• Haberler
  • Genel
  • Başörtüsü istismar edilmemeli – Kocatepe Gazetesi

Başörtüsü istismar edilmemeli – Kocatepe Gazetesi

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Erol Özsoy, başörtüsünün istismar alanı olmaya devam edeceği görüşünü belirterek, birilerinin bu yasağın kalkması için eylem yaparken, diğerlerinin eğitimde dinsel öğelere hayır eylemleri yaparak varlıklarını başörtüsü üzerinden sürdürmeye devam edeceğinden yakındı SAMİMİYETLE İSTİSMAR FARKLI Öğrenci kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, imam hatiplerde okuyan kız öğrenciler ve seçmeli kuran dersinde başörtüsü yasağının kaldırıldığını, [&hellip]

Başörtüsü istismar edilmemeli

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Erol Özsoy, başörtüsünün istismar alanı olmaya devam edeceği görüşünü belirterek, birilerinin bu yasağın kalkması için eylem yaparken, diğerlerinin eğitimde dinsel öğelere hayır eylemleri yaparak varlıklarını başörtüsü üzerinden sürdürmeye devam edeceğinden yakındı

SAMİMİYETLE İSTİSMAR FARKLI
Öğrenci kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, imam hatiplerde okuyan kız öğrenciler ve seçmeli kuran dersinde başörtüsü yasağının kaldırıldığını, kendilerinin bu uygulamanın yanlış olmadığını ifade ettiklerini kaydeden Erol Özsoy; “Kamusal alanda da başörtüsü yasağının kaldırılmasını istemiştik. Samimiyet ile, istismar arasındaki farkı anlamak o kadar da zor olmasa gerek. Bugünlerde, başörtüsü yasağı kamusal alanda da kaldırılsın, eylemi yapan konfederasyonun genel başkanı, kendisini ziyaret eden ataması yapılmayan öğretmenlere, ‘Biz istediğimiz zaman Başbakanla görüşürüz, Başbakana ulaşmak gibi bir problemimiz yok.’ demişti. Bu ülkede, her şeyin Başbakan’dan geçtiğini bilmeyen var mı, neden, görüşme probleminiz olmayan, sayın Başbakanla görüşerek başörtüsü yasağının kaldırılmasını kendisine iletmiyorsunuz? Böyle bir yaklaşım, başörtüsünü istismar etmeye engeldir de, bu sebeple istismar yolunu aşındırmak daha karlı bir yol olarak değerlendirilmiştir.” dedi.
“MÜCADELE YERİNE TESLİM OLDULAR”
Bir başka tahmin de yakında memurların kıyafet yönetmeliğinin hükümet tarafından değiştirileceğini, o zaman sözkonusu kişilerin “Biz istedik aldık.” diyerek, her zaman ki gibi ucuz kahramanlığa soyunacaklarını ileri süren Özsoy; “Devlet memurları, bu konfederasyonu çok yakından tanırlar. Bunların üyeleri dahi, bu sendikanın bir işe yaramayan, lüzumsuz işler sendikası olduğunu bilirler ama bunların şerrinden emin olmak için, yanlarında görünmenin, daha faydacı bir yaklaşım olduğundan hareketle, mücadele etmek yerine, teslim olmayı tercih edenlerden olmuşlardır. Bunların, memur hakları ile ilgili bir eylem yaptığını duyan varsa, beri gelsin. Bunlar, Toplu sözleşmede yaşanan, rezalet sonuca rağmen dahi, eylem yapmaktan kaçmış, kerhen, iş bırakma eylemine destek vermek zorunda kalmamışlar mıydı? Sözleşmelilerin kadro talepleri ile ilgili, bunları bir kere alanlarda gören var mıdır? Eş, sağlık, öğrenim özrü eylemlerinde bunlar neredeydi?” ifadelerini kullandı.
DAYATMA İNSAN HAKKI İHLALİ
Erol Özsoy, diğer bir sendikanın da, eğitimde dinsel ögelere hayır, eylemleri yapmaya başladığını, birinin yüce dinimiz üzerinde sendikal rant sağlamaya çalışırken, diğerini ise, dini değerlere karşı durarak nemalanmaya çalışan, iki farklı, ama, esasen, aynı alanı istismara dayanan anlayış olduğunu savundu. Özsoy; “Bu iki anlayışta da bir şey eksik. Saygı. Biz, Türkiye Kamu Sen olarak insana saygıyı merkeze alan bir sendikacılık anlayışı temsil ettiğimize inanıyoruz. Özel kanunu olan polis ve asker dışında, belli yaşa gelmiş hiçbir insana ne giyeceğini dayatmanın öncelikle bir insan hakkı ihlali olduğuna inanıyoruz. Bir insanın giyinme tarzı bizi rahatsız ediyorsa, insan özgürlüğüne bakış açımızı sorgulamamız, ne kadar demokrat olduğumuzu, bir kere daha değerlendirmemiz gerekmektedir. Özgürlüğü sadece kendisi için isteyen insanlar, ancak başka insanlara nasıl giyinmesi gerektiğini dayatırlar. Bizim saçımıza, sakalımıza, bıyığımıza, eteğimizin, giyeceğimiz kıyafetin rengine bir şablon çizilmesi, bizi ne kadar rahatsız ediyorsa, başkalarının kıyafet hakkına bakış açımızın da aynı ölçüde olması gerekmez mi? Buradaki tek sınır, toplumsal ahlak ve değerlerimiz olmalıdır. Öğrencilere serbest kıyafet düzenlemesi konusundaki karşı duruşumuzun gerekçeleri daha önce açıklanarak, ekonomik, güvenlik, disiplin, derse motivasyonun azalması vb. problemler yaşanacağı açıklanmıştı.” dedi.
İSTİSMAR EN BÜYÜK KÖTÜLÜK
“Ya ak ya da kara olmak, şart mıdır? Üçüncü bir yol yok mudur?” sorusunu soran Erol Özsoy şu ifadeleri kullandı: “Bu ülkenin bu tartışmalarla daha kaç yılları heba edilecektir? Biz, Türkiye Kamu Sen olarak hem Atatürkçüyüz, hem de başörtüsü yasağının artık kaldırılmasından yanayız. Yüce dinimize saldıranlara da, din bezirganlarına da istismar alanı bırakmak, bilerek ya da bilmeyerek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Başörtüsüne karşı olanlar, imam hatiplere karşı duranlar, yüce dinimizden nemalanan istismarcıların, 28 Şubat sonrasında her alanda zirve yaptıklarını hala görmüyorlar mı, hala ülkenin nereye gittiğinden habersiz, kendi dar dünyalarında yaşamaya devam mı edecekler? Bu değerlerimizi kaşıyarak, hiç de hak etmediği yerde olanların sorumluluğu kimlerdedir?’’ (Kocatepe)

Bakmadan Geçme