamancı, Almanya`da Yabancı adlı ilk kitabını, ardından Stadtwerk Offenbach Holding [&hellip]
Göç tarihinin ilk yazarlarından Dazkırılı Mehmet Ali Zaimoğlu, göç öyküsünü ve kitaplarını anlattı
73 yaşındaki Afyon Dazkırılı Mehmet Ali Zaimoğlu, Türklerin Almanya`ya göçünün 50. yılında Almanya`da tam 50 yılını geçirmiş birinci neslin ilk yazarlarından biri olma unvanını kazandı. Yazar, emekli olduktan sonra 2004 yılında Türkiye`de Alamancı, Almanya`da Yabancı adlı ilk kitabını, ardından Stadtwerk Offenbach Holding GmbH tarafından yayınlanan ikinci kitabı Wenn das fremde Land zur Heimat wird yani Gurbet vatan oluncayı çıkarttı. İlkokul mezunu olduğunu dile getiren Zaimoğlu, okumaya ve kitaplara olan düşkünlüğünün çocukluğundan beri olduğunu kaydederek, “ İstanbul`da askerliğimi yaptım, her çarşı izninde Cağaloğlu`na gider, kullanılmış eski kitaplar alır birliğime gidene kadar vapurda yada otobüste okurdum. Yine aynı çarşı iz-nimde bir kitaba rastladım. `Almanya`da Tahsil ve Çalışmak` adlı bu kitap benim buralara gelip okuyup çalışmak için bir umut olmuştu. Çünkü askerden sonra memlekete döndüğümde sadece çiftçilik yapma şansım vardı. Memleketteyken kahvede bir gazetede `Almanya`da çalışmak isteyenler için Almanca mektup yazılır` ilanını gördüm. Babamdan izin aldım ve İstanbul`a gittim dedi.
Türklüğünü unutmayacaksın!
Başından geçenleri anlatmaya devam eden Zaimoğlu, İlan veren yeri buldum ve mektup yazdırdım. Orada ki görevli bana mesleğimi sordu ve ben askerde elektrikçilik mesleğini öğrendiğimi söyledim. Kendisi de bana Frankfurt`ta elektrik işi olduğunu söy-ledi ve mektubu yazdım. Tabi mektupta ki adreste Deutschland yazıyordu ki ben sadece Almanya olarak biliyordum. 6 hafta sonra Alman Konsolosluğu`ndan mektuba cevap geldi. İş sözleşmesi ve tren bileti de mektupla beraber gelmişti. İhtilal dönemiydi, babamdan izin aldım ve pasaport işlemleri için İstanbul`a gittim ve orada çalışan memur bana pasaportu vermede sorun çıkarttı ve pasaport alacağım dönemde şefe çıkıp durumu izah edince şef de bana `Türklüğünü unutmayacaksın ve bizi orda en iyi bir şekilde temsil edeceksin` dedi. Ben de askerliğimi yeni bitirdiğimden heyecanla `Emredersiniz Komutanım` deyince pasaport şefi gülerek işlemlerimi tamamladı ve pasaportu aldım. 1961`de Sirkeci`den trenle Frankfurt Tren İstasyonu`na üç gün süren bir yolculuk sonrasında geldim. Tabi içimde büyük bir korku var. Dilini bilmediğim, insanlarını tanımadığım, kültürlerini bilmediğim bir ülkede ne yapacağımı tam olarak anlamış değildim. Bakın şimdi ise 50 yıl geçmiş diye konuştu. 25 Ekim 2011`de TRT tarafından organize edilecek olan Göçün 50. Yılı Anısı programına katılacağını kay-deden Zaimoğu, o tarihte Sirkeci`den Münih`e tren kalkacağını ve anılarını tazeleyeceğini sözlerine ekledi. (Kocatepe)