'Binilmeyecek teleferikten büyük kul hakkı olur mu?'
SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, 'yıllık 140 bin müşteri' garantili teleferik ihalesi kararını eleştirdi. Oybirliği ile alınan kararda muhalefet partisi üyelerine hayret ettiğini söyleyen Arslan, 'Her fırsatta kul hakkının vebalinden bahseden, Sayın Mehmet Zeybek'i uyarıyoruz. Afyonkarahisar halkı binmediği teleferiğin parasını ödeyecek. Bundan daha büyük bir kul hakkı var mıdır?' dedi   Saadet Partisi (SP) [&hellip]
SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, “yıllık 140 bin müşteri” garantili teleferik ihalesi kararını eleştirdi. Oybirliği ile alınan kararda muhalefet partisi üyelerine hayret ettiğini söyleyen Arslan, “Her fırsatta kul hakkının vebalinden bahseden, Sayın Mehmet Zeybek’i uyarıyoruz. Afyonkarahisar halkı binmediği teleferiğin parasını ödeyecek. Bundan daha büyük bir kul hakkı var mıdır?” dedi
Saadet Partisi (SP) Afyonkarahisar Merkez ilçe Başkanı Orhan Arslan dün öğlen partide basın toplantısı düzenleyerek genel ve yerel gündeme yönelik partisinin görüşlerini açıkladı. Toplantıda partililerde hazır bulundu.
“TEVEKKÜLÜN GEREĞİ TEDBİR ALMAK”
SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, İdlib’ten gelen şehitler, Van’da yaşanan çığ felaketi, uçak kazasının herkesi derinden üzen olaylar olduğunu belirtti. Arslan, bu olaylarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, Türk Milletine sabırlar diledi. Arslan, “Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın. Elbette takdirin önüne geçebilecek bir güç yok. Ancak bizim inancımızda tevekkül var. Tedbir almak var. Önce deveyi sağlam kazığa bağlayıp, sonra ibadet etmek var. Tedbiri alacak olan yetkililer, ‘kahraman olmak’ derdine düşmemeli, her zaman yapılması gerekeni yapmalıdır. Biz bunun için her zaman ‘liyakat’ diyoruz. İşin ehline verilmesi diyoruz. İş ehline verildiğinde, zarar olmaz, kayıp olmaz, aksine kazanç olur. Zamandan kazanç olur, ekonomiden kazanç olur, kaliteden kazanç olur. Hatta insandan bile kazanç olur.” dedi.
“ÜÇ ÜLKENİN TAKINACAĞI TAVIR MÜHİM”
Türkiye gündeminin ana maddelerinden birinin de Suriye’de yaşananlar olduğunu belirten Arslan, “Akan kan Müslümanların kanıdır ve bu bizi son derece üzmektedir. İdlib’te şu an yaşanan insanlık krizi ise adeta içimizi yakmaktadır. Biz bugüne kadar hep barışçıl çözümden yana olduk, akacak olan kanın kimseye faydası olmayacağını vurguladık. Bu noktada Astana ve Soçi süreci bir nebze de olsa bizi umutlandırdı, lakin şu an gerek Rusya’nın gerekse rejimin saldırıları ve askerlerimizin hayatını kaybetmesi bizi endişeye sevk etti. İdlib’te gerçekleşecek olan çatışmalar kimsenin faydasına olmayacaktır. Burada en büyük zararı ne yazık ki yine mazlum sivil halk görecektir. Bu sebeple İdlib’e rejimin başlattığı operasyonu durdurma çağrısı yapıyor ve tekrar barışçıl çözüm yolları aranmasını tavsiye ediyoruz. Bütün bu gelişmelere rağmen şunu da ifade etmek durumundayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın Putin’le gerçekleştirdiği son görüşme akabinde, Rusya ile irtibatın kesilmeyeceği ümit verici bir gelişme olarak ele alınmalıdır. Çünkü ister Astana, ister Soçi olsun, burada meydana gelen hadiselerin durması ancak Türkiye’nin, Rusya’nın, İran’ın ve Suriye Rejimi’nin birlikte takınacağı tavra bağlıdır.” diye konuştu.
“KUDÜS PARTİLER ÜSTÜ BİR MESELE”
Dış politikayla ilgili bir diğer gündemin ise, yüzyılın dayatması denilen Kudüs’le ilgili plan olduğuna değinen Arslan, “ABD Başkanı Trump, Filistin meselesinde insanlığın gözünün içine baka baka yüz yılın anlaşması diyerek yüz yılın rezilliğine imza atmıştır. BOP Projesini ve Arz-ı Mevud hayallerini gerçekleştirme yolunda hızla ilerlemek için çaba sarf etmektedir. Fakat ‘bedeli ne olursa olsun Müslüman’ca yaşamanın haysiyetine talip olanlar’ bu projenin sonuna kadar karşısındadırlar. Ne gerekiyorsa yapmak için hazırdırlar. Bu yüzden SP olarak önce ki gün İstanbul Yenikapı’da bir miting gerçekleştirdik. Mitinge bütün siyasi parti genel başkanlarını ve sivil toplum kuruluşlarını davet ettik. Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu olmak üzere, Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, DP Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili hemşehrimiz Gültekin Uysal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcısı ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerine ve katılım sağlayan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Allah razı olsun diyorum. Kudüs siyasi bir polemik konusu değil, partiler üstü bir meseledir. Bu sebeple mitingi biz organize etmemize karşılık, parti bayrağımızı değil, Türk ve Filistin bayraklarını dalgalandırdık. Kudüs hepimizin ortak meselesidir. Çünkü Kudüs demek Mekke, Medine, Şam, Trablus, İstanbul demektir. Eğer bugün Kudüs’ü müdafaa edemezsek yarın Diyarbakır’ı, Konya’yı, İstanbul’u müdafaa edemeyiz.” şeklinde konuştu.
“İKTİDAR GEÇİNEMEYEN İNSANLARI GÖRMÜYOR”
Hatay’da bir vatandaşın “çocuklarım aç” diyerek kendini yaktığını hatırlatan Arslan şöyle konuştu:
“Bir insan çaresiz kalmazsa, böyle bir girişimde bulunması mümkün mü? Neymiş? Siyasi manevraymış, muhalefet olsun diye yapıyormuş. Bu nasıl akıl? Bu nasıl vicdan? O insan hayatını kaybetti. Reklam, ölmüş bir insanın ne işine yarar? Bu ülkede ekonomik sıkıntı var. İşsizlik var. Çalıştığı halde geçinemeyen insanlar var. Bunu görün artık. İktidar bunu görmek istemiyor. Gösteren kuruluşlara da gereken düzenlemeyi yapıyor ve yaptırıyor. İnsanımız maaşını aldıktan sonra kira, fatura ve gıda alışverişini yapınca elinde para kalmıyor. Ama iktidarın bundan haberi yok. Çünkü iktidarın enflasyonu ile milletin enflasyonu farklı. Ekonomiyi düzeltemeyen yönetim rakamları düzenliyor. Milletimiz ekonominin gidişatından muzdarip.”
“ADALET VE FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ BU MU?”
“Vatandaş yöneticilere seslerini duyurmanın derdinde fakat yönetenlerde farklı sesleri kesmenin derdine düşmüş durumda.” diyen Arslan şunları söyledi:
“Bunun bir örneğini Silopi’de gördük. Bir öğretmen kardeşimiz, merhum Erbakan Hocamızın meclis konuşmasını sosyal medya hesabında paylaştığı gerekçesi ile hakkında soruşturma açılmış ve bir beldeye sürgün edilmiş. Hani siz Erbakan’ın talebeleri idiniz? Neden rahatsız oldunuz? Bu ülkede, Erbakan Hocayı paylaşanlara ceza, Sayın Erdoğan’ı paylaşanlara terfi veriliyorsa, fikir özgürlüğü de, adalette yok demektir. Bir başka örneği Kâhta Belediyesidir. Önceki AK Partili Belediye Başkanı borçlanmış, ödememiş, sonra belediye SP’ye geçince haciz işlemi başlatılmış. Belediyeye ait ne kadar iş makinesi ve araç varsa haczedilmiş. Belediye nasıl hizmet edecek? Edemeyecek. Bu durumda siz kimi cezalandırdınız? Kâhta halkını. Bu mu adaletiniz? Bu mu fikir özgürlüğünüz?
“YOLCU VE MÜŞTERİ GARANTİLİ İŞLERDEN ARTIK VAZGEÇİN”
Afyonkarahisar Belediye Meclisi’nin Şubat ayı toplantısında teleferik ihalesine çıkılma kararı alındığını belirten Arslan bu kararı eleştirdi. Aslan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi biz Belediyeye desek, trafik ve otoparkı çözün, ondan sonra bu işlere para verirsiniz. Hemen derler ki bizden para çıkmayacak, yap işlet devret ile yaptırıyoruz. Nasıl yaptırıyorsunuz? 25 yıl işletme hakkı ve yıllık 140 bin müşteri garantisiyle. Peki, yıllık 140 bin yolcu binmezse ne olacak? Aradaki farkı belediye ödeyecek. Hani sizden para çıkmıyordu? Şu yolcu ve müşteri garantili işlerden vazgeçin artık. Köprülerde ne kadar ödediğimizi görmüyor musunuz? Hava alanlarında ne kadar ödediğimizi görmüyor musunuz? Zafer Hava alanına ödediğimizi görmüyor musunuz? Yıllık 140 bin müşteri. Afyon’un nüfusu 240 bin. Bu sayıyı tutturmamız mümkün değil.”
ZEYBEK’E KUL HAKKI HATIRLATMASI
Teleferik yapım kararı alınmasında başkaca bir boyutun kararın Belediye Meclisi’nden oy birliği ile alınması olarak değerlendiren Arslan, “Bizim tuhafımıza giden bir başka boyutu ise, kararın oy birliği ile alınmış olması. Yani muhalefet partileri de kabul demişler. Hayret doğrusu. Biz böyle söyleyince SP teleferiğe karşı mı? Hayır. Biz teleferiğe değil, yapılış usulüne ve zamanına karşıyız. Müşteri garantisine karşıyız. Hamama giren terler demiş atalarımız. Ticarete atılan da riske girecek. Karını zararını kendisi düşünecek. 140 bin müşteri garantisi. Bir de bunu dolar ya da euro üzerinden verirsiniz. Ne ala memleket. Her fırsatta kul hakkının vebalinden bahseden, Sayın Mehmet Zeybek’i uyarıyoruz. Afyonkarahisar halkı binmediği teleferiğin parasını ödeyecek. Bundan daha büyük bir kul hakkı var mıdır? Bu vebale girmek istemiyorsanız bundan derhal vazgeçin.” dedi.
“TRAFİK SORUNU ÇÖZÜLMEDEN BİR YERE GELİNEMEZ”
Afyonkarahisar’ın birinci probleminin trafik olduğunu belirten Arslan trafik sorunu çözülmeden bir yere gelinemeyeceğini kaydetti. Gastronomi şehri olarak seçilmeyi ve coğrafi işaret almayı güzel bir şey olarak ifade eden Arslan, “Bunlar dışarıdan insanların gelmesine sebep olacak. Ancak gelen insan bu trafiği görünce bir daha gelmek istemeyecek ve dostlarına da tavsiye etmeyecektir. Bundan dolayı bizim her şeyden önce trafik sorununu çözmemiz gerekir. Bir belediyenin asli görevi, şehirde yaşayan insanların hayatını kolaylaştırmaktır. O şehirde yaşayan insanlar memnun iseler, en iyi reklamı onlar yapacaktır. Sizin reklam ve tanıtımla uğraşmanıza bile gerek kalmaz.” diye konuştu.
“İMARET CAMİİ ÖNÜNDE EKMEK KUYRUĞU NAHOŞ”
İmaret Camii önünde ekmek dağıtım kuyruğunun hiç hoş olmadığını belirten Arslan, ekmek büfesinin Ordu bulvarından hoş değil diye kaldırılmasına atıfta bulunarak, büfenin İmaret Camii önüne konulmasının da uygun olmadığını vurguladı. Arslan, ihtiyaç sahiplerine dağıtılan ekmeklerin yer aldığı büfe için ara sokakların tercih edilmesi gerektiği düşüncesini açıkladı.
“SORUMLULARA HAK ETTİKLERİ CEZA VERİLMELİ”
Okul bahçesinde kartopu oynayan çocuklarda meydana gelen yanıkların, kullanılan alkali maddenin sebep olduğunu kaydeden Arslan, “Olayı örtbas etmeye çalışmak yerine, açıkça biz bir hata ettik diyerek, öğrencilerden ve velilerinden özür dilenip, helallik alınsaydı daha hoş olurdu. Ama travma ile oluşmuş diyerek olayı kapatmaya çalışmak ayıptır, günahtır. Sorumluların hak ettikleri cezayı almalarını bekliyoruz.” dedi. >> Burcu AYDIN’ın Haberi