Beyninin Yüzde Doksanı Hasarlı Birisinin Yaşaması Mümkün Mü?
Beynin yüzde doksanı hasar görmüş bir insan normal bir hayat sürebilir mi? 44 yaşındaki Fransız bir adam, bu soruyu cevaplıyor ve bilim dünyasını şaşırtıyor. Peki, beynin büyük kısmı hasar görmesine rağmen nasıl yaşamını sürdürebiliyor?
İnsan beyninin yüzde 90’lık kısmının hasar görmesi, ilk bakışta hayatı sürdürebilmek için engel teşkil edecek gibi gözükse de, şaşırtıcı bir şekilde bu durumu yaşayan bir adam normal bir yaşam sürmeye devam ediyor. 44 yaşındaki Fransız bir adam, beynindeki büyük hasara rağmen hayatına devam ediyor ve bu durum, bilim insanlarını bile hayrete düşürüyor. Peki, nasıl oluyor da beyin fonksiyonları bu kadar büyük bir hasara rağmen işlevini sürdürebiliyor?
BEYNİN HAYATIMIZDAKİ ROLÜ
Beyin, vücudumuzdaki en önemli organlardan biridir ve yaşamın devam edebilmesi için hayati roller üstlenir. Solunumdan sindirime kadar birçok temel işlev, beyin tarafından yönetilir. Ancak bu kadar kritik bir organın büyük kısmı hasar gördüğünde, kişinin yaşam kalitesinde ne gibi değişiklikler olabilir? Normalde, beyin fonksiyonları büyük ölçüde etkilenecek ve bunun sonucunda kişi zihinsel ya da fiziksel engellerle karşılaşacaktır. Fakat 44 yaşındaki Fransız adamın durumu bu teoriyi sorgulatıyor.
HİDROSEFALİ NEDİR?
Bu adamın durumu, bilim dünyasında "hidrosefali" adı verilen bir rahatsızlıkla ilişkilendiriliyor. Hidrosefali, beyinde sıvı birikmesi sonucu beyin dokusunun yerini sıvının almasıyla gelişen bir hastalıktır. Bu hastalık, yıllar içinde beyindeki hücrelerin aşınmasına sebep olabilir. Adamın beyninin büyük kısmı sıvıyla dolmuş ve yalnızca dış tabakası sağlam kalmıştır. Beyin dokusunun büyük kısmının kaybolmasına rağmen, bu adam yaşamını büyük ölçüde sürdürebilmiş ve sıhhatli bir şekilde devam etmiştir.
BEYNİN GERİ KALANI NE KADAR İŞLEVSEL?
Beynin yüzde 90'lık kısmı hasar görmüş olsa da, kalan kısmı hala fonksiyonlarını yerine getirmeye devam ediyor. Bu durum, insan beyninin şaşırtıcı derecede adaptasyon yeteneğini gösteriyor. Beynin bazı bölgeleri, fonksiyon kaybı yaşayan diğer bölgelerin yerini alabiliyor. Bu fenomen, nöral plastisite olarak bilinir ve beynin kendisini yeniden yapılandırma yeteneği, birçok bilim insanını etkileyen bir keşif olmuştur. Bu kişinin durumunda da bu tür bir adaptasyon gözlemleniyor olabilir.
ZİHİNSEL DURUM VE FİZİKSEL AKTİVİTE
Beynin büyük kısmı hasar görmesine rağmen, bu adamın zihinsel kapasitesinde ciddi bir azalma olmamış. IQ’su 75 olarak ölçülmüş ve memur olarak görevine devam edebilmiştir. Üstelik, günlük yaşamını da sürdürebilmektedir. Bununla birlikte, yalnızca sol bacağında hafif bir güç kaybı yaşadığı, bunun da beyin sıvısı birikiminin bir sonucu olarak geliştiği düşünülmektedir. Beynin normalde kontrol ettiği tüm vücut işlevlerinin önemli bir kısmının sağlıklı şekilde devam ediyor olması, insan beyninin esneklik kapasitesinin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
BİLİNÇ VE YAŞAMIN SÜRDÜRÜLMESİ ÜZERİNE YENİ SORULAR
Bu vaka, beyin ve bilinç ilişkisine dair yeni sorular doğuruyor. Beynin büyük kısmı hasar gördüğünde bilinç düzeyinin nasıl etkilendiği, araştırmacılar için önemli bir soru haline geldi. Bu adam, beyin fonksiyonlarının kaybına rağmen hayatını sürdürebiliyorsa, bu durum bilinçli yaşamın ve beyindeki hasarın ilişkisini sorgulatan bir örnek teşkil ediyor.
BEYNİN GÜCÜ VE İNSAN RUHUNUN DAYANIKLILIĞI
Beyindeki hasar, fizyolojik anlamda bir kayıp yaşatabilir. Ancak beyin, insanın hayatta kalabilmesi ve bilinçli bir yaşam sürebilmesi için birçok farklı yol sunuyor. Bu tür durumlar, insan vücudunun ve beyninin esnekliğini, adaptasyon kapasitesini gözler önüne seriyor. Dolayısıyla, beyindeki büyük bir hasar bile, kişinin hayatta kalmasını engelleyen bir etken olmuyor. Beynin işlevini yerine getirme biçimi ve yaşamı sürdürme kapasitesi, insanın şaşırtıcı bir şekilde bu tür durumların üstesinden gelebilmesini sağlıyor.