Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt

Bakan Eroğlu ile Özhaseki’yi kınamak mı lazım?

Sezer Küçükkurt 7 Ekim 2015 Çarşamba 03:00:00
  Bir süre önce şehrimizde yaşanan su kesintilerinin ardından Kocatepe Gazetesi’nde yer alan eleştirel yazılar nedeniyle Belediye Başkanı Burhanettin Çoban tarafından “kınanmıştık”!.
Bu kınama olayının ardından derdimizi, meramımızı anlatmaya çalıştık yine bu sütunlarda.
Kimileri bu işi şahsi kin ve gareze dönüştürmemizi, adeta kan davası gütmemizi beklerken, kimileri de bize gaz vermeye çalıştı.
Belediye ile şahsi hesabımız varmış da onun için böyle şeyler yapıyormuşuz gibi hava oluşturmak isteyen densizler de çıkmadı değil.
***
Bizim derdimiz; ekmeğini yediğimiz mesleğimizin hakkını vererek hemşehrilerimizin meramını anlatmak, yedi cedden bağlı olduğumuz memleketimize karşı görevimizi yerine getirmekten başka bir şey değildi oysa…
Neyse!
Bugüne kadar “susuzluk” meselesinde söylenenleri bir yana bırakıyor, Orman ve Su İşleri Bakanı hemşehrimiz Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun dün AK Parti Yerel Yönetimler İstişare Toplantısı’nda söylediği sözlere kulak veriyoruz şimdi.
Özellikle içme suyu konusunda belediye başkanlarını uyaran Bakan Eroğlu belediyelerin en büyük vazifesinin sağlıklı, güzel bir altyapı tesis etmek olduğunu ifade ederek şunları söyledi toplantıda:
“İçme suyu şebekesi tabii ki gelecekteki su ihtiyaçlarının karşılanması. Bu çok önemlidir. Yani bir şehrin susuz kalması asla kabul edilemez. Hatta tek noktadan değil belki bir kaç noktadan şehrin beslenmesi lazım. Hatta yedeği olması lazım. Bunu özellikle sizlerden istirham ediyoruz. Vatandaşın en büyük şikayeti tekrar tekrar sokakların kazılması. Vatandaşın büyük tepkisi var. Bilhassa bazı yerlerde seçimleri bu yüzden kaybettik. Tam seçim sırası kazı yapmış. Vatandaş isyan ediyor. Belediye Başkanı ise, durumu gidip de izah etmiyor. Parça parça tamamlayarak yapmak yerine orayı kazıp, müteahhitin keyfine bırakmamalı. Bilhassa şu mevsimde sizlerden istirhamım kazılar falan varsa onları gerekirse durdurun ya da bir kısmını yapıp ondan sonra diğer kısmı parça parça yapmanızın çok faydalı olacağına ben inanıyorum.” dedi.
Bakan Eroğlu ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Kayseri eski Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin AK Partili yerel yöneticilere benzeri içerikli sözlerini de dün sütunlarımıza almıştık.
***
Peki, kınanmamıza neden olan yazıda Kocatepe’de ne yazılmıştı, onu da bir hatırlayalım:
“Afyonlular “su çilesi” isyanında. Söylenenlere kulak verelim: Eskiden elektrik bile yokken, kendi cazibesiyle gelen Kadınana suyu her mahallede çeşmeden akardı. Kırkpınar’dan, Ortapınar’dan gelen suyu Kalecik’e versek de, Akdeğirmen yok iken, Bayatçık’taki 10 kuyudan, Kışlacık’taki 5 kuyudan Hıdırlık depolarına su basılırdı. Kısmi kesintiler olsa da külli kesinti hiç yaşanmazdı. Hiç bir yerde olmasa, tarihi hamamlarda su akardı. Hadi o sular arsenikliydi diyelim, Erkmen’e yapılan arsenik arıtması Afyon’a yapılamaz mıydı? O suları içmesek de, kullansak olmaz mıydı? Bir Akdeğirmen’e bağlı kalınca işte böyle Kerbela’ya dönüyoruz. Su akmayan beldede Belediye neden var?”
***
Sonrasında yine su kesintileri yaşanmış ve biz de “yine kınanacağız” başlığıyla “mecburen” bir kez daha konuyu gündeme almıştık. O yazıda neler söylemişiz onu da hatırlayalım izninizle:
Sıradan bir Afyonkarahisar vatandaşı olarak ben, DSİ müteahhidini de tanımam, su borusunu patlatan kepçe operatörünü de.
Eğer benim şehrimde su akmıyorsa bunun sorumlusu Belediye’dir. Kontrolünü yapacak, önlemini alacak, önceden vatandaşı uyaracak olan Belediye yönetimidir.
Bizler gidip müteahhidin yakasına yapışacak, kepçe operatöründen hesap soracak değiliz. Ya da şehri iyi yönetsin, eksikleri gidersin diye DSİ Müdürüne oy vermiş de değiliz.
Velev ki, bizim gibi cahiller bunu yanlış anlamış olalım.
İyi de, bugünkü susuzluğun gerekçesi bu olabilir mi? Su tesisatı yapılan, şebekesi yenilenen tek memleket Afyon mu? Asırlardır bu memlekette su akmıyor muydu? Susuzluğun alternatifi yok mu?
Önlemler almak Diyanet İşleri’nin görevi mi?
Biz bile şu cahil halimizle, akılsız kafamızla;
Eski mahalle musluklarından eski kaynak sularının muhtelif yerlerde akıtılmasını, arsenik nedeniyle içilmese bile kullanım için vatandaşa alternatif olarak sunulmasını…
Allah yapısı değil, kul yapısı olan şebekede arıza olunca birkaç tankerle ihtiyaç olan yerlerde su dağıtılmasını, arızaya gafil yakalananlara bir bidon su verilmesini…
Müteahhidin, kepçecinin başına Belediye ekiplerinden bilen/yönlendiren/denetleyen birilerinin verilmesini, şu işin usturubuyla yapılmasının sağlanmasını…
Akdeğirmen Barajı yokken kullanılan kuyulardan çekilen suyun değişik şekillerde vatandaşa ulaşımının sağlanmasını…
Ve bunun gibi önerileri akledebiliyor, düşünebiliyorsak….
Şehrin yöneticileri, okumuş-kültürlü-bilgili-seçilmiş büyüklerimiz neden tepkilerinin dozajını artırmak yerine çözüm önerilerinde bulunmazlar?
***
Biz demişiz ki; “Kasap Ali”; AK Parti kurmayları demişler ki; “Ali Kasap”…
Şimdi bizi kınayanlardan, Bakan Eroğlu ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özhaseki’yi de kınamalarını beklesek haksızlık mı etmiş oluruz?

Eroğlu basını ağırladı

Önceki akşam Orman ve Su İşleri Bakanı hemşehrimiz Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun konuğu olduk diğer basın mensupları ile birlikte.
Bakan Eroğlu seçim çalışmaları kapsamında toplumun değişik kesimleri ile bir araya geliyor. Bu arada basın kuruluşlarının sahip ve yöneticilerini de ihmal etmediler.
Aslında biz, toplantının formatının nasıl olacağını tam bilememekle birlikte toplantı davetini aldığımızda “Söz bize düşerse, şehrimizin içme suyu meselesiyle ilgili birkaç kelam ederiz” diye düşünmüştük. Toplantı öncesinde AK Parti Yerel Yönetimler İstişare Toplantısı” ile ilgili haberleri okuduğumuzda, Bakan Eroğlu ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin sözlerini okuyunca fazla söze gerek kalmadığını gördük. Bizim söylemek istediklerimizi AK Partili kurmaylar zaten biliyorlar ve partililerine anlatıyorlar. “Boşboğazlığın lüzumu yok” diye düşünerek konuşulanları dinlemekle yetindik.

Gazeteci tenkit gözüyle bakmalı

Bakan Eroğlu Afyonkarahisar’a yapılan yatırımların diğer illerde kıskançlık oluşturduğunu belirterek, “Buraya yapılanları gören tüm iller aynından istiyor. Mesela herkes Akarçay istiyor. Şimdi Gümüşhane’ye de yapacağız mesela” dedi. AK Parti olarak Haziran seçimlerinde milletin verdiği mesajı gayet iyi anladıklarını belirten Eroğlu, milletin de istikrar ile tek parti iktidarının önemini bir kez daha anladığını vurguladı. Afyonkarahisar’ı Avrupa’daki şehirlerle yarıştırmak istediklerini belirten Eroğlu, “Bunlar vatandaşa bir lütuf falan değil, Afyon’un hakkıdır” diye de eklemeden geçemedi.
Kendisinin basın sektörü ile yakın ilişkisi olan Bakan Eroğlu gençlik yıllarında Şuhut’ta yaptığı gazetecilikten örnekler verdi. O yıllardaki köşe yazıları sayesinde bugün basın kartı taşıdığının altını çizen Eroğlu’nun “Lise yıllarımda başyazarlığını yaptığım amcamın gazetesinde o zamanın Şuhut Belediye Başkanı Bekir Oynağanlı’yı tenkit yazıları yazmıştım. Gazetecilik tabii tenkit gözüyle bakmayı gerektiriyor” sözlerinin de biz altını çizme gereği duyuyoruz.

Hızlı karar ve kararsızlık

Kendisinin hızlı karar verme özelliğiyle tanındığını anlatan Bakan Eroğlu hızlı kararın bürokrasideki önemine işaret ederek kendisinin sıkça kullandığı bir “mesel”i de aktardı. Kararsızlığın önemini anlatmak isteyen bir filozof bir merkebi aynı oranda hem aç, hem de susuz bırakmış. Ama açlık da, susuzluk da eşit. Sonrasında 5 metre sağına su, 5 metre soluna ot koymuş. Merkep ota mı gitsem, suya mı derken orta yerde açlıktan ve susuzluktan bayılıp gitmiş. Eroğlu, “Ben merkep hikayesinden hep ders alırım ve bakanlık bürokratlarıma da bu hikayeyi hatırlattığımda, en uygun kararı vermelerini sağlarım” dedi.

Dünyanın en büyüğü

Bakan Eroğlu toplantı sırasında OSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yeşilay’dan yeni kurulacak olan bioenerji tesisi ile ilgili bilgiler aldı. Belediye Başkanı Çoban’ın “Dünyanın en büyüğü olacak” vurgusu yaptığı yeni tesis ile ilgili olarak Bekir Yeşilay şu bilgileri aktardı:
8.4 megavat büyüklüğünde küçükbaş ve büyükbaş gübresinden enerji üretecek bir tesis. 33 tavuk ve yumurta üreticisi bir araya gelerek bu yatırımı yapıyoruz. Aslında şimdiye kadar hizmete açacaktık ama bürokrasideki yavaşlık bizi engelledi. Sayın Milletvekillerimiz Sait Açba ve Ali Özkaya ile Sayın Belediye Başkanımızın sayesinde engeller aşıldı. Kısa süre içinde temelini atacağız. Aslında bu tesis için Kayseri başta olmak üzere bir çok il hevesliydi. 13 milyon kanatlı hayvanın birbirine çok yakın yerlerde olması nedeniyle Afyonkarahisar tercih edildi. Belediye’nin Konya yolu üzerindeki Katı Atık tesisi yanında yapılacak olan tesis için Hazine’den arazi satın alındı. Tapuda “ham toprak” olarak geçen bir arazi, kümeslere ortak uzaklıkta olduğu için tercih edildi. 50 ile 100 milyon TL arasında bir yatırım söz konusu.

Sakallar olmaz, saçları keseriz

Toplantının başlangıcında hazır bulunan İGM Başkanı Salih Sel, Bakan Eroğlu’ndan izin isteyerek “Sayın Bakanım spor programına katılmam gerekiyor, onun için müsaadenizi istiyorum” dedi. Bakan Eroğlu “Tabi” dedi ama ardından “Üst lige çıkacak mısınız?” diye de Sel’e sormadan edemedi. Salih Sel, “İnşallah efendim” derken, Eroğlu, “Çıkamazsanız?!” dedi. Başkan Çoban espriyi sürdürerek, Salih Sel adına “Çıkamazsak sakallar gider” dedi. Sel hemen tepki göstererek, ciddi bir şekilde “Sakalları kesmem” cevabını verdi. Birliktir “Başkanım o zaman saçları kesersin” deyince, gür saçlarıyla(!) tanınan Sel, “Tamam saçları keseriz, hatta kazıtırız” yanıtında bulundu. Masada gazeteci çok olunca “Şampiyon olamazsak kafayı kazıtırım” başlıkları sözlü olarak ardı ardına atılıverdi.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER