Belediye'de birkaç personelde FETÖ şüphesi!

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Av. Burhanettin Çoban, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe kalkışması ve sonrasını Kocatepe Gazetesi muhabirine verdiği röportajda değerlendirdi.Burcu Aydın: 15 Temmuz 20416 FETÖ/PYD darbe kalkışmasına yönelik hukukçu, siyasetçi ve dava insanı olarak ilk etaptaki düşünceleriniz ne oldu?Burhanettin Çoban: 15 Temmuz Cuma günü bana aklı başında bir insan gelse dese ki 'Ordu içindeki bir [&hellip]

Afyonkarahisar Belediye Başkanı Av. Burhanettin Çoban, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe kalkışması ve sonrasını Kocatepe Gazetesi muhabirine verdiği röportajda değerlendirdi.
Burcu Aydın: 15 Temmuz 20416 FETÖ/PYD darbe kalkışmasına yönelik hukukçu, siyasetçi ve dava insanı olarak ilk etaptaki düşünceleriniz ne oldu?
Burhanettin Çoban: 15 Temmuz Cuma günü bana aklı başında bir insan gelse dese ki; “Ordu içindeki bir takım grup ya da Silahlı Kuvvetlerin tamamı ülkenin yönetimine el koyacak. Darbe teşebbüsünde bulunacak. Kalkan uçaklar TBMM’yi, kamu binalarını bombalayacak, tanklar halka ateş açacak. Skorskyler, kobralar devlet binalarını, halkı bombalayacak, Cumhurbaşkanlığını, Meclisi bombalayacak” diye söylese ben o kişiye hadi oradan sen aklını mı yedin? Artık o işler kapandı. Türkiye o işleri tarihe gömdü, artık hiç kimse buna cesaret edemez. Böyle bir şey olmaz derdim. Ama herkes gibi bizde yanılmışız. Değil Silahlı Kuvvetlerin tamamı içlerinde yüzde 5’i bile bulmayan bir yapı maalesef gözü dönmüşcesine, tamamen bir gerizekalılık, bir aptallık, bir salaklık olarak böyle bir darbe teşebbüsü içerisinde bulundular.
Burcu Aydın: Kalkışma girişimini nasıl öğrendiniz?
Burhanettin Çoban: Bizler darbe kalkışmasının ilk ortaya çıkışını Boğaziçi köprüsünün tanklarla kapatılmasıyla öğrendik. Biz hala daha o aşamada olayı bir kalkışma, bir darbe teşebbüsü olabileceğini hiç düşünmedik. Bir terör eylemi, bir ihbar vardır, güvenliğe yönelik alınması gereken tedbirler vardır şeklinde düşündük. Ne zaman ki Genel Kurmay Başkanlığı sitesinden bir bildiri yayınlandı, ama en önemlisi TRT’den kalkışma bildirisi okununca o zaman işin ne kadar ciddi olduğunu anlamaya başladık. Ama gerçekten bu yapı mensuplarının Silahlı Kuvvetler içerisinde bu denli kendilerini gizleyebilmeleri, böyle bir organizasyon yapabilmeleri de bizleri hayrete düşürdü. Burada tabi emniyet istihbara, milli istihbarat neden gerekli ikazları önceden yapmadı sorusu da aklımıza gelmedi değil. Ancak bu işin uzmanlarının ifadelerine baktığımızda bu yapının kişileri kendilerini öyle bir gizleyebiliyorlar ki, bir noktada istihbarat birimlerinin yapabilecekleri bir şey olmamış oluyor.
Burcu Aydın: FETÖ ve faaliyetlerini nasıl yorumluyorsunuz?
Burhanettin Çoban: FETÖ dini bir örgüt gibi gözüküyor. Ama bu yapının mensupları askeri lise öğrenciliğinden itibaren modern bir insan nasıl yaşıyorsa ona fazlalık katarak eksiltmeden yaşıyor. Mesela dans ediyor, ailesinde muhafazakar yapıda insanlar bulunmuyor. Her ortamda içki içiyor. Oruç tutmuyor, Cuma namazına gitmiyor. Zaten vakit namazı kılma gibi bir derdi de yok. Konuşurken hep laiklikten, Atatürkçülükten, demokrasiden bahsediyor. Konuşmalarında muhafazakar insanlara ve değerlere soğuk baktığını ifade edebiliyor. Böylelikle kendilerini çok ciddi manada gizleyebiliyorlar. Bence bu durum eğitim işi, hipnotize edilme işidir. Bunu da iyi başarmışlar. Böylelikle bu darbe girişimi ülkemizin insanının beklentisinden çok daha büyük tahribatlara yol açtı. Ancak ben şuna seviniyorum. Allah Türkiyemizi seviyor. Allah Türk Milletini koruyor, kolluyor, gözetiyor. Eğer bu yapının mensupları bu darbe girişimini 15 Temmuz 2016 tarihi yerine 17-25 Aralık 2013 tarihinde Silahlı Kuvvetler ayağı ile, Emniyet ayağı ile, yargı ağı ile ve diğer tüm kamu kurumlarında ki üst düzey elemanlarla beraber bu işi yapsaymış bunları başarılı olma ihtimalleri yüzde 90’dan fazla olacakmış.
Burcu Aydın: Neden darbe kalkışmasının 17-25 Aralık 2013 tarihinde yapılması halinde başarı oranının yüzde 90’dan fazla olacağını ön görüyorsunuz?
Burhanettin Çoban: Darbe girişimini kim bastırdı? Emniyet güçlerimiz yani polisimiz ve onların yanında darbeye iştirak etmeyen askerlerimiz birlikte bastırdı. Darbe girişimini bastıranlara bu vesile ile tekrar teşekkür ediyoruz. Onlara minnettarız, şükranlarımızı sunuyoruz. Şimdi ne oluyor? Askerimiz gidiyor darbeciyi alıyor adliyeye teslim ediyor. Ya da savcılık emirlerini uyguluyor. Düşünün ki oraya gidecek poliste onlardan, bunları yargılayacak hakim, savcı da onlardan. Bunlar yargılandığında hükmü onayacak Yargıtay ve Danıştay da bunların elinde. Böyle bir darbenin başarısız olma ihtimali sıfıra yakın. Ama Allah bunlara 17-25 Aralık sürecinde öyle bir gerizekalılık yaptırdı ki yargı yolu ile bir devrim yapmaya çalıştılar. Bu yargı darbesi ters tepti. Böylece bunların yargıda ki mensupları önemli görevlerden uzaklaştırıldı. Bu vesile ile polis içerisinde FETÖ yapılanmasına mensup üst düzey, emniyet müdürü, amir, komiser varsa onlarda uzaklaştırıldı. Böylelikle darbe kalkışmasında bunlar yargıdan ve emniyetten destek alamamış oldular. Bu çok önemli bir ayrıntı.
Burcu Aydın: Darbe kalkışması başarısızlığını 17-25 Aralık tarihinde ki yargı devriminin başarısızlığına mı bağlıyorsunuz?
Burhanettin Çoban: Eğer 17-25 Aralık sürecinde sözünü ettiğimiz geri zekalılığı yapmasalardı 15 Temmuz darbe kalkışmasında bunlar başarılı olurdu. Allah korusun ülkemiz en az yüz yıl geriye giderdi. O yüzden diyoruz ki, Allah bu milleti seviyor, bu devleti koruyor.
Burcu Aydın: Bu saatten sonra alınabilecek tedbirlere yönelik neler düşünüyorsunuz?
Burhanettin Çoban: Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız hükümet yetkilileri mutlaka gerekli toplantıları yaparak, istişarelerde bulunup gerekli kararları alacaklar. Ama ben hep şunu söylüyorum; 12 Eylül 1980 darbesini yapanlar 2014 yılında yargılanmaya başladılar. Aradan 35 sene geçsede demek ki darbeciler yargılanabiliyor. Ülkemize bunu gösterdik. Biz 15 Temmuz 2016 tarihinin akşamına kadar  bundan sonra darbe teşebbüsünde bulunulamaz diyorduk. Siz normal bir insansanız bunu düşünüyorsunuz. Ancak bir yapıya, paralel devlet yapılanması, haşhaşi örgüt tipinde bir örgüte mensupsanız kafanızı kiraya vermişsiniz mantıklı düşünmüyorsunuz demektir. Böyle durumda kişiler sadece verilen emri sonuçlarını düşünmeden uyguluyorsunuz. O yüzden bence bu tür yapıda ki oluşumları kesinlikle oluşum devam ederken devletimizin çok iyi takip etmesi lazım. Silahlı Kuvvetlerimizin de kılı kırk yararak objektif olarak hem Askeri Liseye öğrenci alımında hem de Harp Okuluna öğrenci alırken kurmaylık ve genarallik tespitinde çok hassas olması lazım. Bu işlemlerin iyi kurulması gerekiyor diye düşünüyorum.
Burcu Aydın: Paralel yapılanma anlamında Afyonkarahisar Belediyesi’nde hali hazırda bir çalışan ya da olduğu şüphelenilen çalışanlar var mı?
Burhanettin Çoban: Belediyemizde üst düzey yani; Başkan Yardımcısı, Şube Müdürü, Birim Sorumlusu düzeyinde bu örgütle alakası olan bir yapılanma söz konusu değil. Ancak  bir iki personelimizle ilgili çalışmamız var. Onları takip ediyoruz. 22 Temmuz Cuma günü ben hem MİT’e hem de Emniyet İstihbarata bir yazı yazdım. Yazıda, Belediyemiz de çalışan işçi, memur, sözleşmeli ya da taşeron personelden sizin kayıtlarınıza, istihbarat raporlarınıza göre bu yapı ile ilişkisi olan ya da sempatizan olanlar varsa onlarla ilgili bize de bir yapı verin diye bir yazı gönderdim. Biz konu ile ilgili kendi çalışmamızı şu anda devam ettiriyoruz.
Burcu Aydın: 17-25 Aralık Türkiye için önemli bir süreçti. Yakın tarihimizdeki bu sürecin 15 Temmuz kalkışmasına katkısını ne şekilde değerlendiriyorsunuz?
Burhanettin Çoban: Bilindiği üzere 17-25 Aralık tarihleri ülkemizde bir milattır. O tarihe kadar bir çok esnafımız, işadamımız, kurumlarımız, Belediyelerimiz bunlara iyi niyetle bakarak yardımcı olmaya çalıştı. 17-25 Aralık tarihinden sonra bunların gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra bunlarla irtibatı, ilişkisi olan, yardımlaşması olan varsa bunların iyi niyetli olduğunu düşünmek kesinlikle yanlış olur. Cumhurbaşkanımız sürekli, “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan bir çete ile karşı karşıyayız” diyor. Tabanı ibadet olan kesimde ki insanlarda hem 17-25 Aralık’ı hem de sonrasında Balyoz kumpasını, bilmem ne kumpasını, casusluk davasını, tüm bu kumpasları iyi görmesi lazım. Eğer bunlar hala görülemediyse bu 15 Temmuz’u iyi irdelemesi lazım. Halen daha bu yapı mensuplarının “Bu bir darbe girişimi değildir. Bu bir tiyatrodur. Arkasında falanca devlet adamı var. Allah var gam yok” diye daha hala daha biz yolumuza devam edeceğiz diye konuşuyorlarmış. Kesinlikle artık bunlara da acımamak lazım.
Burcu Aydın: Darbe kalkışmasını tiyatro olarak yorumlayanların yanında milli iradeye sahip çıktıkları iddiasına karşı fütursuz hareket edenlerin ucuz bir tiyatro sergilediklerini söylemek mümkün mü?
Burhanettin Çoban: Ülkenin Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve bazı komutanlar gözaltına alınıp göz altına alındılar. Ters kelepçelenerek yerlere yatırılan, düğüne katılan Hava Kuvvetleri Komutanlarının nasıl tutuklandıklarını herkes gördü. Hangi general kendisine böyle bir muamele yapılmasına razı olur ya da hangi general fütursuzca böyle bir densizlik yapabilir? Sayısı yüzün üstünde general, yüzlerce subay kendi geleceğini değil ailelerinin geleceğini kararttı. Bunlara kabir bile verilmiyor. Kim ailesinden bir ferdin mezarsız bir vatan haini olmasını, böyle adlandırılmayı ister? Böyle bir tiyatro da insanlar rol alır mı? Dolayısıyla bu gözü dönmüşlük hipnoz edilmedir.
Burcu Aydın: Afyonkarahisar halkına tavsiyeleriniz neler? Gece meydanlara sahip çıkılıyor, gündüz hayata devam ediliyor. Araç konvoyu ve gürültü kirliliğine yönelik mesajınız var mı?
Burhanettin Çoban: Bizzat beni arayanlar var. İki gün önce hazır betoncu bir işadamımız beni telefonlar arayıp, “Ben tüm mikserlerimizi, kamyonlarımızı göndereceğim” Kendisine sakın ha gönderme cevabını verdim. Sizin vesilenizle halkımıza çağrıda bulunuyorum. Lüften korna çalmayalım, araç konvoyu yapmayalım. Gereksiz yere kamyonet ve araçlarımızı şehir içi trafiğe asla sokmayalım. İnsanların hakkına hukukuna riayet edelim. Bunun yanında gereği olmadığı halde araçları şehir merkezinde dolaştırıp sıkıntılı olan trafiğimizi daha da sıkıntılı hale getirmeyelim. Eğer biz demokrasiye sahip çıkıp, darbe karşıtlığı olduğumuzu gösterecek isek meydanda yerimizi alalım. Bunun dışında konvoymuş, korna çalmakmış, araçları şehir içine yığmaya girişmeyelim. Zaten Afyonkarahisar halkı demokrasi nöbeti için meydanda müthiş şekilde kalabalık olarak yerini alıyor. Sabaha kadar görevini sürdürüp, nöbetini devam ettiriyor. Bu yeterlidir, bunun dışında hiçbir rahatsız edici girişimde bulunulmamalı diyorum. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı

Bakmadan Geçme