ASIL BEKA MESELESİ; ÇÜRÜME

Son yazımızda “Barış Pınarı Harekatı” sırasında ülkemizde nelerin gözlerden kaçırıldığından bahis açıp örnekler vermiştik. Yazının daha tozu kurumadan yeni eklemeler yapma ihtiyacı doğdu.
***
Haydarpaşa garı, Sultan Abdülaziz döneminde Hicaz Demiryolları projesinin ilk ayağı olan 91 km’lik Haydarpaşa-İzmit arası hattın başlangıcı olarak 2 senede yapılmış 1873 de hizmete açılmış. Alman Mühendis Wilhem Von Pressel’in projesi ile tamamına yakını Türk halkının bağışlarıyla yapımına başlanan bu mega projenin içinde; “2666 adet kagir köprü ve menfez, 7 tane demir köprü, 7 tane gölet, 9 tane tünel, Hayfa, Der’a ve Maan’da 3 fabrika, Kadem’de lokomotif ve vagonların tamiratının yapıldığı büyük bir imalathane inşa edildi. Ve yine; Medine’de 1 tamirhane, Hayfa’da bir iskele, yine büyük bir istasyon, anbarlar, dökümhane, işçilere mahsus binalar, boruhane ve işletme binası vardı. Maan’da bir Otel, Tebük ve Maan’da birer Hastane, Der’a ve Semah’da birer büfe ve çeşitli yerlerde 37 Su Deposu yapıldı.” Gerçekten “Mega Proje” idi. 2013 yılında çıkan büyük yangın ve Hızlı Tren istasyonlarının yapılmına başlanması nedeniyle uzun zamandan beri kullanılmayan Haydarpaşa Gar binası için geçtiğimiz günlerde işletme hakkı için ihaleye çıkıldı. İhaleye 2 firma katılmaya hak kazandı. Ancak ilk başta belediye iştiraklerinin ihaleye katılması yeterli görüldüğü halde sonraki etapta, 3 uyduruk gerekçe ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ihale dışı bırakıldı. TCDD dünyanın en büyük belediyelerinden birisi olarak onbinlerce çalışanı olan İBB ve kuruluşu olan Kültür AŞ.’yi yetersiz bularak, eledi. Sirkeci ve Haydarpaşa Gar ihaleleri düne kadar İBB’de 3.000 TL maaşla çalışan bir kişiye ait 10.000 TL sermayeli kaç ay evvel kurulduğu bile belli olmayan şirkete verildi. İhaleyi alan Hazerfen Danışmanlık şirketinin sahibi Hüseyin Avni Önder’in Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın mütevelli heyetinde olduğu Okçular Vakfı’nın Genel Müdürlüğü’nü yaptığı, AKP döneminde İBB’nin Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden görev yaptığı ve AKP İstanbul Gençlik kolları Başkan yardımcılığı görevlerinde bulunduğu ortaya çıktı. Yani kısacası ihaleyi Bilal Erdoğan’a yakın Hazerfan Danışmanlık şirketi aldı. Buraya kadar olanı herkes duydu herhalde. “Bunda ne var?” diyenlerdenseniz söyleyeyim, herşeyden önce pis kokular var.
***
İhalenin yapıldığı gün, ihaleyi yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın Okçular Vakfı-nı kuran Bilal Erdoğan’la birlikte çekildiği fotoğraflar ortaya çıktı. Bu görüşmede neler konuştukları belli değil mi? İBB ihaleye ilk başvurduğunda Ulaştırma Bakanlığı itirazını açıkça dillendirmişti aslında. 15 gün önce ihaleye girmesi için yeterli görülen İBB son anda haber verilmeden neden elendi? 16 Milyon kişiye hizmet veren devasa şirketlerden bile büyük 90.000 çalışanı olan İBB hangi gerekçeyle açık artırmaya çağrılmadı? İhale başvuru dosyasında Arapça kelimeler yerine Türkçe kelimeler kullanılması bahane olabilir mi?
Sonuçta ihaleden elenen İBB, hukuk yoluna gitti. Bölge İdare Mahkemesine başvurup yürütmenin durdurulması istemiyle iptal davası açtı. İlginç değil mi? Milletin malını kurtarmak için belediye hükümete karşı direniyor. Kimin malı, kime peşkeş çekiliyor? Belediye kimi savunuyor, iktidar kimi? Kim, kimin çıkarı için çalışıyor? Bu sorulara cevap vermeden olayı anlamak zor. Burnuma pis kokular geliyor. İmamoğlu; “İBB’yi ihaleden eleyenlerle seçimi iptal edenler aynı” diyor. Haksız mı? Tamamıyla Yerli ve Milli olan Gar’ın kenti temsil eden seçilmişlere emanet edilmesi kadar doğal ne var?
Şunu unutmayın; İstanbul seçimini iptal ettirdilklerinde 13.000 olan fark, 806.000’e çıktı. Eğer bu zihniyetle devam ederlerse fark en az 3.000.000 olacak. İmamoğlu’nun değişiyle; “Artık, partiye, kişilere, vakıflara, cemaatlere hizmet dönemi bitti. İstanbullulara hizmet dönemi başladı.” Haydarpaşa garı kişilerin, grupların, cemaatlerin, vakıfların değil 16 milyonun malıdır.
Bu yaşananlar AKP’nin siyasi ömrünün de bittiğinin en önemli göstergesidir. AKP’de yaşanan akıl tutulmasını ve kurdukları düzeni açığa çıkaran bir olaydır. 203 ayda 187 kez değişen Devlet İhale Kanunu size bir şey anlatmıyor mu? Adres göstererek hazırlanan şartnameleri, yandaşa, yalakaya verilen ihaleleri ilk kez duymuyoruz. AKP ile birlikte dejenere olduk. Adalet ve eşitlik duygusunu kaybettik. İçimiz çürüdü içimiz. Ancak bu çürümeye artık dur demek gerekiyor. Bu çürüme sadece İstanbul’da mı? AKP’nin hüküm sürdüğü her yerde, tüm Türkiye’de. Afyonkarahisar Belediyesi dahil tüm belediyelerde ve devlet kurumlarında var. Örnek mi?
Son Söz; “Bu memleketin bir beka meselesi varsa o da yolsuzluk ve çürümedir.” Aykut Erdoğdu