• Haberler
  • Genel
  • 'Ben ekonominin başındayken Afyon'a güzel yatırımlar yapıldı'

'Ben ekonominin başındayken Afyon'a güzel yatırımlar yapıldı'

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olduğu süreçte Türkiye'nin hızlı büyüme dönemi olduğunu söyledi. Babacan, 'Ben ekonominin başındayken Afyon'a güzel yatırımlar yapıldı' dedi   Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin il binası açılışı ve bir takım temaslarda bulunmak üzere dün Afyonkarahisar'a geldi. 'AFYON İL BAŞKANI HAZIRLIKLARINI SÜRDÜRÜYOR' [&hellip]

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olduğu süreçte Türkiye’nin hızlı büyüme dönemi olduğunu söyledi. Babacan, “Ben ekonominin başındayken Afyon’a güzel yatırımlar yapıldı” dedi

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin il binası açılışı ve bir takım temaslarda bulunmak üzere dün Afyonkarahisar’a geldi.
“AFYON İL BAŞKANI
HAZIRLIKLARINI SÜRDÜRÜYOR”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan partide basın toplantısı düzenledi. Afyonkarahisar teşkilatının yoğun çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Babacan, “Yurt genelinde partimizin kongre hazırlıkları yapılıyor. Afyonkarahisar’ın çok sayıda ilçesi var tüm bu ilçelerle ilgili İl Başkanımız Kadir Daylık yoğun bir hazırlık içerisindedir. Biz DEVA Partisi olarak Türkiye’yi il il, ilçe ilçe dolaşıyoruz. Şahsım ve Genel Başkan Yardımcılarımız tüm Türkiye’yi bölge bölge geziyoruz. DEVA Partisi kadroları olarak sahadayız. Vatandaşlarımızı dinliyor, hazırlıklarımızı, planlarımızı vatandaşlarımızla paylaşıyoruz. Yaptığımız ziyaretlerde insanımızı dinlemenin yanı sıra sorunları da yerinde tespit etmeyi amaçlıyoruz. Bu çok önemlidir. Kuruluşu üzerinden 15 ay geçen partimizin vatandaşlarımız tarafından daha iyi anlaşılması ve yakından tanınması açısından da büyük önem taşımaktadır.” dedi.
“2020 KASIM’I İTİBARİYLE DEVA SEÇİMLERE GİRMEYİ HAK ETTİ”
Afyonkarahisar şehir merkezini sabah saatlerinde turladıklarını dile getiren Ali Babacan, esnaf dertlerini dinleyip alışveriş eden vatandaşlarla ayaküzeri sohbet edeceklerini kaydetti. Teşkilatlanma çalışmaları hakkında bilgi veren Babacan, “Bizim teşkilatlanma çalışmalarımız Türkiye’nin dört bir yanında devam etmektedir. DEVA Partisi olarak biz şu ana kadar 81 ilimizde İl Başkanı görevlendirdik. Türkiye’nin 973 ilçesi vardır. Şu an için 650 ilçede DEVA Partisi İlçe Başkanları görevinin başındadır. Partimizin teşkilatlanma çalışmaları yoğun bir şekilde devam ediyor. Teşkilatlarımıza her hafta yeni ilçeler ekliyoruz. 2020 yılının Kasım ayı itibariyle DEVA Partisi aslında seçimlere girmeyi çoktan hak etmiş bir partidir.” diye konuştu.
“GERÇEKÇİ EYLEM
PLANLARI AÇIKLIYORUZ”
Seçimlere girmeye hak kazanacak bir teşkilat yapısını ulaşmakla durmadıklarını ifade eden Babacan, “Hızlı bir şekilde Türkiye’de ki bütün ilçelere, mahallelere ve sandık bölgelerine gidene kadar bu teşkilat çalışmaları devam edecektir. Bu bizim birinci grup çalışmamızdır. İkinci grup çalışması da ülkemizin yarınlarıyla ilgilidir. DEVA Partisi olarak biz şu anda Acil Eylem Planları açıklamaya başladık. İlk defa Türkiye de siyasette muhalefette bir parti seçimlerden sonra neler yapacağını takvime bağlanmış detaylı bir şekilde açıklamaktadır. Yaklaşık 20 kadar başlıkta seçimlerden sonra kurulacak hükümetin ilk 90 gününde ve ilk 180 gününde, ilk 360 gününde neler yapılacağımızı açıklıyor ve yapacaklarımızın bütçesini hesap ediyoruz. Devlet imkânlarının gerçekten buna uygun olup olmadığına, işin tutarlılığına bakıyoruz. Ayağı yere basan sağlam, gerçekçi eylem planları açıklıyoruz. Bu çalışmamız önümüzde ki aylar boyunca sürekli devam edecektir.” şeklinde konuştu.
“BEN EKONOMİNİN BAŞINDAYKEN AFYON’A GÜZEL YATIRIMLAR YAPILDI”
Kayınpederinin Afyonlu olduğunu hatırlatan Ali Babacan şunları söyledi: “Bilindiği üzere benim kayınpederim Afyonlu. O nedenle Afyonkarahisar sıkça geldiğimiz bir ildir. Hatta önümüzdeki haftalarda da bir düğün vesilesiyle inşallah tekrar bir ziyaretimiz olacaktır. Afyonkarahisar sanayisiyle, turizmiyle, tarımıyla, ekonomisiyle çok yönlü gelişmektedir. Afyon eskiden tarım ve hayvancılığın yoğun olduğu bir ilken daha sonra genel anlamda sanayinin de çok geliştiği il oldu. Özellikle son 15 yıldır turizm konusunda çok güzel yatırımlar yapıldı. Türkiye’nin hızlı büyüme döneminde benim ekonominin başında olduğum dönemde özellikle Türkiye’nin dört bir köşesinde olduğu gibi Afyonkarahisar’a da çok güzel yatırımlar yapıldı. Özellikle termal ağırlıklı olmak üzere tüm turizm tesislerine Türkiye’nin dört bir yerinde ilgi yoğundur. Afyon tabii ki tarihi ve kültürüyle yine ülkemizin en güzel şehirlerinden birisidir.”
“YAŞANANLAR YARGIMIZ
ADINA ÇOK ÜZÜCÜDÜR”
Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Babacan, Suç Örgütü Lideri Sedat Peker’in ortaya attığı iddalara yönelik düşüncelerini açıkladı. Bir suç örgütü liderinin arka arkaya yaptığı açıklamaların ülke gündemini çok uzun süre işgal ettiğini söyleyen Babacan şöyle konuştu: “Suç Örgütü Lideri olarak kendisinin de içerisinde olduğu ve suç unsuru taşıyan pek çok konuda adeta bir itirafçı gibi meseleleri anlatınca böyle bir şeyin ilgi çekmesi gayet doğaldır. Ancak ben ülkemiz adına çok üzüldüm. Suç örgütlerinin, mafyanın siyasetçilerle, bürokratlarla ve hatta üzülerek söylüyorum bazı medya mensuplarıyla iç içe ilişkilerinin ortaya çıkması ya da böylesi iddiaların ortaya atılması ülkemiz adına çok çok üzücüdür. Özellikle çocuklar ve gençler için çok üzücüdür. Onlarda takip ederek ‘Biz böyle bir ülkede mi yaşıyoruz?’ diyorlar. Hukukun ayaklar altına alındığı, suç örgütlerine geniş alanlar açıldığı, suç örgütleri arasında menfaat paylaşımı yapıldığı o menfaatin tekrar siyasetçilere ve bürokrasiye döndüğü bir şebekenin maalesef kurulduğu iddia edilmektedir. Ancak bunun karşısında yargının sessiz, hareketsiz olması çok kötü bir durumdur. Yargının bağımsız şekilde resen hareket ederek tüm iddiaları araştırması gereken bir durum ortadayken maalesef bu olmuyor. Çünkü işin içerisinde bakanların ismi geçiyor. Ortada nerelere kadar uzanan ilişki yumağı vardır. Yargı üst düzey bürokrasi ve siyasetin olduğu bir durumda korkuyor. Yargımız adına bu durum çok üzücüdür.”
“SUSURLUK BELKİ GÜNÜMÜZDE YAŞANILANLARIN YÜZDE
BİRİ BİLE DEĞİLDİ”
“1990’lı yıllarda hatırlanacak olursa bir Susurluk olayı yaşamıştık. Susurluk bu ortaya dökülen iddiaların belki yüzde biri kadar bir olaydı.” diyen Babacan şunları kaydetti: “ Bir trafik kazasında aynı araçta bir siyasetçi, bir bürokrat ve bir suç örgütü lideri çıkıyordu. Vay efendim bu üç kişi nasıl aynı araçta olur diye 5 gün sonra dönemin İçişleri Bakanı istifa etmişti. TBMM’de Soruşturma Komisyonu kurulmuştu. Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulu derhal inceleme başlatmıştı bu ülkede bu nasıl olabilir diye. Belki bunun yüz katı iddialar ortaya saçılmış durumdadır. Ama yargı, meclis hareketsizdir. Devlet Denetleme Kurulu Cumhurbaşkanlığına bağlıdır. Bir talimatla hemen başlayabilir. Herkes Cumhurbaşkanı’ndan bir sinyal beklerken o bu sinyali vermiyor. Cumhurbaşkanı sus pus. Tabi o da ayrıca dikkat çekiyor. Her konuda topa giren her konuda açıklama yapan, bir köşe yazarıyla icabında laf dalaşına giren ülkemizin Cumhurbaşkanı bu kadar büyük meseleler karşısında susuyor. Niye konuşmadığı ayrıca dikkati çekmektedir. Bir medya çalışanı yüz iddadan belki de birisi nedeniyle işinden ayrılmak durumunda kaldı. Çünkü onun çalıştığı televizyo kanalı bu ağır yükü taşıyamadı. Fakat bunun kaç katı ithamlar var. Ama Sayın Erdoğan bu yükü taşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kredilibitesi ortadadır. Bu vesile ile bizim buradan çağrımız hem yargıya hem de devlet kurumlarına, Sayın Cumhurbaşkanına bir an önce bu iddiların araştırılarak üzerine gidilmesidir.”
“BİZ İŞİMİZE BAKIYOR DEVA MARKASINI VATANDAŞA TANITIYORUZ”
Türkiye de tüm siyasi partilerle diyalog içerisinde olmayı arzu ettiklerini söyleyen Babacan, “Şu anda iktidarda olan iki siyasi parti haricinde ki onlarla da bizim diyalog kurma çabamız oldu. Bayramlaşma çabamız oldu. Onlar reddettiler. Kendileri bilir. O iki parti dışında ki diğer tüm partilerle bizim diyalogumuz vardır. Bu diyalog çerçevesinde bazen istişare ettiğimiz konularda olmaktadır. Ama DEVA Partisi şu anda kendi özgün kimliğini geliştiren bir siyasi partidir. Biz DEVA Partisi olarak il il, ilçe ilçe kendimizi anlatıyoruz. Dolayısıyla bizim bu diyalog ve istişare etmenin dışında herhangi bir siyasi partiyle bir ilişki şeklimiz olamaz, düşünülemez. Biz kendi işimize bakıyor, kendi özgün siyasi kimliğimizi inşa ediyoruz. Dolayısıyla ittifakmış, parti birleşmesiymiş bu tür söylentilerin tamamı boş söylentilerdir. Hiçbiri gerçek değildir. Ne zamanki bu ülkede bir seçim kararı alınır o noktada ittifak olur mu olmaz mı? Hangi partilerle ne olabilir o noktada bir değerlendirme yapacağız. O gün bir karar vereceğiz. Şu anki önceliğimiz kendi kimliğimizi DEVA markamızı vatandaşa tanıtmaktır.” dedi.
“YATIRIMCI GÜVENSİZ, ÜLKENİN HUKUK DEVLETİ NİTELİĞİ BOZULDU”
Türkiye’de ekonomik sorunların başında işsizlik olduğunu dile getiren Babacan, “İşsizlik yüksek durumdadır. Çünkü yatırımcı güvenmemektedir. Ülkenin hukuk devleti niteliği bozulmuştur. Artık hukukun üstünlüğü ilkesi uygulanmıyor. Hukuka güvenilirlik yoktur. Gece yarısından sonra Resmi Gazete de tek imza ile yayınlanan kararnamelerle koskoca ülke idare ediliyor. Bunların çoğu da yanlış işler oluyor. Çoğu defalarca düzeltilmek zorunda kalınıyor. Bir kararname yayınlanıyor arkasından onu düzeltme kararnamesi yayınlanıyor. Bir daha düzeltme kararnamesi yayınlanıyor. Çünkü istişare yok. Öngörülebilirliğin olmadığı bir ülkede yatırım olmaz. KAlkınma olmaz. 20 yılda ülkeye giren çıkan sermaye akımına baktığımızda ilk defa doğrudan sermaye girenden daha azdır. Yani kendi insanımızın yurt dışında yaptığı yatırım başka ülkelerin vatandaşlarının Türkiye de yaptığı yatırımın daha üstüne çıkmış durumdadır. Türkiye dışarıda kaynak kaybediyor. En önemli neden güven ortamı olmayışıdır. Güven olmayınca yatırım olmaz. Yatırım olmayınca da yeni iş sahası açılmaz. Bu basit bir denklemdir.”
“TÜRKİYE, SURİYE NORMALLEŞMESİNE
KATKI SAĞLAMIYOR”
Mülteci sorununa yönelik görüşü sorulan Babacan sözlerini şöyle tamamladı: “Göç sorunu dünyanın en önemli sorunudur. Şu anda ülkemizde en yoğun olarak başka ülke vatandaşları kim var diye bakıldığında Suriye görülmektedir. Suriyeliler kendi ülkelerinde iç savaş olduğu için Türkiye’ye geldi. Eğer kadınlar ve çocuklar orada kalsalardı muhtemelen çoğu ölüme gidiyordu. Canlarını kurtarmak için Türkiye’ye sığındılar. Onların bir gün ülkelerine geri dönmeleri tabi önemli bir konudur. Bunun için önce şartların normalleşmesi lazımdır. Suriye’de can ve mal güvenliğinin sağlanması lazımdır. Suriye’nin normalleşmesi lazımdır. Şu anda Türkiye Suriye’nin normalleşme sürecine olumlu katkı veren bir aktör değildir. Türkiye şu anda Suriye’de meselenin, kavganın tarafıdır. Şu anda Türkiye taraftır ve sorunun parçasıdır. Hâlbuki Türkiye çözüme hızlıca katkı verip meselenin tarafı olmamalıdır.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme