'Anadolu'nun Türk Yurdu Olduğu, Afyonkarahisar'da Bir Kez Daha Kesinleşti'
Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Büyük Taarruz'un 102'nci yıldönümü etkinliklerinde yaptığı konuşmada önemli vurgulara yer verdi
Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Büyük Taarruz’un 102’nci yıldönümü etkinliklerinde yaptığı konuşmada “Afyonkarahisar her karışında amansız bir mücadelenin verildiği, kahraman Türk askerinin azim ve cesaretle düşmana geçit vermeyerek sonunda zaferin kazanıldığı topraklardır. Kocatepe’nin eteklerinde beliren Kalecik ve Zafertepe’ye doğru bakarken hissettiğimiz duygu büyük zaferin gururudur. Ezelden beri hür yaşamış bir millet kendisine vurulmak istenen zincirleri bu topraklarda, Kocatepe’de söküp attı. Aziz milletim tarihi yazgısını bu topraklarda değiştirdi. Afyonkarahisarlı hemşehrilerimiz 26 Ağustos 1922 sabahı sahip olduğu inanç ve kararlılıkla bugünde ülkesinin, vatanının, milletinin yükselişi ve şahlanışı için canla başla çalışmakta ve bu uğurda her türlü gayreti göstererek milli ve manevi değerlerine sahip çıkmaktadır. 26 Ağustos 1922 günü sabaha karşı 5.30 sularında başlayan Büyük Taaruz’un zafere giden yolu Kocatepe’de açıldı ve zaferin ruhu tam 102 yıldır bu topraklarda hiç eksilmedi. Aziz milletimizin ezanı, bayrağı ve namusu için tüm imkanlarını seferber ederek ortaya koyduğu destansı mücadele hemen şu tepenin ardında geleceğe ve yenilmez bir Türkiye’ye dönüştü. Bu toprakları işgal eden emperyalist güçlerin hesap etmedikleri tek şey milletimizin hürriyet ve istiklaline olan bağlılığıydı” dedi.
YARDAN VE SERDEN GEÇTİLER
Milli Mücadele’nin kahramanlarını yâd eden Vali Yiğitbaşı, “Kocatepe’den maziden, atiye canını siper edenlerin zaferi 102 yıl sonra bugün aynı yerde bize 36. Alay, 6. Bölüğün yanı başında büyük bir onur, büyük bir sorumlulukla şehitlerimizi ve ecdadımızı yad etme imkanını verdi. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Yüzbaşı Agah Efendiden, Gördesli Makbule’ye, Kara Fatma’dan, Yörük Ali’ye, Şahinbey’e kadar kadını, erkeği, subayı, askeri, çiftçisi, çobanı, büyüğü, küçüğü herkesin yardan ve serden geçtiği herşeyden önce vatanı vardı. Kocatepe’den iman dolu serhatleriyle akarak düşmanın yolunu kesen kahramanlarımız bugün üzerinde barış ve huzur içinde yaşadığımız toprakları ilmek ilmek inşa ettiler. Anadolu topraklarının milletimize vatan oluşu tarihi 1071 yılında Malazgirt’te başladı. 1071’de Sultan Alparslan ile Selçuklu Devleti doğdu. 1299’da Bilecik’te Osman Gazi ile 1453’te Fatih Sultan Mehmet ile Osmanlı doğdu. Zaferin şehrinde mücadelenin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği büyük mücadelelerle elde edilen zaferle Türkiye Cumhuriyeti doğdu. 1071’de bize mühürlenen bu vatan topraklarında kendisine karşı yapılanlan her meydan okuma da Aziz milletimiz hür iradesi ve vatan aşkıyla aynı istikamette yol aldı. Bin yıl sonra Anadolu’ya yeniden hakim olma hayali kuranlar yalnızca iki hafta sonra kendilerini İzmir’den kalkan gemilere zor attılar. Anadolu’nun ebedi bir Türk yurdu olduğu Afyonkarahisar’da bir kez daha kesinleşmiş oldu” ifadelerini kullandı.
YEDİ DÜVELE KARŞI MÜCADELE
Yiğitbaşı, konuşmasına şöyle devam etti:
“26 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar’da kazandığımız büyük zafer 26 Ağustos 1071’de Ahlat’ta, Malazgirt’te bu toprakları bize vatan kılan bu azmin, bu yürüyüşün bu topraklarda tezahürü bir kez daha tecessür etmiş halidir. Geçmişte pervasız ve hayasız ordular Anadolu topraklarını işgal girişimi yönde bulununca nasıl karşılarında Aziz milletimizin cesur ve fedakar neferlerini bulduysa bugün de gerek sınırlarımızda gerekse sınır ötesinde milletimizin iradesine kasteden tüm bedbaht girişimler aynı neferleri karşılarında buluyor ve bulmalara devam edecektir. Dün olduğu gibi bugün de Türkiye her alanda karşılaştığı mütecaviz unsurlarla aynı azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir. Biz bu topraklarda milli mücadeleyi bin yıllık vatan topraklarımıza ayak basan alçakların yanı sıra onların iplerini elinde tutan yedi düvele karşı da yürüttük. Vatanımızı savunmanın inancı ve azmiyle korkak emperyalist güçleri tarihe gömdük. Bugün de dünya da sırtını sıvazlayan emperyalistlerle işbirliği içinde uluslararası hak ve hukuku, adaleti kendi zulümleriyle işleten işgalcilere karşı mücadelesini yürüten başka Filistin ve Doğu Türkistan gibi halkları ve kutlu direnişlerini selamlıyorum. Bu kutlu günde Büyük Zaferin 102’inci yıldönümünde zafer şehri Afyonkarahisar’da aziz şehitlerimizi sonsuz saygı ve minnetle yad ediyor, bizlere bıraktıkları emanetlere karşı olan mesuliyetlerimizi hiç bir zaman aklımızdan çıkarmayacağımızı sizlerin huzurunda tekrar vurgulamak istiyorum. O günlerde olduğu gibi millet olarak bir aradayız. Geçmişimizden aldığımız cesaretle, kararlılıkla ilerliyoruz. İlerlemeye devam ediyoruz. Vatan uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimiz, başka bu destansı mücadelenin önderi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına Allah’tan rahmet diliyorum.”