• Haberler
  • Gündem
  • Andımız ayrıştırıcı değil, birleştirici – Kocatepe Gazetesi

Andımız ayrıştırıcı değil, birleştirici – Kocatepe Gazetesi

Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Nizamettin Şenol, PTT önünde Cuma namazı öncesi sendika üyeleri ile birlikte 'Andımız' kararı ile ilgili açıklama yaptı.'FELAKET GERÇEĞİNİ HAYKIRMIŞTIK'Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Nizamettin Şenol, Cumhuriyetin ilanının 95. kuruluş yıldönümünün Pazartesi günü kutlanacağını belirtti. Cumhuriyetin ve milli devlet yapısının büyük saldırılarla karşı karşıya kaldığını belirten Şenol, 'Ağır bedeller ödeyerek kurduğumuz ve [&hellip]

Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Nizamettin Şenol, PTT önünde Cuma namazı öncesi sendika üyeleri ile birlikte “Andımız” kararı ile ilgili açıklama yaptı.
“FELAKET GERÇEĞİNİ HAYKIRMIŞTIK”
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Nizamettin Şenol, Cumhuriyetin ilanının 95. kuruluş yıldönümünün Pazartesi günü kutlanacağını belirtti. Cumhuriyetin ve milli devlet yapısının büyük saldırılarla karşı karşıya kaldığını belirten Şenol, “Ağır bedeller ödeyerek kurduğumuz ve bugünlere taşıdığımız devletimizin bu coğrafyadaki varlığı, millet olma özelliğimiz ve etrafında kenetlendiğimiz değerlerimizin korunmasıyla mümkündür. Nitekim daha birkaç yıl önce, adına ‘Çözüm Süreci’ denilen, gerçekte ise çözülüm süreci olan birtakım uygulamalarla milli kimliğimiz yok edilmek istenmiş, bu topraklardan Türk adı silinmeye çalışılmıştır. O dönemde milli değerlerimizin içinin boşaltılmasının, milli kimliğimizin yok edilmesinin, bizleri tek bir millet olarak bir arada tutan değerlerin yağmalanmasının karşısında durmuş, sürecin ülkemizi bir felakete sürüklemekte olduğu gerçeğini haykırmıştık.” dedi.
“ANDIN OKUTULMASININ ÖNÜ AÇILDI”
 “Bu rezaletler zincirinin bir halkası da 1933 yılından beri okullarımızda okutulmakta olan Andımızın kaldırılması olmuştu” diyen Şenol, “Nitekim, yaşadığımız acı tecrübeler sonunda, yanlış yoldan dönüldü ama bu yanlışlar, hendek operasyonlarında 793, Fırat Kalkanı Harekatı’nda 71 ve Zeytin Dalı Harekatı’nda 53 vatan evladının şehadetine mal olurken içimizde de onulmaz ve unutulmaz yaralar açtı. Hatırlanacağı üzere o tarihlerde gerek bireysel gerekse Türk Eğitim-Sen olarak açtığımız davalarla, sözde Çözüm Sürecinin bir parçası olan Andımızın kaldırılmasını, Danıştay nezdinde yargıya taşımıştık. Nitekim Danıştay 8. Dairesi de 24 Nisan 2018 tarihli kararıyla Öğrenci Andını kaldıran işlemi hukuka aykırı bularak, 1933 yılından 2013 yılına dek 80 yıl boyunca okullarımızda okutulan Andımızın yeniden okutulmasının önünü açtı.” diye konuştu.
AYRIŞTIRICI DEĞİL BİRLEŞTİRİCİ
Bir anda Türkiye de kıyamet koparılıp; ne kadar açılımcı, çözülümcü varsa meydanlara fırlayıp, Andımız üzerinden yeniden Türk milli kimliğine karşı saldırıya geçtiğini vurgulayan Şenol, “Bu kesim, içinde yaşattığı devletin kurucu değerleriyle hesaplaşma arzusunu, Öğrenci Andının ırkçı söylemler içerdiği safsatası ile gizleme çabası içine girdi. Hâlbuki Danıştay kararında ‘Metinde yer alan kavram ve ilkeler, Anayasamızda anlamını bulan kavram ve ilkeler olduğu gibi milli eğitim sistemimizin kanun ve yönetmelikte belirlenen temel amaçlarını da ortaya koymaktadır’ Yani yargı kararı dedi ki; Öğrenci Andı ayrıştırıcı değil bilakis Türk milli kimliği oluşturulması açısından birleştirici bir unsurudur. Kaldı ki bu karar, Danıştay’ın Öğrenci Andı konusunda verdiği ilk ve tek karar değildir. 2002 yılından beri Andımızın kaldırılması için açılan pek çok davada Danıştay, Öğrenci Andı’nın kaldırılmaması yönünde görüş bildirmiştir.” şeklinde konuştu.
“TEHLİKELİ AYRIMCILIĞA GİRİŞİLİYOR”
“Biz de soruyoruz, o tek milletin adı yok mu? Neden adını koymuyorsunuz? Kimden çekiniyor, neden gocunuyorsunuz?” sorusunu soran Şenol şöyle konuştu: “Abdurrahim Karakoç’un dediği gibi; ‘Bindirmişler bir gemiye Rotasından haberi yok Korkuyor Türk’üm demeye Atasından haberi yok!’ Ne yazık ki, Türklüğün etnik bir unsur olduğunu iddia edenler, Öğrenci Andı ile Milli Marşımızı karşı karşıya getirerek tehlikeli bir ayrımcılığa girişmektedir. Bilinsin ki Mete Han da bizim, Oğuz Kağan da bizim; Alparslan da bizim, Kılınçarslan da bizim; Abdülhamit de bizim, Atatürk de bizim; Hira Dağı da bizim, Tanrı Dağı da bizim; Milli Marş da bizim, Andımız da bizimdir. Mazisinden, milli ve manevi değerlerinden koparılmış milletler yok olmaya mahkûmdur. Bugün milletimizi köklerinden kopararak tarihini, atasını unutmuş, dostunu d��şmanını bilmeyen, geleceği göremeyen bir toplum yaratma arzusu, bir anda yeniden hortlamıştır. Ne olursa olsun bu girişimler Türk milletinin; Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Millet, Tek Dil, Tek Bayrak ülküsü karşısında yok olmaya mahkûmdur. Türk kimliğini yok etme gayreti içinde, her türlü fitneye başvuranlara inat, biz işte burada bir kez daha haykırıyoruz: Türk’üm, doğruyum, çalışkanım. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun! Ne mutlu Türk’üm diyene!” >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme