“Avrupa’daki ırkçılığa rağmen Türkiye’yi destekleyeceğiz”
Avrupa Parlamentosu Bulgaristan Temsilcisi Metin Kazak, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde konferans verdi. Kazak, Avrupa’da ırkçılığın artmaya başladığını, bu ortamda Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini desteklemenin zorlaştığını belirtti. Kazak, Avrupa Parlamentosu’nda 4 Türk asıllı milletvekili bulunduğunu ve bu milletvekillerinin Türkiye’nin dostları olduğunu aktardıAfyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş’ın davetlisi olarak Afyonkarahisar’a gelen Avrupa Parlamentosu Bulgaristan Temsilcisi [&hellip]
Avrupa Parlamentosu Bulgaristan Temsilcisi Metin Kazak, Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde konferans verdi.
Kazak, Avrupa’da ırkçılığın artmaya başladığını, bu ortamda Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini desteklemenin zorlaştığını belirtti. Kazak, Avrupa Parlamentosu’nda 4 Türk asıllı milletvekili bulunduğunu ve bu milletvekillerinin Türkiye’nin dostları olduğunu aktardı
Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş’ın davetlisi olarak Afyonkarahisar’a gelen Avrupa Parlamentosu Bulgaristan Temsilcisi Metin Kazak, Avrupa’da ırkçılığın artmaya başladığını belirtti. Kazak, “Türkiye’den kaçak gelen vatandaşlar, Avrupa Birliği ülkelerini biraz rahatsız ediyor. Son dönemde bu tür problemler çok arttı. Romanya ve Bulgaristan vatandaşları Fransa ve İtalya tarafından geri gönderilmişti. Bu da çok büyük tepkiye neden olmuştu. Birtakım ırkçılık havaları geliyor Avrupa’da. Bu atmosferde de Türkiye’nin üyeliğini desteklemek biraz zor. İnanıyorum ki her ne kadar zor olsa bile bu ortak bir amaçtır. Hem Avrupa Birliği, hem Türkiye için çok yararlı olduğuna inanıyoruz” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nda toplam 4 Türk asıllı milletvekili bulunduğunu hatırlatan Kazak, Avrupa’daki ırkçılık eğilimine rağmen Türkiye’nin AB sürecine destek vereceklerini belirtti. Kazak, “Bulgaristan’da iki tane Türk asıllı milletvekili var, bir tane Almanya’da Türk asıllı milletvekilimiz var. Hollanda’da da bir Türk asıllı arkadaşımız var. 4 tane Türk asıllı milletvekiliyiz Avrupa Parlamentosu’nda ama Türkiye’nin en büyük dostuyuz. Elimizden geldiği kadar Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecini destekleyeceğiz” diye konuştu.
Türkiye’nin 2004’ten bu yana Avrupa Birliği adayı olduğunu, 6 yıl içinde AB üyeliği için önemli adımlar attığını aktaran Kazak, 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen Anayasa değişikliği referandumuna da destek verdi. Kazak, “Son olarak Türkiye’de atılan çok önemli adımlar, referandumda Anayasa değişikliği Avrupa Birliği tarafından, Avrupa Parlamentosu tarafından çok pozitif olarak karşılandı. Avrupa Parlamentosu için bu, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunda çok önemli bir adım olduğuna inanıyoruz. Umarız ki Türkiye bu yolda devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Avrupa Parlamentosu Bulgaristan Temsilcisi Metin Kazak, tarihi öneme sahip Afyonkarahisar’da ve Afyon Kocatepe Üniversitesinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ve heyecanı dile getirerek başladığı konuşmasında “Avrupa Parlamentosu Bulgaristan milletvekili olarak ilk defa Afyon’a ziyarette bulunuyorum ve çok duygulandım. Burada çok değerli insanlarla buluştum. Afyon’un tarihi yerlerini gezdim. Bulgaristan’dan buraya göç etmiş arkadaşlarla buluştum. Bu da beni çok duygulandırdı” dedi. Kazak, sözlerine şöyle devam etti: “Biliyorsunuz ki Bulgaristan, 2007 yılından beri bir Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkedir ve yaklaşık 750 milletvekilinden oluşan Avrupa Parlamentosunda 17 Bulgaristan milletvekili bulunmaktadır. Ben de bu 17 Avrupa Parlamentosu milletvekili arasındayım ve Bulgaristan’da Türk asıllı topluluğu temsilen Hak ve Özgürlükler Partisini de temsil ediyorum. Avrupa Parlamentosu ve Türk asıllı bir milletvekili olarak Avrupa Parlamentosunda Karma Parlamento Komisyonundayım. Bu komisyon, her sene ve her ay Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekilleri ve Bakanları ile toplantılar yapıyor. Türkiye’nin AB müzakere sürecini takip ediyoruz. Türkiye ile AB arasındaki hala gündemde olan sorunlara çözüm aramaya çalışıyoruz ve tabiî ki Türk asıllı milletvekilleri olarak elimizden geldiği kadar desteklemeye çalışıyoruz. Biliyorsunuz ki Türkiye, AB’ye aday ülkedir; Türkiye, 2004 yılında AB’ye adaylık statüsünü aldı ve müzakerelere devam ediyor. Tabi bu müzakere sürecinde kolay ve zor olan konular var. Ama en önemlisi, iki tarafın da iyi niyet ve samimiyetle, hala çözülememiş konulara çözüm aramaya devam etmeleri. Türkiye’nin, AB’nin ortak hedefi, Türkiye’nin bir gün AB tam üyeliğine kavuşmasıdır ve bu müzakereler, AB ile bütünleşme sürecinde devam edecektir. Bu programlardan birisi olan 7. Çerçeve Programı kapsamında Türkiye’nin de dahil olduğu tüm Avrupa ülkelerinin üniversitelerine çok önemli boyutta araştırma, inceleme ve eğitim geliştirme imkanı tanınmakta, özel bir öncelik ve önem verilmektedir. Bu çerçeve programı, koordinatör birimi olarak TÜBİTAK önderliğinde üniversiteniz için de önemlidir. Üniversiteniz öğrencilerinin bu imkanlardan yararlanma olanaklarının arttırılması yönünde özel gayret göstermeniz ve maksimum seviyede faydalanmanız sağlanmaktadır. Bu amaçla, Türkiye’de TOBB, TÜBİTAK, KOSGEB önderliğinde Brüksel’de kurulan TURBO Ofisinde öğrencileriniz ve öğretim üyelerinizin gerek staj gerekse araştırma yapabilmesi mümkündür. Bu imkanlardan yararlanmanın üniversitemiz lehine maksimum seviyeye çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Ali Altuntaş ile bu konuyu paylaştım. Bu imkanlar, çok önemli olduğu için sizi Brüksel’e davet ediyorum. TURBO Ofisinde arkadaşlarımla tanıştırmak ve bütün bu projelerden yararlanmanın yollarını beraber bulmaya çalışmak isteriz. Ortak projeler geliştirmenin faydalı olacağını düşünüyorum.”
Türkiye-AB ilişkileri değerlendirildi
Kazak, “Türkiye, tarihsel geçmişi, doğal varlıkları, kültürel zenginlikleri ve insan nüfusu ile önemli bir potansiyele sahiptir. Bu büyük zenginlik AB için de çok büyük kültürel bir zenginlik anlamına gelmektedir. Sahip olduğumuz bu değerler, AB için de bir katma değer oluşturacak niteliktedir. Yeter ki biz bu sahip olduğumuz değerleri, hakkı ile tanıtabilip, insanlık hizmetine zenginlik unsuru olarak sunabilelim. Öğretim üyelerinin ve öğrencilerin, “Erasmus Charter” dediğimiz, finansmanı AB’den sağlanmak üzere proje hazırlama konusuna ve bu konuyu araştırarak, üniversitenizin yaygın bir şekilde bundan yararlanması gerektiğine dikkatinizi çekmek istiyorum. Üniversitenizi AB standartlarına kavuşturmada bu imkanlardan maksimum seviyede yararlanılması gerektiğini belirtmek istiyorum. Bugün ülkenizin içinde bulunduğu başta ekonomik olmak üzere pek çok sorunun temelinde eğitim eksikliğinin yattığına inanıyorum. Unutmayalım ki aklın ve bi-limin olduğu yerde çözüm de mutlaka vardır. Bu nedenle tüm sorunları, akıl ve bilim süzgecinden geçirerek, geçerli çözümler üretmeliyiz. Kuşkusuz ki bu yolda en önemli görev, üniversitelerimize düşmektedir. Tabiî ki bu konuda Avrupa Parlamentosu Bulgaristan milletvekili olarak size birkaç şey söylemek istiyorum. Bulgaristan olarak, AB sürecinde çok uzun yol geçtik. Bu süreç ile ilgili bazı başlıklarda müzakere etmek zorunda kaldık ve 2007 yılında AB üyesi olduk. AB, ortak standartların ve ortak hedeflerin paylaşıldığı bir topluluktur. Zaten AB’nin önemli bir sloganı var ki ‘farklılıklarla beraber birlikte’. Bu benim için çok önemli hedef ve prensiptir. Çünkü bizim için AB’de, hangi ülkeden, hangi ırktan, hangi dinden ya da etnik gruptan olursa olsun bütün insanlar eşit imkanlara sahip olmak durumundadır. Onun için AB kurulmuştur. Bana göre, AB ayrımcılık yapmadan, ta-rihten gelen birtakım fikirler ve bakışları geride bırakarak, ürkiye ile daha zengin, kıymetli ve ileri giden bir ilişki kuracaktır. Ben de o hedefe ulaşmak için Avrupa Parlamentosunda bazı milletvekili arkadaşlarla beraber ‘Türkiye Dostlar Grubu’ adı altında gayri resmi bir grup kurduk. Şimdiye kadar 750 milletvekilinden 70’ini Türkiye Dostları Grubunda topladık. Sık sık görüşüyoruz ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunu-yoruz. Amacımız, bu gayri resmi grup içerisinde, Türkiye-AB sürecinde elimizden geldiğince katkıda bulunmaktır. Tabiî ki zor da oluyor. Bazı ülkelerin başkanları olumsuz mesajlar veriyor Türkiye ile ilgili. Ama bu normal bir şey. Çünkü AB’de çeşitli düşünceler mevcut. Türkiye, AB’ye aday statüsüne ulaşmıştır ve müzakereler başlamıştır. Çalışmalarına her iki taraf iyi niyetle devam etmelidir. Bazı müzakere konuları açık kalacaktır. Ancak bunları takip etmek ve üzerine gitmek gerekir. Türkiye’nin bir gün AB ailesinin bir üyesi olacağına inanıyoruz. Avrupa Parlamentosunda özellikle Türkiye konusuna çok ilgi gösteriyorum. İki ay önce Avrupa Parlamentosunda raporum onaylandı. Ben ayrıca Avrupa Parlamentosunda Dış Ticaret Komisyonu üyesiyim. Arkadaşlarımla beraber hazırladığımız bu rapor, AB ve Türkiye’nin ekonomik ve ticari ilişkileri ile ilgili bir rapordur. Bu raporun çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi. Kazak, Türkiye ile AB arasında bazı sıkıntıların hala devam ettiğini belirttiği konuşmasında, bu sıkıntıların raporda da ifade edildiğini söyleyerek, “Vize meselesi, Türkiye için çok önemli. Dolayısıyla Türk iş adamları, milyonlarca euro’luk yatırım yapsalar bile AB ülkelerine gidebilmek için çok zor koşullarla vize prosedürleri ile karşılaşıyorlar. Tabiî ki bu, bizim için kabul edilmez bir durumdur ve bu raporla çağrıda bulunduk. En kısa zamanda vize konusunda Türk iş adamlarına kolaylık yapılsın isti-yoruz. Sırbistan, Hırvatistan, Makedonya gibi AB’ye aday ülkeler de var. Bunların vize sorunu ortadan kalktı. Türkiye 2004’ten beri AB’ye aday ülke statüsünde olmasına rağmen Türkiye’ye çok zor bir vize rejimi uygulanmaktadır. Bu artık tolere edilmez bir durumdur. O yüzden biz Türkiye Dostlar Grubu olarak bu konuyu sürekli ortaya koyuyoruz ve komisyon tarafından anlayışla karşılanıyoruz. Ama bazı üye ülkeler sıkıntı yaratabiliyorlar. Türkiye için çok önemli bir diğer konu ise, Hindistan, Güney Kore, Çin gibi 3. dünya ülkeleri ile AB ülkeleri için çok önemli serbest ticaret anlaşmaları yapılıyor. Türkiye AB üyesi ülke değil. Ama AB ile Gümrük Birliği beraber olduğu için bu serbest ticaret anlaşmaları Türkiye’de de uygulanmak zorunda kalıyor. Bu anlaşmaya göre, 3. dünya ülkelerinden gelen mallar, hem AB ülkelerine hem de Türkiye’ye gümrüksüz serbest şekilde girebiliyorlar. Ama Türk malları, Türkiye AB üyesi ülke olmadığı için bu 3. dünya ülkelerine giremiyor. Bu da Türkiye’yi zor durumda bırakacak bir durumdur. Çünkü rekabeti ve tabiî ki iki taraf arasındaki ticari ilişkileri zor durumda bırakıyor. Bu konu da raporda yer alıyor. Bu konuyla ilgili hem komisyona hem de Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz. Tarafların oturup, birtakım kolaylıkları ve çözümleri bulmaları gerekir” diye konuştu.
Rektör Altuntaş, teşekkür etti
Konferans sonunda Avrupa Parlamentosu Bulgaristan Temsilcisi Metin Kazak’ın, öğrencilerin sorularını cevaplamasının ardından AKÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş bir konuşma yaparak, Metin Kazak’a teşekkür etti. Rektör Prof. Dr. Altuntaş, konuşmasında “Bildiğiniz gibi biz üniversite olarak, Türkiye’nin AB rüyasını paylaşıyoruz ve bu konuda elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz. Bu kapsamda Sayın Egemen Bağış bu salonda konferans vermişti ve AB konusunda bizi bilgilendirdiler. Biz bunun dışında Avrupa Parlamentosu Bulgaristan Temsilcisi Sayın Metin Kazak’tan rica ettik sizleri bilgilendirmesi için. Bir kez daha AB vurgusu yapmak istedik. Avrupa Parlamentosundan bu konu nasıl görülüyor? Türkiye’nin Perspektifi ne? Bunları sizlerle paylaşmasını istedik. Yoğun programları arasında Afyon’a gelerek, bizleri bilgilendiren Sayın Metin Kazak’a üniversitem ve şahsım adına şükranlarımı sunuyorum. Bu konuda bize desteklerini esirgemeyen Brüksel’de yaşayan Afyonlu İşadamı Ali Aktan Bey’e de teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Konferansa Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntaş, Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Ahmet Ertürk, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Belkıs Özkara’nın yanı sıra Afyonkarahisarlı iş adamları ile öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Konferans, Rektör Prof. Dr. Altuntaş’ın Metin Kazak’a günün anısına plaket ve hediye takdim etmesinin ardından sona erdi.