Arslan: Öğretmenlik örselenmesin, şiddetin çözümü ötelenmesin
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Arslan, öğretmenlik mesleğinin daha fazla örselenmeyip, şiddete çözümün ötelenmemesi gerektiğini söyledi   Eğitim Bir-Sen 1 Numaralı Şube Başkanı Mustafa Arslan, ve beraberindekiler Cumartesi günü 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde merkez PTT önünde eğitimciye şiddete dur demek, seslerini yetkililere duyurmak, çözüm bulma iradesini harekete geçirmek toplandı. 'HÜRMET YERİNİ ŞİDDETE BIRAKTI' Şube [&hellip]
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mustafa Arslan, öğretmenlik mesleğinin daha fazla örselenmeyip, şiddete çözümün ötelenmemesi gerektiğini söyledi
Eğitim Bir-Sen 1 Numaralı Şube Başkanı Mustafa Arslan, ve beraberindekiler Cumartesi günü 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde merkez PTT önünde eğitimciye şiddete dur demek, seslerini yetkililere duyurmak, çözüm bulma iradesini harekete geçirmek toplandı.
“HÜRMET YERİNİ ŞİDDETE BIRAKTI”
Şube Başkanı Mustafa Arslan gündemlerinin net, hedeflerinin tek olduğunu söyleyerek, “Gündemimiz net, hedefimiz tektir. Eğitimciler olarak sesimizin duyulmasını, mesajlarımızın alınmasını, şiddete çözümün artık ertelenmemesini, mesleğimizin daha fazla örselenmemesini istiyoruz. Şiddet, her geçen gün sayı olarak da yoğunluk olarak da artıyor, farklı faillerle yeni kulvarlar buluyor, en uzağında olması gereken yerlere bile giriyor; toplumsal bağlarımızı çözüyor, geleceğimizi karartıyor. Toplumsal değerlerimiz erozyona uğruyor, insana saygı azalıyor, hürmet yerini şiddete bırakıyor. Karakter eğiticisi, ruh işçisi, geleceğimizin mimarı öğretmenlerimiz, ince bir sanatı icra ederken kaba bir muameleye maruz kalıyor.” dedi.
“ASIL KAYBEDİLEN MERHAMET VE VİDCAN”
Yusuf Elitaş’ın,15 Temmuz darbe ve işgal girişiminde hainlerin kurşunlarıyla şehit olduğunu, Şenay Aybüke Yalçın’ın, ömrünün baharında, meslek hayatının başında teröristlerin kurşunuyla katledildiğini belirten Arslan, “Necmeddin Yılmaz öğretmenimiz teröristler tarafından yolu kesilerek katledildi. Ayhan Kökmen öğretmenimizi, kendini bilmez birinin saldırısı sonucu, görevinin başındayken şiddete kurban verdik. Gülhan öğretmenimiz, okul çıkışında sokak ortasında sırtından bıçaklandı. Yücel Düzci öğretmenimiz, okul bahçesinde saldırıya uğrayan öğrencilerini korurken, gözü dönmüş saldırganların şiddetine maruz kaldı. Adına kütüphane yaptırdığımız Necmeddin Kuyucu öğretmenimiz, öğrenci kılıklı birinin bıçaklı saldırısı neticesinde hayatını kaybetti. Aslında kaybettiğimiz, sevgimiz, saygımız, merhametimiz, şefkatimiz, vicdanımız, izanımızdır.” diye konuştu.
“ARTIK ŞİDDET YAYGIN SORUN”
Eğitim-Bir-Sen’in yaptığı araştırmada, son 2 yılın şiddet olaylarının giderek tırmandığını, yaşananların vahim olduğunun göstergesi olduğunu aktaran Arslan, “Eylül 2017’den bugüne resmî eğitim kurumlarında 94 öğretmen ve eğitim çalışanı değişen tür ve düzeyde şiddet içerikli eyleme maruz kalmıştır. Şiddet eylemlerinin yüzde 78’i adli soruşturmaya konu edilmiştir. Bu eylemlerin yüzde 58’inin adli soruşturma ve kovuşturma süreci devam etmektedir. Sadece üç vakada tutuklama kararı verilerek sanıklar tutuklu yargılanmıştır. Sonuçlanan kamu davalarında sadece 5 vakada mahkûmiyet kararı verilmiş, tamamında adli para cezasına hükmedilmiştir. Araştırma bulguları, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin, bireysel eylemler olmaktan çıkıp yaygın bir sorun hâline geldiğini ortaya koymaktadır. Eğitim çalışanlarına yönelen şiddetin genel ve yaygın bir görünüm arz etmesi, psikolojik ve sosyolojik kökenleri olan toplumsal bir sorun hâline geldiğini göstermektedir.” şeklinde konuştu.
“TOPLUM KATMANLARINA SORUMLULUK DÜŞÜYOR”
Şiddeti önleyecek önemli bir aktör olması gereken eğitimcilerin şiddetin mağduru durumuna geldiğini dile getiren Arslan şöyle konuştu:
“Eğitimcinin itibarını daha da artıracak, konumunu güçlendirecek, onu tehlikelere karşı koruyacak tedbirleri artık almak zorundayız. İşte tam da burada meslek kanununa ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğu açığa çıkmaktadır. Eğitimci, şiddete karşı yasal güvenceyle korunan, kendisi bizzat şiddeti önleyen; eğitim ise şiddeti ortadan kaldıran bir enstrüman olmalıdır. Yetkili kişi ve kurumlardan sivil toplum örgütlerine kadar toplumun tüm katmanlarına sorumluluk düşmektedir. Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün eğitim camiası, siyasiler, mülki idareler, aydınlar, gazeteciler, aileler bu konuda büyük bir aile olduğumuz şuuru ve duyarlılığı ile sorumlu davranmalıdır. Herkesi ilgilendiren, herkesin ilgili olduğu bir meselede, toplumsal duyarlılık bilinci ve farkındalık oluşturmak için herkesin yapacağı bir şey mutlaka vardır, olmalıdır.”
“ŞİDDET VE TEHDİTE HAPİS CEZASI VERİLMELİ”
Sendika olarak, şiddet sorununun kaynaklarını kurutacak çözümlerin mutlaka üretilmesi gerekliliğini her fırsatta dile getirmeyi sürdürdüklerini belirten Arslan şunları söyledi:
“2018 Mart ayında şiddete karşı etkili caydırıcılık sağlayacak yasal bir düzenleme yapılması talebiyle Türkiye genelinde eğitim çalışanlarıyla birlikte imza kampanyası başlattık ve 520 bin imza topladık. Toplu sözleşme masasına, Kamu Personeli Danışma Kurulu ve Kurum İdari Kurulu gündemine de taşıdığımız talebimizin özü; eğitim ve öğretim hizmeti sunumu esnasında veya bu hizmetten kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere hapis cezası verilmesidir. Eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve şiddet mağduru personele karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmasıdır.”
“ŞİDDET TOPYEKÛN SEFERBERLİKLE ÖNLENEBİLİR”
Bir tek sebebi ve kaynağı olmayan şiddetin, ancak topyekûn bir duyarlılık ve bilinçle önlenebileceğini kaydeden Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Varlık ve medeniyet iddiamızı sürdürmek istiyorsak, bu seferberliği başlatmaya ve başarmaya mecburuz. Yoksa pırıl pırıl olması gereken kalplerine attığımız karanlık kördüğümlerle hem çocuklarımıza şiddet uygulamış hem de onları şiddete yönlendirmiş olacağız. Şimdiye kadar hayatını kaybeden bütün eğitim çalışanlarına Allah’tan rahmet diliyor, şiddet olaylarını sona erdirecek tedbirlerin bir an evvel alınması, yasal düzenlemelerin ivedi bir şekilde yapılması talebimizi bir defa daha haykırıyoruz: Mesleğimiz daha fazla örselenmesin, şiddete çözüm ötelenmesin.”
>> Burcu AYDIN’ın Haberi