BİLİYORUM, AYIRACAK BU SON MEKTUP

Merhum Yıldırım Gürses’in o tok sesiyle dinlediğimiz şarkısının adıdır “Son Mektup”.
Şarkıda “Biliyorum, ayıracak bu son mektup ikimizi/ Bu son mektup koparacak yıllar süren sevgimizi” der Yıldırım Gürses.
Türkiye ile “stratejik ortağı”, “müttefiki”, “dostu” Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişki de böyle. Yıllar süren bir “sevgi”nin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Tabii buna “sevgi” denirse.
ABD’nin PKK’ya, FETÖ’ye ve benzeri terör örgütlerine yardım yaptığı zaten aşikâr.
“Güvenilir dost” diye sundukları ülkemize vize yasağının konulması, ilişkilerin boyut değiştirmesini de beraberinde getirecek.
Gerçi bu ülkenin kıymetli büyükleri, taa 1970’lerde “Hoşt Amerika, p… Amerika” diyerek formülü ortaya koymuşlar.
Hatta halk ozanı Aşık Ferhat, bu sloganı türküye dökmüş:
“Tilki gibi sinmen yeter
Yoksul halkı ettin beter
Bir gün olur zulmün biter
Hoşt Amerika, p… Amerika!”
***
Gelelim başlıktaki “son mektup” meselesine.
Irak’ın kuzeyindeki Kukla Devlet tarafından yapılan referanduma Amerika Birleşik Devletleri destek vermesine rağmen “Yapmayın, etmeyin” diyen bir hâle bürünmüştü.
Fakat anlaşıldı ki Amerika Birleşik Devletleri, “Bir süreliğine erteleyin, işimiz bitsin; ondan sonra ayrılın Irak’tan” diyormuş meğer.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Kukla Devlet yöneticisi Mesut Barzani’ye “sevgi pıtırcığı” kıvamında bir mektup göndermiş. İşte mektuptaki bazı bölümler:
“Sizden, amaçlarınıza ulaşmanıza ve IŞİD’e karşı bu elzem savaşın ardından istikrar ile barışı garanti etmeye daha iyi bir şekilde yardımcı olacağına inandığımız bir alternatifi kabul etmenizi rica ediyoruz.”
“Sizin devlet adamlığınız ve liderliğiniz, IŞİD sonrası bu dönemde bütün bölge için hayati önem taşıyacaktır. Müzakere çerçevesine paralel olarak, şu meselelerin 1 yıl içinde çözülmesini destekleyeceğiz ve buna yardımcı olacağız:
– Anlamlı iktidar ve gelir paylaşımı anlaşmalarının uygulanması.
– 140. maddenin hayata geçirilmesi.
– Peşmerge, sivil havacılık, diplomatik temsil gibi konuların çözümlenmesi.
Bu mektubun ve sizin bu alternatifi kabul ederek alacağınız cesur kararın, IŞİD’e karşı ortak fedakârlıklarımızın ve zaferlerimizin ardından ABD, Kürdistan Bölgesi ve Irak hükümeti arasında tarihi bir fırsatın temellerini atacağına inanıyoruz. ABD, Başkan Donald Trump ve Bütün Ulusal Güvenlik ekibimiz adına, sizinle çalışmaktan onur duyuyoruz.”
***
Yani Amerika Birleşik Devletleri, önünde sonunda Irak’ın kuzeyinde Kukla Devlet, dolayısıyla ikinci İsrail kurulmasını destekliyor. “140’ncı madde” dedikleri konu da zaten “sorunlu” bölgelerde referandum yapılarak “özerkliğe” adım atılmasını kapsıyor.
Dolayısıyla ABD, 1970’lerdeki büyüklerimizin hitabını bugün de hak ediyor.