• Haberler
  • Gündem
  • 'Basına saldırıları kınıyoruz' – Kocatepe Gazetesi

'Basına saldırıları kınıyoruz' – Kocatepe Gazetesi

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü öncesi ve sonrasında ki yoğun program nedeniyle medya çalışanlarıyla bir araya gelemediklerini belirten Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin ve yönetim kurulu üyeleri dün basına özel bir toplantı düzenledi.BASIN GÖREVİ ÖNEMLİ VE ONURLUTurgay Şahin, Afyonkarahisar Baro yönetimi olarak basın mensuplarıyla birarada olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Tüm katılımcılara teşekkür eden Şahin, [&hellip]

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü öncesi ve sonrasında ki yoğun program nedeniyle medya çalışanlarıyla bir araya gelemediklerini belirten Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin ve yönetim kurulu üyeleri dün basına özel bir toplantı düzenledi.
BASIN GÖREVİ ÖNEMLİ VE ONURLU
Turgay Şahin, Afyonkarahisar Baro yönetimi olarak basın mensuplarıyla birarada olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Tüm katılımcılara teşekkür eden Şahin, “Aslında basın mensuplarıyla söyleşmek maksadıyla birarada olmak istedik. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve o hafta da ki yoğunluğunuzu biliyorduk. Yönetim kurulunda ki arkadaşlarımızla o haftayı geçirdikten sonra bir etkinlik yapmak istedik. Birkaç hafta geciktik farkındayız. Aslında bu davetimizde basın mensuplarını çalıştırmak istemedik. Ama basın mensuplarının izni olmaz. Onların gecesi, gündüzü, bayramı olmadığının da farkındayız. Nitekim yine sizlerin davet edildiği bir programda işinizi yapıyorsunuz. Allah kolaylıklar versin. Gerçekten zor ama son derece önemli, onurlu bir görevi ifa ediyorsunuz. Temel insan haklarından haber alma ve fikir ifade hürriyetinin garantörüsünüz” dedi.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BASINSIZ KORUNAMAZ
Gerçek anlamda basının olmadığı bir ortamda fikir ve haber alma özgürlüğünün olamayacağına dikkat çeken Şahin, “Baro olarak insan haklarını koruma ve yaygınlaştırma görevi kanunla yüklenmiş bir meslek kuruluşu olarak aslında birçok noktada aynı kulvarda birlikte mücadele ediyoruz. Baromuza kanunla verilen insan haklarını koruma ve bunu yaygınlaştırma görevinin kapsamında insan hakları kapsamında tabi ki ifade özgürlüğü de var. Bu özgürlüğün korunmasını basın olmadan bizim yapmamız mümkün değil. Hukuk bu işin bir garantörü ama basında bir başka garantörüdür. Biz Afyon da yazılı, görsel ve internet medyası ile uyum içinde elimizden geldiğince bu fonksiyonu elimizden geldiğince yerine getirmeye çalışıyoruz. Sizlere bu anlamda müteşekkiriz. Gece gündüz demeden yaptığınız fedakâr çalışmaların farkındayız. İyi ki varsınız, sizler yani basın mensuplarımız olmasaydı gerçekten bu özgürlüklerin korunması da hatta varlığı çok mümkün olmayacaktı” diye konuştu.
GÖREVDEN AYRI HAYAT YOK
Özgürlüklerin insanlar için olduğuna dikkat çeken Turgay Şahin, insanların kendilerini ifade etmek için kullandıkları özgürlüğü basın mensuplarının sağladığını vurguladı. Meslektaşları adına tüm basın mensuplarına teşekkür eden Şahin, “Zor, zahmetli ama elbette zevkli bu meslekte tüm basın mensuplarımıza başarılar diliyorum. Aslında ellerinizde fotoğraf makineleri, kameralar, ses kayıt cihazları olmadan size özel bir gün olmasını istemiştim. Sizler için görevin kutsal olduğunu, görevinizden ayrı bir hayatın olmadığını da bu vesile ile görüyorum” şeklinde konuştu.
ÖZGÜR BASIN AYIRT EDİLMELİ
İfade ve basın özgürlüğünün tam anlamıyla topluma ve basına ulaşmadığını belirten Turgay Şahin, böyle bir şeyin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını belirtti. Özellikle basının kartelleşip genel olarak halkın ifade özgürlüğünün değil de ait olduğu sermaye çevrelerinin çıkarlarını savunduğu modern dünya da bunun çok mümkün olmadığını söyleyen Şahin, “İfade ve basın özgürlüğünü ancak özgür basın kullanıyor. Onun da gücü sınırlı. Özgür basını ayıklamak lazımdır. O kartele dâhil olmayan bir sermaye ya da menfaatin temsilcisi olmayan basını ayırt etmek gerekiyor. Gerçekten işini yapan ve halkın ifade özgürlüğünün kullanılmasına aracı olan çok az kalmış ya da gücü son derece sınırlı olmakla beraber bence etkinliği çok yüksek olan o özgür medyaya bakarak karar vermemiz gerekiyor. Onların işi gerçekten çok zor. Çünkü diğerleri maddi manevi birçok imkânlarla, mücesseh haklarla çalışıyor. Sizler ise zor şartlarda çalışıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
ÖZGÜR BASININ ÇARESİ ARANMALI
Basının günümüz sistematiğinde haber alma, verme noktasında ifade özgürlüğünün çokta mümkün gözükmediğini belirten Şahin şöyle konuştu: “İfade özgürlüğünün mümkünlüğünü düşünmek hayalcilik olur. Bugün ideal düzeydeyiz demek gerçekten hayalcilik olur. Aslında basın Türkiye de internet medyası ile yazılı ve görsel medya ile bir düzenlemeyi gerektiriyor. Bir dönem bir anti kartel tasarısı hazırlanmıştı. Bunu son derece önemsiyorum. Türkiye de basının gerçekten basın olması, gerçekten bizim sesimiz olması için sermaye çevrelerinin aparatı, oyuncağı olmaktan çıkartılması gerekiyor. Fedakârca çalışan gazetecilerimiz de bu ortamda çalışmayı hak etmiyorlar. Basın nasıl özgür basın olur bunun çaresini yollarını aramamız gerekiyor. O zaman basının hizmet verdiği insanlar olarak bizler gerçekten özgür olduğumuzu hissedeceğiz. Sözlerimiz yerine ulaşabilecek ya da hiçbir kısıtlama olmadan her haberi zamanında öğrenebileceğiz. Günümüzde sermaye odakları ve çıkar çevrelerinin izin verdiği ölçüde bir özgürlük sözkonusu. Umarım daha iyi olur”
BASINA SALDIRI BİREYSEL SUÇ DEĞİL
FETÖ/PDY yargılamalarını takip eden basın mensuplarına sözlü ve fiili saldırıları, bir FETÖ sanığının Türk mahkemesini piyes olarak görüp, terörist başını “dini lider” olarak gördüğü beyanını değerlendiren Şahin şunları söyledi: “Arkadaşlar zor bir görevi fedakârca ifa ediyor. Üstelik ulusal medya ve sermaye çevrelerinin koruması olmadan çalışan arkadaşlar için bir kat daha bu iş zor. Biz özelde bu tür saldırılara mağdur kalan arkadaşlara her türlü hukuki yardımı verdik. Kendileri biliyorlar. Kurumsal olarak ve şahsi olarak basınımızın bu anlamda yanındayız. Kesinlikle kabul edilemez. Bu tür saldırılar bizim özgürlüğümüze kast edilmiş bir müdahaledir. Bu tür saldırılarda elbette kayıtsız koşulsuz basınımızın her anlamda yanındayız. Bu tür saldırıları kınıyoruz. Yargıyı da daha hassas olmaya davet ediyoruz. Bu konuda işin hassasiyeti düşünülerek çok daha ciddiyetle takip edilip ağır cezalar verilmelidir. Bu bireysel bir suç değil bu kamunun haber alma ifade özgürlüğüne yöneltilmiş ciddi bir suçtur. Biz bu vesile ile her zaman yanınızda olduğumuzu tekrarlıyoruz”
15 TEMMUZ ÇOK YENİ, UNUTULMADI
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yurt genelinde olduğu üzere Afyonkarahisar’da da başlayan FETÖ davalarının en güzel şekilde takip edildiğini söyleyen Şahin sözlerine şöyle devam etti: “Bu örgütün karakteristik yapısı bellidir. Önce ki gün İstanbul/Silivri de ki duruşmalarda da halka silah doğrultup kurşunlamış, masum insanları katletmiş sanıklarda aynı tiyatroyu, piyesi oynadılar. Biz bugüne kadar örgüt yargılamalarını biliyorduk. Hiçbir örgütü yüceltmek için söylemiyorum, ama bir örgüt duruşu olduğunu, standardı olduğunu biliyorduk. Örgüt yargılamalarında örgüt üyesi yakayı ele vermişse gelir örgüt propagandasını yapar ve dik duruş sergilemeye çalışır. Ama bu örgüt yani FETÖ her anlamda aşağılık bir örgüt. Bunun en uç örneği yargıda da kendisin gösteriyor. Herkesi aptal yerine koyan herkesi kandırabileceğini zanneden ama asıl amaç ilerleyen günlerde ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sürecine şimdiden malzeme devşirmeye çalışan bir tarz ve tavır içerisindeler. 15 Temmuz hatıraları çok yeni biz bunları unutmadık. Tiyatro ve piyesle kandırılacak bir basın yok. Mahkemelerde bugünkü sükûnetlerini adil bir yargılamayı yürütmek adına koruyorlar. Yargı mensuplarını tahkir etmeye ya da tahrik etmeye çalışsalar da orada bir yargı duruşu ile izleniyor. Ben eminim bunlar bir işe yaramayacak. FETÖ örgütünün karakteristik ya da karaktersiz yapısının bir yansımasıdır bu normal karşılamak lazım.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme