• Haberler
  • Genel
  • “Bir dernekte çalışarak Türkiye’de kanun değiştiremezsiniz”

“Bir dernekte çalışarak Türkiye’de kanun değiştiremezsiniz”

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Aday Adayı Halil Ürün, 'Bir dernekte çalışarak Türkiye'de kanun değiştiremezsiniz, anayasayı hiç değiştiremezsiniz. Kanunları ve anayasayı değiştirmenin tek bir yolu vardır, o da siyasettir. Bu nedenle siyasetin içindeyim' dedi Ürün, Karahisar TV'de yayınlanan Yerel Gündem programına konuk oldu. Ürün, burada yaptığı konuşmada üniversite yıllarından başlayarak siyasetin içinde olmasa bile ülke sorunları [&hellip]

"Bir dernekte çalışarak Türkiye'de kanun değiştiremezsiniz"

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Aday Adayı Halil Ürün, “Bir dernekte çalışarak Türkiye’de kanun değiştiremezsiniz, anayasayı hiç değiştiremezsiniz. Kanunları ve anayasayı değiştirmenin tek bir yolu vardır, o da siyasettir. Bu nedenle siyasetin içindeyim” dedi

Ürün, Karahisar TV’de yayınlanan Yerel Gündem programına konuk oldu.
Ürün, burada yaptığı konuşmada üniversite yıllarından başlayarak siyasetin içinde olmasa bile ülke sorunları ile ilgili yakından ilgili olduğunu söyledi. Yaşanan sıkıntıların nasıl çözülebileceğine ilişkin sürekli fikirler ürettiğini ifade eden Ürün, avukat olduktan sonra çözümün siyasette olacağını bildiği için siyasete girdiğini belirtti.
Ürün, şunları söyledi: “Ben 12 Eylül 1980’da ilköğretimde öğrenciydim. Bizler çok şanslıyız 12 Eylül öncesini yaşamadık. 12 Eylül öncesi yaşayan insanlardan duyduklarımı böyle ağzımız açık dinliyorduk 12 Eylül sonrası depolitize nesli olarak ben hukuk fakültesi bitirerek Afyon’a gelinceye kadar siyasetle uğraşmadım. Ancak aldığım hukuk eğitimi ve ondan önceki lise hayatımda ülke sorunlarına da yabancı kalmadım. Hukuk fakültesi yıllarımdan hatırlıyorum, ben günde bir tane gazete okumaz, Türkiye’de çıkan bütün gazeteleri okumaya çalışırdım. Konya’da çok güzel bir adet vardı, okuma salonları. Küçük çay ocakları her türlü gazeteyi alırlardı, biz de bedavaya okurduk. Öğrenciler için çok ideal bir yerdi. Çok iyi hatırlıyorum Özal Başbakandı, daha sonra Cumhurbaşkanı oldu. Yani siyasetin içinde olmasam da çok yakinen takip ettim. Hukuk fakültesinin eğitim programı gereğince de ülke yönetimi konularıyla ilgili dersler alıyorsunuz. Kamu hukuku okuyorsunuz, devletler hukuku okuyorsunuz, devletler özel okuyorsunuz, idare hukuku okuyorsunuz. Bunların hepsi devlet yönetimiyle alakalı. İçinde yaşadığınız sorunlar var, kafa yoruyorsunuz. Bu soruların cevaplarını alırken de bu sorunlarının çözümünün tek yolu var siyaset başka yolu yok. Diğer yollar meşru değil yani devrim yaparak bu sorunları çözemezsiniz. Sosyal derneklerle çözebilir misiniz? Kısmen çözersiniz. Onların da önünü ancak siyaset açabilir. Bir dernekte çalışarak Türkiye’de kanun değiştiremezsin, anayasayı hiç değiştiremezsin. Kanunları ve anayasayı değiştirmenin tek bir yolu vardır o da siyasettir. Bu nedenle siyasetin içindeyim.”
“Adalet duygusu olmazsa olmaz”
Ürün, adaletin insanlar için çok önemli olduğunu vurgulayarak, “AK Parti’nin tam adı nedir? Adalet ve Kalkınma Partisi. İnsanların hayatında çok önemli bir kavramdır adalet. Ekmek kadar, su kadar, nefes kadar önemlidir adalet. Bir insanı yedirin, içirin, doyurun, sıcak yerde yaşatın ama o insanın kafasında adalet duygusunu tatmin edemezseniz mutlu edemezsiniz hiçbir şekilde” diye konuştu.
“Biz millet olarak çok haksız-lığa uğramışız” diyen Ürün, kendisinin de milletin haksızlığa uğramış fertlerinden birisi olduğunu kaydetti.
Ürün, “Siyasetten yasaklı olduğumda, cezaevine düştüğümde, bu mahkeme kararları çıktığında benim de tüm haksızlığa uğramış insanlar gibi içim yandı ama bundan kurtulmanın yolu siyasete devam etmekti ve siyasette başarılı olmaktı. Bu siyasetin yüzünden geldi deyip çekilmek tamamen başarısızlık olurdu. Haksızlık çok kötü bir şey” ifadelerini kullandı.
“Kimin hakkı varsa gelsin helalleşelim”
Kurulduğu günden bu yana AK Parti’de çeşitli görevlerde bulunduğunu hatırlatan Ürün, kendisine yapılan yanlışlıkların kesinlikle kurumsal olmadığını söyledi. Ürün, şunları bildirdi:“Bana yapılan yanlışlıklar, kurumsal yanlışlıklar değildir. 2002’yi hatırlayın. 2002’de benim Genel Başkanım aday olamadı. 6-7 ay sonra aday olabildi. Demokrasimizi tamir ede ede geliyoruz. Genel Başkanımın aday olmadığı bir süreçten söz ediyoruz. Nitekim o yetkili kalemiyle Abdüllatif Şener benim bireysel kaderime müdahale ederken, bugün Abdüllatif Şener yok ama ben buradayım. Beni kaldırılıp ye-rime konan arkadaşlar yok. Kıskanılma konusunda sadece Allah’a sığınıyorum. Çok üzülüyorum bunlara. Ben kimsenin hakkına hukukuna tecavüz etmedim. İlan ediyorum kimin bende hakkı varsa gelsin ödeyeyim, helalleşelim.”
“Milletvekili olursam ilk işim cezaevini ziyaret etmek olacak”
Milletvekili seçilmesi halinde ilk olarak cezaevini ziyaret edeceğini açıklayan Ürün, şöyle devam etti: “İlk iş Afyonkarahisar Cezaevini ziyaret etmek olacak. Orada hala çocukların kollarına mühür vuruluyorsa bunu engellemek için Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunacağım. Yine cezaevinde Afyon Barosu avukatlarına ve tüm baro avukatlarına gösterilen şartlardan memnun de-ğilim. Onların da değiştirilmesi için gayret göstereceğim. Ceza sistemimizde çok ciddi sıkıntı var. Biz suçu işleyene ceza verirken, ondan daha çok eşine, annesine, babasına ve çocuklarına ceza veriyoruz. Halbuki ceza hukukunun en önemli ilkesi suçların şahsili-ği ilkesidir. Suç ve ceza şahsidir. Çocuğuna ceza vermemesi lazım. En basit şeyleri yapmıyor idare. Çok büyük cezalar çekiyorlar. 4 yaşında babalarını ziyarete gelen çocukların kollarına mühür vuru-yorlar. Neden böyle yapıyorsunuz diye sorduğumda bana söyledikleri şuydu; efendim mahkûmla ziyaretçi birbirine karışıyormuş onun için jandarma böyle bir ilke çıkarmış. O zaman mahkûmu mühürleyin neden ziyaretçiyi mühürlüyorsunuz? Hadi mahkûmla gelen erkek kardeşi bir birine karışabiliyor yani mahkûm ziyaretçi gibi davranıp dışarı kaçabiliyormuş. Biz insanız. Bu insanlarda bizim insanımız. Kader kurbanı diyoruz. Hata etmeyen var mı? Herkes hata edebilir. Bir suç işlemiş bir şekilde olmuş ama çocuğuna niye ceza veriyoruz? Karısına niye ceza veriyoruz? Annesine niye ceza veriyoruz? Mahkum suç işledi de annesinin babasının soğukta, sıcakta kapının önünde bekletmenin bir anlamı var mı? Yok ama yapılıyorlar Küçük küçük müdahalelerde düzeltilebilecek bir sürü iş var. Bunun tek yolunda vekillerimizin inşallah Allah bana da nasip ederse hızlı bir şekilde gayret göstermesidir.”
“Miletvekili adaylığını istiyorum”
“Şu anda yaşadığımız süreç gereğince artık ben milletvekilliği adaylığını istiyorum” diyen Ürün sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü ben bu teşkilatın kadrosuyum. Delegasyonla görüşüyoruz. Temayülde oy kullanacak, görüş belirtecek arkadaşlara; 5 tane isim yazacaksınız listenize, beni de yazmanızı istirham ediyorum diyorum. Onlar da, kesinlikle yazacağız, artık kesinlikle bu sefer gitmelisiniz diyor. Delegasyon bunu söylüyor. Ankara’da görüştükleri-mize de aynı şeyi söyledik. Artık yaşımızı başımızı da aldık. Bir de biz gayret gösterelim, bir de biz bayrak nöbetini taşıyalım. Nasip nereye götürür bilemiyorum. Ben milletvekilliğini istiyorum. Önce Allah’tan, sonra teşkilattan, sonra da bu aziz milletten takdir buyurursa bir de milletvekilliği yetkileri ile hizmet etmek istiyorum. “
Ürün, sözlerini şöyle tamamladı:“Ben bu Afyon’u çok seviyorum. Onlar da beni seviyorlar ve gördüklerinde söylüyorlar. Benim milletvekilliğim halktan yana olacak. Halkın yanında olacak, hiç kimseyi ayırmayacağım, kim haklıysa onun yanındayım. Bu adam zengin de olabilir, fakir de ya da memur da olabilir amir de. Yanlışı babam bile yapsa karşısına dikilirim. Çünkü dokunulmazlığım olacak. Hizmet için bu dokunulmazlığa ve yasa yapma yetkisine ihti-yacım var. Sevginin pek çok şeyi çözebileceğini ama yeterli olmadığını biliyorum sevginin yanında bilgim var benim tecrübe kavramı var Ben siyasette büyük bedel ödemiş biri olarak gerekli tecrübeye de sahibim. Bilgim de var, halkın sorunları ve çözümleriyle ile ilgili olarak ilgiye de sahibim. Ben herkesle ilgiliyim. Evine ekmek götüremeyen işsiz kardeşimle ilgili olduğum kadar yatırımını yapıp 80-100 tane işçi çalıştıran iş adamlarıyla da ilgim var. Yani en garibanın sorunlarıyla da ilgiliyim kadınların sorunlarıyla da. Rabbim müsaade ettiyse ve halkımda takdir ettiyse artık milletvekili olarak hizmet etmek istiyorum.’’

Bakmadan Geçme