Artistik jimnastik istedi güreşçi oldu
Afyonkarahisarlı Milli Güreşçi Sümeyye Sezer, artistik jimnastikçi olmak istediğini, ancak Afyon’da bu sporun alt yapısı olmaması nedeniyle küçükken bir arkadaşının yönlendirmesiyle güreşe başladığını kaydetti Türkiye’nin en başarılı bayan güreşçilerinden birisi olan Sümeyye Sezer, güreşe nasıl başladığını, nelerle karşılaştığını, başarılarını ve hedeflerini Kocatepe Gazetesi Spor Servisi Sorumlusu Ramazan Hüseyin Biçer’e anlattı. Sümeyye Sezer, küçükken çok hiperaktif [&hellip]
Afyonkarahisarlı Milli Güreşçi Sümeyye Sezer, artistik jimnastikçi olmak istediğini, ancak Afyon’da bu sporun alt yapısı olmaması nedeniyle küçükken bir arkadaşının yönlendirmesiyle güreşe başladığını kaydetti
Türkiye’nin en başarılı bayan güreşçilerinden birisi olan Sümeyye Sezer, güreşe nasıl başladığını, nelerle karşılaştığını, başarılarını ve hedeflerini Kocatepe Gazetesi Spor Servisi Sorumlusu Ramazan Hüseyin Biçer’e anlattı. Sümeyye Sezer, küçükken çok hiperaktif olduğunu söyleyerek, “Benim ilk hedefim artistik jimnastikçi olmaktı. Ama Afyon’da bu sporun alt yapısı yoktu” dedi.
Sezer, “2004 yılında ilk defa güreşe başladım. Beden Eğitmi Öğretmenimiz Dilek Erdoğan sayesinde güreşle tanıştım. Ben artistik jimnastikçi olmak istedim ama Afyon’da yoktu. Jimnastiğe gidemedim. İlkokulda da çok hiperaktiftim. Basketbol seçmeleri oldu Dilek hocam beni almadı, iyi oynayamıyordum. Sonra bir arkadaşım geldi ismi Ayşegül’dü ve ‘güreş diye bir şey var gitmek istermisin’ dedi. Ben de anneme geldim, ‘Anne ben güreşe gideceğim’ dedim o da bana ‘Tamam’ git dedi. Güreşin içinde takla falan atıyorlardı bu durum çok hoşuma gitti. Dilek Erdoğan da benimle çok ilgilendi. Babası İsmail Erdoğan da bizleri çok sevdi. Aile gibiydik. Bana çok yetenekli olduğumu söylüyorlardı. Ben de güreşi çok sevdim” dedi.
“Bize kimse sahip çıkmadı”
Sümeyye, Afyon’dan kimseden gerekli desteği görmediklerini ve bu nedenle de Afyon’dan ayrılmak zorunda kaldığını dile getirdi. Sümeyye şöyle konuştu: “Bize Afyon’da kimse sahip çıkmadı. Ne bir eşofman ne bir maddi destek. Hiç kimse yardım etmedi. Ama sağolsun Kayıhan İzmirlioğlu, bize destek çıktı. Maçlara gidiyorduk, maç paramızı Kayıhan İzmirlioğlu çıkartıp veriyordu. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne baskı yapıp bizim için para almaya çalışıyordu. Bayan güreşçi olduğumuz için bizimle kimse ilgilenmedi. Akşam vakti Güreş Eğitim Merkezi’nde antrenman yapmamıza izin veriliyordu. Kimse bizi düşünmüyordu, gece vakti kız başımıza dağın başına eve gitmek zorunda kalıyorduk. Önemsemiyorlardı. Küçük bir salonumuz var. Tepesi akıyordu, heryer ıslaktı. Ama o zor şartlarda Dilek Erdoğan bize antrenman yaptırıyordu. Kayıhan İzmirlioğlu da sponsor oluyordu. Daha sonra benim antrenörüm İsmail Erdoğan kalp krizi geçirdi. Yalova’ya taşındı. Beni de çok seviyordu, torunu gibi ilgileniyordu. Annemle ve babamla konuştu, beni Yalova’ya istedi. Ben Yalova’ya gittim. Burada bana destek çıksalardı gitmek zorunda kalmazdım. Orada Yalova Belediyesi’nde başladım. Yalova Belediyesi’nde de hakkım yendi. Halen daha orada alacağım param var. Kulübe gelen paradan bana da verilmesi gerekiyordu ama vermediler. Bir gazete küpürü buldum ve bana çeşitli ödüllerin verildiği, ev verildiği, maaş bağlandığı yazıyordu ama hiçbirisini yapmadılar. Daha sonra İsmail Erdoğan, kendi kulübünü kurdu. Ben de o kulübe geçtim. 5 yıl Yalova’da kaldım Erdoğon Spor Kulübü adına güreştim”
Yalova’dan Antalya’ya geçti
Uluslararası turnuvalarda dereceler gelmeye başlayınca Sümeyye Sezer, 2012 yılında Antalya Türk Telekom’a geçtiğini söyledi. Sümeyye Sezer, “2007’de Karadeniz Oyunları’nda şampiyon oldum. İlk uluslar arası yarışma olan bu turnuvada şampiyonluk elde ettim. 2008 yılında, Avrupa ikincisi oldum, finalde Rus’a kaybettim. 2008’de Dünya Şampiyonası yarı finalinde o Rus’u yendim ve final oynadım. Dünya ikincisi oldum. Ankara’daki Dünya Şampiyonası’nda 3’üncü oldum. 2010 yılında, Bulgaristan’da Avrupa üçüncüsü oldum. 2011’de Akdeniz Kupası’nda Büyükler’de şampiyon oldum ve en teknik sporcu seçildim. 2012 yılında Akdeniz Kupası’nda ikinci oldum. 2013’te antrenörüm izin verdi ve Antalya Türk Telekom’a geçtim. Serdar Korkusuz’un yanına. Orada da bana Serdar Korkusuz çok destek verdi. Antrenörüm değişti. Erdal Korkut yeni antrenörüm oldu. Erdal Korkut da bize her türlü destek veriyor. Antrenör yönünden hep şanslı oldum. Bütün antrenörlerim çok iyiydi. 2013’te Türk Telekom adına şampiyon oldum. Avrupa Şampiyonası’nda yarı finalde yenildim, çok üzüldüm. 3-5 maçında da kaybettim. Akdeniz Oyunları’nda da son olarak ikincilik elde ettim.”
“Başarımın nedeni kardeşim Reyhan”
Sümeyye Sezer, kardeşi Reyhan’ın hakkının çok yenildiğini ve bu nedenle de daha fazla çalışma ihtiyacı duyduğunu söyledi. “Elde ettiğim başarıların altında Reyhan var” diyen Sümeyye Sezer, artık federasyonun düzelmeye başladığı aktardı. Sümeyye, “Benim bu başarımın bir diğer nedeni de kızkardeşim Reyhan’dır. Ona yapılan haksızlığı hazmedemedim. Ona yapılan yanlışlık sonrası, daha çok çalıştım. Rakiplerimiz de aynıydı. Aynı zamanda rakiptik de. Beni rakiplerim arasında zorlayan kişi ve benim bugünlere gelmemi sağlayan kişi kardeşim Reyhan’dır. 2009’dan sonra kardeşim Milli Takım kamplarına çağırılmadı. Madalya almayan 5’inci olan sporcular bile çağırıldılar ama Reyhan çağırılmadı. Neden çağırılmadı halen daha anlayamıyorum. Bundan sonra inşallah, Hamza Yerlikaya, tüm bu olumsuzlukları giderecek. Bizim ondan beklentimiz bu. Güreşin içinden geliyor kendisi. Bizi anlayan birisi. Haksızlık zamanında kendisine de yapıldı” dedi.
Hedef 2016 Olimpiyatları
2011 yılında felç tehlikesi geçirdiğini dile getiren Sümeyye Sezer, 2016 Olimpiyatları’na Türkiye’yi temsil etmek istediğini kaydetti. Sezer, “Hedefim 2016 Olimpiyatları’na katılmak. 2016’ya çok iyi hazırlanıyorum. 2011 yılını boş geçirdim bir sakatlık yüzünden. Boyun felci tehlikesi yaşadım. 2013’te bomba gibi geri döndüm. İnşallah, 2014 ve sonrası benim senelerim olacak. Öğretmen olacağım. Ben de, yetenekli gençlerin elinden tutacağım. 2020’de yapılacak İstanbul Olimpiyatları’na da katılmayı çok istiyorum. Madalya almak istiyorum” diye konuştu.
“Ata Sporumuz atılan spor olmasın”
Sümeyye Sezer, bayan güreşine önem verilmediğini de dile getirdi. Sümeyye, “Ata sporu atılan spor olmasın” diyerek yöneticilere seslendi. Sümeyye konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bayan güreşine çok fazla önem verilmiyor. Şu an bir erkek olsaydım ben 3-4 bin TL maaş alırdım. Ama çok şükür Türk Telekom bana maaş bağladı. Afyon’da da bu böyle. Afyon’da bir sürü zengin olmasına rağmen, spora hiçbir destek yok. Ama bayan güreşi,ne ilgi yok. Akdeniz Oyunları’nda da bunu gördük. Ancak benim maçımda Mersin halkı salonu hınca hınç doldurdu ve büyük destek verdiler. O kadar çok mutlu oldum ki. Ağlayacak gibi oldum. Bu nedenle de Mersin halkına çok teşekkür ediyorum. Tanımadığım insanlar Sümeyye diye bağırıyorlardı. Ata sporumuz atılan spor olmasın sahip çıkılsın. Maalesef sahip çıkılmuyor.”
“Bayanlara güreş yakıştırılmıyor”
Bayanlara, giydikleri kıyafet nedeniyle güreşin yakıştırılmadığını kaydeden Sümeyye, “Malesef bayanlara güreş yakıştırılmıyor. Bunun da nedeni giydiğimiz kıyafet. Jimnastikçi, yüzücü, voleybolcu ve daha bir çok spor dallarında mücadele eden sporcular bizlerden daha açık giyiniyorlar. Neymiş, örf ve adetlerimize uygun değilmiş. Kimse bana ekmek vermeyecek ileride. Kimse benim çocuğuma çoluğuma bakmayacak. Ben geleceğimi bununla kazanıyorum. Bu benim mesleğim. Güreş yapmaktan da mutuyum. Ben bayrağımızı dalgalandırıyorum. Tüm Türkiye için bunu başarıyorum. Güzel şeyler yaptığıma da inanıyorum. Tüm bayan sporculara destek verilmesini istiyorum. Tüm zenginlerden, tüm devlet yöneticilerinden destek istiyoruz. Ben Afyon adına yarışmak isterdim. Ama sahip çıkılmadı. Benim gibi insalar var. Gülcan Mıngır, Kütahya adına yarışıyor. Bayan sporculara destek verilsin” dedi.
Ayşegül’ü unutmadı
Sümeyye Sezer, kendisini güreşle tanıştıran ilkokul arkadaşı Ayşegül’ü de unutmadı. Sümeyye Sezer, röportajın sonunda kendisini ilk kez güreşle tanıştıran ilkokul arkadaşı Ayşegül’ü de unutmadı. Sümeyye Sezer, roportajını şu sözlerle noktaladı: “Beni güreşe yönlendiren arkadaşım Ayşegül’e teşekkür ediyorum. Annem, babam, kız kardeşlerim, İsmail Erdoğan, Dilek Erdoğan, şimdiki hocalarım Erdal Korkut ve Serdar Korkusuz’a, teşekkür ediyorum. Kendilerini ziyaret ettiğimde benimle yakından ilgilenen Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban’a, Valimiz İrfan Balkanlıoğlu’na da teşekkür ediyorum.” Haber ve Foto: Ramazan Hüseyin Biçer