Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü Anneler Günü olarak kutlanıyor. Eli öpülesi, fedakar, cefakar tüm anaların bu özel günü kutlu olsun. Başta kendi annem olmak üzere rahmeti rahmana kavuşan tüm annelere Yüce Rabbimizden rahmet diliyorum.
Her özel gün klişelerinden bir tanesi “Annelerimizi, babalarımızı, kadınlarımızı” ki örnekleri çoğaltmak mümkün tek bir günde mi hatırlayacağız yalın mantığı. Elbette tek bir güne birşeyleri sığdırmak doğru, mümkün değil. Ama fani dünya telaşında bu tip uyarıcı faktörler olmayınca da birşeylerin hatırlanıp özenileceği olmadığı da bir gerçek.
Temel mesele şu; Ölçü ve denge. Yani kutlamadan, program organizasyonlarına, hediye, ticaret döngüsüne kadar işin cılkının çıkmaması. Anneler Günü vesilesi ile el öpmek, birlikte “kaliteli zaman” geçirmek, anneciğinizin bir eksiğini hediye olarak almak ya da gönlünü hoş edecek bir şeyi hediye etmek. Tüm bunlara kimsenin itirazı yok, olacağını da sanmıyorum. Ama abartı, mecburiyetler silsilesi ve emir komuta zincirinde icra edilen programlar ve hediye takasları hariç.
Bilhassa gelin ve damat sıfatlarına haiz evlatlar üzerinde bir mahalle baskısı oluşturmadan karşılıklı anlayışla nice sağlıklı ve huzurlu Anneler Gününe erişilmesi ümit ve duasıyla bir Anneler Günü daha kutlu olsun.