Bilecik Nasıl Bir Şehirdir?

Gezginler, Bilecik'in nasıl bir şehir olduğunu araştırıyor.

Bilecik, ormanları ve mesire yeri bakımından zengin bir şehirdir. Şehrin yüzölçümünün yüzde 47’si ormanlarla kaplıdır. Kentte Pelitözü Göleti, Küçükt Göleti, Bozcaarmut Göleti ve Türbin gibi ilgi gören mesire yerleri vardır.

BİLECİK BÖLGESİNDE ZENGİN MERMER OCAKLARI VAR

Bilecik’in bulunduğu bölgede zengin mermer ocakları mevcuttur. Sakarya ırmağının etrafında kurulan ve göletleri ve derelerinin zenginliği ile tanınan yöre antik çağlardan günümüze tarihin izlerini taşır. Şehirdeki Şeyh Edebali Türbesi, tüm Türkiye’den ziyaretçi almaktadır.

BİLECİK 1299 YILINDA OSMANLI TOPRAKLARINA KATILDI

Bilecik, Güney Marmara Bölümü’nde kalan bir şehirdir. Bilecik’in tarihçesiyle ilgili günümüz yerleşimiyle ilgili bilgiler sınırlıdır. Şehrin 4 kilometre güneybatısında yerleşimin M.Ö 3000’lere kadar uzandığı düşünülen Agrilion antik kenti vardır. Günümüz yerleşimin Hamsu ve Debağhane dereleri arasındaki kayalık çıkıntıda Bizans döneminde Belekoma adıyla bilinen bir kale bulunmaktaydı. 13. yüzyılda Bizans’ın Selçuklularla mücadelesinde uç bölgesinde yer alan Bilecik, yüzyılın ortalarından itibaren Tekfur idaresinde merkezden yarı bağımsız olarak yönetildi. Bilecik, 1299 yılında ani bir baskınla Osmanlı topraklarına katıldı. Bilecik’in ele geçirilmesiyle Osman Gazi burada bir mescid yaptırmış, ikinci oğlu Ali ve eşi Bala Hatun ile aynı zamanda eşinin babası olan Şeyh Edebali burada yaşamıştır.

1924 YILINDA BİLECEK VİLAYET OLDU

Bilecik şehri, kalenin etrafında gelişim göstermekle birlikte, coğrafi yapıdan dolayı yeterli büyüme sağlanamamıştır. 16. yüzyılda 700 civarında küçük bir nüfusa sahip olan yerleşimin onda bir kadarını Hristiyan nüfus oluşturmaktaydı. 1649 yılındaki Avârız kayıtlarında Bilecik Ertuğrul Gazi vakıflarına ait bir belde olarak kaydedilmiştir. Bu dönemde yerleşim, dokuz Müslüman ve bir Hristiyan olmak üzere 10 mahalleden oluşmaktaydı. Coğrafi konumu nedeniyle tarım yapılamayan yerleşim, bu tarihlerde demir madenciliği ve ipek dokumacılığı yönüyle gelişmişti. Osmanlı idaresinde uzun süre Sultanönü sancağına bağlı bir kaza olarak görülen yerleşim, Tanzimat’tan sonra Hüdavendigâr eyaletine bağlı bir sancak oldu. II. Abdülhamid döneminde Ertuğrul sancağının merkez kazası Bilecik, Cumhuriyet’in ilk yıllarında vilâyet oldu. 1924 yılında vilâyetin adı Bilecik’e çevrildi.

ŞEHİR OSMANLI’NIN DOĞDUĞU TOPRAKLARDIR

Bilecik, Marmara Bölgesi’nin güneydoğusunda; Marmara, Karadeniz, İç Anadolu Bölgesi ve Ege Bölgelerinin kesim noktaları üzerinde yer alır. İlin bilinen en eski isimleri arasında Agrilion ve Belekoma vardır. Bilecik, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğduğu topraklardadır. Her yıl Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt şenlikleri, Bilecik iline bağlı Söğüt’te yapılmaktadır. Sakarya ırmağının etrafında kurulan ve göletleri ve derelerinin zenginliği ile tanınan yöre antik çağlardan günümüze tarihin izlerini taşır. Şehirdeki Şeyh Edebali Türbesi, tüm Türkiye’den ziyaretçi almaktadır. Türk Kurtuluş Savaşı’na ait izler, Bilecik ilinin ilk yerleşim yeri olan Şeyh Edebali Türbesi’nin çevresinde hâlen görülebilir. Bunlara örnek olarak bir kısmı savaş sırasında yıkılmış olan minare gösterilebilir.

Bakmadan Geçme