Atlas Okyanusundan Afyona Uzanan Tünel
Afyonkarahisar'dan Edirne'ye, İskoçya'dan Avusturya'ya kadar birçok yerde zaman zaman gündeme gelen, hatta sosyal medya platformlarında tartışmaları alevlendiren bir iddia, arkeoloji çevrelerinde yeniden dikkat çekmeye başladı. Alman arkeolog Dr. Heinrich Kusch'un ortaya attığı bu sıra dışı iddia, Avrupa ile Türkiye'yi yerin altından birbirine bağlayan gizemli bir tünel ağını konu ediyor.
Bahsi geçen bu tünel ağına dair bilgiler ilk kez 2011 yılında kamuoyunun gündemine gelse de, son günlerde sosyal medya kullanıcıları tarafından tekrar gündeme taşındı.
TARİHİN DERİNLİKLERİNDEN GELEN BİR AĞ: ERDSTALL TÜNELLERİ
Bu tünel ağına dair en kapsamlı iddialar, Dr. Heinrich Kusch’un “Secrets of the Underground Door to an Ancient World” (Antik Dünya’ya Açılan Yeraltı Kapısının Sırları) adlı kitabında yer alıyor. Kusch, kitabında Avrupa kıtasının birçok noktasında bulunan yer altı geçitlerinin ve dar tünellerin aslında devasa bir ağın parçası olduğunu öne sürüyor. Özellikle Almanya, Avusturya, İskoçya, Fransa ve İrlanda’da yoğunlukla rastlanan ve “Erdstall Tünelleri” olarak adlandırılan bu geçitlerin 12 bin yıl öncesine kadar uzandığını iddia eden Kusch’a göre, bu ağ Türkiye’ye kadar ulaşan bir yer altı güzergâhı oluşturuyor.
Kusch, yalnızca Almanya’nın Bavyera bölgesinde 700 metrelik bir bölümünün, Avusturya'nın Steiermark şehrinde ise 350 metrelik kısmının gün yüzüne çıkarıldığını söylüyor. Ona göre, günümüzde keşfedilen bu bölümler buzdağının yalnızca görünen yüzü. Gerçek ağ çok daha büyük ve karmaşık bir yapıya sahip.
AMAÇ NE OLABİLİRDİ?
Uzmanlar arasında da bu tünellerin işlevine dair görüş ayrılıkları bulunuyor. Bazı araştırmacılar, tünellerin o dönemde yırtıcı hayvanlara ya da doğal afetlere karşı korunmak amacıyla inşa edildiğini ileri sürerken, kimileri bu yer altı ağının o dönemdeki insanlar tarafından bir tür ulaşım ya da iletişim yolu olarak kullanıldığını düşünüyor.
Öte yandan bazı arkeologlar ise bu tünellerin 10. ila 13. yüzyıllar arasında, yani Orta Çağ döneminde inşa edildiğini, sanıldığı kadar eski olmadıklarını belirtiyor. Özellikle Almanya, Avusturya, İskoçya gibi ülkelerde bulunan örneklerin büyük bölümünün arkeolojik veri eksikliği nedeniyle net bir tarihleme yapılamadığını, bu nedenle erken dönemlere değil, daha yakın çağlara ait olabileceğini söylüyorlar.
TÜRKİYE’YE UZANIYOR MU? UZMAN YANITLADI
Peki bu tüneller gerçekten Türkiye’ye kadar uzanıyor olabilir mi? Arkeolog Erman Ertuğrul’a göre bu iddialar, bilimsel temelden çok spekülasyon ve tanıtım amaçlı söylemler gibi görünüyor. Konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede Ertuğrul şu ifadeleri kullandı:
“Erdstall Tünelleri’nin Almanya ve Avusturya’daki varlığı inkar edilemez. Fakat bugüne kadar bu yapılarda herhangi bir arkeolojik materyale ulaşılamamış olması, onları tarihlendirmeyi zorlaştırıyor. Bu durum da söz konusu yapıların ne zaman ve ne amaçla yapıldığı konusunda kesin bir bilgi sunmamıza engel oluyor.”
Ertuğrul’a göre, bu tünellerin Türkiye’ye kadar uzandığını gösteren somut bir delil ya da bilimsel makale bulunmuyor. Ayrıca, tünellerin 12 bin yıl öncesine tarihlendirilmesi de birçok açıdan akla yatkın değil. Çünkü bu dönem, henüz insanlığın yerleşik hayata geçmediği ve yapılaşmanın oldukça sınırlı olduğu bir zaman dilimi.
“İddianın ortaya atıldığı tüm yabancı kaynaklara baktığımızda bunların 2011 yılına ait olduğunu görüyoruz. Bu da söz konusu iddianın, Dr. Heinrich Kusch’un kitabının tanıtımı çerçevesinde oluşturulmuş bir medya çalışması olabileceğini düşündürüyor” diyen Ertuğrul, bilimsel veriler olmadan bu tür söylemlerin ancak spekülatif haber değeri taşıyabileceğini vurguladı.
KOMPLO TEORİLERİ SOSYAL MEDYADA YAYILIYOR
Özellikle sosyal medyada tünellerle ilgili çok sayıda spekülasyon dolaşıyor. Kimileri bu yer altı geçitlerinin kadim medeniyetlerin bilinmeyen sırlarını sakladığını, kimileri ise bu yapıların dünya dışı varlıklar veya eski uygarlıklar tarafından yapıldığını öne sürüyor. Hatta bazı paylaşımlarda bu tünellerin Göbeklitepe ve Kapadokya’daki yer altı şehirlerine bağlandığı bile iddia ediliyor.
Ancak uzmanlara göre, bu iddiaların çoğu ciddi bir arkeolojik ya da jeolojik veriye dayanmıyor. Mevcut bilimsel araştırmalar, tünellerin en fazla birkaç yüz metre uzunluğunda olduğunu ve farklı bölgelerde birbirlerinden izole şekilde bulunduklarını gösteriyor.
EFSANE Mİ, GERÇEK Mİ?
İskoçya’dan Türkiye’ye uzandığı öne sürülen bu gizemli tünel ağı, şimdilik arkeolojik bir gerçeklikten çok, hayal gücünü besleyen bir efsane olarak varlığını sürdürüyor. Alman arkeolog Heinrich Kusch’un teorileri ve kitabıyla gündeme gelen bu yapıların gerçek tarihini ve amacını net olarak anlayabilmek için çok daha kapsamlı, disiplinler arası bilimsel araştırmalara ihtiyaç duyuluyor.
O zamana kadar ise bu yer altı geçitleri, hem halk arasında hem de dijital platformlarda merak uyandırmaya ve komplo teorilerinin konusu olmaya devam edecek gibi görünüyor.