Anayasa görüşmelerine Afyon Lokumu mu göndersek?

30 Nisan 2010 Cuma 03:00:00
  Bulunduğumuz dönemin modası diziler haline geldi. Her televizyon kanalında neredeyse 5-10 dizi yayımlanıyor. Bu dizilerin izleyicileri kaçırdıkları bölümleri televizyonlardaki tekrar yayımlardan, kolaj ve özel bölümlerden ya da internetten izleyebiliyorlar. Acaba TRT 3 Anayasa Değişikliği teklifi 1’inci tur görüşmelerini tekrar yayımlar mı? Kolaj ve özel bölümler yapsalar, en güzel kavgaları, en iyi tartışma ve sataşmaları hatta kavga başlangıçlarını bir araya toplasalar olmaz mı?
Bu aralar en büyük zevkim TRT 3’te yani TBMM TV’de yayımlanan ve bizlere ‘hap’ olarak yutturulacak Anayasa Değişikliği görüşmelerinde. Önceki gece 3.45’te 1. Tur Görüşmeleri tamamlandı. Ben hemen dün 2’inci tur görüşmelerini izlerim diye beklerken, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin görüşmelere usul gereği iki gün ara verildiğini açıkladı. Ne yazık ki 48 saat bu heyecan dolu eğlenceden mahrum kalacağız. Niye eğlence diyorum çünkü en entrikalı diziler bile bu görüşmelerin yanında halt etmiş. Kavga, entrika, hile, şiddet, kahkaha, sataşma ve sevgi sözcükleri ne isterseniz var. Hani bir ara Brezilya dizileri modası vardı. İzleyenler fark etmiştir ki bu görüşmeler o dizi-lerden bile zevkli.
Ben yerel gazetelerde yerel konuların yazılmasını savunduğuma göre, Anayasa Değişikliği’nde bizim vekillerimiz bu görüşme-lerde neler yapıyor onları yazayım. Afyonkarahisarlı vekiller arasından en sık gördüğüm Ahmet Koca. Hep güler yüzlülüğü ve eğlenceli sohbetiyle tanıdığımız vekilimiz anladığım kadarıyla genel kurulda da aynı enerji ve eğlenceli yapıya sahip. Hatta bir çok vekil oyunu kutulara attıktan hemen sonra yerine dönerken, bizim güler yüzlü vekilimiz Ahmet Koca oy kullandıktan sonra diğer vekillerle bol bol sohbet ediyor. Yanlış hatırlamıyorsam 18’inci maddenin görüşmeleri esnasında ilk olarak oy pusulasını alarak gördüğüm Milletvekilimiz Koca, kameraların oy kutularına doğru dönmesinden bir kaç dakika sonra kutuların önüne geldi. Yanındaki bir başka vekille sohbet eden Koca, oyunu kutunun içine attıktan sonra önce kutunun içine baktı, sonra da oyunu atan bir başka vekille sohbet etti. Son olarak başkanlık masası önünde duran grup başkan vekillerinden biriyle konuşan Koca, oy kullanan vekiller arasında en uzun süre kamera önünde kalan veki-limiz oldu.
Ahmet Koca’dan sonra en sık gözüme çarpan bir diğer vekilimiz ise 17’inci maddenin görüşmeleri sırasında centilmenliğiyle dikkatimi çeken vekilimiz Halil Aydoğan oldu. Oy kullanmak için oy pusulularını veren görevlilerin önüne gelen milletvekilimiz önce sayın tanıyamadığım ve İzmirli olduğunu düşündüğüm bir bayan milletvekiline sonra da Bakan Cemil Çiçek’e yol verdi. Bu arada hem Bakan Çiçek’le hem de bir başka vekil sohbet ediyordu. O sırada sesler duyulmadığından Vekilimiz Aydoğan ne anlatıyordu bilemiyorum. Ancak ne anlatıyorsa hem kendisi hem de konuştuğu vekiller ve Bakan Çiçek bir hayli gülüyordu.
Anayasa Değişikliği görüşmelerinin en sessiz isimlerinden biri Bakanımız Veysel Eroğlu oldu. Kameralar ne zaman hükümet sıralarına dönse Bakanımız Veysel Eroğlu’nun arka sıralarda ve genellikle bir eli çenesinde oturduğunu görüyorum. Önceki gece usul üzerine yapılan son görüşmelerde o sırada genel kurulda bulunmamasına rağmen hem Bakanlık görevi hem de Anayasa Görüşmeleri’nin Bakan Eroğlu’nu bir hayli yorduğu yüzünden belli oluyor. Bir kaç kez Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’la sohbet ederken gördüğüm Bakanımız Eroğlu ise oy kullanırken ise çevikliğini kullanıyor. Emin olmamakla birlikte 19 ya da 20’inci maddenin görüşmeleri sırasında oy kullanırken gördüğüm Bakan Eroğlu, diğer milletvekili ve bakanların aksine oy kullanılan kutuların yanına kadar gidip kutunun içine atmak yerine, oy pusulasına bir, bir buçuk metre geriden oy zarfını bir basket atar gibi kutunun içine gönderdi. Anayasa görüşmelerinde Halil Ünlütepe vekilimizi hiç göremedim. Zekeriya Arslan’ı ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin sıralarında oturduğu bir oylama sırasında Başbakan’ın iki gerisinde otururken görebildim. Milletvekilimiz Abdülkadir Akcan’ın açıklamasını ise ben izleyemedim. Kendisini de sadece bir kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir kaç sıra ardında otururken görebildim. Sait Açba’yı da genel kurulda hiç görememiş olmama rağmen orada olduğunu biliyorum. Tüm milletvekillerimiz, tüm bakanlar ve hatta Başbakan Erdoğan TBMM’yden acaba Afyonkarahisar’ın sorunları da ilgililere iletiliyor mu diye düşünmeden edemiyor insan. Örneğin havaalanı, otoban ve hızlı tren konularında görüşmeler sırasında ilimiz açısından olumlu görüşmeler, kısa sohbet ve bilgilendirilmeler yapılamaz mıydı? Genel kurul görüşmelerinde en akıllıca hareket edenlerden biri komşumuz Isparta oldu. Gül suyu ve Isparta’ya özgü ya özgü ürünler genel kurula götürülerek aralarda dağıtıldı. Hatta Başbakan Erdoğan bile bir görüşme arasında bu Isparta ürünlerinin tadına bakınca bir çok kanalın ana haberinde hem Isparta’nın hem de ürünlerinin tanıtımı yapıldı. Ayonkara-hisarımız’ın lokumu, kaymaklı ekmek kadayıfı da aslında ikinci tur görüşmelerinde hem tanıtım hem de sorunlarının gündeme getirilmesi için kullanılabilir diye düşünüyorum. Örneğin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay lokum yerken Kültür Merkezi’yle ilgili, kaymaklı kadayıfının tadına bakan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım havaalanı ile ilgili bir gelişmenin müjdesini verebilir. Hiçbir olumlu sonuç doğurmasa da tanıtıma katkı sağlar belki. Her ne kadar görüşmeleri izlerken en çok tartışma ve kavga öncesi sataşma bölümlerini sevsem de TBMM gibi yüce bir kuruma bu görüntüler yakışmıyor. Biz sayın vekillere ilimiz yetkililerinin lokum göndermesinin yararlı olacağını düşünüyorum. Tatlı yer, tatlı konuşurlar belki.