AYTAM’da Taşpınar’ın geçmişi konuşuldu – Kocatepe Gazetesi

AYTAM’ın Aralık ayı toplantısında Taşpınar Dergisi’nin geçmişinden bugün yeniden yayınlanmasına kadar ki süreç konu edildi. Dergiye emek veren AYTAM üyelerinden Hüseyin Şenşaştımoğlu, düşüncelerini ve Afyonkarahisar’a dair izlenimlerini anlattığı yazılarından örnekler verdi

Dergi Afyonluları biraraya getirdi
Afyon Yerel Tarih Araştırmaları Merkezi’nin (AYTAM) Aralık ayı toplantısı 11 Aralık Cumartesi günü yapıldı. Toplantıda yeniden yayınlanmaya başlanan Taşpınar dergisinin yayınları ve derginin geçmişte hazırlanmasına ciddi katkılar sunanAYTAM üyesi Hüseyin Şenşaştımoğlu yayın hayatıyla ilgili anılarını ve dünden bugüne izlenimlerini anlattı. Arkeolog Ahmet İlaslı da Taşpınar Dergisi hakkında katılımcılara detaylı bilgiler verdi. AYTAM üyelerinden Hasan Özpunar, yeni sayısı ile Taşpınar Dergisi’nin tekrar yayın hayatına atıldığını bundan sonra derginin yayınlarının sürmesini umut ettiğini kaydetti. Hüseyin Şenşaştımoğlu 1960 yılında kendi dönemleri içerisinde başlayan yayın hayatının periyodik olmamakla beraber Taşpınar Dergisi’nin 4 sayı çıktığını söyledi. Dergiyi çıkaranların Ankara’daki Afyonlular Derneği Topluluğu olduğnu kaydeden Şenşaştımoğlu; “Bu dergiyi o zaman dernek başkanı olan ve derginin sorumlusu olan Cemile Turunç hanımefendi çıkarıyordu. Kendisi DDY Genel Müdürlüğü’nde görevliydi. Afyonlular’ın biraraya getirilip toplanmasında, onların bir araya getirilerek bir birlik kurmasında Cemile Hanım’ın ve çevresindeki insanların Veli Sarıtoprak, Osman Attila, İrfan Ünver Nasrattınoğlu gibi bunlar bir grup olarak o zaman Ankara’daki Afyonlular’ı derleyip toparlayıp çalıştırmak amacındalardı. Ankara’da birbirinden habersiz pek çok Afyon’lu var. Bu dergi o zaman için Afyonluları bir araya getirmekte kullanılan bir araç oldu. Bu bakımdan ben bunun her zaman bilinmesini anılmasını istiyorum.” dedi.
Kocatepe ayakta kaldı
Toplantıda kendi döneminde şahsi sorumluluğu ve yönetimi altında çıkan Taşpınar Dergisi’ndeki amaçlarının bilindiğini söyleyen Hüseyin Şenşaştımoğlu, bu amaçların günümüzde ve yakın geçmişte ki geçerliliği üzerine sohbetin daha uygun olacağını ifade etti. Hasan Özpunar, Şenşaştımoğlu’na, 10 yıl ara verildikten sonra Taşpınar Dergisini tekrar yayınlanmaya nasıl cesaret ettiğini sordu. Halkevleri’nin her yerde bir geleceği bulunduğunu belirten Hüseyin Şenşaştımoğlu; “Halkevi’nin benden önceki yönetimi Vali Muavininde idi. Kuruluşundan itibaren bu derneğin yönetimini Vali Muavinleri birbirlerine devir ediyorlardı. Ben bu işlere istekliydim her zaman bir yayın yapmayı düşünüyordum. Dernek yönetimine gelir gelmez arkadaşlara bu konuyu açtım. Gençliğin Sesi isimli gazete de yazı yazıyordum. 1960’lı Yıllarda Taşpınar Dergisi’nden öncedir. Artık gazete yazılarım 1981 yılına kadar devam etmiştir. Afyon’daki gazeteler bir ara birleşmişlerdi. Birlik Gazetesi adı altında 4 gazete birleşmişti. Ben o gazetenin baş yazılarını Birlik adıyla yazdım. Bir süre o şekilde gazetecilik yaptım. Afyon Birlik Gazetesini kuranlar anlaşamadılar. Daha çok ilan gelirlerini paylaşamadılar. Herkes kaçtı kaptıcı bir zihniyetle hareket ettiği için aralarındaki birlik sürmedi. O zaman Kocatepe Gazetesi ilan almıyordu. Yeni çıkmıştı Kocatepe. Kocatepe Gazetesini baskı altında tutma düşüncesi de vardı diğer gazetelerin. Ama Kocatepe Gazetesi dayandı, onlar dağıldı. Birlik dağıldı Kocatepe o günden bugüne hala yayınını sürdürüyor. Demek ki çıkması gereken yayın o imiş.” diye konuştu.
Paris Buz revüsü 21 gün kaldı
Aktif gazetecilik ve yazarlık yaptığı dönemlerde Afyonkarahisar’da çıkan gazetelerde Cop’ta yazıları bulunduğunu anlatan Hüseyin Şenşaştımoğlu, Cop’ta kendi düşüncelerini, iç dünyasını daha iyi anlattığını bunun nedeninin gazete sahibinin gazeteyi kendisine bırakarak uzun süre gitmesi olduğunu söyledi. Cop Gazetesini uzun zaman tek başına çıkardığını bu nedenle burada kaleme aldığı yazıların daha serbest ve kişisel tarzına uygun olduğunu belirten Şenşaştımoğlu; “Kocatepe Gazetesi’nde çok değerli yazılarım olduğunu sanıyorum. Orada bir dizi yazılarım var Uygarlığa doğru diye. Sanıyorum bir ay kadar sürdü. Orada ki yazılarımda Afyon hakkındaki hayallerim, düşüncelerim, görmek istediğim Afyon konusunda önemli bilgiler vardır. Başka konularda da yazılarım var. Ali Çetinkaya Derneği başlığı ile bir yazı kaleme aldım. Amacım Ali Çetinkaya adı altında Afyon’da bir kültür birliğini o dernekte geliştirmekti. Bir öğrenci derneğimiz vardı. Bir de İstanbul’da vardı. Onlara destek oluyorduk. Ankara ve İstanbul’da okuyan gençler sömestr tatiline geldiklerinde bizden yer bulmamızı isterlerdi. Bizde bunu sağlardık. Üniversite gençliğinin bizden istediği yer talebini hep karşıladık. Bizim temel amacımız halkla ilgilenmek, halkın evinden çıkarak toplumsallaşması konusunu gerçekleştirmek. Bu konuda bir çok çalışmalarımız oldu. Bunlardan birisi Zafer Haftası çalışmamızdı. Halkı dışarı çıkarabilmek için çok değişik faaliyetler düşündük. Buz revüsünü getirdik. Panayırlar yapıldı. Halkın ilgisini çekmek için elimizden geleni yaptık. Paris Buz Revüsü o gün için 3 günlüğüne gelmişken tam 21 gün kaldı. Herkes hayretler içinde kaldı 21 gün Paris Revüsünün nasıl kaldığı konusunda. Yeşil Cami karşısında bulunan Sağlık Ocağının olduğu alan boş ve geniş bir araziydi.” şeklinde konuştu. Toplantıda; Hüseyin-Zühre Şenşaştımoğlu, Hasan Özpunar, İsmail Hakkı Nakilcioğlu, İbrahim Küçükkurt, Mustafa Selek, Ahmet İlaslı, Veli Cengiz yer aldılar. (Kocatepe)