Arslan: Korona aşıları tartışmalı
SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, koronovirüs için üretilen aşıların tartışmalı olduğunu iddia ederek vatandaşın, Bilim Kurulu da dâhil her söyleneni sorgulamadan kabul etmemesi gerektiğini açıkladı   Saadet Partisi (SP) Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan dün öğlen partide düzenlediği basın toplantısında koranavirüse karşı geliştirilen aşı ve elektrik faturalarına yansıtılan zam kalemlerine yönelik görüşlerini açıkladı. [&hellip]
SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, koronovirüs için üretilen aşıların tartışmalı olduğunu iddia ederek vatandaşın, Bilim Kurulu da dâhil her söyleneni sorgulamadan kabul etmemesi gerektiğini açıkladı
Saadet Partisi (SP) Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan dün öğlen partide düzenlediği basın toplantısında koranavirüse karşı geliştirilen aşı ve elektrik faturalarına yansıtılan zam kalemlerine yönelik görüşlerini açıkladı.
“ŞİRKET GİDERLERİ
FATURALARA YANSITILACAK”
SP Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan, kısıtlamalar nedeniyle vatandaşın başta ekonomik olmak üzere her yönden sıkıntı içerisinde olduğunu kaydetti. Arslan, “İktidarın yapması gereken vatandaşına sahip çıkarak, desteklemesidir. Bu destek başka ülkelerden önce kendi vatandaşımıza verilmelidir. Bu destek 3-5 holdinge değil, 83 milyon vatandaşımıza verilmelidir. Ancak görünen o ki; iktidarın önceliği vatandaş değildir. Bunun son örneği elektirik dağıtım tarifesi ve perakende satış tarifesindeki düzenleme tebliğleridir. Basında çıkan haberlere göre Tebliğe göre dağıtım ve tedarik şirketlerinin yıl içinde yapacağı denetim, danışmanlık ve müşavirlik giderleri, dava, mahkeme, avukatlık, icra ve arabuluculuk giderleri, noter harcamaları gibi işletme giderleri yüzde 7 artırılarak fatura hesabına dâhil edilecek. Bu giderlerin dışında şirketlerin yapacağı haberleşme, seyahat ve konaklama harcamaları ile personel yollukları, odalara ödedikleri aidatlar ve büro harcamaları da vatandaşın elektrik faturasına eklenecek.” dedi.
“TAKDİR AZİZ MİLLETİN”
“Biz elektirik faturalarındaki kayıp-kaçak bedeline, TRT payına, bakım-onarım bedeline, sayaç okuma bedeline razı değildik.” diyen Arslan, “Sözünü ettiklerimiz ve bunların vatandaşa yüklenmemesi gerektiğini dile getiriyorken şimdi bir yük daha yüklenecek. Konaklama, seyahat, haberleşme, ilan vs. yani aklınıza gelen ne masrafı varsa vatandaştan alınacak. Keyfi sayılabilecek masrafları bile. Konuştuklarında adaletten ve kul hakkından söz eden, her fırsatta garip-gurebadan söz eden iktidarın bu kararı adil midir? Garip-gurebadan yana mı yoksa zenginden yana mıdır? Bu soruları cevabını aziz milletimizin takdirine bırakıyorum.” diye konuştu.
“İNSANLAR UCUZ DENEK
OLARAK KULLANILMAMALI”
İktidarın vatandaşın ekonomisini düşünmek zorunda olduğu gibi sağlığını da düşünmek zorunda olduğuna değinen Arslan, “Abartılmış bir virüs için alınan sözde tedbirlerin vatandaşın sağlığına daha çok zarar verdiğini göz önünde tutmalıdır. Sürekli pompalanan korku ile insanların aşıya yönlendirilmesine müsaade etmemelidir. Üçüncü faz denemeleri yapılmamış, yan etkileri bilinmeyen, hatta içeriği bile bilinmeyen aşıların yapılmasına müsade etmemelidir. İnsanımızın ‘ucuz denek’ olarak kullanılmasına asla izin vermemelidir. Beğenmezsek geri göndeririz gibi bir basitlik içinde asla bulunmamalı, ortaya çıkabilecek sorunları önceden görebilmeli ve riski en aza indirmelidir.” şeklinde konuştu.
“AŞI ÜRETİCİLERİNİN
SİCİLLERİ TEMİZ DEĞİL”
Aşı üreticisi firmaların geçmişlerine bakmak gerektiğini söyleyen Arslan şu ifadeleri kullandı: “Aşı çalışmalarında adı geçen şirketlerin sicilleri hiç temiz değildir. Yasadışı deneylerle ölüme neden olma, ruhsatsız ilaç satışı, şantaj ve tehditle hakkındaki davayı etkileme gibi birçok konuda hakkında açılan davalar, bu davalardan kaynaklı ödediği milyarlarca dolarlık tazminatlar karşımıza çıkmaktadır. Bu aşı şirketlerinin hepsinin içinde Bill Gates’in ortaklığı mevcuttur. Onun için diyor ki; ‘Uluslararası bir aşı olsun da hangisi olursa olsun fark etmez.’ diyor. Fark etmez tabi hepsi kendi şirketi ister Çin olsun, ister ABD. Bu açıdan bu şirketlerde çalışarak aşıyı icat edenin etnik kimliği de bir anlam ifade etmez. İster Türk olsun ister Alman. Sonuçta Gates’in emirleri altında ve o’nun isteği doğrultusunda bir çalışma yapılacaktır. Aşının uygulanacağı insanın kimliğinin de bir anlamı yoktur. Dünya nüfusunun 500 milyona düşmesi için yakın zamanda Türk’ünde ölmesi gerekecek, Arap’ında, Fransız’ında.”
“AŞI TIBBİ MÜDAHALEDİR
ZORLA YAPILAMAZ”
Aşı hakkında pek çok soru işareti bulunduğunu ifade eden Arslan sözlerini şöyle sürdürdü: “Aşı hakkında pek çok soru işareti varken iktidar aşı olmak istemeyen vatandaşını ne direkt, ne de dolaylı olarak aşıya zorlamamalıdır, zorlayamaz. Sonuçta aşı tıbbi bir müdahaledir ve tıbbi müdahale rızasız yapılamaz. Sağlık Bakanı’nın “vatandaşımızı aşıya zorlamayacağız, ikna edeceğiz” ifadesine açıklık getirmesi gerekmektedir. Aşı olmayanın kamu kaynaklarından yararlanamaması bir ‘ikna’ mıdır? Seyahat hakkının kısıtlanması bir ‘ikna’ mıdır? Netice itibarı ile HES kodu almak mecburi değildir ama kod olmadan kamu binalarına giriş dahi yapılamamaktadır. Söz ettiğiniz ‘ikna’ böyle mi olacaktır?”
“MUHALEFET PARTİLERİ DAYATMALARI KABUL ETMEMELİ”
Tarihe bakıldığında kazanılan tüm zaferlerin güce teslim olmadan, güce karşı direnerek kazanıldığını belirten Arslan şöyle konuştu: “Hangi şart altında olursa olsun baskı ve dayatmalara teslim olmamış, bağımsızlık uğruna gerektiğinde hayatımızı bile feda etmiş bir milletiz. Bugün geldiğimiz noktada Dünya Sağlık Örgütü’nün dayatmalarına da asla müsaade etmemeliyiz. Bu örgütün geçmişi de, icraatları da kirlidir. Burada iktidara düşen görev ne pahasına olursa olsun dayatmalara karşı direnmektir. Saadet Partimiz dâhil tüm muhalefet partilerine düşen görev gereksiz çekişmeleri bir kenara bırakarak bu dayatmaları kabul etmediklerini bildirmektir.”
“VATANDAŞA DÜŞEN SORGULAMAK”
İşin ucunda dünyanın tek merkezden yönetilmesi olduğunu, şu anda gelmek istenilen bir iktidar makamının olmayacağını iddia eden Arslan şunları söyledi: “Vatandaşımıza düşen görev ise Bilim Kurulunun veya Dünya Sağlık Örgütü’nün her söylediğini sorgusuz sualsiz kabul etmeyip sorgulamaktır. Farklı fikirler beyan edenleri düşman görmeden haklı olabilir mi, doğru olabilir mi diyerek dinlemeli, gerçeği bulmak için kafa yormaktır. Unutmayalım ki Siyonizm; Saadet Partiliyi de köle yapmak istiyor, AK Partiliyi de, Cumhuriyet Halk Partiliyi de.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi