Anayasa değişmeli, Siyasi Partiler Kanunu ıslah edilmeli

Afyonkarahisar Barosu Başkanı Av. Turgay Şahin’den 12 Haziran’da yapılan seçimlerle oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne iki temel konuda hatırlatma:

Afyonkarahisar Barosu Başkanı Avukat Turgay Şahin aylık olağan bilgilendirme toplantısında Anayasa’nın değişmesi ve Siyasi Partiler Kanunu’nun ıslah edilmesi gerektiğini söyledi. Şahin, yapılacak yeni Anayasa’nın Meclis’te 367 sayısı bulunsa bile mutlaka referanduma götürülmesi gerektiğinin altını çizdi
Afyonkarahisar Barosu Başkanı Avukat Turgay Şahin, aylık bilgilendirme toplantısını Afyonkarahisar Barosu’nda yaptı. Konuşmasına Siyasi Partiler Kanunu’nun değiştirilmesi gerektiğini vurgulayarak başlayan Şahin, “Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanununda yapılması gerekli olan değişikliklerin bir türlü yapılamadığı ülkemizde, milletvekili seçilecek adaylar konusunda seçmenin söz sahibi olamadığını ve önün koyan tercihlerle yetinmek zorunda kaldığını görüyoruz. Hiç kuşkusuz ileri demokrasi söyleminin içinde, ön seçimin zorunlu olduğu bir Siyasi Partiler Kanunu yer almalıdır. Yahut, iki turlu dar bölge seçim sistemine geçilerek seçmene gerçek anlamda tercih hakkı sunulmalı, parti yönetimleri sayesinde seçilmiş milletvekilleri yerine gücünü seçmenden alan , milletin gerçek vekillerini meclise gönderebilmeliyiz” dedi.
Türkiye Milletvekilliği düşünülebilir
Türkiye’nin yükselen değer olarak istikrara ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Şahin, “Türkiye Milletvekilliği”nin de tartışılmasını istedi. Şahin, “İstikrar ile temsilde adalet anlayışının arasında kalan ülkemizde, istikrarın tercih edildiğini ve bunu sağlamak için de baraj sisteminin getirildiğini görmekteyiz. Yükselen değer olan ülkemizin bu durumunu koruması ve etkinliğini sürdürmesi için istikrarın devamında yarar olduğu muhakkaktır. Ancak, baraj nedeni ile meclis dışında kalan siyasi partilerin seçmenlerini, derin bir hayal kırıklığı ve ümitsizliğin getireceği radikalliğe itmek istemiyorsak bu seçmenin de tatmininde yarar bulunmaktadır. Belirtilen hususun sağlanması için Türkiye Kontenjanı ayrılabilir ve barajın altında kalsa bile aldığı oy nisbetinde her siyasi partinin bu kontenjandan yararlanması sağlanabilir. Son seçimlerden örnek verilecek olursa, yine misal olarak 100 milletvekili olan belirlenecek Türkiye Kontenjanının 50 si iktidar partisine, 26’sı Ana Muhalefet Partisine, 13’ü diğer muhalefet partisine düştükten sonra kalan 11 milletvekili baraj altında kalan ve meclis dışında bırakılan siyasi partilere dağıtılabilirdi. Böylece en azından bu partilerin genel başkanlarını Meclis’te görme fırsatımız olur ve Meclisimiz milletimizi daha iyi temsil edecek bir konumda olabilirdi” diye konuştu.
YSK’nın yapısı da gündeme gelecek
Yüksek Seçim Kurulu’nun yapısının da değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, “Yüksek yargının, eskiyen ve hantallaşan yapısı; çağın gerisinde kalmış anlayış ve yaklaşımlarının neden olduğu hukuk skandallarını aşağı-yukarı hepimiz biliyoruz. Yeni yapıları ile bu kurumlarımız eski hastalıklarından kurtulmuş mudurlar bunu hep birlikte göreceğiz. Sonucun hayırlı olacağını umuyoruz. Ancak YSK hakkında bir reform yapılamayışının faturasını bu seçimde millet olarak ödediğimizi yaşayarak gördük: Önce yurt dışında yaşayan seçmenlerin, bulundukları yerde oy kullanmalarına onay verilmeyişi, sonrasında bağımsız milletvekili adaylarından bir kısmının adaylığının iptal edilmesi ve neticesinde insanların sokaklara dökülmesi ile YSK bu seçimin de ana gündemi olmayı başardı” yorumunu yaptı.
“Anayasa, hukuki ve siyasi bir metin”
Yeni Anayasa tartışmalarına da değinen Afyonkarahisar Barosu Başkanı Avukat Turgay Şahin, yeni Anayasa yapılırken uzlaşma aranması gerektiğini söyledi. Şahin, şöyle konuştu:
“Artık bir gün daha bile olsa darbe anayasası ile idare edilmenin utancına katlanamayız. Anayasalar, hukuki oldukları kadar siyasi bir metindirler. Bu sebeple anayasa hazırlama sorumluluğu sadece hukukçuların omuzlarında da değildir. Sadece siyasi partilerle uzlaşılmamalı dedik. Sadece hukukçular hazırlamamalı diye ilave ettik. O halde nasıl yapılmalıdır sorusunu şöyle cevaplandırabiliriz: Siyasi partilerin de içinde bulunduğu her teşkilat ile, meslek kuruluşları ve odaları, dernekler, vakıflar, üniversiteler gibi tüm sivil toplum kuruluşları ile, sadece örgütlü topluluklar ile de değil, tüm topluluklar, birliktelikler hatta tek tek tüm fertlerle iletişim kurulacak ve görüşleri alınacaktır.”
367 milletvekili kabul etse bile…
Anayasa hazırlanma sürecinde mutlaka halka danışılması gerektiğinin de altını çizen Şahin, “Bu metinler Meclisimiz’de tartışılarak neticeye varılmalı ve oylama neticesi ne olursa olsun referanduma sunulmalıdır. Yani Meclis’te 367 ve daha çok oy alarak kabul edilse bile mutlaka ama mutlaka referanduma götürülmeli ve bir kez daha, referandum sürecinde konu enine boyuna tartışılmalıdır” dedi. (Kocatepe)