Askeri müdahaleye ve başörtü yasağına hayır
Hak ve Özgürlükler Platformunun 26. periyodik açıklamasının konuları Libya’ya yapılacak askeri müdahaleye Türkiye’nin rıza göstermesi, baş örtüsü yasağının kaldırılması oldu Türkiye’nin hakemliği insancılHak ve Özgürlükler Platformu 2 Nisan 2011 Cumartesi günü saat 13.30’da PTT önünde 26. basın açıklamasını gerçekleştirdi. Platform sözcülerinden Av. Murat Uçur, 26’ncı periyodik açıklamayı yaptı. Uçur, BM’nin Libya’ya yönelik aldığı askeri müdahale [&hellip]
Hak ve Özgürlükler Platformunun 26. periyodik açıklamasının konuları Libya’ya yapılacak askeri müdahaleye Türkiye’nin rıza göstermesi, baş örtüsü yasağının kaldırılması oldu
Türkiye’nin hakemliği insancıl
Hak ve Özgürlükler Platformu 2 Nisan 2011 Cumartesi günü saat 13.30’da PTT önünde 26. basın açıklamasını gerçekleştirdi. Platform sözcülerinden Av. Murat Uçur, 26’ncı periyodik açıklamayı yaptı. Uçur, BM’nin Libya’ya yönelik aldığı askeri müdahale kararını Libya’da ki Türkiyeli işadamlarının kayıpları ve yeniden imar olacak Libya’nın üzerinde yatırımcı rolü, taşeron olmaya bırakmanın doğru olup olmadığı tartışmalarına çekerek Libya’da yaşananları bu bağlamda değerlendirmenin insanı ve ahlaki değer olmadığını savundu. Av. Murat Uçur, Fransa’nın; Libya’ya karşı başlattığı gayri ahlaki askeri müdahalesine, BM bünyesinde müdahaleye destek veren ülkelerin dalga dalga katılmasının, Libya’nın geleceği açısından endişe verdiğini belirti. Irak, Afganistan ve Somali örneklerinin hafızalardan silinmeyip, müdahalenin insani amaçlı olup olmadığının dünyaya kamu vicdanında rahatsızlık verecek kadar önemli bir sorun olduğuna işaret eden Uçur; “Türkiye’nin başlatmış olduğu ve halen sürdürme şansını yitirmediği hakemlik rolü daha akılcı, daha ahlaki ve daha insancıldır. Bugün bahsettiğmiz endişeleri merkeze çekerek ülke kamuoyunu müdahaleye hazırlayan kapitalist düşünce ile verilecek kararlar, zararlı bir işin ilk adımını arttırmaktadır. Libya’ya yapılan askeri müdahale zalim diktatör Kaddafi’nin halkına karşı yapmış olduğu müdahaleden daha insani değildir. Bu müdahalede zarara uğrayacak olan Irak ve Afganistan’da olduğu gibi sivil yaşam alanları ve halk olacaktır.” dedi.
Ülke askeri müdahaleye razı olmamalı
Oluşacak savaş bütçesinin, ileride fiili olarak işgal edilecek olan Libya’nın doğal zenginliklerinden elde edilecek ganimet ile karşılanacak olmasının da Libya halkından çalmaktan öte bir anlam taşımadığına dikkat çeken Platform Sözcüsü Av. Murat Uçur, sivil bir inisiyatif olarak, kamuoyu vicdanına seslendirerek bütün dünya emperyalizmine haykırdıklarını açıkladı. Hayatanı kaybeden bir insanın, hayatının geri kalan kısmını yalnız veya engelli olarak geçirmek zorunda kalan bir insanın, hayatına aç ve yoksulluk içinde korku ile giren bir insanın çektiği acının, emperyalist güçlere sadece para ve saltanat vereceğinin altını çizen Uçur; “Bu şekilde gelen özgürlük özgürlük değildir. Emperyalist güçlerin ve taşeronlarının namlusu ile getirilmeye çalışılan özgürlüğün acı olarak tecrübesini yaşadığımız Irak, Afganistan ve Somali örnekleri ile sınırlı kalmasını istiyoruz. Libya halkının yaşam hakkının kutsal, vazgeçilemez ve hiçbir kapitalist düşünceye feda edilemez olduğunu hatırlatıyor, Türkiye devletinin hiçbir şartta uluslararası bir askeri müdahaleye dahil olmasını, destek olmasını ve dahi rıza göstermesini kabul etmediğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” diye konuştu.
Başörtüsü yasağına tepki
Bolu Köroğlu Devlet Hastanesi’nde mesai saatinde hasta muayenesi sırada baş örtülü olduğu için hastaneden ayrılmaya zorlanıp, işinden el çektirilen Dahiliye Uzmanı Dr. Zeliha Asiltürk’ün yeni bir bağnazlık örneği mağduru olduğunu kaydeden Hak ve Özgürlükler Platformu Sözcüsü Av. Murat Uçur, YGS’de bazı sınav yerlerinde öğrencilerin baş örtüsü nedeniyle ayrımcılığa uğradıklarını ileri sürdü. Uçur sözlerini şöyle sürdürdü: “Genel seçimlere çok yaklaştığımız bir zamanda, ‘baş örtülü milletvekili adayı gösterilsin mi, gösterilme-sin mi?’ şeklinde hayret verici bir tartışma yaşanmaktadır. Milletin oylarıyla seçilen ve Milletin Meclisi’nde sırf baş örtülü olduğu için siyaseten linç edilen Milletvekili Merve Safa Kavakçı’ya reva görülen zulmün bugün dahi sona ermediği açıkça görülmektedir. Yeter! Bu zulüm derhal ve istisnasız sona ermelidir. Sırf başörtülü oldukları için insanları okumaktan, çalışmaktan, milleti temsil etmekten yasaklamak, bu ülkeye yakışmamaktadır.” (Kocatepe)