• Haberler
  • Genel
  • Bakanlık kurtarıcı tedbirleri almalı – Kocatepe Gazetesi

Bakanlık kurtarıcı tedbirleri almalı – Kocatepe Gazetesi

Hayvancılık sektöründe ki sorunların çözümü için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın değişimi ve yenileşmeyi kabullenmesi gerektiğini belirten Veteriner Hekimler Odası Başkanı AKÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Birdane, değişmeyen şeyin yeni piyasa düzeninde bakanlık ve üreticinin olmadığını kaydetti. Birdane, Bakanlığın en kısa sürede içerideki üreticiyi kurtaracak tedbirleri alacak yapısal düzenlemeyi önce kendi bünyesini değiştirerek [&hellip]

Bakanlık kurtarıcı tedbirleri almalı

Hayvancılık sektöründe ki sorunların çözümü için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın değişimi ve yenileşmeyi kabullenmesi gerektiğini belirten Veteriner Hekimler Odası Başkanı AKÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Birdane, değişmeyen şeyin yeni piyasa düzeninde bakanlık ve üreticinin olmadığını kaydetti. Birdane, Bakanlığın en kısa sürede içerideki üreticiyi kurtaracak tedbirleri alacak yapısal düzenlemeyi önce kendi bünyesini değiştirerek sonra da üreticileri düşünerek alması gerektiğini açıkladı

Kimse hayvanını kestiremiyor

Afyonkarahisar Veteriner Hekimler Odası Başkanı AKÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Mehmet Birdane, dünya da tarım ve hayvancılığın modern ve üretken hayvanlarla yapılan bir iş olduğunu, işi bu olan çiftçilerin, modern çiftlikleri bulunduğunu kaydetti. Türkiye hayvancılığını modernleştirmek için para harcamaya gerek olmadığını savunanların yurt dışından da destek bulduklarına temas eden Doç. Dr. Birdane; “Dışarıda süt ucuz olmakla beraber getirilmesi pahalı ve uygulaması zordur. Ancak, süt tozu ucuza getirilebilir, bu da ABD ve AB’nin yararınadır. Dışarıda et çok ucuz 6-7 TL’ye alınabiliyor. Bizim sistemimiz ise 14 TL’ye üretebiliyor. Köylerimiz küçük arazilerle dolu ve kazançlı tarım yapamıyoruz. Bu durum tüm raporlarda belirtiliyor.Yurdışında mısır, arpa, buğday ne ararsan daha ucuz. Zaten AB diyor ki; ‘Sütü-eti takip edilebilir hale getir, kontrol edilebilir bir sistem kur, en az 50 başlık çiftlikler olsun, tarıma dayalı nüfusu azalt, neyi-ne kadar üreteceğine ben karar vereceğim.’ ve ekliyor ‘Bu kötü bir şey değil ki, sizin yararınıza.’ Bugün geldiğimiz durumla ilgili herhangi bir planı, tedbiri alamayan bakanlığın karşısına bazı bürokratların da inandığı gibi ’Çok iyi bir fırsat çıkıverdi, kim yaptı ? Spekülasyon.’Spekülasyon dalgasına bakanlık önce ‘Hiçbir şey yok, serbest piyasa düzeni’ diyordu. Biraz gürültü çıkınca ‘Vatandaşa ucuz et yedirelim’ diyerek piyasanın kendini ittirdiği yere gitti ve yurt dışı kapılarını açtı. Şimdi üretici doğal olarak maliyetinin de altına hayvan satmaya başladı. Ama ne gariptir ki 13-14 TL gözüken ve bakanlıkça hala ‘yüksek’ kabul edilen fiyatlar da göstermelik, kimse hayvanını kestiremiyor. İneklerin ise neredeyse hiçbir değeri kalmadı. Yeni yatırıma soyunan, kredi kullanabilen de yurt dışından hayvan getirme peşinde.” dedi.
Malum zihniyet AB ve ABD’ye destek veriyor
Mevcut durumun hayvancılıkta bir devrime imza atabileceğini iddia edenlerin olduğunu belirten AKÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Veteriner Hekimler Oda Başkanı Doç. Dr. Fatih Mehmet Birdane, bu zihniyete bürokrasinin, hayvansal ürün sanayicilerinin, AB, ABD ve Avusturalya’nın destek verdiğini kaydetti. Birdane; ” Aşağıdakiler ‘Olmayan hayvancılık politikalarımızı’ yapılandırmak için kullanılan argümanlardır. Bazıları ise uygulanıyor ama aşağıdaki gibi ifade edemedikleri için duyamıyoruz, göremiyoruz. ‘Böyle güzel fırsat mı olur ? Devrim dediğin de böyle olur; vatandaş ucuz ürün tüketecek ki üreticilerin sesini duymasın, ‘Bunlar sağlıksız, sizin sağlığınızı koruyorum’ de ‘Beleş kredi veriyorum’ deki görmesinler. Vatandaş için önemli olan etin sütün nasıl-nereden geldiği değil, kaç para olduğudur. Ülkenin hayvancılığı onları ilgilendirmez. Zaten bir kısmı ‘yaşasın devrim’ derken diğer bir kısmı da korkudan ses çıkaramayacaktır. Şunları bir düzene intizama sokalım. Bu şekilde bunları tutamıyorsunuz, plan yapamıyorsunuz. AB planlarında 2015’den sonra Polonya’ya, Bulgaristan’a bu işleri kaydıralım.’ Tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanları azaltmalıyız ki sorunlarımız da azalsın. Köylü ile 3-5 hayvanı olanla uğraşmak zor iştir. Bunların size çok faydası yok. Gelin bana destek olun desen ‘Aman sende’ derler. Kendine devrime destek olacak insanlar yaratmalısın. Sizde bizim gibi en az bin dönüm arazisi 100 sığırı 500 koyunu olanları muhatap alın, hem böylece etleriniz ucuz, sağlıklı, sütleriniz bol ve mikropsuz olur. Zaman geçince göreceksin ki binlerce yeni zenginin olacak, seni artık bırakmazlar.” diye konuştu.
Öne sürülen gerekçeler biliniyor
Köyden kente göç edenlerin sıkıntı değil, ucuz iş gücü olduklarına dikkat çeken Doç. Dr. Fatih Mehmet Birdane, şehirlerde çalışacak adama ihtiyaç bulunduğunu belirtti. Köylerin boşalıp, varoşlarda artış olmasının önem taşımadığına değinen Birdane; “Öne sürülen gerekçeler malum. ‘nsanınızı köyden kurtarın, onlara iyilik yapmış olursunuz. Gençleri kazanırsınız, köyde zaman geçiremiyorlar. İlk birkaç sene mızmızlanırlar ama 2-3- yıl sonra unuturlar. Hayvancılık devrimi adı altında sanayicinizi koruyun. İthalat ihracat yapanları koruyun. Köylüler zaten vergi de vermiyorlar. Topladığın vergi artar, ucuz iş gücü gelir, sanayiciyi kazanırsın, hem hayvancılıkla uğraşanlar azalır. AB deki gibi büyük hayvancılık işletmeleri olur, hem de vatandaşın ucuza et-süt satın almış olur. Bir taşla bilmem kaç kuş vurmuş olursun. Bu olumlu gelişmeler devrim için şarttır. Bütün devrimler de sancılı olur zaten. Ülkede kimse et tüketemiyor, bunu da artırmak lazım. Şimdi bundan iyi fırsat olamaz. Zaten ucuza et üretemeyeceğini anlayan vatandaş bu işten çekilecek, sen ucuza et getireceksin vatandaşa satacaksın. Böylece 8 TL ye mal ettiğin eti 11,5’a piyasaya süreceksin, devlet de kazanacak. Hayvancılıkla uğraşanlar da 12 TL’ye üretmenin yolunu bulsunlar, bulamıyorlarsa bıraksınlar.” şeklinde konuştu.

Yapılan planlama ortada
Yurt dışında da marketler de 8 TL ye kesilen etleri 20-25 TL ye satmaya çalışııldığını kaydeden Doç. Dr. Fatih Birdane, bu duruma kızılmaması gerektiğinin, durumun hayvancılıkta devrimin bir parçası olduğunun açıklandığına dikkat çekti. Birdane; “Kasaplarla et satmaya çalıştın, bir sürü kasap ortaya çıktı. Hem doğru dürüst vergi de toplayamazsın. Bırak modern marketler bu işi yapsınlar. Vergini tıkır tıkır alabilirsin. Bak ‘at-eşek eti yediriyorlar’ diye iki haber bile vatandaşın kasaplara güvenini azalttı marketlere hücum ettiler. Farkında değilsin ülke kazanıyor. Hayvancılık kredileri diye inşaat sektörüne para aktar, faizleri sıfırladım de parayı piyasaya sür, ekonomi canlansın. Zaten paranın çoğunu inşaata, sonra sanayiciye sonra da hayvan almak için yurt dışına akıtacaklar. Bizim Bulgaristan, Romanya vs bazı ülkelere de aynı şeyleri yaptığımızı, ‘Almanya, Fransa et ve sütü daha ucuza üretebilirken ne gerek var siz uğraşmayın’ dediğimizi söyleyenler çıksa da bizim onlara iyilik yaptığımızı anlamamış olanlardır, inanma. Aldıkları paranın yüzde 30’unu inşaata, yüzde 30’unu sanayiye, yüzde 30’unu da yurt dışına verecekler. Bizim piyasa nerden baksan yüzde 30 fiyat artıracaktır. Seninkiler et fiyatında 13,5-14 TL’den aşağı çekmiyorlar mı ? Hiç üzülme, biz de yurtdışında fiyat artırırız. Kafalarını sonuna kadar suya batırmaya gerek yok ki, burunlarını suya soksan yeter. Hem benimkiler de daha fazla para kazanırlar. Bu senin piyasaya sürdüğün para 1-2 sene piyasayı idare eder. Krediyi kullanan 7-8 sene parayı kurtarma umuduyla çalışacaktır. Ama olsun, kalan sağlar sana yeter. Sen krediyi dağıt, biz AB’den %50 hibeli diye destekler de veririz. Bizim için 1 milyar Euro harcayıp 5 milyar Euro kazanmak kötü mü ?” ifadelerini kullandı.

Değişim ve yenilik şart
“Korkut onları, yeni düzende yer alabilir miyim ? Söylenirsem zarar görür müyüm ? diye düşüneceklerdir. Arada bir ‘’koruduğunu, şu kadar milyar destek verdiğini, süt fiyatlarını aşağı çekecekler ama ben izin vermiyorum’’ filan söylentileri çıkart. Kafalarını sok suyun içine, bağıramasınlar. Etrafa da güzel olsun diye yıkadığını söylersin.” Merak etme bundan sonra ağzını açan da olmaz. Bundan sonra süt üretenlerle daha rahat ilgilenirsin.” mantığına işaret eden Birdane; “Ürettiği erkekleri yüksek et fiyatı ile kestirip sütteki zararlarını da kapatamazlar. Çok konuşurlarsa ‘süt tozu’ değneğini de eline al. Bu kadar süt toplayan, süt işleyen mandıra olur mu ? Avrupa’ya yakışmıyor ? Zaten kontrol de edemiyorsun, sağlıklı ürünler üretmen için bunları da azaltmalıyız. Ama zamanı gelene kadar karışma bakalım bizim süt tozlarını tüketebilecekler mi ? Yukarıdakiler bugün düştüğümüz durumun faklı yerlerden nasıl göründüğü ile ilgili ifadelerdir. Ancak üreticiler tarafında ki yangın ‘üzülmeyin nadas/anız yakıyoruz, daha verimli olacak göreceksiniz’ şekline getirilmeye çalışılmaktadır. Vergisiz yaşayan milyonları vergi ödeyen onbinlere çevirerek devlete kazanç sağlamak, muhatap alınamayan ve söz dinlemeyenler yerine her şeyleri denetlenebilen ve sağlıklı ürünler üreten üreticilere çevirmek gibi yüce amaçlara hizmet ettiği şeklinde algılanabilir. Ancak, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlarla beraber politika üretmek yerine ‘piyasanın, ihracatçının, sanayicinin’ bazılarının itelemesiyle iş yapıyoruz. Asıl sıkıntı da buradadır. Bakanlık kendini değiştirmeden, yenilemeden tarım ve hayvancılığı yenileyemeyeceğini kabul edemiyor. Onlarca yıldır ‘bizde bir sıkıntı yok, herkes işinin başında harıl harıl çalışıyoruz, ama yaranamıyoruz’ demeye devam ediyor. Bu işin temelinin ticaret olduğunun farkında bile değil ve yapısında da böyle bir birim yok.

Piyasada bakanlık ve üretici yok
“Görünen o ki dışarıdan hayvan getirmeye devam edeceğiz. İçeride 400.000 damızlık kesilecek, dışarıdan 400.000 damızlık gelecek.”diyen Veteriner Hekimler Odası Başkanı Doç. Dr. Fatih Birdane; “Kasaplar bu sene bunlarla ilgilenecekler ama 2011’den sonra muhtemelen en az yüzde 30’u işlerini bırakacak. Damızlıklarını dışarıdan getirenler de ‘süt sanayinin’ yurt dışı süt-süt tozu fiyatlarına endeksli çalışmaya zorlanacak. Biz 3 senedir ‘et piyasasında düzenleyici kurum yok, hayvan borsaları aktifleştirilmeli’ diye bağırıyorduk ama piyasa ‘yurt dışına endekslendi’ ve düzenine kavuştu. Artık etin en düşük fiyatı belli oldu. En yüksek fiyatını da marketleri takip ederek öğrebiliyormuşuz. Ama değişmeyen bir şey var, bu yeni ‘piyasa düzeninde’ de bakanlık ve üretici yok. Bu düzende asıl işi ‘tarım ve hayvancılık’ olan bakanlık ne yapabilir ki ? Yurt dışına karışamıyor, marketlere de bir şey yapamıyor. Yurt dışını açıp kapayabileceğine güveniyor. Farkında mıdırlar bilmem ama artık o gücü kullandırmazlar.” dedi.
“Şimdi etin frenini koparttılar”
Türkiye de hayvan sayısı azaldıkça yurt dışı fiyatının artarak daha pahalıya satış yapılacağına değinen Veteriner Hekimler Odası Başkanı Fatih Birdane sözlerine şöyle devam etti: “Artık hayvanı daha pahalı alacağız. Bu durum sadece bizle de ilgili değil, yurt dışında ‘satılık hayvan’ da azalmaktadır. Bir an önce içerideki üreticiyi kurtaracak tedbirleri alacak yapısal düzenlemeyi önce kendi bünyesini değiştirerek sonra da üreticileri düşünerek alması lazımdır. Popülist politikalarla ‘ucuz et, ucuz süt’ demekle olmuyor ? Bunun sonu da yok zaten ‘ucuz araba, benzin, mısır, arpa, elektronik vs’ Bu hedefler söylenirken çok taraftar toplar ve belki de güzel hedeflerdir. Hakikaten vatandaşın yararına ise yurt dışındaki bütün ucuz’ları alalım o zaman. Kim niye 2007 de süt frenine bastı ? Şimdi etin frenini koparttılar? Bunlar ‘spekülasyon’ mu değil mi cevabı bugün ne işe yarar. O cevabı dalga gelmeden vermeliydin. Ticaret veya piyasa dediğin zaten dalgalanacak, sana düşen bu dalgalardan tarım ve hayvancılığı korumaktır. Başka türlü tarım-hayvancılık gelişir mi ? Ürününe, hayvanına destek vermek şimdi ne işe yarayacak, bunlar satılmadıktan sonra.” (Kocatepe)

Bakmadan Geçme