Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

BESMELEYİ YANIMIZDA TAŞIMAK -1

Kim Besmele’yi beyaz bir kâğıda bin defa yazıp beraberinde taşırsa, düşmanlarının yanında heybetli görünür. Dostlarının yanında da çok sevimli olur. Halk arasında da saygıdeğer ve şerefli bir kimse durumuna gelir. Allah ona hayırların kapısını açar. Devamlı surette emniyet ve âfiyet içinde olur. Besmelede üç isim yer almaktadır: Allah, Rahman ve Rahîm. Müslüman bu üç ismin feyizli anlamıyla amel eder ve günlük hayatını ona göre düzenlerse, şüphesiz ki düşmanların gönlünde bir heybet, dostlarının gönlünde sevgi, muhabbet ve itibar kazanır.
Sultanlar- İdareciler, hâkimler ve diğer insanlar yanında sevgili, beğenilen ve izzet ile itibar gören bir kimse olmayı arzu eden bir kimse Perşembe günü oruç tutsun, hurma ya da şeker ile orucunu açsın ve akşam namazından sonra 121 defa Bismillâhirrahmânirrahîm’i okusun ve bunu uyku zamanına kadar devam ettirsin. Cuma günü de sabah namazından sonra Besmele’yi 121 defa okusun ve sonra da onu za’feran, misk ve gül suyu ile mukattaa harflerle bir kâğıt üzerine 121 defa yazsın. Arap harfleri bilindiği gibi sağdan sola yazılır. Bu besmeleyi yazarken sağdan sola doğru harfleri birleştirmeden: Arap harfleri ile:“Mim Ye Ha Rı Lam Elif Nun Mim Ha Rı Lam Elif He Lam Lam Elif Mim Sin Be” şeklinde yazsın sonra bu kâğıdı buhurla tütsülesin ve kendi üzerinde taşısın. Bu takdirde bunu her gören çok, hem çok sevecektir. Tabiî ki bu insanın besmelenin işaret ettiği merhamet ve şefkat duygularını geliştirip, insanlara karşı güler yüz, tatlı dil göstermesi ve elinden geldiği kadar yardıma muhtaç olanların elinden tutması, sadaka vermesi gerekir.
Kim Allah lafzını tertemiz bir kâse üzerine yazar ve sonra o kâseyi su doldurup hastaya içirirse, Cenâb-ı Hakk, ne hastalığı olursa olsun ona şifa verir. Burada rûhi hastalıklar kastediliyor. Tıbbın çare bulamadığı bir takım hastalıklar vardır ki onlar mânevi yönden tedavi edilir. Kaldı ki tıbbın yanında- ilaç vb. tedavilerden sonra Allah’a yönelmek, dua vb. manevi tedavi yöntemleri ile yapılan tedaviyi desteklemek lazımdır.
Yılan ya da akrebin soktuğu kimse Besmele’yi mukattaa harflerle yazar (Yukarıda gösterildiği gibi) ve sonra Selâmün alâ Nûhun fil Âlemîn (Saffat/79) âyetini de yine mukattaa olarak yazar, sonra da o kaptan su içerse, Cenâb-ı Hakk ona şifa verir. Bu işlemi yapmadan önce tıbbi müdahaleleri yapmak gerekir. Bu işleme tıbbî müdahaleden sonra veya tıbbî müdahale imkânı olmayan bir yerde bulunuyorsak başvurmak gerekir.
Kim de RAHMAN ismini yazar, sonra da yüz elli defa YÂ RAHMÂN der ve o yazı üzerine üfledikten sonra onu üzerinde taşırsa sultanın- idarecilerin ya da bir zalimin huzuruna girdiği takdirde kendisine bir zarar gelmez. Çünkü RAHMAN kalp yufkalığına, merhamet ve şefkate yol açan bir sıfattır.
RAHÎM sıfatını mukatta olarak (bitiştirmeden Arap harfleri ile MİM YE HA RI şeklinde) 280 defa yazar, sonra da onu üzerinde taşırsa, savaş âletleri ona Allah’ın izniyle tesir etmez. Bıçak ve kılıç onu kesmez. Ama bunu en güzel tertip üzere ve iyi bir zan ile inanarak yazmak ve taşımak gerekir. Bunu bilhassa emniyet teşkilatında görev yapanların ve askerlerin ve Allah yolunda cihat edenlerin inanarak taşımasında çok fayda vardır.
Başı ağrıyan kimse RAHÎM ismini mukattaâ olarak 21 defa yazar, sonra beraberinde taşırsa, Allah ona şifâ verir. Bu yola da tıbbî müdahaleden sonra başvurmak gerekir.
Rivayetlere göre Rum meliki Kayser, İkinci Halife Hz. Ömer’e (r.) ir mektup yazarak baş ağrısından şikâyet ediyor ve bir türlü geçmediğini, bütün tabiplerin bu hususta âciz kaldıklarını, bu nedenle bir ilaç gönderilmesini talep ediyordu. Hz. Ömer (r.), ona bir külâh gönderdi. Şifa bulan Kayser buna çok hayret etti ve külahın içini aradı. Üzerinde Bismillâhirrahmânirrahîm yazılı olan bir kâğıt buldu. (Hülâsatü’l Beyân Tefsiri)
Hz. Ömer (r.), Amr bin As’ı Mısır’a vali olarak gönderdiğinde, Amr bin As o sene Nil’in sularının yükselmediğini gördü. Sebebini sorduğunda Mısırlılar şu cevabı verdiler: (Devamı Yarın)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER