• Haberler
  • Genel
  • Arkasında durulmazsa yargı reformu ölü doğar

Arkasında durulmazsa yargı reformu ölü doğar

Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Yargı Reformu Stratejisinin yasalaştığında içeriğinin hayata geçeceğini söyledi. Şahin, 'Yargı Reformu Stratejisinin yasalaşması arkasında yargının durmaması halinde bir anlam ifade etmez. Aksi halde Yargı Reformu Stratejisi ölü doğmuş olur' dedi Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Baro olarak Yargı Reformu Stratejine katkılarını Kocatepe Gazetesi muhabirine detaylarıyla anlattı. Burcu Aydın: Yargı [&hellip]

Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Yargı Reformu Stratejisinin yasalaştığında içeriğinin hayata geçeceğini söyledi. Şahin, “Yargı Reformu Stratejisinin yasalaşması arkasında yargının durmaması halinde bir anlam ifade etmez. Aksi halde Yargı Reformu Stratejisi ölü doğmuş olur” dedi

Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Baro olarak Yargı Reformu Stratejine katkılarını Kocatepe Gazetesi muhabirine detaylarıyla anlattı.
Burcu Aydın: Yargı Reformu Strateji çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Turgay Şahin: Bu Türkiye gündemindeki ilk yargı reformu belgesi değildir. Başka bir deyişle Yargı Reformu olarak belirlenmiş ilk yasama taslağı değildir. Önceden de Türkiye’de birçok Yargı Reformu başlığı altında bu tür düzenlemeler ya da düzenleme girişimleri oldu. Mevcut düzenlemeyi madde madde diğerlerinden ayırt eden ayıran neler olduğuna bakalım. Bir kere hazırlık sürecinden başlamak istiyorum. Daha önceki tüm Yargı Reformları adalet bürokrasisinin inisiyatifiyle ve kendi aralarında kararlaştırdıkları bir çalışma tarzıyla önümüze geldi. Yani Adalet Bakanlığı’nda çalışan ve asıl kadroları hâkim ve savcı olan bürokratlar Türkiye’de yargı işleyişinin iyileştirilmesine dair bir proje hazırladılar. Bunu yasaya dönüştürdüler. Özellikle 2010’dan sonraki tüm yargı reformlarının genel karakteristiği böyleydi. Hatta bir hazırlık çalışmasını ev sahibi olduğumuz için misafir olarak katılma imkânı bulduk. Afyon’da bölgedeki tüm hâkim ve savcıları bir otelin toplantı salonunda bir araya getirmişlerdi. Önce tüm hâkim ve savcılardan yargının sorunlarını listelemeleri istendi. Herkes kafasındaki şeyleri yazdı. Yani problemleri tek tek madde madde not etti. Sonra hiç önem sırasına bakılmaksızın bunlar tek bir listeyle birleştirildi.
Burcu Aydın: Hazırlanan sorun listeleri nasıl ele alındı?
Turgay Şahin: Sonra o oturuma katılan hâkim ve savcılara bu liste verilip önem sırasına göre ilk on sorunu tespit etmeleri talep edildi. Böylece tüm hâkim ve savcıların kendilerince tespit ettiği sorun listesinden önemlileri ayıklanmış oldu. Sonra bu kamuoyuna açıklandı. Bir sonraki aşamada da bunlar meclisten geçti.
Burcu Aydın: Eleştirileriniz oldu mu?
Turgay Şahin: Biz şöyle bir eleştiri yapmıştık; bakın hazırlık sürecinde sadece hâkim ve savcıların bakış açısına müracaat edildi. Yani onların da gördüğü sorunlar olabilir. Ama aslında onlar sorunun bir parçası. Çünkü yargı problemi dediğimiz zaman biz vatandaşın adalete erişim sürecindeki problemleri algılıyoruz. Şimdi burada bir hizmet alan var birde hizmet veren var. Aslında hizmet verenler sorunların bir parçasıdır. Sorunların bir kısmı da oradan kaynaklanıyor. Sadece o sorunun bir parçası olmakla hâkim ve savcılardan yargıya ilişkin sorunları listelemeleri istenildiğinde o zaman vatandaşın gördüğü ama kendi göremedikleri şeyler ıskalanmış oluyordu. Biz dedik ki niye Barolar yok? Niye kimi zaman vatandaşın da görüşüne başvurmuyorsunuz? Niye akademisyenleri çağırmıyorsunuz? Niye ticaret odasının görüşlerine müracaat etmiyorsunuz? Yani evet haklısınız denildi. Ama bir sonraki oturumlarda da yine kendi usullerini hiç bozmadılar. Şuan da Türkiye’nin gündeminde olan Yargı Reformu Strateji belgesi bu kitapta yer alan çözümler öneriler teşhislerin tamamının genel karakteristiği değişmiş durumda.
Burcu Aydın: Strateji Belgesi hazırlanırken sözün ettiğiniz masalarda kimler vardı?
Turgay Şahin: Bu strateji belgesi hazırlanırken masalar halinde Türkiye’de adaletle ilgilenen yani yargı faaliyetleri kendisini ilgilendiren herkes ve her taraf o masaya çağırıldı. YÖK vardı, üniversiteler vardı. Özellikle üniversitelerin hukuk fakülteleri vardı. Ticaret Odaları vardı ve en önemlisi başından itibaren başrolde Türkiye Barolar Birliği ve Barolar vardı. Barolar Birliği bu belgenin hazırlanması için masaya çağırıldığında yerelden de bazı Baroların bu çalışmalara destek verebileceği katkı sağlayabileceğini belirttiler. Türkiye’de o zaman 10 kadar Baro bu çalışmaya katılsın denildi. Çünkü takdir edersiniz ki 80 Baro orada çokta bir şey ifade etmeyecekti. Çünkü biz aşağı yukarı aynı şeyleri söylüyoruz. Üç farklı masa vardı. Bir tanesi eğitim ve stajdı v.s. Bir diğeri avukatlık meslek sorumlarıydı gibi. on kadar Baronun katılması ön görüldüğünde bugüne kadar bu tür çalışmalar hep aktif destek vermiş yani pozitif katkılar sağlamış. Yani gayret göstermiş barolar seçilip bunlardan bir tanesi Afyonkarahisar Barosuydu. Bu konuda bizim ciltlerce katkımız oldu. Yani biz bunların bir kısmını topladık ve bastık.
Burcu Aydın: Geniş bir katılım sağlandığını ve derinlemesine bir inceleme yürütüldüğü söylenebilir mi?
Turgay Şahin: Gerçekten bu güne kadar yargı ve yasama faaliyetlerine verdiğimiz katkılar yazlı olarak verdiğimiz katkılar ciltlerce hacim tutuyor. Ama bu durum bilinmiyor. Afyonkarahisar Barosu fiziksel boyutunun, gücünün ötesinde bir ağırlığı ve etkinliği var. Bizde davet edildik. Bizde gerçekten başından sonuna kadar bu oturumlara katıldık. Bilebildiğimiz kadarıyla test edebildiğimiz kadarıyla sorunları bizde dile getirdik. Orada bu sorunların tespitini sağladık ve şunu gördük ki süreç yani hazırlık süreci samimi. Masanın etrafından gerçekten Yargı Reformu ile ilgilenen herkes var. Artık sadece hâkim ve savcılar yok. Yani hizmet alanlar da tabiri caizse eğitim verenlerde. Çünkü yargı problemlerinin bir kısmı da uygulayıcıların aldığı eğitimden kaynaklanıyor. Dolayısıyla hukuk fakültelerindeki hukuk eğitimini masaya yatırmadan bizim yargı kalitesini artırmamız mümkün değildi. Yani bu anlamda çok geniş bir katılım sağlandığını gördük. Örnek olarak ben birkaç şey zikredeyim bir kere Türkiye Barolar Birliğinin ve Baroların başrolde olduğunu söylemiştim. Anayasa Mahkemesi üyeleri çağırılmıştı. Barolardan bağımsız hukuk dernekleri çağırılmış, hâkimler ve savcılar Teftiş Kurulu Başkanlığı çağırılmış, Yargıtay Daire Başkanlığı üyeleri çağırılmış. Yani onlar da uygulayıcı Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığından temsilciler çağırılmış. Tabi tüm paydaşlar vardı. Yargı faaliyetlerinin bir kısmı da onları ilgilendiriyor, kolluk kuvvetlerini de ilgilendiriyordu. Çok önemli bir özel ceza yargılaması sonra bakın Türkiye Odalar Borsalar Birliği, MÜSİAD, TÜMSİAD gibi kuruluşlar işin ticaret hukuku boyutuyla v.se birçok şeyle ilgililer.
Burcu Aydın: Geçmişten kaynaklı ön yargılardan arınabildiniz mi?
Turgay Şahin: Gazeteciler, yazarlar sadece haber alsın diye değil, basın özgürlüğü ile ya da başka alanlarda ki şikâyetleri dile getirmek için öneriler aktarmak için yer aldılar. Yazarlar, akademisyenler ve siyasetçiler kurumsal değil de şahsi kimliği ile çağırılan kişilerde oldu. Çok geniş bir düzlemde tüm paydaşların mümkünse bütün güçleri ile temsil edildikleri bir platform kuruldu ve çalıştılar. Şimdi biz hazırlık sürecini gördük. Ama yine de endişemiz vardı. Yani çünkü yargı bürokrasisi hâkim ve savcılardan oluştuğu için yani bizim görüşlerimizi alırlar, not ederler ama önümüze belge olarak geldiğinde yine bildiklerini okurlar şeklinde duruma doğrusu bir ön yargı ile bakıyordum. Çünkü bu ön yargılar da temelsiz değildir. Daha önceki uygulamalardan kaynaklı haklı endişelerimizden kaynaklanıyordu. Ama bu belgenin açıklandığı toplantıya davet edildik endişemiz bir kat daha arttı. ‘Neden’ çünkü biz orada bu belgenin meşrulaştırıcı gücü olarak bulunacaktık adeta. Ama içeriğini bilmiyorduk.
Burcu Aydın: Çabalarınız sonucu maksat hâsıl oldu diyebilir misiniz?
Turgay Şahin: Eğer Türkiye’de yargı sürecinin adaletin aleyhine bir belge çıksaydı. Hazırlık sürecindeki samimi gayretlerimiz unutulup yani o kötü belgenin meşrulaştırıcı gücü olarak yandaşı paydaş değil de yandaşı gibi algılanacaktık. Ama Sayın Adalet Bakanını tanıyorduk. Sayın Bakanının samimiyetine bu anlamda güvenmiştik. Nitekim bu belgenin açıklandığı toplantıya gittiğimizde gerçekten okunan her maddeyi takdirle karşıladık. Şunu gördük biz ne konuşmuşsak bu belgeye geçmiş. Yani maksat hâsıl oldu demek mümkündür. Şeffaf ve objektif bir şekilde çalışılarak bu strateji belgesi ortaya konuldu.
Burcu Aydın: Yenilikleri içselleştirme adaptasyon sürecine ilişkin değerlendirmeniz nedir?
Turgay Şahin: Şimdi ilk aşamada bu kadar tepki alınmadı. Çünkü içerik olarak bu süreç yasamaya taşındığında yeni Yargı Yılı açılış töreni gündeme gelmişti. Şimdi takdir edersiniz ki bir yargı reformunun en önemli yani bizim en çok beklenti içinde olduğumuz şeydir. Avukat dışındaki yargı mensuplarıdır. Çünkü onlar bu hizmeti veren konumundadırlar. Eğer yargı reformuyla getirilen yenilikleri içselleştirmemişlerse o reform bir çöpe dönüşür. Daha önce örneklerine rastlamıştık yani devlet, hükümet, Adalet Bakanlığı olağanüstü gayretli bir takım yenilikler getirmişti. Ama yargı bunları uygulamamıştır. Yani özellikle usul yasalarındaki birçok şeyin eski alışkanlıklarla dirençle karşılaşıp uygulanmadığını biliyoruz. Dolayısıyla yargı yılı açılış töreni bu strateji belgesine yüksek yargının da sahip çıkma iradesini göstereceği bir platform olacaktı. Bize Yargıtay Başkanımızla, Barolar Birliği Başkanımızla yaptığımız görüşmelerde bu belgenin orada da deklare edilip, yüksek yargının da bu belgenin arkasında ve takipçisi olduğunun deklare edileceği bir platform olarak en azından gündemin taslağı ulaşmıştı.
Burcu Aydın: Maalesef bir tatsızlık yaşandı. Bu vesile ile bu konuda neler söylersiniz?
Turgay Şahin: İlk defa bir yargı yılı açılışına Barolar Birliği dışında tüm Barolar davet edildi. Daha önce Yargıtay ev sahipliği yapardı hala bu gelenek devam ediyor. Siyasi partiler işte bakanlık onlarda misafir olarak katılırlar Barolar Birliği de Başkan düzeyi ile temsil edilir bir konuşma verilirdi. Danıştay da kamuoyu tarafından bilinen bir tatsızlık oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızla bir tartışma yaşandı. Sonra konuşma süresi kısıtlandığı için Barolar Birliği Başkanı katılmadı. Bir de konuşma metninin istenmesi hakikaten bence nezaketsizceydi. Adeta bir güvensizlik yaşandığından Barolar Birliği Başkanı bugüne kadar doğal olarak katılmamıştı. Ama bu uygulamanın bu sene kalkacağı ve toplantı şeylerinin tamamının Baro Başkanlarının tamamının hatta baro yönetimlerinin tamamının davet edildiğini öğrenince bizde buraya gidelim dedik. Yargı Reformu Strateji Belgesinde güçlü bir iradenin ortaya çıkmasını istedik. Bu belge şuan da bir iyi niyet açıklamasıdır. Şu anda hiçbir hüküm ifade etmiyor. Ancak yasalaştığı zaman bu belge içindeki yenilikler hayata geçecek. Tabii yasalaşması da az önce söylediğim gibi bir anlam ifade etmiyor. Yargı arkasında durmazsa bunu önemsemezse yasamadan sonrada ölü doğma ihtimali var. Bunun örnekleri var. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı

Bakmadan Geçme