'Ayşe Tatile Çıksın'

Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye'nin 1974 yılında Kıbrıs adasındaki Türk toplumunu koruma ve adadaki düzeni sağlama amacıyla gerçekleştirdiği iki aşamalı askeri müdahaledir.

20 Temmuz ve 14 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilen harekât, Kıbrıs sorununda yeni bir dönemi başlatmış ve adadaki Türk ve Rum toplumları arasında kalıcı bir bölünmenin temellerini atmıştır. Türk ordusunun gerçekleştirdiği harekât, Türkiye ile Yunanistan ve Batı dünyası arasında ciddi diplomatik gerilimlere yol açmış, aynı zamanda Kıbrıs’ta bağımsız bir Türk devleti kurulmasına giden sürecin ilk adımı olmuştur.

KIBRIS SORUNUNUN KÖKLERİ VE GERGİNLİĞİN ARTIŞI

Kıbrıs, 1960 yılında Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını kazandıktan sonra, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum toplumlarının birlikte yaşadığı bağımsız bir cumhuriyet olarak kurulmuştu. Ancak adada, özellikle Rum toplumu içinde ENOSİS olarak bilinen ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını öngören bir hareket hızla yayıldı. Bu hareket, iki toplum arasında derin gerginliklere yol açtı ve adada etnik çatışmaların ortaya çıkmasına neden oldu. 1963-1964 yıllarında yaşanan toplumsal gerginlikler, Kıbrıs Türk toplumuna yönelik saldırılarla sonuçlandı. Adadaki bu olaylar, Türkiye ve Yunanistan’ı karşı karşıya getirdi.

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, adada Türk ve Rum toplumları arasında güç paylaşımına dayalı bir yönetim öngörse de, Rum toplumunun liderleri bu yönetimi zamanla tek taraflı olarak değiştirmeye çalıştı. Rum milliyetçi grupların Kıbrıs Türklerine yönelik şiddet eylemleri, adada kalıcı bir barış sağlanmasını zorlaştırdı. Türkiye, bu dönemde garantör ülke sıfatıyla Kıbrıs Türk toplumunun güvenliğini sağlama görevini üstlendi ve BM aracılığıyla adaya gözlemci kuvvetlerin yerleştirilmesini sağladı.

15 TEMMUZ 1974 DARBESİ VE TÜRKİYE’NİN HAREKÂT KARARI

Kıbrıs’ta yaşanan etnik gerginlikler, 15 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Cumhurbaşkanı III. Makarios’a yönelik bir darbeyle zirveye ulaştı. Yunanistan destekli darbe, ENOSİS yanlısı Nikos Sampson’un iktidara gelmesiyle sonuçlandı. Darbe, Kıbrıs Türkleri üzerinde ciddi bir tehdit oluşturdu ve Türkiye için adadaki Türk toplumunun güvenliğini sağlama zorunluluğunu gündeme getirdi. Darbe, aynı zamanda Türkiye’nin Garanti Antlaşması’na dayanarak müdahale hakkını kullanmasına yol açtı.
Türkiye, Kıbrıs’taki gelişmeler üzerine durumu değerlendirmek amacıyla İngiltere ve Yunanistan’a bir müdahale önerisinde bulundu.

Ancak İngiltere ve Yunanistan bu öneriyi reddetti. Türkiye, bu koşullar altında Kıbrıs’taki Türk toplumunun güvenliğini sağlamak ve adada düzeni tesis etmek amacıyla askeri müdahale kararı aldı. 20 Temmuz 1974 tarihinde “Kıbrıs Barış Harekâtı” adı altında başlayan askeri operasyon, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adaya çıkarma yapmasıyla başladı.

BİRİNCİ HAREKÂT: 20 TEMMUZ 1974

20 Temmuz’da başlayan birinci harekât, Türk ordusunun Girne kıyılarına çıkarma yapmasıyla hayata geçti. Harekâtın ilk aşamasında Türkiye, Girne ve Lefkoşa arasında bir bölgeyi kontrol altına alarak, adanın kuzeyinde güvenli bir bölge oluşturdu. Girne’ye yapılan çıkarmayla birlikte, Kıbrıs Türk toplumuna yönelik saldırılara son verildi ve Türk Silahlı Kuvvetleri, adadaki Türk köylerini koruma altına aldı.

Harekâtın başlamasıyla birlikte BM Güvenlik Konseyi ateşkes çağrısında bulundu ve Türkiye, müzakerelere açık olduğunu belirtti. Ancak Kıbrıs’ta çözüme yönelik adımlar sonuçsuz kaldı, gerginlik sona ermedi.

İKİNCİ HAREKÂT: 14 AĞUSTOS 1974

Birinci harekâttan sonra yapılan görüşmelerde uzlaşma sağlanamaması üzerine Türkiye, Kıbrıs’taki Türk toplumunun güvenliği için ikinci bir harekât kararı aldı. 14 Ağustos 1974’te başlayan ikinci harekât, Türk ordusunun adanın kuzey kısmında geniş bir alanı kontrol altına almasıyla sonuçlandı. Bu harekât sonucunda adada bugünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) sınırlarını oluşturan bölge güvenli hale getirildi ve iki toplumun birbirinden ayrılması sağlandı. İkinci harekâtın ardından ateşkes ilan edildi ve BM Güvenlik Konseyi devreye girerek barış görüşmeleri sürecini başlattı.

HAREKÂTIN SONUÇLARI: KIBRIS’TA KALICI BÖLÜNME

Kıbrıs Barış Harekâtı, adada Türk ve Rum toplumları arasında kalıcı bir bölünmeye neden oldu. Kıbrıs’ın kuzeyinde Türkler, güneyinde ise Rumlar yaşamaya başladı. 1983 yılında Kıbrıs Türkleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan ederek bağımsızlıklarını duyurdular. Ancak KKTC bugüne kadar yalnızca Türkiye tarafından tanındı ve uluslararası alanda bağımsız bir devlet olarak kabul görmedi.

Bu bölünme, adanın kuzeyinde bağımsız bir Kıbrıs Türk yönetiminin kurulmasına ve Kıbrıs Rum yönetiminin güneyde egemenlik sağlamasına yol açtı. Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm sağlanamaması, adanın uluslararası alanda bir sorun haline gelmesine neden oldu ve Kıbrıs sorunu, BM aracılığıyla sürdürülen barış müzakereleriyle çözüm aranan bir mesele olarak gündemde kalmaya devam etti.

TÜRKİYE-YUNANİSTAN VE NATO İLİŞKİLERİNDE GERGİNLİK

Kıbrıs Harekâtı, Türkiye ile Yunanistan arasında diplomatik ve askeri bir krize neden oldu. Yunanistan, Kıbrıs’taki askeri harekâta sert tepki gösterdi ve Türkiye ile ilişkiler gerginleşti. Bu gerginlik, iki ülkenin NATO ittifakında müttefik olmalarına rağmen, Batı dünyası tarafından da endişeyle karşılandı. ABD ve Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin harekâtını eleştirerek bazı askeri ve ekonomik yaptırımlar uyguladı.

Harekât sonrasında, Batı dünyası Türkiye'ye yönelik silah ambargoları ve ekonomik kısıtlamalar getirdi. Türkiye, bu süreçte savunma sanayisinde bağımsızlık çalışmalarını hızlandırarak, askeri açıdan kendi kendine yeterli hale gelme hedefini benimsedi. Kıbrıs sorunu, hem Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde hem de Türkiye’nin NATO ve AB ile olan ilişkilerinde kalıcı bir mesele olarak varlığını sürdürdü.

KIBRIS MESELESİNDE DEVAM EDEN ÇÖZÜM ARAYIŞLARI

Bugün Kıbrıs sorunu, BM’nin gözetiminde sürdürülen müzakereler aracılığıyla çözüm aranan bir konu olmaya devam ediyor. Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları arasında yapılan müzakerelerde adanın yeniden birleşmesi ve iki toplumun barış içinde bir arada yaşaması amaçlanıyor. Ancak, bugüne kadar yapılan görüşmelerde kalıcı bir çözüm sağlanamamış durumda.
Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye ve Kıbrıs Türkleri açısından büyük bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin Kıbrıs’taki Türk toplumunu koruma amacıyla gerçekleştirdiği bu harekât, adada barışın sağlanması için atılan önemli bir adım olarak görülürken, uluslararası alanda Kıbrıs sorununun çözümü için yeni bir dönemin kapısını açmıştır.

Bakmadan Geçme