Baro hukukçu adayları destekleyecek – Kocatepe Gazetesi
Toplantının bir ana başlığını da “Yargının Hızlandırılması ve İş Yükünün Azaltılması Amacıyla Hazırlanan Kanun Tasarısı” oluşturdu. Bakanlık tasarısında asgari ücretin altında kalan borçlar için disiplin ve tazyik hapsi kaldırıldığını kaydeden Şahin, bu değişikliğin son derece tehlikeli olduğunu söyledi. Kars toplantısına katılındı Baro Başkanı Av. Turgay Şahin ve yönetim kurulu üyelerince dün 3.sü düzenlenen Aylık Hukuk [&hellip]
Toplantının bir ana başlığını da “Yargının Hızlandırılması ve İş Yükünün Azaltılması Amacıyla Hazırlanan Kanun Tasarısı” oluşturdu. Bakanlık tasarısında asgari ücretin altında kalan borçlar için disiplin ve tazyik hapsi kaldırıldığını kaydeden Şahin, bu değişikliğin son derece tehlikeli olduğunu söyledi.
Kars toplantısına katılındı
Baro Başkanı Av. Turgay Şahin ve yönetim kurulu üyelerince dün 3.sü düzenlenen Aylık Hukuk Değerlendirme Toplantısı’nda 8 başlıkta konular değerlendirildi. Şahin, ilk olarak sivil anayasa çalışmaları ve Kars toplantısı hakkında bilgi verdi. 18-20 Şubat 2011 tarihleri arasında Kars’ta yeni anayasa çalıştayı yapıldığından söz eden Baro Başkanı Turgay Şahin, Yeni Anayasa Platformu ve Kars-Ardahan Bölge Barosu’nun ortaklaşa etkinliği olarak düzenlenen çalıştaya konuşmacı olarak Doç.Dr.Osman Can, Doç.Dr. Av.Yücel Sayman, Av. Mehmet Uçum, Lale Mansur, Nihal Bengisu Karaca’nın katıldıklarını aktardı. Şahin; “Şahsım, Baro Başkan Yardımcıs Av. Mesut Kuyucu çalıştayda söz alarak yeni anayasa konusunda görüş bildirmişlerdir. Çalıştay öncesi baro başkanları bir toplantı yaparak ülkenin hukuk gündemine ilişkin bildiri yayınlamışlardır.
Çalıştaya baromuzu temsilen Baro Başkanı olarak şahsım, Başkan Yardımcısı Av.Mesut Kuyucu, Sayman Av. Serkan Macif ve Yönetim Kurulu Üyesi Av.İsmail Akgül katıldık. Toplantı sonrası hazırlanan ortak bildiride: Türkiye’nin gereksinim duyduğu demokratik, sivil, yeni bir Anayasa’nın yapılması zorunluluğu vurgulanmış; Devlet Güvenlik Mahkemelerinin devamı olan CMK 250. Madde ile Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin yargıda çiftbaşlılık yarattığından söz edilerek sakıncanın ortadan kaldırılması gerektiği ifade edilmiş, faili meçhul cinayetler ve kazılarda bulunan cesetlerle ilgili ortak bir duyarlılık üzerinde durulmuş; Savunmanın kutsal ve kısıtlanamaz bir hak olduğundan hareketle insanların ‘kendini hangi dille daha iyi ifade edebiliyor ve savunuyorsa’ o dilde savunma hakkının tanınması gerektiği belirtilmiş, Adalet Bakanlığı’nın ‘Yargının Hızlandırılması İçin Kanun Tasarısı’ metni eleştirilmiştir: Adalet Bakanlığı sitesinde yayımlanan Yargının Hızlandırılması için ‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nda yer alan ve avukatların çalışma alanını daraltabilecek: Brüt Asgari ücret düzeyinin altında kalan bir kısım alacaklara ilişkin yaptırımlara karşı yargı yolunun kapatılması, Veraset ilamı düzenleme yetkisinin Noterlere bırakılacak olması, Terk ihtarlarının noterlerce düzenlenmesi esasının benimsenmesi şeklindeki düzenlemeler tasarı metninden çıkarılmalıdır. Veraset ve Terk İhtarları yargı için çekilemez bir yük oluşturuyorsa bu işlemlerin yargı kurumu olmayan Noterler tarafından yapılması yerine yargının kurucu unsuru ve savunma mesleğinin örgütü olan Barolar aracılığı ile yerine getirilmesinin daha uygun olacağı’ konusu ortak imza ile bildiride yer almıştır.” dedi.
Adaletin gecikmemesi önemli
Toplantının ikinci ana başlığını “Yargının Hızlandırılması ve İş Yükünün Azaltılması Amacıyla Hazırlanan Kanun Tasarısı” oluşturdu. Bakanlık tasarısında asgari ücretin altında kalan borçlar için disiplin ve tazyik hapsi kaldırıldığını belirten Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, son derece tehlikeli olarak tanımladığı bu değişikliğin çek-senet tahsil mafyasının elini güçlendireceği için gerekli girişimlerin yapılması gerektiğini söyledi. Şahin; “İcra müdürlüklerinde takipte olan dosyaların önemli bir bölümünün asgari ücret düzeyinde veya altındaki alacaklara ilişkin olduğu malumdur. Yine bu dosyaların ‘kahir ekseriyetinin taahhüdü ihlal cezaları ile tahsil edilebildiği de bilinmektedir.’ denilmektedir. ‘Herkesin evinde veya üzerinde belirli bir miktar mal bulunacağı gerçeğinden hareketle’ asgari ücret düzeyinin altındaki borçlar için disiplin veya tazyik hapsinin uygulanmaması, yargının hızlandırılması veya iş yükünün azaltılması amacına hizmet için ön görülmüşse, icra cezalarının bütünüyle kaldırılması hatta daha ileri giderek icra müdürlükleri ve icra hukuk mahkemelerinin kapatılması da yargının iş yükünü önemli ölçüde hafifletebilecektir.
Buradaki temel sorun, adalet dağıtımından vazgeçmeden, adalet dağıtımını geciktirmeden çözüm bulmaktır. ‘Okullar olmasa maarif vekaletini ne kolay idare ederdim’ anlayışının yeni versiyonu ile görünüşte iş yükünün hafifletilmesi, devletin elini çektiği bu alanların mafyanın, çetelerin, silahlı örgüt ve kişilerin faaliyet alanına girmesi sonucunu doğuracaktır.” diye konuştu.
“Noter aşkı” anlaşılamıyor
Veraset belgesi ve terk ihtarının noterlere bırakıldığına dikkat çeken Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, bakanlık bürokrasisinin “noter aşkı” nı anlamakta zorluk çektiklerini ifade etti. Tasarının, veraset belgesi düzenlenmesi ve terk ihtarı nevinden yargısal faaliyetleri de noterlere bıraktığını, simdi uçuk gibi gelmesine karşılık geçmişte anlaşmalı boşanmaların da noterlere bırakılması konusunun tartışmaya açıldığını belirten Şahin; “Böylece durumun vahameti aynı zamanda komikliği tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmaktadır. Yargısal bir faaliyetin yargı dışında görülemeyeceği malumunuz. Bir de savunma mesleği ve meslek kuruluşunun yargının unsuru olduğunu hatırlayalım. Bu durumda illaki bu konular mahkemelere yük olmaktan çıkarılacaksa, işlerin noterlere havale olunması yerine, yargının unsuru hem de kurucu unsuru olan barolara bırakılması gerekmez mi? Yargı faaliyeti yargı dışındaki bir organa bırakılamaz.” şeklinde konuştu.
Yargıtaya 160 Danıştaya 51 üye seçildi
1868 yılının Mart ayında “Divanı Ahkâmı Adliye” adıyla kurulan Yargıtay’ın, 18 Haziran 1879 tarihli Nizamı Mahkemeler Kuruluş Kanunu ile “Mahkemei Temyiz” adını aldığını belirten Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, TBMM hükümetince Sivas’ta kurulan yüksek mahkemeye “Muvakkat Temyiz Heyeti” denildiğini dile getirdi. Sivas’taki bu mahkemenin kaldırılıp Eskişehir’e nakli ile “Temyiz Mahkemesi” nin 20 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Teşkilatı Esasiye Kanunu adının 10 Ocak.1945 gün ve 4695 sayılı Kanun ile “Anayasa”, temyiz mahkemesi adının da “Yargıtay” olduğunu söyleyen Şahin; “Bilindiği gibi yeni yasa ile Yargıtay’a yeni dairelerin kurulması sağlanmış; daire sayıları ile birlikte Yargıtay üyeleri de artırılmıştır: Yargıtay’a 2 Hukuk 4 Ceza Dairesi ilave edilmiştir. Aynı Şekilde Danıştay’a da 2 yeni daire kurulmuştur. HSYK’nın internet sitesinde yer alan duyuruya göre, Kurul, Yargıtaya 160, Danıştaya ise 51 yeni üye seçti.” ifadelerni kullandı.
Meskenlerde faaliyete devam
Torba Yasa olarak bilinen 611 Sayılı Yasa ile avukatlar lehine düzenlemeler yapıldığını kaydeden Şahin, yeni düzenleme ile meskenlerde büro mahiyetinde avukatlık, hukuk, serbest muhasebeci ve mali müşavirlik faaliyetlerine devam edileceğini açıkladı. Turgay Şahin, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre avukatların ve stajyer avukatların baro kesenekleri ile staj kredisi borçlarının asıllarının tamamının yeniden yapılandırıldığını söyledi. Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, avukatlık stajına başlayanlardan stajyerlikleri anılan fıkraların yürürlüğe girdiği tarihten önce başlamış olanların genel sağlık sigortalılıklarının sağlandığını belirtti. Şahin, 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmündeki Kararnamenin değiştirilerek hükümlerinin avukatlık büroları hakkında uygulanmayacağı esasının getirildiğini kaydetti.
İnternet yasakları önemli
Aylık hukuk değerlendirmesi toplantısının 5. maddesini internet yasakları üzerinde önemle durulması oluşturdu. TÜSİAD Teknoloji, İnovasyon ve Bilgi Toplumu Komisyonu altında faaliyet gösteren Bilişim ve Telekomünikasyon Çalışma Grubu’nun çalışmaları çerçevesinde TÜSIAD-TBV ortak yayını olarak Dr. Murat Volkan Dülger ve Yasin Beceni tarafından hazırlanan raporu örnek gösteren Turgay Şahin; “Raporda: ‘İnternet sitelerine bireylerin erişiminin engellenmesi kararları; Anayasa yargısına, ceza muhakemesi usulüne, hukuk usulü muhakemesine ya da Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olabilir. Bu durumda verilen karar hukuka aykırı olacaktır. Verilen kararın hukuki niteliğine göre nihai bir karar olması durumunda karara karşı temyiz yoluna, ihtiyati tedbir ya da koruma tedbiri kararı olması durumunda itiraz yoluna, iç hukukun tüketilmesi ve diğer şartların gerçekleşmesi durumunda ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulabilecektir’ ve raporda, Türkiye’de internet sitelerine erişimin engellenmesi kararlarının büyük oranda ihtiyati tedbir ya da koruma tedbiri kararı ile verildiği belirtilerek, ‘İhtiyati tedbir ve koruma tedbiri kararları nihai karar değildirler ve bu kararlar açısından temyiz değil, itiraz mekanizması söz konusu olmaktadır. Temyiz gibi, ihtiyati tedbir ve koruma tedbiri kararlarına itiraz da ancak içeriği erişime engellenen kişi tarafından yapılabilmekte, kullanıcılar, temel hak ve özgürlükleri sınırlansa dahi, taraf olmadıkları için, ihtiyati tedbir ve koruma tedbiri kararlarına karşı itiraz edememektedirler.’ denilmektedir. Raporda 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un, ‘koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara 4 Aralık 2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir.’ hükmünü içerdiği hatırlatıldı. Geçmişte sık sık Youtube sitesine erişimin engellenmesi ile gündeme gelen internet yasakları son olarak blog sitelerinin kapatılması kararı ile yeniden tartışılmaya başlanılmıştır: Cumhurbaşkanı Gül, Twitter hesabından, internetteki blog kullanıcılarını sevindirecek mesajlar vermış; Mahkeme kararıyla kapanan bloglara sahip çıkan Gül, kuralların toplu cezalandırmalara fırsat vermemesi gerektiğini belirtmiş ve, ‘Bu yönde gereken girişimlerde bulunacağım.’ diyerek Mısır örneği üzerinden sosyal medyanın dünyada geldiği noktaya dikkat çekmiştir.” dedi.
İnternet sansürü basın özgürlüğü
kısıtlamasından vahim
Basın özgürlüğü denilince sadece yazılı medyanın hatıra gelmemesi gerektiğini söyleyen Baro Başkanı Turgay Şahin, basının halkın sesi olduğu için özgür olduğunu ve öyel olması gerektiğinin unutulmaması zorunluluğunu savundu. Halkın bizzat ve doğrudan kendini ifade ettiği internet ortamının sansürlenmesinin aslında basın özgürlüğünün kısıtlanmasından da vahim olduğunu kaydeden Şahin, bu durumun doğrudan halkın susturulması anlamına geldiğini kaydetti. Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 14 Ocak 2011 tarih ve 2011/156 D iş sayılı kararı ile erişimin engellendiğini kaydeden Şahin; “Bu yasağı şu an sadece Superonline uyguluyor. Karar, diğer servis sağlayıcılara da iletildiğinde blog spot adresli tüm sitelere girilemeyecek. Şu an blogspot’ta Türkçe içerkli 4 milyon adres bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
Karar artık hükümsüz
Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 28 Şubat 1997 tarihli “18 maddelik tedbirler paketi” nin resmen tarihe karıştığını. Başbakan Erdoğan’ın Aralık ayında yayımladığı genelge ile başlayan temizlik sürecinde post-modern darbe dönemine ait ‘irticaî fişleme’ emirlerini içeren onlarca talimatın yürürlükten kaldırıldığını bildiren Baro Başkanı Turgay Şahin şöyle konuştu: “Yürürlükten kaldırılan genelgeler arasında, 19 Temmuz 1999 tarihli Başbakanlık genelgesi de dikkat çekiyor. Genelge, kamu görevlilerine irticai faaliyetlerle mücadelede zafiyet gösterilmeyeceği ve kılık kıyafet hükümlerinin titizlikle uygulanacağı talimatını içeriyordu. Kaldırılan belgeler arasında, 28 Şubat’ta hükümete yaptırım içeren 18 maddelik MGK kararlarının uygulanmasına ilişkin Başbakanlık genelgesi de bulunuyor. Genelgenin ekinde MGK basın bildirisi ve 28 Şubat 1997 tarihli-406 sayılı MGK kararı da yer alıyor. 28 Şubat’taki 9 saatlik tarihî MGK toplantısının özünü ifade eden karar, toplantıya katılan sivil ve asker MGK üyelerinin tamamının imzasını taşıyor. Ekinde ise EK-A olarak ‘Rejim Aleyhtarı İrticai Faaliyetlere Karşı Alınması Gereken Tedbirler’ başlığıyla 18 maddeden oluşan tedbirler bulunu-yor. Karar bir ay önce hükümsüz hale geldi.”
Sekiz ayrı genelge talimat yürürlükten kalktı
Yürürlükten kaldırılan genelgeler arasında, 1999 tarihli Bülent Ecevit imzalı, kamu görevlilerine irticai faaliyetlerle mücadelede zafiyet gösterilmeyeceği ve özellikle kılık kıyafet hükümlerinin titizlikle uygulanacağı talimatını içeren belgenin de yer aldığını ifade eden Turgay Şahin şunları söyledi: “İçişleri Bakanlığı genelgeyi uyguladı. 28 Şubat kararlarını rafa kaldıran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzalı genelge doğrultusunda İçişleri Bakanlığı da adım attı. Bakanlığa bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 1 Şubat 2011 ve 11 Şubat 2011 tarihli yazılarıyla kendi alanlarına yönelik 8 ayrı genelge ve talimat yürürlükten kaldırıldı. Radyolar, TV’ler okul ve yurtlar fişleni-yordu. Kaldırılan 28 Şubat sürecinin etkisiyle çıkarılan genelgeler arasında, ‘irtica genelgeleri’ diye bilinen 1999 yılında çıkarılan 21 ve 41 No’lu iki genelge de bulunuyor. Başbakan Bülent Ecevit imzalı genelgelerde, hükümetler değişse bile irtica ile mücadelenin devam edeceği konu ediliyor. Genelgelerle, özel okullar ve yurtların gözetim altında tutulması isteniyordu. 57. Hükümet döneminde 2 Şubat ve 19 Temmuz 2009 tarihlerinde yayınlanan 1999 21 ve 41 No’lu iki genelge, Başbakanlık’ın mevzuat sistemindeki yerini hala koruyordu.”
“Avukat adayların arkasındayız”
Milletvekili seçimleri için aday adayı olan avukat meslektaşlarının kamuoyuna takdimi ve desteklenmesi için bir basın toplantısı tertip edileceklerinden söz eden Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Baro olarak, meslektaşlarının siyasette aktif rol almalarını destekleyip, teşvik edeceklerini kaydetti. Şahin; “Hukukçu kimlikleri ile halkımızı mecliste en iyi şekilde temsil edeceklerinden emin olduğumuz meslektaşlarımızın aday adaylık süreci bittiğinde, aday olabilmeleri için kendilerine her türlü destek verilecektir. Böylece nitelikli, Afyonkarahisar’ı layıkı ile temsil edecek ve hakkını vererek çalışacak milletvekillerinin belirlenmesinde bir sivil toplum kuruluşu ve meslek kuruluşu olarak gereken her türlü çabayı göstermekte kararlıyız. Belirtildiği gibi aday adaylık başvuruları sona erdiğinde derhal basın toplantısı tarihi açıklanacaktır.” dedi.
Baro ihtiyaçları gideriyor
Afyonkarahisar Baro Başkanlığının yürüttüğü faaliyetleri aktaran Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, merkez Adliye binasında wireless internet erişimi sağlandığını, Emirdağ Adliyesine sesli anons sistemi kurulıp,aynı adliyede güvenlik kamera sistemi montajı yaptırıldığını bildirdi. Şahin;
“Tüm adliyelerdeki baro odalarına LCD televizyon alınarak kurulmuştur. Merkez Baro çalışma odasındaki bilgisayarlar yenilenmiştir.Adliye binasının açık otopark alanı giriş ve çıkışlarına bariyer sistemi monte edilerek park alanının yarısı avukatlara tahsis edilmiştir. Bu konuda Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Nihat Erol’a gösterdiği ilgi ve yardımlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Park alanında engeli vatandaşlarımız için yer ayrılmıştır. Davraz’a bir gezi düzenlenmiş ve yoğun bir katılım olmuştur. ‘Her Yönüyle Şeb-i Aruz Törenleri Mevlana’ konulu bir fotoğraf sergisi açılmıştır. Halı saha futbol turnuvasında finallere gelinmiştir. Çankırı Barosu ve TBB tarafından ortak düzenlenen “Yeni Borçlar Kanunu Tanıtım” Sempozyumuna baromuzu temsilen yönetim kurulu üyelerimiz Av.Selim Tokatlı ve Av.İsmail Serdar Koçak katılmışlar ve sempozyumun önümüzdeki bir tarihte Afyonkarahisar’da da yapılması için gerekli bağlantıları kurmuşlardır.” diye konuştu. (Kocatepe)